Irak Savaşı, 4 yıldır sivil can kaybı ve iç çatışmalarla bir insanlık dramı olmayı sürdürüyor... Ebu Garib cezaevindeki işkence fotoğraflarının sarstığı uluslararası kamuoyu bu kez "itiraflarla" sarsılacak. ABD'de yayımlanan Nation dergisi, Irak'ta savaşmış 50 Amerikan askeriyle görüştü.
İsim ve görevleri açıkça yayımlanan haberde askerler Iraklı sivillere işkencelerini, kötü muamele ve cinayetleri soğukkanlılıkla anlattı. İşte 600 binden fazla sivilin yaşamını yitirdiği Irak'a "özgürlük getirmek" için giden ABD askerlerinin itirafları:
'KAŞIKLA BEYNİNİ ÇIKARDI'
* Teğmen Bardy van Engelen: Oradaki kanı şudur: Bir Iraklı ölü, yeni bir Iraklı ölüdür. Ne olmuş yani?
* Çavuş Josh Middleton: İngilizce bilmiyor ve esmerlerse, insan olmadıklarına inanırdık. İstediğimizi yapabilirdik yani.
* Çavuş Aidan Delgado: Iraklı mahkûmların cesetleri kamyonda duruyordu. Biri ceset torbasını açıp başına ateş etti. Bir asker, eline kaşık aldı ve adamın beynini çıkardı. Yiyormuş gibi yaparak gülümseyip fotoğraf çektirdi. Üstüne "Bu pislikle resmimi çekin. (........) dedi.
* Gözcü Joe Hatcher: Yanlışlıkla öldürdüğümüz sivillerin yanlarına Kalaşnikof AK47 silahları bırakıyorduk ki bizimle çatışmaya girip öldükleri sanılsın... Bazen bomba için kazıyormuş gibi göstermek için kürek bile gömdük.
* Çavuş Kelly Dougherty: Konvoya verilen tek emir asla durmamasıdır. Önümüze 3 eşeğiyle yürüyen bir çocuk çıktı. 10 yaşındaydı. Hiç durmadan çocuğu ve 3 eşeğini dümdüz ettik.
'HAMİLE KADINLAR VURULDU'
* Piyade Teğmen Jonathan Morgenstein: Her bir öldürülen siville ilgili olarak soruşturma açamazsınız, çünkü o kadar çok ölüyorlar ki bununla zaman kaybedersiniz.
* Birinci Çavuş Perry Jeffries: Biz Amerikalılar "dur" demek için parmaklarımız yukarı bakar şekilde elimizi kaldırır ve sallarız. Iraklılar içinse bu "merhaba, gel" demek. Biz kontrol noktalarında dur dedikçe onlar bize doğru geliyorlar. Sonra bir bakıyorsunuz ki askerler hamile kadınları vurmaya başlıyor...
* Uzman Çavuş Patrick Resta: Irak'a gelişimizden bu yana "uyarı ateşi" yoktur şeklinde eğitildik. Onları yaralamak veya canlı ele geçirmek yerine öldürmemiz istendi hep.
* Teğmen Morgenstein: Ailesiyle çatışma hattında kalan bir adamın frenleri patladı. Ateş ettik, adam paramparça oldu...
İsim ve görevleri açıkça yayımlanan haberde askerler Iraklı sivillere işkencelerini, kötü muamele ve cinayetleri soğukkanlılıkla anlattı. İşte 600 binden fazla sivilin yaşamını yitirdiği Irak'a "özgürlük getirmek" için giden ABD askerlerinin itirafları:
'KAŞIKLA BEYNİNİ ÇIKARDI'
* Teğmen Bardy van Engelen: Oradaki kanı şudur: Bir Iraklı ölü, yeni bir Iraklı ölüdür. Ne olmuş yani?
* Çavuş Josh Middleton: İngilizce bilmiyor ve esmerlerse, insan olmadıklarına inanırdık. İstediğimizi yapabilirdik yani.
* Çavuş Aidan Delgado: Iraklı mahkûmların cesetleri kamyonda duruyordu. Biri ceset torbasını açıp başına ateş etti. Bir asker, eline kaşık aldı ve adamın beynini çıkardı. Yiyormuş gibi yaparak gülümseyip fotoğraf çektirdi. Üstüne "Bu pislikle resmimi çekin. (........) dedi.
* Gözcü Joe Hatcher: Yanlışlıkla öldürdüğümüz sivillerin yanlarına Kalaşnikof AK47 silahları bırakıyorduk ki bizimle çatışmaya girip öldükleri sanılsın... Bazen bomba için kazıyormuş gibi göstermek için kürek bile gömdük.
* Çavuş Kelly Dougherty: Konvoya verilen tek emir asla durmamasıdır. Önümüze 3 eşeğiyle yürüyen bir çocuk çıktı. 10 yaşındaydı. Hiç durmadan çocuğu ve 3 eşeğini dümdüz ettik.
'HAMİLE KADINLAR VURULDU'
* Piyade Teğmen Jonathan Morgenstein: Her bir öldürülen siville ilgili olarak soruşturma açamazsınız, çünkü o kadar çok ölüyorlar ki bununla zaman kaybedersiniz.
* Birinci Çavuş Perry Jeffries: Biz Amerikalılar "dur" demek için parmaklarımız yukarı bakar şekilde elimizi kaldırır ve sallarız. Iraklılar içinse bu "merhaba, gel" demek. Biz kontrol noktalarında dur dedikçe onlar bize doğru geliyorlar. Sonra bir bakıyorsunuz ki askerler hamile kadınları vurmaya başlıyor...
* Uzman Çavuş Patrick Resta: Irak'a gelişimizden bu yana "uyarı ateşi" yoktur şeklinde eğitildik. Onları yaralamak veya canlı ele geçirmek yerine öldürmemiz istendi hep.
* Teğmen Morgenstein: Ailesiyle çatışma hattında kalan bir adamın frenleri patladı. Ateş ettik, adam paramparça oldu...