Anayasa Mahkemesi, başörtüsünü üniversitlerde serbest bırakakan Anayasa değişikliğine dair yapılan düzenlemenin iptal gerekçesini Resmi Gazete'ye yolladı.
22 Ekim 2008 18:23
Anayasa Mahkemesinin, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin iptaline ilişkin gerekçeli kararında, ''Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gözetildiğinde, Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan düzenlemenin, yöntem bakımından dini siyasete alet etmesi, içerik yönünden de başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır'' denildi.
[url=http://dosyalar.haber7.com/755920081022122157238.doc][/url]
Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde başörtüsü düzenlemesine ilişkin Anayasa değişikliğini içeren maddelerin iptaline ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Laiklik vurgusu yapılan kararda, yapılan düzenlemenin laiklik ilkesinin zedeleyeceği, Anayasanın başlangıçta yer alan Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık ilkesine aykırı düştüğü kaydedildi.
Yüksek Mahkemenin, Anayasa'da üniversitelerde başörtüsü düzenlemesine ilişkin 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliğin iptaline ilişkin gerekçeli karar, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayınlandı.
Kararda, dava dilekçesinde yapılan düzenleme ile Anayasa'nın 10. maddesinin 4. fıkrasına 'bütün işlemlerinde' ibaresinden sonra 've her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında' ibaresinin, 42. madde yapılan değişiklikle ise altıncı fıkradan sonra
'Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğretim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın sınırları kanunla belirlenir' fıkrasının eklendiği hatırlatıldı. Söz konusu maddeler üzerinde Anayasa Komisyonu'nda ve Meclis Genel Kurulu'nda konuşmacıların ve grup sözcülerinin açıklamalarına yer verilen kararda, "Yönelinen temel hedefin, kamu hizmetlerinden yararlanan veya yükseköğrenim hakkını kullananlar için dini amaçlı örtünme serbestisi tanınması, bu şekilde örtünenlerin kamu hizmetlerinden yararlanmalarını önleyecek düzenleme veya yaptırımların engellenmesi olduğu anlaşılmaktadır" denildi.
Başörtüsü düzenlemesinin Anayasa Komisyonu'ndaki görüşmelerine değinilen karada, 'Türban yasasının' mimarlarından biri olarak nitelendirilen Komisyon Başkanı'nın, 'Açıkça yapamayız çünkü. Açıkça deyince, açıkça teklif nasıl getirilir, böyle bir şey olabilir mi yani? İlk dört madde açıkça teklif burada nasıl görüşülür" şeklinde komisyon tutanağına 121. sayfasına yansıyan görüşünün bu düşüncenin bir örneği olduğuna vurgu yapıldı.
"SÖZKONUSU ANAYASA DEÄžİŞİKLİÄžİ SİYASAL GÜNDEME TÜRBAN YASASI OLARAK GİRMİŞTİR"
Söz konusu Anayasa değişikliğinin Türkiye'nin siyasal gündemine 'Türban yasası' olarak girdiği belirtilen kararda, bu teklifi hazırlayıp imzalayan milletvekillerinin, Başbakanın, Adalet ve Kalkınma Partisi üst düzey yöneticilerinin, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ile üst düzey yöneticilerinin açıklamalarının da bu saptamayı doğruladığına işaret edildi.
Yapılan düzenleme ile açıklanan hedefe ulaşmak için adı konulmadan ve dolaylı bir biçimde dini amaçlı örtünme, dini kıyafet dahil her türlü simge ve üniformayı içerecek kapsamlı bir kıyafet serbesti tanındığı belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi; "Çünkü, 09 Şubat 2008 tarih ve 5735 sayılı Kanunun 1. maddesinde yapılan düzenlemeyle, devlet organları ve idare makamlarına, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uymak yükümlülüğünün yanı sıra kamu hizmetlerinden kişilerin kanun önünde eşitlik ilkesine uygun bir biçimde yararlanmalarını sağlamak yükümlülüğü; kişilere de devlet organları ve idare makamlarından sundukları kamu hizmetlerinden kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak yararlanmalarını sağlamasını istemek imkanı getirilmiştir. Olaya kıyafet açısından bakıldığında, bu hüküm karşısında devlet organları ve idare makamlarının, kişilere kıyafetleri nedeniyle yasak uygulayarak kamu hizmeti vermekten kaçınamayacaklarını; kişilerin kamu hizmetlerinden yararlanmalarını da, kıyafet nedeniyle yapılan yasaklamalarla engelleyemeyeceklerini söylemek gerekmektedir."
