Kömen şiirleri
|
[url="http://img480.imageshack.us/img480/552/yalnzlk6kn3jt4rz4.jpg"][/url]
AŞK DERSEM ÇIK AYRILIK DERSEM ÇIKMA !!! Aşk denilen tutku değilmidir sevdiklerimizi içimizde dışımızda, yanımızda yönümüzde aradığımız... Aşk denilen tutku değilmidir sevdiklerimizi görmek, hissetmek, dokunmak istediğimizce düşlerimizde yaşattığımız... Aşk denilen tutku değilmidir, kimileyin mutlandıran, umutlandıran, hüzünlendiren, kor yumağı gibi için için yakan ateş... Aşk denilen tutku değilmidir ölçüsü bilinemyecek ince duygululuğun yarattığı alınganlık... Aşk denilen tutku değilmidir '' AYRILIK DERSEM ÇIKMA'' denildikçe dayanılmaz acılarla kendi,ni gösteren devinim... Aşk denilen tutku değilmidir '' AŞK DERSEM ÇIK'' denildikçe kendini aratan... Aşk ayrılıkta ortaya çıkar ve ayrılığın sonrasıdır asıl aşk eğer gerçekten aşk ise sürdürülen sevda ilişkileri... Geçmişin destansı aşklarını yaratan olgunun özünde ayrılıklar vardır. AŞK BU AYRILIKLARLA ORTAYA ÇIKMIŞTIR.. DAYANABİLENE AŞKOLSUN.... Bu Gün Ben Varmıyım Yokmuyum bu gün moralim küf mavisi tek bir sözcük bile yazmak gelmiyor içimden.. bütün sözcüklerim intihar etmiş... bütün düşüncelerim silinmiş bütün hayallerim ve düşlerim kurşuni bir yokluğun sarmalında hissettiğim yalnız, nabzımın vuruşlarıdır... neydi,kimdi beni bu denli vurup geçen yarın ne olur,neler yaşarım hangi renge bürünür soluksuz kalırım bilemem... artık hiç bir şey umurumda değil... yaşamak mış, ölmek miş... güzel miş çirkin miş.. iyilik miş kötülük müş... soluksuz kal mışım, kalma mışım.. aç mışım tok muşum, umurumda değil hiç bir şey umurumda değil... umurumda değil yaşamın renklerden oluşması bile.. Yarın neler olur, neler yaşarım bilemem, yaşadığım bu depremi, bu çöküntüyü kayda almam gerek gün, ay, yıl ve saat olarak... yazamıyorum işte, sözcükler ölüver miş içimde... kalemi kağıdı da bir yana atiyorum... klavyenin tuşları ise, bir başka bakıyor gözlerime.... titreyen parmaklarıma klavye de şaşkın ve haydi yaz diyor... yazamıyorum... düşünemiyorum... düşleyemiyorum... dilim lal, dilsizlik baskın geliyor üstüme üstüme... heyhat içimdeki dünyayı depremler vurmuş... bitirmiş masmavi dünyamı, için için yakan ateş... bu gün kendimden kaçıyorum bu gün moralim küf mavisi içimden tek bir sözcük bile yazmak gelmiyor.. sanki bütün sözcüklerim intihar etmiş.. İnce sızıdan, dursuz duraksız acıdan öte... başka bir miras bırakılmamış dünyama BU GÜN BEN VARMIYIM, YOKMUYUM BİLEMİYORUM KÖMEN Bu Nasıl Değişimmiş Böyle Son bir kaç yıldır değişim bombardımanı durdu. Belliki ülke ve halk yığınları baştan başa değişti. Adına uygarlaşma denilen zımbırtı bizlere neleri kazandırdı ve neleri kayıp ettirdi irdeleyen çok ama, ya çözüm...? '' Sende herkesi seviyorum. Seninle bütün evreni seviyorum'' diyen birine karşın '' Bana ne herkesten. Bana ne evrenden... Ben kendimden başkasını sevmiyorum...'' kişilerin mukayesesi yapılsa acaba hangisi daha çok çıkar dersiniz? Bir de '' Seni seviyorum tabi ki. Senin yanımda apayrı bir yerin ve özelliğin var..'' şişirmesiyle muhatabından yararlanmanın hesabını yapanların sayısını da yabana atmamak gerekir. Bir şey daha; Yararlanmanın iç hesabı ile sevdiklerini söyleyenler arasında bayanlar mı, erkekler mi daha ağırlıklı Bir şairimiz bakınız neler diyor Bir yanda hakikat olmayan düş Bir yanda bütün hakikat ölmüş Gözlerde çiçek açan bakış yok Durgun suya can veren akış yok İçlerde çoraklanan bu tortu İnsan değil çamurda yoktu Her şey ne kadar çabuk değişti Hem cevhar, hem kabuk değişti '' Sizler bunu okurken düşüne durun, ben ilk paragrafa geri dönüyorum. 20 Yıl içinde onlarca yüzyıllık erdemlerimizi, değerlerimizi, sevgi,aşk,dostluk ve dayanışma anlayışlarımızı nasıl da unutuverdik? Bir başka şairimiz ise şöyle diyor '' Nerede acı meyvemde bu son tatlı dilim Bir duymadığım ses veriyor kendi dilim Kim aynama sürmüş bu sihirbaz sırrını Gösterdiği bir başkasıdır, ben değilim'' Şairlerimizin deyişlerince kendimizi kendimizde göremez olduk. Öyle ki; yabanı, yerlisi, geleni gideni bizleri aldatıyor, kandırıyor... Aslında kendi kendimizi aldatıp, kandırıyoruz. Bu nasıl bir değişimmiş. Ne denli bir oyunmuş bu. Yalanın-dolanın bini bir para... Yaşasın uygarlık (!) KÖMEN Bu Ölüşün Hakkını Çok Görme Bana Gözlerini aç ey gül! Bilirim neler çektiğini... Bir kelebeğin kozasından, Bir gülün tomurcuğundan sıyrılışında Çektiği sessiz acıyı da bilirim... Sürme beni sürgünlere. Yaralanmış yüreğimi deşme ey gül! Nice zamandır incindim, Yandım, piştim sevgi yollarında... Düştüm ardına bir kelebeğin... Beni yeniden sevdalara taşır diye. Sabrımı düşlere, enişlere, yokuşlara böldüm.... Çıkarmıyım diye ak günelere? Sahi çıkarmıyım, gülermiyim Sende mi korkuyorsun Ben gibi sevmekten ey gül.. Bensizlikse yaşamak istediğin, Yüzüme gül, sadece yüzüme gül Beni ancak gülüşün öldürür sevinçten... Böyle ölüşün hakkını çok görme bana, Çok görme ey gül! ! ! KÖMEN Bu Senin Harcın Değil Yüreğim Sarı bir karıncadır, uyku bilmez yüreğim Uyku kolaylığında, sabahları bulan değil Gün batımlarında, başlar onun aydınlığı Gün doğuşlarına dek, uykuya yatan değil Her gece ıssızlığı, onun yeni dünyasıdır Kimileyin isyandadır, kimleyin de değil Uyuması sayrılık, devinirken dem be dem İçinde bir köz yanar, gönül avuntusu değil Parmaklar klavyede, neler toplar bilemem Usum benden ötede, düşlerim bende değil Sevdayı soluklarken, çiçeklenir yer ve gök Bahçeler bende ama, çiçekler benim değil Bu bir alışkanlık mı, aşkı mıdır yüreğimin Arılar toynaklanır, sundukları bal değil Kendine gel yüreğim, düşlere artık dalma Çiçekleri aparmak yakışır harcın değil KÖMEN Bu Sizmisiniz Bu siz misiniz Bana el uzatan, göz olan, duygu ve düş olan... Bu siz misiniz Bana yaprak olan, dal olan.. Ve bukle bukle çiçek demeti, Dünyaya mavi derinlikler katan... Ya bu ışık salkımı dalgar dalgar... Siz misiniz Bunca güzelliklere karşın sizlere ne verebilirim ki, Dost yansımasından ve candan öte...? Gönül su gibidir. Aktığı zemine, dolduğu kaba göre biçimlenir. Kimileyin ulaşılmazlığı yakın kılar Kimileyin kibiri ile kişiyi yapayalnız bırakır... Bir bakarsınız duygularınız gerim gerim gerilir... Zorlar gönül kapılarını da. Akacak zemini, dolacak kabını aratır. Seviyi olduran ızdırap, Işığı değerlendiren karanlıksa eğer Alınları gökyüzüne erişenlerin Topraktır ayaklarını yerden esirgemeyen erk Yaşamın ve duygunun yürek diliyle söylenişidir bu... Sevi düşlerini aydınlatacak ışığın aranışıdır bu. Yar özlemi içinde umudun terleyişi, Devinimin [b]zaman aralığından nota nota dökülüşü Ve hiç olmaktan, sonsuz oluşa giden altın yoldur bu... En seçkin, en uzak, en gerçekçi yol, En yüce Yar'e çıkan yoldur Aymaz gönül tayını dizginleyip En güzel erdemleri yaşamak çabasıdır bu. Bu sevgidir, Bu sevdadır, Bu dostluk, bu vafa ve özveridir. KÖMEN[/b]
Sitenin içinde kendi şiirlerimle sayfa düzenlemesi garip gelen ve yeni üyelerden birisi benim sanıyorum...
