:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Nef'i (Bilmeyenin ve hala bilmek istemeyenin vay haline)
SECO_UA22
#1
NEF'İ

Ünlü 17. yüzyıl Dîvân şairi. Bütün Türk edebiyatının en büyük kaside şairi olarak tanınan Nef'i, bu yüzyılın başında yaşamış, kasidede gerçek bir varlık göstermiş ve gerek kendi zamanında, gerekse sonraki yüzyıllarda kaside yazan bütün şairlere etki etmiş bir şairdir.

1572 yılında Hasankale'de doğdu. Bundan dolayı devrin kaynakları Nef'i'den Erzenü'r-Rumî diye söze ederler. Babası ülkesinin etrafından Sipahi Mehmed Bey diye anılan bir kişidir.

Gerçek ismi Ömer olan Nef'î, kaynaklarda Nef'i Ömer Bey adıyla anıldığı gibi mührüne kazdırdığı beyitte de Ömer adı görülmektedir.
Daha küçük yaşlardan itibaren güçlü bir eğitim gördü. Öğrenimini Hasankale'de yapmış, sonra Erzurum'a gelerek devam ettirmiştir. Burada Fars edebiyatının ünlü eserlerini okudu, Arapça ve Farsça öğrendi. Nef'i Erzurum'da öğrenimini sürdürürken genç yaşında şiir yazmaya da başlamıştır. İlk mahlası Zarrî "zararlı"dır. 1585 Erzurum defterdarı olan Gelibolulu Müverrih Ali, şiirlerini görmüş, beğenmiş ve bu genç şaire Nef'i "nafi, yararlı" mahlasını vermiştir.


Padişah 1.Ahmed zamanında İstanbul'a geldi. Devlet hizmetine girdi ve bir süre farklı memurluklarda çalıştı. Daha sonraları 2.Osman ve 4.Murad dönemlerinde yıldızı parladı ve sarayla yakın bir ilişki kurdu. Hicviyeleri ile ünlü olan Nef'î yazdığı hicivlerle dönemin birçok isminin nefretini ve öfkesini üstüne çekti.Dönemin müftüsü Nef'i yi öven ancak içeriğinde Nef'i ye kâfir diyen bir beyit söylemiştir.Nef'i de buna karşılık olarak; "Müftü efendi bize kâfir demiş. Tutalım ben O'na diyem müselman. Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere, İkimiz de çıkarız orda yalan." diyerek cevap vermiştir. Yine de uzunca bir süre 4.Murad tarafından korundu, daha sonraları 4.Murad kendisinden hiciv yazmamasını rica etti. Her ne kadar Nef'î padişah 4.Murad'a bu konuda söz verse de, kalemini durduramayıp Vezir Bayram Paşa hakkında bir hicviye kaleme aldı. Bu hicviyesinden ötürü, 1635 yılında, sarayın odunluğunda kementle boğularak öldürüldü. Sonra cesedi İstanbul boğazı'nda denize atılmıştır.Halk arasında Nef'i efendinin ölümü hakkında şöyle bir rivayet geçmektedir: Nef'i çok iyi bir şair olduğu için infazından vazgeçilmiştir.Padişaha gönderilecek belge yazılırken Nef'i de oradadır.Belgeyi bir zenci yazmaktadır ve kâğıda mürekkep damlatır.Nef'i de bu olay üzerine "Mübarek teriniz damladı efendim" diyerek yaşama şansını kaybetmiştir.

Çalışmaları;

Nef'î hiç kuşkusuz, hiciv dendiğinde Türk edebiyatında öne çıkan isimdir. Onu ölüme sürükleyen hiciv edebiyatında çok başarılı olduğu aşikâr. Hicvin yanı sıra övgü edebiyatıyla da göz doldurmuştur, bugün dîvân edebiyatının en beğenilen kasidelerinden bir çoğu onun eseridir. Yazdığı kasideler güçlü tekniği ve değişik ahenki ile fark yaratır. Zaman zaman kasidelerinde gördüğümüz aşırı süs ve abartılar bile, güzel ahenki ile sunîlikten uzak doğal bir havadadır. [b]

Ölüm sebebi;
[/b]

[b]Nef'î'nin ölüm sebebi o zamanın Vezirine yazmış olduğu hiciv yüzünden bir çuvala koyulup suya atılmış,yani boğularak öldürülmüştür.[/b]


Başlıca Eserleri;

Eserlerinden örnek;


Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyînesi sâf değil.

Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil.

Yine endîşe bilir kadr-i dür-i güftârım
Rüzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil.

Girdi miftâh-ı der-i genc-i ma'ânî elime
Âleme bez-i güher eylesem itlâf değil.


Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î
Tâb'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil.


"Tâhir efendi bize kelb demiş
İltifâtı bu sözde zâhirdir.
Mâlikîdir mezhebim zîrâ,
İ'tîkâdımca kelb tâhirdir."


"Benem âşık ki rüsvâlıkta tutdı şöhretim şehri, Yazanlar kıssa-ı Mecnûn'u hep yabâne yazmışlar."


VE SON OLARAKTA BEN BİRŞEY EKLEMEK İSTİYORUM: SAGOPA KAJMER'İN "AL 1 DE BURDAN YAK" PARÇASININ NAKARATINDAKİ "HİCVİN SONU İDAM" CÜMLESİ BU OLAYIN TELMİHİDİR !

BEN BU ADAMIN HİCİVLERİNE HASTAYIM !!!

Saygılar, Sevgiler ve okuyan herkese teşekkürler. . .
Ara
Cevapla
MorciveT
#2
Kementle mi öldürülmüş, suda boğdurularak mı ölmüş ? Smile
Ara
Cevapla
SECO_UA22
#3
çok dikkat ederek okuduğun için sağol Big Grin valla bende anlayamadım ama ben kementle diye biliyordum...
Ara
Cevapla
KoLera
#4
öqrreetmeniiiiiiiiiim bunu bana dün anLatmi$tin dimiii Big Grin
Ara
Cevapla
SECO_UA22
#5
evet kolo Big Grin sana anlattığım adam işte bu Big Grin herkesle paylaşasım geldi Big Grin
Ara
Cevapla
YARGIÇ
#6
"Tâhir efendi bize kelb demiş
İltifâtı bu sözde zâhirdir.
Mâlikîdir mezhebim zîrâ,
İ'tîkâdımca kelb tâhirdir."



Bu konunun hikayesine bayılıyorum.

Tahir:Temiz demek
Kelp : Köpek demek

Tahir Efendi şaire köpek diyor.Maliki mezhebine görede köpek temiz bir hayvandır.Bu şiirde vermesi gereken cevabı o kadar güzel veriyor ki ilk okuduğumda hayran kalmıştım.Hatta bulunduğum ortamlarda her fırsatta dile getiririm.Bende kementle diye biliyorum ölümünü...
Teşekkür ederim bu güzel paylaşım için...
Sevgiler...
Ara
Cevapla
SECO_UA22
#7
evet abi o süper bir şey Big Grin taşı gediğe oturtmanın 1 numaralı örneği birde ben bir örnek vermek istiyorum:

Müftü efendi bize kâfir demiş
Tutalım ben O'na diyem müselman
Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere
İkimiz de çıkarız orda yalan.

müselman: müslüman
ruz-ı mahşer: mahşer günü

Müftü Efendi kafir diyor şaire ve sonuç olarakta bu dörtlük çıkıyor Big Grin
Yani diyor ki : bana kafir demiş Müftü efendi bende ona müslüman demiş olayım ama mahşer günü geldiği zaman ikimizde yalancı çıkarız

günümüzde sagopa işte bu geleneği devam ettiriyor hiciv geleneğini Big Grin benceBig Grin
Ara
Cevapla
iLLeth.!
#8
olum bunları ozelliklemi arıon nan bn sair olduunu biliodum bu kadarını bimiodum sayısalda pek işime yaramıoBig GrinBig GrinBig Grin:

saol gardaşBig GrinBig GrinBig Grin
Ara
Cevapla
TutkuM
#9
emeğine sağlık seco güzel bir paylaşımdı...
Ara
Cevapla
iLLeth.!
#10
su eserinin turkce tercumesini koyda anlıakBig GrinBig GrinBig Grin
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi
  Tarih: 12-23-2024, 03:15 AM