*İnsanın en büyük açmazı, ne ise onu olmasını becerememesidir. İnsan olmak
başlı başına bir ayrıcalıktır. Çoğu zaman da görevle sorumluluk birbirlerine
karıştırılır. Görevde katılık vardır, özgürlük yoktur. Sorumlulukta katılık
yoktur ama, özgürlük sınırsızdır. Sorumluluk; kişinin kendi özünü,
insanlığını hissetmesi durumudur.
İnsanın oluşturduğu karakteri, yaşamı boyunca karşılaştıklarına gösterdiği
tepkilerin ruhundaki izdüşümüdür. Bir yerde çevresiyle karşılaşması ve buna
tavır koymasıdır.
Yaşamını kolaylaştırdığı anda benimsediği durum tembelliği, kendini koruma
içgüdüsüyle çevresine tavır koyması saldırganlığı yapısının temel taşı
durumuna getirir. Bunlar ailelerin, toplumların kalıt bıraktıkları
özellikler değil, bir arada yaşamanın, birbirlerinin oluşumlarına bakarak
kendilerini geliştirme ve benzetme gereksinimidir. Kişinin kendini bilmesi,
zihinsel acılarının noktalanmasıdır.
Gösteriş yapmak, büyüklük taslamak, hava atmak bugün en yaygın ve
kangrenleşmiş bir durumdur. Kişinin olduğundan fazla, olduğundan başka
görünme isteği, yalancı ve cilalı bir görüntü sergileme tutkusu, toplumun
değer ölçülerinin kendisinde yarattığı en acımasız örneklerdir. "En büyük
güçlülük insanın gerçek kimliğine razı olmasıdır."
Paraya, üne, şana, güçlüye gösterilegelen olağanüstü itibar ve iltifat,
insanı ister istemez böyle olmanın üstünlüğüne ve faziletine inandırır.
Zayıf kişi hep beğenilmenin, güçlenmenin, iltifat görmenin peşindedir.
"İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkun."
başlı başına bir ayrıcalıktır. Çoğu zaman da görevle sorumluluk birbirlerine
karıştırılır. Görevde katılık vardır, özgürlük yoktur. Sorumlulukta katılık
yoktur ama, özgürlük sınırsızdır. Sorumluluk; kişinin kendi özünü,
insanlığını hissetmesi durumudur.
İnsanın oluşturduğu karakteri, yaşamı boyunca karşılaştıklarına gösterdiği
tepkilerin ruhundaki izdüşümüdür. Bir yerde çevresiyle karşılaşması ve buna
tavır koymasıdır.
Yaşamını kolaylaştırdığı anda benimsediği durum tembelliği, kendini koruma
içgüdüsüyle çevresine tavır koyması saldırganlığı yapısının temel taşı
durumuna getirir. Bunlar ailelerin, toplumların kalıt bıraktıkları
özellikler değil, bir arada yaşamanın, birbirlerinin oluşumlarına bakarak
kendilerini geliştirme ve benzetme gereksinimidir. Kişinin kendini bilmesi,
zihinsel acılarının noktalanmasıdır.
Gösteriş yapmak, büyüklük taslamak, hava atmak bugün en yaygın ve
kangrenleşmiş bir durumdur. Kişinin olduğundan fazla, olduğundan başka
görünme isteği, yalancı ve cilalı bir görüntü sergileme tutkusu, toplumun
değer ölçülerinin kendisinde yarattığı en acımasız örneklerdir. "En büyük
güçlülük insanın gerçek kimliğine razı olmasıdır."
Paraya, üne, şana, güçlüye gösterilegelen olağanüstü itibar ve iltifat,
insanı ister istemez böyle olmanın üstünlüğüne ve faziletine inandırır.
Zayıf kişi hep beğenilmenin, güçlenmenin, iltifat görmenin peşindedir.
"İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkun."