Bir gemi yarıyor yüreğimin sularını…
Hüzün yüklü konteynerlarıyla ağır ve upuzun…
Geçiyor sürtünerek gövdesi,incelen direncimin darboğazlarından…
Gemideyim…
Sana kıyısız bir aşkın sularında ,
yokluğunu en büyük hırsızlık zanlısı sayıyorum gençliğime…
Çürüyen güvertesindeyim geminin…
Karayı gözleyen tayfanın sabırsızlığını izliyorum hareketsiz gözlerimle…
Göstergesi lehimlenmiş yalancı bir pusulayla,
devam ediyorum rotası şaşmış yolculuğuma…
Artık , Bu gemi nereye giderse gitsin usta !..
Yâr’e kıyısız bir Aşk’ın sularındayım…
Direnişine biber gazı sıkılmış bir yürüyüşün,
yorgun ve eylemsiz adımlarını düşürüyorum odama…
Yıllar sonra ayak seslerini duyduğum bir intihar şarkısının
sözlerini yumrukluyorum duvarlarıma…
“BEN SENSİZ NASIL DURURUM…
BAŞIM TAŞLARA VURURUM…
SENİ NASIL UNUTURUM …YAR…OY…
Şimdi firari kelimeler saklıyorum kursağımda…
Uzak şehirlere hapsediyorum ©esaretimin çılgınlığını…
Oysa ömrüme kazımıştım,yüreğime dokunduğun geceyi…
Hazırdım sürgün ülkemdeki yangınlara…
Korkuyordum yıkıldığım günlere çentik atarsın diye…Attın…
Damdan düşme bir suret oldu aslım hayatında…
Ne vakit yaslansam gözlerine,
Gizinde saklı vedalar kundaklıyor saçlarımı…
Sözün bittiği yerde ,başka bir şarkının alkışlarını sunuyorum sana…
Çekme işvebaz bakışlarını üzerimden…
buradayım hala…uzağında…
…
Gemideyim..
Seferi tamamlamadan atıyorlar beni denize …
Direncimin kanayan yerlerine deniz suyu basıyorum…
Tuzun yakıcılığıyla yüzüyorum gemiye yetişmek için…
bakakalmıyorum gidenin ardından… yüzüyorum …
(y)üzdürüyorum yüreğimi boğulmalara…
Hüzün yüklü konteynerlarıyla ağır ve upuzun…
Geçiyor sürtünerek gövdesi,incelen direncimin darboğazlarından…
Gemideyim…
Sana kıyısız bir aşkın sularında ,
yokluğunu en büyük hırsızlık zanlısı sayıyorum gençliğime…
Çürüyen güvertesindeyim geminin…
Karayı gözleyen tayfanın sabırsızlığını izliyorum hareketsiz gözlerimle…
Göstergesi lehimlenmiş yalancı bir pusulayla,
devam ediyorum rotası şaşmış yolculuğuma…
Artık , Bu gemi nereye giderse gitsin usta !..
Yâr’e kıyısız bir Aşk’ın sularındayım…
Direnişine biber gazı sıkılmış bir yürüyüşün,
yorgun ve eylemsiz adımlarını düşürüyorum odama…
Yıllar sonra ayak seslerini duyduğum bir intihar şarkısının
sözlerini yumrukluyorum duvarlarıma…
“BEN SENSİZ NASIL DURURUM…
BAŞIM TAŞLARA VURURUM…
SENİ NASIL UNUTURUM …YAR…OY…
Şimdi firari kelimeler saklıyorum kursağımda…
Uzak şehirlere hapsediyorum ©esaretimin çılgınlığını…
Oysa ömrüme kazımıştım,yüreğime dokunduğun geceyi…
Hazırdım sürgün ülkemdeki yangınlara…
Korkuyordum yıkıldığım günlere çentik atarsın diye…Attın…
Damdan düşme bir suret oldu aslım hayatında…
Ne vakit yaslansam gözlerine,
Gizinde saklı vedalar kundaklıyor saçlarımı…
Sözün bittiği yerde ,başka bir şarkının alkışlarını sunuyorum sana…
Çekme işvebaz bakışlarını üzerimden…
buradayım hala…uzağında…
…
Gemideyim..
Seferi tamamlamadan atıyorlar beni denize …
Direncimin kanayan yerlerine deniz suyu basıyorum…
Tuzun yakıcılığıyla yüzüyorum gemiye yetişmek için…
bakakalmıyorum gidenin ardından… yüzüyorum …
(y)üzdürüyorum yüreğimi boğulmalara…