Gürcistan'la Rusya arasında başlayan ve giderek bölgeye yayılan savaşı durdurmak için uluslararası örgütler çağrı yapıyor...
Son dönemde İsrail-Suriye, ABD-İran ve Lübnan'da arabulucu rolü oynayan Türkiye bu savaşta da devreye girmek istiyor...
Ve işte bu amaçla dün Başbakan Erdoğan, Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ve Rusya Başbakanı Putin'i arıyor...
Zor durumdaki Gürcü lider Erdoğan'ın telefonuna hemen cevap veriyor. Ancak Putin'den ses yok...
Putin, Erdoğan'a neden hemen cevap vermiyor? Belki de bir süre sonra Putin, Erdoğan'ı arayacak...
Ama savaş saatlerle ölçülen bir hızla ilerlediği için geciken görüşmenin önemi de zayıflayacak...
Peki neden Putin, Saakaşvili gibi hemen Erdoğan'ın telefonuna cevap vermiyor...
Bu sorunun elbette bir cevabı var...
Bir süredir Türkiye, ABDnin de desteğiyle Gürcistan'la farklı bir ilişki kurmaya başlamıştı...
Bu ilişkinin 3 ayağı var...
- Birincisi: Ermenistan'ın Rusya ile sıcak ilişkide olmasına karşı Türkiye'nin Gürcistan'ı yanına alma çabası...
- İkincisi: Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı...
- Ve en önemlisi bu diplomatik ve ticari ilişkinin ötesinde Türkiye'nin Osetya ve Abhazya nedeniyle Rusya ile askeri kriz yaşayan Gürcistan'a askeri yardım yapması...
Son olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Tiflis gezisinde askeri yardım daha da netleştirilmişti...
Türkiye 1.8 milyon dolarlık küçük kapsamlı da olsa bir askeri yardım anlaşmasını imzalamıştı...
Daha da ötesinde ABD'nin silah desteği yaptığı Gürcü ordusunu eğitmeye de başlamıştık...
İşte bu yardım Rusya ile Türkiye arasında 'görünmez bir soğukluğun' başlamasına neden olmuştu...
Ve bu savaşta Rusya, Türkiye'yi dolaylı olarak suçladı...
Bir Rus dış yetkilisi açıkça Türkiye'yi Gürcistan'a ölçüsüz askeri yardım yapmakla suçladı...
Rusya elbette Türkiye ile Gürcistan arasındaki ticari ilişki anladığımız ancak askeri desteğin dostça olmadığını söylüyor...
İşte bu yüzden Putin, Başbakan Erdoğan'ın telefonuna anında cevap vermiyor...
Az önce yazdığım gibi belki Putin geç de olsa cevap verecek. Ancak bunun savaşa bir etkisi olmayacak...
Sevgili okurlar olaylar çok hızlı gelişiyor...
Bu nedenle size Ankara'dan ve uluslararası diplomasiden süzdüğümüz gerçekleri bu gelişmelerin hızıyla aktarmaya çalışıyoruz...
Saat saate uymuyor...
Yani herşey büyük bir hızla değişiyor...
Örneğin bugün gazete için yazdığım Türkiye'nin Gürcistan ve Rusya ile ilişkilerini kapsıyan 'Ankara'nın diplomatik gafı' bu sabah itibariyle yeni bir boyut kazanıyor...
Gazetedeki köşemde Dışişleri'nin gafını şöyle aktarmıştım:
'Türk Dışişleri Bakanlığı 'Güney Osetya ile Gürcistan arasındaki çatışmanın durmasını istiyoruz' anlamına gelen bir açıklama yaptı...
Bu açıklama Gürcistan içinde olan Güney Osetya'nın da sanki ayrı bir devletmiş gibi algılanmasına neden oldu.
Gürcistan buna sert tepki gösterdi. Bunun üzerine Dışişleri 'Güney Osetyalılar ile Gürcüler arasındaki çatışma' diye açıklamasını düzeltti'
Bu dün yazdığım ve bugün gazetemdeki köşemde yayınlanan bölüm...
Ancak bu sabah erken saatlerde Dışişleri'nin düzeltme ifadesinin de yanlış olduğu tartışılıyor. 'Güney Osetyalılar' ile 'Gürcüler' arasındaki çatışma yine sanki bir iç savaş varmış anlamına geliyor.
Çünkü Türkiye'nin tanıdığı Gürcistan Devleti, Osetya'daki hareketlere daha çok bir terörist ya da ayrılıkçı muamelesi yapıyor.
Türkiye ikinci ifadesi ile Gürcistan'ın tanımak istemediği Güney Osetya hareketini diplomatik bir çerçeveye oturtuyor. Yani uluslararası alanda meşrulaştırıyor...
Şu anda Dışişleri Bakanlığı'nda iki farklı görüş oluştu. Bazı büyükelçi ve diplomatlar bakanlığın ikinci açıklamasındaki ifadenin de yanlış olduğunu söylüyorlar...
Doğru olan 'Gürcistan ile Osetya arasındaki çatışmaların durmasını istemek değil, Gürcistan ile Rusya arasındaki savaşın durmasını istemektir' diye düşünüyorlar...
Bir çok büyükelçi ve diplomat bu görüşü savunuyor...
