O kadar çok sebebi var ki! Peki neler yapılabilir?
Omurga ve bel sağlığını genç yaşlarımızdan itibaren korumamız gerekiyor. Bu konudaki yetersiz bilgilenme, sigara alışkanlığı, duruş ve oturuş bozuklukları, hareketsiz yaşam tarzı gibi nedenlerle oluşan bel ağrıları günlük yaşamı zorlaştırıyor.
Doç. Dr. Serdar Özgen, tüm bel ağrıları içinde yüzde 3-5'inin bel fıtığından kaynaklandığını, yüzde 95'inin sebebinin bel fıtığı olmadığını söyledi.
Omurgamızda belirli bir düzende bulunan ve omurlar arasında yastıkçık görevi yapan disklerin su tutma yeteneği vardır. Bu özellik sayesinde elastik hale gelen diskler tüm vücudun yükünü emerek omurgaya hareket imkanı sağlar. Çocuklarda disk son derece elastiktir. Bu sebeple çocuklarda bel fıtığı olma olasılığı son derece düşüktür. Omurgayı günlük yaşamda kötü kullanmak, geçirilmiş travmalar, aşırı zorlamalar, genetik ve omurganın yapısal faktörleri, yaşlanma, çeşitli çevresel faktörler diskin su tutma özelliğini kaybettirebilir. Diskler, su tutma özelliğini yitirince elastikiyetini, kalitesini ve fonksiyonunu kaybeder. Üstüne binen yükü taşıyamamaya başlar. Bu da MR’da siyahlaşmış hafif taşan bir görünümle ortaya çıkabilir. Bu duruma halk arasında fıtık veya fıtık başlangıcı olarak adlandırılmaktadır.
Aslında bu nitelendirmenin yanlış olduğuna değinen Doç. Dr. Serdar Özgen şöyle konuştu:
“Çünkü biz biliyoruz ki bütün bel ağrıları içinde yüzde 3 ve 5’i gerçek bel fıtığı nedeniyledir. Yüzde 95’inin sebebi bel fıtığı değildir. Sonuç olarak disk, üstüne binen yükü iyi kaldıramadığı zaman omurlar arasındaki diğer dokulara yüklenme olur. İki omur arasındaki hareket ve düzen bozulabilir. Faset eklemleri aşırı yüklenir. Omurganın dizilimi, eğrilikleri değişir. İnstabilite dediğimiz “fizyolojik olmayan oynaklık meydana” gelebilir. İleri durumlarda bel kaymaları da ortaya çıkabilir. Bunlar da bel ağrısına sebep olabilir. Salt bozulmuş, MR’da siyahlaşmış gözüken dejenere disk hastalığı ise yüzde 5-10 arasında cerrahi müdahale gerektirir. Bel fıtığı ise iki omur arasındaki yastıkçık görevi yapan diskin, kendisini sınırlayan ve dışarı çıkmasını engelleyen dokuyu itmesi ve kendisini sınırlayan dokunun olduğu yerden çıkarak bacaklara giden sinirlere bası yapması demektir. Tüm gerçek bel fıtıklarının da sadece yüzde 15’ine cerrahi tedavi gereklidir.”
Yüzmek Omurgayı Hafifletiyor
Su kaldırma gücünden dolayı insanın omurgasını hafifletiyor. Omurganın üzerinde bir baskı oluşmuyor. Bu sayede omurganın çevresindeki tüm destekleyen kaslar ahenkli bir şekilde çalıştırarak rahatlamanız mümkün olabilir. Su aynı zamanda insanların gerginliğini de ortadan kaldırır. Ruhsal stres kas gerginliğini artırarak ağrılara neden oluyor. Bunun için sıcak su kas gerginliğini çözer. Masaj, dingin ortamlar, motivasyon sağlayan her şey kas ağrılarını hafifletirken, ruhsal gerginlik, sıcak soğuk değişimleri, cereyanda kalmak, aşırı kötü kullanmak kas spazmını artırır. Buna maruz kalanlarda genel vücut ve bel ağrıları da artar. Bu tip hastalara kas gevşetici verilmesi gerekir, ağrı kesicilerden yeterince fayda görmez, kas gevşetici, masajdan fayda görür.
