SAHİPLENDİKÇE
Kaybediyor insan
Uzaklaşıyor…
Kendinden ve aynı zamanda herkesten…
Kendi benliğinde hapsoluyor…
Sahiplenmenin korumak olduğunu zannediyor
Ve
Yok etmek olduğunu kaybedince anlıyor…
Sevmenin sevilmenin sahiplenilmeyeceğini anlamıyor…
Gün geçiyor yalnızlaşıyor
Herkesin yanlış olduğunu düşünüyor…
Kendisi dışında…
Dahası
Sahiplendikçe paylaşmaktan uzaklaşıyor
Anlayışla karşılamamızı bekliyor anlayış göstermeden…
Kaybediyor…
KIYASLADIKÇA
Küçülüyor insan
Değersizleşiyor…
Farklı olmaktan korkuyor…
Hayatı hep karşıya göre düzenliyor…
Bir şeyin daha iyi olması gerektiğini düşünüyor…
Sevgiyi kıyaslıyor özlemi…
Hatta aşkı
Kıyaslarken daima birini kaybediyor…
Güçlü olanı seçiyor hep…
Dünyanın kanunu bu diyor…
Biri karşısına geçip…
“Peki öyleyse neden ormanlarda sadece aslanlar yaşamıyor kuşlar böcekler kelebekler hep beraber yapıyor?”
Durup düşünmüyor bile…
Sistemin fikrini aynen tekrar ediyor…
Terimlerle anlatmaya devam ediyor…
Yaşamdaki bu sistemi hiç anlamdan…
Kıyasladıkça kendisi kıyaslanıyor…
Düşünmüyor düşünse yanlış çıkmaktan korkuyor…
Ve korktukça küçülüyor küçüldükçe değersizleşiyor…
KORKTUKÇA
Ölüyor insan
Her gün her an…
Ölmekten korkuyor…Ve aslında
Yaşamıyorlar…
Korkusuz yaşayamıyor
Cesareti salakların yaptığına inanmak istiyor
İçten içe onlara özenerek…
Korktukça özgürlüklerini yitiriyorlar
Güvenlikleri için ödünç veriyorlar
Ama aslında korkmayanları sevmiyorlar
Asıyorlar kesiyorlar derilerini yüzüyorlar
Yüzlerine vurulmasını istemiyorlar…
Utanıyorlar
Ve aslında insanlıklarını yitiriyorlar…
KABUL ETTİKÇE
Benzeşiyor insan
Birbirine…
Kabul etmemek istemiyor…
Daha kolay geliyor kabul etmek…
Çünki
Kabul etmemek düþünmeyi gerektirir
Düþünmek zor iş!!!
Nasıl olsa onların yerine düşünen var…
Ve nasıl olsa iyiliklerini düşünüyordur…
Sorgulamayı günah sayıyorlar…
“Neden?” diye bir kelimeyi dillerinden çıkartıyorlar…
Ve aslında hep eksik kalıyorlar…
Elettirmiyorlar elettirenleri sevmiyorlar
Yakıyorlar aforoz ediyorlar…
“Neden” yaptıklarını da çok iyi anlatıyorlar…
Kabul ettikçe kabul ettirtmeye zorluyorlar…
Sorgusuz sualsiz büyütüyorlar…
Sorgusuz sualsiz öldürülen bir geçmişten
Geldiklerini nasılda unutuyorlar…
Ve sadece bu sözler sahiplenilemiyor
Kıyaslanmaya bile değer görülmüyor
Korkuluyor
Ve sorgusuz sualsiz reddediliyor
Kaybediyor insan
Uzaklaşıyor…
Kendinden ve aynı zamanda herkesten…
Kendi benliğinde hapsoluyor…
Sahiplenmenin korumak olduğunu zannediyor
Ve
Yok etmek olduğunu kaybedince anlıyor…
Sevmenin sevilmenin sahiplenilmeyeceğini anlamıyor…
Gün geçiyor yalnızlaşıyor
Herkesin yanlış olduğunu düşünüyor…
Kendisi dışında…
Dahası
Sahiplendikçe paylaşmaktan uzaklaşıyor
Anlayışla karşılamamızı bekliyor anlayış göstermeden…
Kaybediyor…
KIYASLADIKÇA
Küçülüyor insan
Değersizleşiyor…
Farklı olmaktan korkuyor…
Hayatı hep karşıya göre düzenliyor…
Bir şeyin daha iyi olması gerektiğini düşünüyor…
Sevgiyi kıyaslıyor özlemi…
Hatta aşkı
Kıyaslarken daima birini kaybediyor…
Güçlü olanı seçiyor hep…
Dünyanın kanunu bu diyor…
Biri karşısına geçip…
“Peki öyleyse neden ormanlarda sadece aslanlar yaşamıyor kuşlar böcekler kelebekler hep beraber yapıyor?”
Durup düşünmüyor bile…
Sistemin fikrini aynen tekrar ediyor…
Terimlerle anlatmaya devam ediyor…
Yaşamdaki bu sistemi hiç anlamdan…
Kıyasladıkça kendisi kıyaslanıyor…
Düşünmüyor düşünse yanlış çıkmaktan korkuyor…
Ve korktukça küçülüyor küçüldükçe değersizleşiyor…
KORKTUKÇA
Ölüyor insan
Her gün her an…
Ölmekten korkuyor…Ve aslında
Yaşamıyorlar…
Korkusuz yaşayamıyor
Cesareti salakların yaptığına inanmak istiyor
İçten içe onlara özenerek…
Korktukça özgürlüklerini yitiriyorlar
Güvenlikleri için ödünç veriyorlar
Ama aslında korkmayanları sevmiyorlar
Asıyorlar kesiyorlar derilerini yüzüyorlar
Yüzlerine vurulmasını istemiyorlar…
Utanıyorlar
Ve aslında insanlıklarını yitiriyorlar…
KABUL ETTİKÇE
Benzeşiyor insan
Birbirine…
Kabul etmemek istemiyor…
Daha kolay geliyor kabul etmek…
Çünki
Kabul etmemek düþünmeyi gerektirir
Düþünmek zor iş!!!
Nasıl olsa onların yerine düşünen var…
Ve nasıl olsa iyiliklerini düşünüyordur…
Sorgulamayı günah sayıyorlar…
“Neden?” diye bir kelimeyi dillerinden çıkartıyorlar…
Ve aslında hep eksik kalıyorlar…
Elettirmiyorlar elettirenleri sevmiyorlar
Yakıyorlar aforoz ediyorlar…
“Neden” yaptıklarını da çok iyi anlatıyorlar…
Kabul ettikçe kabul ettirtmeye zorluyorlar…
Sorgusuz sualsiz büyütüyorlar…
Sorgusuz sualsiz öldürülen bir geçmişten
Geldiklerini nasılda unutuyorlar…
Ve sadece bu sözler sahiplenilemiyor
Kıyaslanmaya bile değer görülmüyor
Korkuluyor
Ve sorgusuz sualsiz reddediliyor