"YAPILAN DÜZENLEME KAMU HİZMETİNDEN YARARLANILMASINDAKİ ÖLÇÜTTE BELİRSİZLİÄžE NEDEN OLACAKTIR"
22 Ekim 2008 18:23
Anayasa Mahkemesinin, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin iptaline ilişkin gerekçeli kararında, ''Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gözetildiğinde, Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan düzenlemenin, yöntem bakımından dini siyasete alet etmesi, içerik yönünden de başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır'' denildi.
[url=http://dosyalar.haber7.com/755920081022122157238.doc][/url]
Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde başörtüsü düzenlemesine ilişkin Anayasa değişikliğini içeren maddelerin iptaline ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Laiklik vurgusu yapılan kararda, yapılan düzenlemenin laiklik ilkesinin zedeleyeceği, Anayasanın başlangıçta yer alan Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık ilkesine aykırı düştüğü kaydedildi.
Yüksek Mahkemenin, Anayasa'da üniversitelerde başörtüsü düzenlemesine ilişkin 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliğin iptaline ilişkin gerekçeli karar, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayınlandı.
Kararda, dava dilekçesinde yapılan düzenleme ile Anayasa'nın 10. maddesinin 4. fıkrasına 'bütün işlemlerinde' ibaresinden sonra 've her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında' ibaresinin, 42. madde yapılan değişiklikle ise altıncı fıkradan sonra
'Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğretim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın sınırları kanunla belirlenir' fıkrasının eklendiği hatırlatıldı. Söz konusu maddeler üzerinde Anayasa Komisyonu'nda ve Meclis Genel Kurulu'nda konuşmacıların ve grup sözcülerinin açıklamalarına yer verilen kararda, "Yönelinen temel hedefin, kamu hizmetlerinden yararlanan veya yükseköğrenim hakkını kullananlar için dini amaçlı örtünme serbestisi tanınması, bu şekilde örtünenlerin kamu hizmetlerinden yararlanmalarını önleyecek düzenleme veya yaptırımların engellenmesi olduğu anlaşılmaktadır" denildi.
Başörtüsü düzenlemesinin Anayasa Komisyonu'ndaki görüşmelerine değinilen karada, 'Türban yasasının' mimarlarından biri olarak nitelendirilen Komisyon Başkanı'nın, 'Açıkça yapamayız çünkü. Açıkça deyince, açıkça teklif nasıl getirilir, böyle bir şey olabilir mi yani? İlk dört madde açıkça teklif burada nasıl görüşülür" şeklinde komisyon tutanağına 121. sayfasına yansıyan görüşünün bu düşüncenin bir örneği olduğuna vurgu yapıldı.
"SÖZKONUSU ANAYASA DEÄžİŞİKLİÄžİ SİYASAL GÜNDEME TÜRBAN YASASI OLARAK GİRMİŞTİR"
Söz konusu Anayasa değişikliğinin Türkiye'nin siyasal gündemine 'Türban yasası' olarak girdiği belirtilen kararda, bu teklifi hazırlayıp imzalayan milletvekillerinin, Başbakanın, Adalet ve Kalkınma Partisi üst düzey yöneticilerinin, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı ile üst düzey yöneticilerinin açıklamalarının da bu saptamayı doğruladığına işaret edildi.
Yapılan düzenleme ile açıklanan hedefe ulaşmak için adı konulmadan ve dolaylı bir biçimde dini amaçlı örtünme, dini kıyafet dahil her türlü simge ve üniformayı içerecek kapsamlı bir kıyafet serbesti tanındığı belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi; "Çünkü, 09 Şubat 2008 tarih ve 5735 sayılı Kanunun 1. maddesinde yapılan düzenlemeyle, devlet organları ve idare makamlarına, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uymak yükümlülüğünün yanı sıra kamu hizmetlerinden kişilerin kanun önünde eşitlik ilkesine uygun bir biçimde yararlanmalarını sağlamak yükümlülüğü; kişilere de devlet organları ve idare makamlarından sundukları kamu hizmetlerinden kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak yararlanmalarını sağlamasını istemek imkanı getirilmiştir. Olaya kıyafet açısından bakıldığında, bu hüküm karşısında devlet organları ve idare makamlarının, kişilere kıyafetleri nedeniyle yasak uygulayarak kamu hizmeti vermekten kaçınamayacaklarını; kişilerin kamu hizmetlerinden yararlanmalarını da, kıyafet nedeniyle yapılan yasaklamalarla engelleyemeyeceklerini söylemek gerekmektedir."
"YAPILAN DÜZENLEME KAMU HİZMETİNDEN YARARLANILMASINDAKİ ÖLÇÜTTE BELİRSİZLİÄžE NEDEN OLACAKTIR"