Fatih Çekirge(Hürriyet)
Son dönemde İsrail-Suriye, ABD-İran ve Lübnan'da arabulucu rolü oynayan Türkiye bu savaşta da devreye girmek istiyor...
Ve işte bu amaçla dün Başbakan Erdoğan, Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ve Rusya Başbakanı Putin'i arıyor...
Zor durumdaki Gürcü lider Erdoğan'ın telefonuna hemen cevap veriyor. Ancak Putin'den ses yok...
Putin, Erdoğan'a neden hemen cevap vermiyor? Belki de bir süre sonra Putin, Erdoğan'ı arayacak...
Ama savaş saatlerle ölçülen bir hızla ilerlediği için geciken görüşmenin önemi de zayıflayacak...
Peki neden Putin, Saakaşvili gibi hemen Erdoğan'ın telefonuna cevap vermiyor...
Bu sorunun elbette bir cevabı var...
Bir süredir Türkiye, ABDnin de desteğiyle Gürcistan'la farklı bir ilişki kurmaya başlamıştı...
Bu ilişkinin 3 ayağı var...
- Birincisi: Ermenistan'ın Rusya ile sıcak ilişkide olmasına karşı Türkiye'nin Gürcistan'ı yanına alma çabası...
- İkincisi: Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı...
- Ve en önemlisi bu diplomatik ve ticari ilişkinin ötesinde Türkiye'nin Osetya ve Abhazya nedeniyle Rusya ile askeri kriz yaşayan Gürcistan'a askeri yardım yapması...
Son olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Tiflis gezisinde askeri yardım daha da netleştirilmişti...
Türkiye 1.8 milyon dolarlık küçük kapsamlı da olsa bir askeri yardım anlaşmasını imzalamıştı...
Daha da ötesinde ABD'nin silah desteği yaptığı Gürcü ordusunu eğitmeye de başlamıştık...
İşte bu yardım Rusya ile Türkiye arasında 'görünmez bir soğukluğun' başlamasına neden olmuştu...
Ve bu savaşta Rusya, Türkiye'yi dolaylı olarak suçladı...
Bir Rus dış yetkilisi açıkça Türkiye'yi Gürcistan'a ölçüsüz askeri yardım yapmakla suçladı...
Rusya elbette Türkiye ile Gürcistan arasındaki ticari ilişki anladığımız ancak askeri desteğin dostça olmadığını söylüyor...
İşte bu yüzden Putin, Başbakan Erdoğan'ın telefonuna anında cevap vermiyor...
Az önce yazdığım gibi belki Putin geç de olsa cevap verecek. Ancak bunun savaşa bir etkisi olmayacak...
Sevgili okurlar olaylar çok hızlı gelişiyor...
Bu nedenle size Ankara'dan ve uluslararası diplomasiden süzdüğümüz gerçekleri bu gelişmelerin hızıyla aktarmaya çalışıyoruz...
Saat saate uymuyor...
Yani herşey büyük bir hızla değişiyor...
Örneğin bugün gazete için yazdığım Türkiye'nin Gürcistan ve Rusya ile ilişkilerini kapsıyan 'Ankara'nın diplomatik gafı' bu sabah itibariyle yeni bir boyut kazanıyor...
Gazetedeki köşemde Dışişleri'nin gafını şöyle aktarmıştım:
'Türk Dışişleri Bakanlığı 'Güney Osetya ile Gürcistan arasındaki çatışmanın durmasını istiyoruz' anlamına gelen bir açıklama yaptı...
Bu açıklama Gürcistan içinde olan Güney Osetya'nın da sanki ayrı bir devletmiş gibi algılanmasına neden oldu.
Gürcistan buna sert tepki gösterdi. Bunun üzerine Dışişleri 'Güney Osetyalılar ile Gürcüler arasındaki çatışma' diye açıklamasını düzeltti'
Bu dün yazdığım ve bugün gazetemdeki köşemde yayınlanan bölüm...
Ancak bu sabah erken saatlerde Dışişleri'nin düzeltme ifadesinin de yanlış olduğu tartışılıyor. 'Güney Osetyalılar' ile 'Gürcüler' arasındaki çatışma yine sanki bir iç savaş varmış anlamına geliyor.
Çünkü Türkiye'nin tanıdığı Gürcistan Devleti, Osetya'daki hareketlere daha çok bir terörist ya da ayrılıkçı muamelesi yapıyor.
Türkiye ikinci ifadesi ile Gürcistan'ın tanımak istemediği Güney Osetya hareketini diplomatik bir çerçeveye oturtuyor. Yani uluslararası alanda meşrulaştırıyor...
Şu anda Dışişleri Bakanlığı'nda iki farklı görüş oluştu. Bazı büyükelçi ve diplomatlar bakanlığın ikinci açıklamasındaki ifadenin de yanlış olduğunu söylüyorlar...
Doğru olan 'Gürcistan ile Osetya arasındaki çatışmaların durmasını istemek değil, Gürcistan ile Rusya arasındaki savaşın durmasını istemektir' diye düşünüyorlar...
Bir çok büyükelçi ve diplomat bu görüşü savunuyor...
Fatih Çekirge(Hürriyet)