İran, ‘çuval’ geçirme ustası!
İran İslâm Devrimi, sadece bir dini devlet değil tam manasıyla Millî kimlikli bir devlettir. Şah, ABD’nin “zincirle bağlanmış köpeği” idi. ABD, İran halkını 30 yıl inim inim inletti! ABD’nin büyükelçilik personeli, 444 gün rehin alındı. Anlayacağınız, ABD’nin başına çuvalı İranlılar yıllar öncesinden geçirdi!
Uzun yıllardır ABD ve ortaklarının baskılarıyla karşı karşıya kalan komşumuz İran, son olarak Savunma Bakan Yardımcısı General Ali Rıza Askeri'nın kaçırılması ile gündeme geldi.
Bundan önce ise nükleer faaliyetleriyle gündemden düşmüyordu. Askeri'nin kaçırılmasından önce 11 Ocak günü Irak’ın Erbil kentinde bulunan İran Konsolosluğu, ABD askerleri tarafından basılarak 5 diplomatı kaçırıldı. Türk basınında başa 'çuval' geçirmeye benzetilen bu kaçırmalar, ABD Başkanı Bush’un, 'Yeni Irak Planı'nı açıkladığı günden sonra gerçekleşti. Askeri'nin iki eşinin de İran'da ortaya çıkmasından sonra 'kaçırıldığı' daha da kuvvetlendi. Herkes ABD tehditlerine boyun eğmeyeceğini açıklayan İran'ın, bu olaya tepkisini merak ediyordu. İran ise her iki olayda da soğukkanlı bir şekilde devlet ciddiyetiyle gelişmeleri takip etti ve bu doğrultuda tepki verdi. Kuşkusuz geçen Cuma günü 15 İngiliz deniz komandolarının, İran tarafından rehin alınmasıyla olaylar yeni bir safhaya girmiş oldu. İran bu olayla bir anlamda 'çuval'a cevap vermiş oldu. Ama olaylar bu kadar 'küçük çuvala' sığmayacak kadar da büyük! İran yapılanlara kayıtsız kalmayacak kadar da güçlü ve iyi bir ekip tarafından yönetiliyor. İşin asıl bu tarafı önemli... Yani birçok kişinin bildiğinin ötesinde adeta buzdağının altında bir İran gerçeği var. İran genellikle 1979 devriminden sonra Türkiye’de laik kesimler tarafından “dinci ve gerici”, İslâmi kesim tarafından ise “Şii’dir” diyerek küçümsenmeye çalışılmıştır. Oysa İran devrimden buyana adım adım yükselen bir grafik sergiliyor. Bu grafik 8 yıl süren İran-Irak Savaşı’ndan sonra daha da yükselmeye başladı. İran bugün 70 milyon nüfusuyla Türkiye’nin iki buçuk katı toprağıyla 2 bin 532 yıllık devlet-ordu geleneğiyle Türkiye’den sonra bölgede en eski ve köklü devlet!
İran İslâm Devrimi, sadece bir dini devlet değil tam manasıyla Millî kimlikli bir devlettir. İran devrimi, İslâm’ı referans kabul etmesinin ötesinde; bağımsızlığı ve kalkınmayı -en önemlisi de uzun yılların ABD baskısından kurtulmayı- en büyük hedef seçti. Çünkü zengin petrol yataklarıyla Şah, ABD’nin “zincirle bağlanmış köpeği” idi. Bu tabiri bütün İranlılar o yıllarda sıkça kullanıyordu. ABD, İran halkını 30 yıl inim inim inletti! İran devrimi aynı zamanda ABD’ye siyasi yollarla vurulan en büyük tokattı! Öyle ki, dünyada ilk kez bir ülkenin -hem de süper bir devletin- büyükelçilik personeli, 444 gün rehin alındı ve “kurtarma operasyonlarına” rağmen kurtarılamadı. Anlayacağınız bölgede ABD’nin başına çuvalı İranlılar yıllar öncesinden geçirdi!..(Ercan DOLAPÇI-Araştırmacı)
30.3.2007 / YALÇIN BAYER / HÜRRİYET
İran İslâm Devrimi, sadece bir dini devlet değil tam manasıyla Millî kimlikli bir devlettir. Şah, ABD’nin “zincirle bağlanmış köpeği” idi. ABD, İran halkını 30 yıl inim inim inletti! ABD’nin büyükelçilik personeli, 444 gün rehin alındı. Anlayacağınız, ABD’nin başına çuvalı İranlılar yıllar öncesinden geçirdi!