Sigara Omurgaya Zarar Veriyor
Omurgadaki disklerin damarı yoktur. Diskler komşu kemikteki maddelerin damar yapısından sızmasıyla beslenir. İçilen sigara bu geçiş işlemini bozduğundan dejenere disk hastalığına sebep olur. Bu nedenle bel ağrısı olanların tüm sağlıklı insanların diskin kalitesini bozmaması için sigarayı kullanmaması öneriliyor. Üstelik sigaranın cerrahi tedavi sonrası kemik kaynamasını engellediği biliniyor. Doç. Dr. Serdar Özgen, dejenere disk hastalığında diskin elastikiyetini kaybetmesi sonucunda, üzerine binen yükü iyi taşıyamadığı için ani yük artışlarında kıkırdak ve jölemsi dokunun hapsolduğu yerden dışarı çıkarak gerçek bel fıtıklarına neden olduğunu söylüyor. Dejenerasyon, yürümeye başladıktan itabaren oluşur. Ancak MR bulgularıyla değerlendirildiğinde 30’lu yaşlardan sonra daha sık görüldüğü bilinmektedir.
Şişmanlarda Omurga Daha Hızlı Yıpranıyor
Uzun boylularda kas yapısının güçlü olmaması, omurganın mekaniği açısından ağrıya neden olabilir. Bu hastalar sadece boyları uzun olduğundan özellikle boyun, sırt, bel kaslarına çok önem vermek zorundadır. Şişmanlarda ise durum daha farklıdır. Çünkü omurgaya binen her kilo, omurga, disk ve bağ dokusunun zamanından önce yıpranmasına neden olur. Şişman hastalar belli bir düzende zayıflatılırken, kaslarının hacim ve gücünün artırılması lazım. Sadece kilo vermek yetmez. Kas yoğunluğunu da artırmak lazım. Şişmanlarda bozulmaya bağlı şikayet görülürken, osteoporoz riski az olur, kemik üstüne binen yükle doğru orantılı olarak güçlenir.
Diskin İçindeki Basınç, Ayaktayken 225 Kat Artıyor
Disk içi basıncı insan yattığı zaman 25, yürüdüğü zaman 100, oturduğu zaman 225 kat oluyor. Bunun için bel ağrıları sıklıkla masa başında çalışanlarda görülüyor. Basıncın ani artışlarında bel fıtığı daha çok oluyor. Bunun için kişilerin aynı pozisyonda 15 dakikadan fazla kalmamasını önerdiklerini belirten Doç. Dr. Serdar Özgen, “Eğer 15 dakikadan fazla aynı pozisyonda kalırsanız şikayetleriniz de, disk içi basıncınız da artar, omurganın taşıma yeteneğinde bozulmalar olur. Ofis çalışanlarının en sıklıkla yapacağı şey, aynı pozisyonda kalmamaktır. Yürüyecekler, hareket edecekler, konum değiştirecekler” dedi.
Neler Yapılmalı?
Ergonomik şartların değiştirilmesi gerekiyor, omurgaya uygun çalışma şartları yaratılmalı.
Otururken kişinin mutlaka sırtını yaslaması gerekiyor.
Bel boşluğuna uygun, çukura girecek küçük yastıklar kullanılmalı.
Otururken sağa sola eğilmeyeceksiniz, eğilirseniz basınç 300-350 ye çıkıyor.
Öne eğilmiş durumda -yüz yıkarken- sağa sola eğilmek yanlış. Çünkü bu hareket disk içi basıncı artırıyor, omurganın balansını bozuyor.
Omurgada eğrilmeler olduğu takdirde, kasılmalar ve dolayısıyla boyun, bel ve sırt ağrıları artıyor.
Sağlıklı beslenme, dinamik yaşam ve düzenli egzersiz unutulmamalı.