Site içinde sadece bir iki bölümde, bir iki arkadaş hariç, kendi şiirlerimiz bölümünde çokça gezindim. Bir çok arkadaşın şiirlerine yapılan yorumlara bakınca, yorum yerine teşekkür butonunu tıklamayı seçtim. Aslında açıkça söylemem gerekirse bir şiir okunduğunda dizelerin kişide uyandırdığı etkileri bir kaç sözcükle yazmayı zor veya zaman kaybı düşünenler, kalıplaşmış bir kaç deyimi yazarak geçmesi geleneği hemen her sitede vardır. Burda tuhafıma gidense bir arkadaşımız bir, iki veya üç şiirini bırakıyor gerisinden gelen yorumlara bakıldığında o sayfalar adeta sohbet odasına dönüşüyor... Oysa sitede sanırım muhabbet bölümü vardır... Aynı muhabbetler orada da yapılabilir. İşte ben gir-geç türü kalıplaşmış deyimleri yazmayı o şiire verilen emeği önemsememek olarak görüyorum. Şimdi diyeceksiniz ki, ESKİ KÖYE YENİ ADET Mİ GETİRİLİYOR.. Kesinlikle hayır... Diyeceğim; emeğe gösterilen saygının gramajını biraz yükseltiniz. Sevgi, saygı ve selamlarımla
Bugün Ayrılık Var
Yak ateş bugün daha derince yak yak ki ben ölem bugün yazgıda ayrılık var Gülme be alev. gülme yüzüme nasıl yaktığını bir bilebilsen inan ki ateşine sen de yanarsın Ayrılığın dağdağası vurdu geçti apansız titredi yer ve gök ben öldüm Derlenmiş sevda harmanında destelere tutam tutam ayrılık yazıldı es be deli rüzgar sen de es savur küllerimi uzaklara ben ölmüşüm varsın izdüşümüm de kalmasın Duyguların karayılgınlığı içinde yürek burkan tınılarla buldum sabahı döküle kaldı şiirlere gözpınarlarım Geceler Ah kara kızıl alevli geceler terk vurgunlu seviler rotasız gemilerde limansız denizlerde artık taşınamaz bir yük oluyor Susan kalem, sararan kağıt her bir çizgisine yaşamın dilsiz, sessiz ve vedasız ateşgözü ayrılıklar yazıldı Yak ateş bugün daha derince yak yak ki ben ölem bugün yazgıda ayrılık var KÖMEN
Burcuburcu (akrostis)
Bin çiçeğin kokusudur kırlardan Ulaşır meltemle yel burcu burcu Rayihası petek petek bal olur Coşturur bülbülü gül burcu burcu Uğruna can feda yol burcu burcu Bahtın sunağıdır dilşad olunan Umuda açılır öz burcu burcu Ramolur dostluğa ışık saçarken Candostum gönülde söz burcu burcu Umudu özlemli köz burcu burcu KÖMEN |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konu ile Alakalı Benzer Konular | |||||
Konular | Yazar | Yorumlar | Okunma | Son Yorum | |
(¯`•._ αѕιρяєηѕєѕ _ .•Â´Â¯) siirleri :) | (¯`•._ αѕιÏÑєη | 59 | 4,606 |
08-15-2011, Saat: 11:23 PM Son Yorum: (¯`•._ αѕιÏÑєη |
|
Emrah ÇETİNKAYA şiirleri | masal_prensi | 3 | 880 |
12-18-2010, Saat: 11:13 PM Son Yorum: masal_prensi |
|
blue_belial Şiirleri | blue_belial | 20 | 2,104 |
11-26-2008, Saat: 08:03 PM Son Yorum: CaNaT |
|
Firari Fırtına ( DnL ) Şiirleri | Firari Fırtına | 80 | 4,657 |
10-06-2008, Saat: 07:37 AM Son Yorum: Firari Fırtına |
|
*Asİ-yÜrEk* Şiirleri 09.18.2008 | *Asİ-yÜrEk* | 12 | 1,312 |
09-23-2008, Saat: 06:31 AM Son Yorum: *Asİ-yÜrEk* |
Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi