Büyük aşklar tek başına yaşanırdı....Ve en büyük hatamız bu, biz çok sevenden kaçıyor, saklanıyor, onu sevmiyorduk, yanımızdayken başkalarını düşünüyorduk. Düşlerimizi ondan saklıyorduk 'en çok seven en çok acıyı almalıydı', bir tarafımız acımasızdı acı veriyordu devamlı.
Deli gözlerinden, hasta bakışlarından, sevmek diyince hemen ardından ölmek diyişinlerinden tanıyorduk onları ve hemen başlıyorduk onu ondan daha az sevmeye, kaçmaya ve kovalanmaya.
Kilitlerini açabilececegimiz kapılar önünde bırakıyorduk onları, ve kilitleri açmıyorduk. İçerdeki durgun göllerimizi görmelerini istemiyordu bizim bencil tarafımız. Onun düş gören tarafı peşimizi bırakmıyor,sevmek diyor ve hemen ardından ölmek diyordu, ve sabrı kalmıyor onun hayattan sıkılmış tarafı her şeyin bir ahı vardır, çıkar diyor ve peşimizi bırakıyordu.
Bir tarafımız hep bunu ögretti bize... O ah çıkıyordu, sevdiklerimiz de bize aynısını yapıyordu, çünkü biz hep bunu benimsedik, Büyük aşklar tek başına yaşanırdı...
Ben senin içindeki o durgun gölde kendimi gördüm, bir tarafımın etkisinden sıyrılmış beni gördüm. Sessiz düşlerini duydum, içinde yaşattığın o kücük çocuğun gördüğü parıltıları gördüm, ve ne zaman bu parıltılar gözümü aldı sana aşık oldum. Ve hiç bir şey görmez oldum. Artık büyük aşklar tek başına yaşanmıyordu benim için...