Omurga ve bel sağlığını genç yaşlarımızdan itibaren korumamız gerekiyor. Bu konudaki yetersiz bilgilenme, sigara alışkanlığı, duruş ve oturuş bozuklukları, hareketsiz yaşam tarzı gibi nedenlerle oluşan bel ağrıları günlük yaşamı zorlaştırıyor.
Doç. Dr. Serdar Özgen, tüm bel ağrıları içinde yüzde 3-5'inin bel fıtığından kaynaklandığını, yüzde 95'inin sebebinin bel fıtığı olmadığını söyledi.
Omurgamızda belirli bir düzende bulunan ve omurlar arasında yastıkçık görevi yapan disklerin su tutma yeteneği vardır. Bu özellik sayesinde elastik hale gelen diskler tüm vücudun yükünü emerek omurgaya hareket imkanı sağlar. Çocuklarda disk son derece elastiktir. Bu sebeple çocuklarda bel fıtığı olma olasılığı son derece düşüktür. Omurgayı günlük yaşamda kötü kullanmak, geçirilmiş travmalar, aşırı zorlamalar, genetik ve omurganın yapısal faktörleri, yaşlanma, çeşitli çevresel faktörler diskin su tutma özelliğini kaybettirebilir. Diskler, su tutma özelliğini yitirince elastikiyetini, kalitesini ve fonksiyonunu kaybeder. Üstüne binen yükü taşıyamamaya başlar. Bu da MR’da siyahlaşmış hafif taşan bir görünümle ortaya çıkabilir. Bu duruma halk arasında fıtık veya fıtık başlangıcı olarak adlandırılmaktadır.
Aslında bu nitelendirmenin yanlış olduğuna değinen Doç. Dr. Serdar Özgen şöyle konuştu:
“Çünkü biz biliyoruz ki bütün bel ağrıları içinde yüzde 3 ve 5’i gerçek bel fıtığı nedeniyledir. Yüzde 95’inin sebebi bel fıtığı değildir. Sonuç olarak disk, üstüne binen yükü iyi kaldıramadığı zaman omurlar arasındaki diğer dokulara yüklenme olur. İki omur arasındaki hareket ve düzen bozulabilir. Faset eklemleri aşırı yüklenir. Omurganın dizilimi, eğrilikleri değişir. İnstabilite dediğimiz “fizyolojik olmayan oynaklık meydana” gelebilir. İleri durumlarda bel kaymaları da ortaya çıkabilir. Bunlar da bel ağrısına sebep olabilir. Salt bozulmuş, MR’da siyahlaşmış gözüken dejenere disk hastalığı ise yüzde 5-10 arasında cerrahi müdahale gerektirir. Bel fıtığı ise iki omur arasındaki yastıkçık görevi yapan diskin, kendisini sınırlayan ve dışarı çıkmasını engelleyen dokuyu itmesi ve kendisini sınırlayan dokunun olduğu yerden çıkarak bacaklara giden sinirlere bası yapması demektir. Tüm gerçek bel fıtıklarının da sadece yüzde 15’ine cerrahi tedavi gereklidir.”
Yüzmek Omurgayı Hafifletiyor
Su kaldırma gücünden dolayı insanın omurgasını hafifletiyor. Omurganın üzerinde bir baskı oluşmuyor. Bu sayede omurganın çevresindeki tüm destekleyen kaslar ahenkli bir şekilde çalıştırarak rahatlamanız mümkün olabilir. Su aynı zamanda insanların gerginliğini de ortadan kaldırır. Ruhsal stres kas gerginliğini artırarak ağrılara neden oluyor. Bunun için sıcak su kas gerginliğini çözer. Masaj, dingin ortamlar, motivasyon sağlayan her şey kas ağrılarını hafifletirken, ruhsal gerginlik, sıcak soğuk değişimleri, cereyanda kalmak, aşırı kötü kullanmak kas spazmını artırır. Buna maruz kalanlarda genel vücut ve bel ağrıları da artar. Bu tip hastalara kas gevşetici verilmesi gerekir, ağrı kesicilerden yeterince fayda görmez, kas gevşetici, masajdan fayda görür.