Uzun yıllardır ABD ve ortaklarının baskılarıyla karşı karşıya kalan komşumuz İran, son olarak Savunma Bakan Yardımcısı General Ali Rıza Askeri'nın kaçırılması ile gündeme geldi.
Bundan önce ise nükleer faaliyetleriyle gündemden düşmüyordu. Askeri'nin kaçırılmasından önce 11 Ocak günü Irak’ın Erbil kentinde bulunan İran Konsolosluğu, ABD askerleri tarafından basılarak 5 diplomatı kaçırıldı. Türk basınında başa 'çuval' geçirmeye benzetilen bu kaçırmalar, ABD Başkanı Bush’un, 'Yeni Irak Planı'nı açıkladığı günden sonra gerçekleşti. Askeri'nin iki eşinin de İran'da ortaya çıkmasından sonra 'kaçırıldığı' daha da kuvvetlendi. Herkes ABD tehditlerine boyun eğmeyeceğini açıklayan İran'ın, bu olaya tepkisini merak ediyordu. İran ise her iki olayda da soğukkanlı bir şekilde devlet ciddiyetiyle gelişmeleri takip etti ve bu doğrultuda tepki verdi. Kuşkusuz geçen Cuma günü 15 İngiliz deniz komandolarının, İran tarafından rehin alınmasıyla olaylar yeni bir safhaya girmiş oldu. İran bu olayla bir anlamda 'çuval'a cevap vermiş oldu. Ama olaylar bu kadar 'küçük çuvala' sığmayacak kadar da büyük! İran yapılanlara kayıtsız kalmayacak kadar da güçlü ve iyi bir ekip tarafından yönetiliyor. İşin asıl bu tarafı önemli... Yani birçok kişinin bildiğinin ötesinde adeta buzdağının altında bir İran gerçeği var. İran genellikle 1979 devriminden sonra Türkiye’de laik kesimler tarafından “dinci ve gerici”, İslâmi kesim tarafından ise “Şii’dir” diyerek küçümsenmeye çalışılmıştır. Oysa İran devrimden buyana adım adım yükselen bir grafik sergiliyor. Bu grafik 8 yıl süren İran-Irak Savaşı’ndan sonra daha da yükselmeye başladı. İran bugün 70 milyon nüfusuyla Türkiye’nin iki buçuk katı toprağıyla 2 bin 532 yıllık devlet-ordu geleneğiyle Türkiye’den sonra bölgede en eski ve köklü devlet!
İran İslâm Devrimi, sadece bir dini devlet değil tam manasıyla Millî kimlikli bir devlettir. İran devrimi, İslâm’ı referans kabul etmesinin ötesinde; bağımsızlığı ve kalkınmayı -en önemlisi de uzun yılların ABD baskısından kurtulmayı- en büyük hedef seçti. Çünkü zengin petrol yataklarıyla Şah, ABD’nin “zincirle bağlanmış köpeği” idi. Bu tabiri bütün İranlılar o yıllarda sıkça kullanıyordu. ABD, İran halkını 30 yıl inim inim inletti! İran devrimi aynı zamanda ABD’ye siyasi yollarla vurulan en büyük tokattı! Öyle ki, dünyada ilk kez bir ülkenin -hem de süper bir devletin- büyükelçilik personeli, 444 gün rehin alındı ve “kurtarma operasyonlarına” rağmen kurtarılamadı. Anlayacağınız bölgede ABD’nin başına çuvalı İranlılar yıllar öncesinden geçirdi!..(Ercan DOLAPÇI-Araştırmacı)
30.3.2007 / YALÇIN BAYER / HÜRRİYET