Gittiler
Tüm gemiler bu limana nasıl sığınıp geldilerse öylece demir alıp gittiler. Sen de gideceğin vakte kadar bekle bakalım.
Kıyılarımda oyalan
eteklerimde dinlen
rüzgârımla seviş
tenimle oynaş ve tüm kemirgenler gibi kanım damarlarımdan çekilip gidene kadar kemir etimi
kemiğimi…
Darılmam.
Ben alıştım artık. Küllerimden yeniden doğmayı hiç istemesem de kaderim bu. Bu işkenceyi defalarca yaşamak. Küçük mutluluklarla yetinirken
her an büyük ayrılıklara hazır olmak.
Oysa gideceğin gün beni de alıp götürmeni isterdim biliyor musun? Veda busesi yerine
ayrılık kolyesi yerine parmağıma bir yüzük
yüzüme bin bir tebessüm takmanı. Ne hayal değil mi sevgilim. Kusura bakma
affet beni hayallerim için. Buna bile hakkım yok değil mi?
Pembe panjurlu bir ev düşlemedim. Sessiz sakin huzurla içinde yaşanacak bir yuva dışında. Akşam eve geldiğinde sofranı hazırlamak ve mutfağında sevgi kokan yemekler dışında bir şeyler hazırlamak istemedim.
Gecenin karanlığında
ay ışığında sevişmekten gibi bir düşüm bile olmadı seninle. Yağmur üstümüze yağsın da sokaklarda sırılsıklam ve çırılçıplak dolaşalım da istemedim. Hoş olurdu yalanım yok. Ama bana yeterdi o yağmur damlalarını çatısındaki kiremitlerde dinlemek tek katlı bir kır evinin.
Olmadı…
Nasıl insanlar apartmanlara mahkûmsa. Nasıl trenler kompartımanlara bölünmüşse
senin için de öyle paramparça. Ben kalbinin bir köşesinde sığınacak yer ararken
sen tüm bedenimi işgal ettin.
Direnemedim.
Sensiz bir hiç olana kadar teslim oldum sana ve şimdi esirinim
kölenim. Seninim…
Biliyorum.
Ne saçlarımın dalgası durdurabilir seni
ne tenimin kokusu
ne de gözlerimin buğusu… Biliyorum bu son sevişmemiz olabilir. Biliyorum bir daha ne sesini duyabilirim
ne de yüzünü görebilirim.
Olsun.
Sen de git bakalım. Yeter ki
gideceğin vakte kadar dudakların dudaklarımda kalsın. Ellerin ellerimde ve başın göğüslerimde.
Peki
git!…
Kal demiyorum sana sevgilim.
Gideceğin vakti yeter ki tenimde bekle…
alıntı
Tüm gemiler bu limana nasıl sığınıp geldilerse öylece demir alıp gittiler. Sen de gideceğin vakte kadar bekle bakalım.
Kıyılarımda oyalan




Darılmam.
Ben alıştım artık. Küllerimden yeniden doğmayı hiç istemesem de kaderim bu. Bu işkenceyi defalarca yaşamak. Küçük mutluluklarla yetinirken

Oysa gideceğin gün beni de alıp götürmeni isterdim biliyor musun? Veda busesi yerine



Pembe panjurlu bir ev düşlemedim. Sessiz sakin huzurla içinde yaşanacak bir yuva dışında. Akşam eve geldiğinde sofranı hazırlamak ve mutfağında sevgi kokan yemekler dışında bir şeyler hazırlamak istemedim.
Gecenin karanlığında

Olmadı…
Nasıl insanlar apartmanlara mahkûmsa. Nasıl trenler kompartımanlara bölünmüşse


Direnemedim.
Sensiz bir hiç olana kadar teslim oldum sana ve şimdi esirinim

Biliyorum.
Ne saçlarımın dalgası durdurabilir seni



Olsun.
Sen de git bakalım. Yeter ki

Peki

Kal demiyorum sana sevgilim.
Gideceğin vakti yeter ki tenimde bekle…
alıntı