Sigara Omurgaya Zarar Veriyor
Omurgadaki disklerin damarı yoktur. Diskler komşu kemikteki maddelerin damar yapısından sızmasıyla beslenir. İçilen sigara bu geçiş işlemini bozduğundan dejenere disk hastalığına sebep olur. Bu nedenle bel ağrısı olanların tüm sağlıklı insanların diskin kalitesini bozmaması için sigarayı kullanmaması öneriliyor. Üstelik sigaranın cerrahi tedavi sonrası kemik kaynamasını engellediği biliniyor. Doç. Dr. Serdar Özgen, dejenere disk hastalığında diskin elastikiyetini kaybetmesi sonucunda, üzerine binen yükü iyi taşıyamadığı için ani yük artışlarında kıkırdak ve jölemsi dokunun hapsolduğu yerden dışarı çıkarak gerçek bel fıtıklarına neden olduğunu söylüyor. Dejenerasyon, yürümeye başladıktan itabaren oluşur. Ancak MR bulgularıyla değerlendirildiğinde 30’lu yaşlardan sonra daha sık görüldüğü bilinmektedir.
Şişmanlarda Omurga Daha Hızlı Yıpranıyor
Uzun boylularda kas yapısının güçlü olmaması, omurganın mekaniği açısından ağrıya neden olabilir. Bu hastalar sadece boyları uzun olduğundan özellikle boyun, sırt, bel kaslarına çok önem vermek zorundadır. Şişmanlarda ise durum daha farklıdır. Çünkü omurgaya binen her kilo, omurga, disk ve bağ dokusunun zamanından önce yıpranmasına neden olur. Şişman hastalar belli bir düzende zayıflatılırken, kaslarının hacim ve gücünün artırılması lazım. Sadece kilo vermek yetmez. Kas yoğunluğunu da artırmak lazım. Şişmanlarda bozulmaya bağlı şikayet görülürken, osteoporoz riski az olur, kemik üstüne binen yükle doğru orantılı olarak güçlenir.
Diskin İçindeki Basınç, Ayaktayken 225 Kat Artıyor
Disk içi basıncı insan yattığı zaman 25, yürüdüğü zaman 100, oturduğu zaman 225 kat oluyor. Bunun için bel ağrıları sıklıkla masa başında çalışanlarda görülüyor. Basıncın ani artışlarında bel fıtığı daha çok oluyor. Bunun için kişilerin aynı pozisyonda 15 dakikadan fazla kalmamasını önerdiklerini belirten Doç. Dr. Serdar Özgen, “Eğer 15 dakikadan fazla aynı pozisyonda kalırsanız şikayetleriniz de, disk içi basıncınız da artar, omurganın taşıma yeteneğinde bozulmalar olur. Ofis çalışanlarının en sıklıkla yapacağı şey, aynı pozisyonda kalmamaktır. Yürüyecekler, hareket edecekler, konum değiştirecekler” dedi.
Neler Yapılmalı?
Ergonomik şartların değiştirilmesi gerekiyor, omurgaya uygun çalışma şartları yaratılmalı.
Otururken kişinin mutlaka sırtını yaslaması gerekiyor.
Bel boşluğuna uygun, çukura girecek küçük yastıklar kullanılmalı.
Otururken sağa sola eğilmeyeceksiniz, eğilirseniz basınç 300-350 ye çıkıyor.
Öne eğilmiş durumda -yüz yıkarken- sağa sola eğilmek yanlış. Çünkü bu hareket disk içi basıncı artırıyor, omurganın balansını bozuyor.
Omurgada eğrilmeler olduğu takdirde, kasılmalar ve dolayısıyla boyun, bel ve sırt ağrıları artıyor.
Sağlıklı beslenme, dinamik yaşam ve düzenli egzersiz unutulmamalı.