Yaşamlarını çöllerde sürdüren kadife karıncalar aşırı kıllı bir vücut yapısına sahiptirler. Üzerlerindeki doğal palto ısıyı izole edici bir tabaka görevi görür; çöldeki soğuk gecelerde ısıyı içerde tutup gün içinde de onları sıcaktan korur. Diğer birçok karınca türünde olduğu gibi erkek kadife karıncalar kanatları sayesinde havada uçarak kumun sıcağından korunabilmektedirler. Ama dişi kadife karıncalar kanatları olmadığı için gün içinde sıcak kumun üzerinde dolaşmak zorundadırlar. Bu paltoya güneşten olduğu kadar yerden gelen sıcaklıktan korunmak için de ihtiyaçları vardır.
Peki hayvanın uygunsuz hava koşullarından korunabilmek için böyle bir "palto"ya sahip olmasının açıklaması nedir? Hayvanın bunu bir "evrim süreci" içinde doğaya adaptasyon sağlayarak kazandığını öne sürmek imkansızdır. Çünkü bu durumda pek çok soru cevapsız kalır: Böyle bir giysiye sahip olmadan önce dişi kadife karıncalar sürekli yüksek ısı sebebiyle ölüyorlar mıydı? Eğer durum buysa nasıl olup da "tesadüfen" bir palto edinmek için nesiller boyu beklediler? Nasıl bir "tesadüfle" bu vücuda sahip oldular?
Sorular elbette cevapsızdır. Çünkü bu havyanların kendilerini sıcaktan koruyacak olan "palto"larını evrimcilerin her zaman öne sürdükleri evrim mekanizmaları ile elde etmiş olmaları imkansızdır. Çünkü bu karıncalar söz konusu "palto" olmadan yaşayamazlar ve çok nadir gerçekleşen-ve hemen hepsi zararlı olan-mutasyonları bekleyecek zamanları yoktur. Havyanların içinde yaşadıkları iklimin koşullarına göre tasarlandıkları açıktır.
Dişi kadife karıncalar çiftleşmeden sonra bulundukları yerden uzaklaşarak faydalanabilecekleri herhangi bir tür böcek veya arı yuvası ararlar. Bulduklarında yuvanın içine girerler. Yuvadan dışarı atılma girişimlerinin her türlüsüne karşı tedbirlidirler ve sonuçta yuvada kalırlar. Zira kadife karınca arıların kovanlarına girebilecek şekilde güçlü silah ve bir de zırha sahiptir. Dış kabukları olağanüstü denecek kadar kalın ve serttir. Zoologlar çelik bir iğneyi bile kadife karıncanın göğsüne batırmakta zorluk çektiklerini söylemektedirler.
Arı yuvalarına yerleşebilmek için her türlü donanıma sahip bir kadife karınca kraliçesi bir kez yuvaya girdikten sonra artık onların bal stoğuyla beslenir. Ayrıca her hücrede bir yumurta olacak şekilde yumurtalarını arıların pupa hücrelerine ya da kozalarına bırakır. Bu yumurtalardan çıkan karınca larvaları ev sahibi pupalarla beslenir ve daha sonra kendileri de pupa evresine geçerler. Arılar yazın sonunda yuvalarını terkederler. Kadife karıncalar ise kışı bu yuvada pupa olarak geçirirler. Bir kayda göre çıkarılan bir hezen arısı yuvasında 76 kadife karınca ve sadece iki hezen arısı bulunmuştur.40 Bu örnek dişi kadife karıncanın dişi hezen arısıyla baş etmede ne kadar etkili ve başarılı olduğunu göstermektedir. Kraliçe kadife karınca burada da ince bir taktik güderek yuvayı içten fethetmekte ve kendisini yuvanın sahibi konumuna getirebilmektedir.
Şu durumda söylenecek şey kadife karıncanın hezen arılarını çok iyi tanıdığı ve onları nasıl kandırabileceğini çok iyi bildiğidir. Peki bunu ona ilham eden arının fiziksel özelliklerini yaşam tarzını yuva yapısını bilen daha doğrusu arıyı da yaratandan başkası olabilir mi? Makul olan tek açıklama ancak arıları ve karıncaları ve hatta tüm canlıları yaratan tek bir Yaratıcı'nın varlığını kabul ederek yapılandır.
Peki hayvanın uygunsuz hava koşullarından korunabilmek için böyle bir "palto"ya sahip olmasının açıklaması nedir? Hayvanın bunu bir "evrim süreci" içinde doğaya adaptasyon sağlayarak kazandığını öne sürmek imkansızdır. Çünkü bu durumda pek çok soru cevapsız kalır: Böyle bir giysiye sahip olmadan önce dişi kadife karıncalar sürekli yüksek ısı sebebiyle ölüyorlar mıydı? Eğer durum buysa nasıl olup da "tesadüfen" bir palto edinmek için nesiller boyu beklediler? Nasıl bir "tesadüfle" bu vücuda sahip oldular?
Sorular elbette cevapsızdır. Çünkü bu havyanların kendilerini sıcaktan koruyacak olan "palto"larını evrimcilerin her zaman öne sürdükleri evrim mekanizmaları ile elde etmiş olmaları imkansızdır. Çünkü bu karıncalar söz konusu "palto" olmadan yaşayamazlar ve çok nadir gerçekleşen-ve hemen hepsi zararlı olan-mutasyonları bekleyecek zamanları yoktur. Havyanların içinde yaşadıkları iklimin koşullarına göre tasarlandıkları açıktır.
Dişi kadife karıncalar çiftleşmeden sonra bulundukları yerden uzaklaşarak faydalanabilecekleri herhangi bir tür böcek veya arı yuvası ararlar. Bulduklarında yuvanın içine girerler. Yuvadan dışarı atılma girişimlerinin her türlüsüne karşı tedbirlidirler ve sonuçta yuvada kalırlar. Zira kadife karınca arıların kovanlarına girebilecek şekilde güçlü silah ve bir de zırha sahiptir. Dış kabukları olağanüstü denecek kadar kalın ve serttir. Zoologlar çelik bir iğneyi bile kadife karıncanın göğsüne batırmakta zorluk çektiklerini söylemektedirler.
Arı yuvalarına yerleşebilmek için her türlü donanıma sahip bir kadife karınca kraliçesi bir kez yuvaya girdikten sonra artık onların bal stoğuyla beslenir. Ayrıca her hücrede bir yumurta olacak şekilde yumurtalarını arıların pupa hücrelerine ya da kozalarına bırakır. Bu yumurtalardan çıkan karınca larvaları ev sahibi pupalarla beslenir ve daha sonra kendileri de pupa evresine geçerler. Arılar yazın sonunda yuvalarını terkederler. Kadife karıncalar ise kışı bu yuvada pupa olarak geçirirler. Bir kayda göre çıkarılan bir hezen arısı yuvasında 76 kadife karınca ve sadece iki hezen arısı bulunmuştur.40 Bu örnek dişi kadife karıncanın dişi hezen arısıyla baş etmede ne kadar etkili ve başarılı olduğunu göstermektedir. Kraliçe kadife karınca burada da ince bir taktik güderek yuvayı içten fethetmekte ve kendisini yuvanın sahibi konumuna getirebilmektedir.
Şu durumda söylenecek şey kadife karıncanın hezen arılarını çok iyi tanıdığı ve onları nasıl kandırabileceğini çok iyi bildiğidir. Peki bunu ona ilham eden arının fiziksel özelliklerini yaşam tarzını yuva yapısını bilen daha doğrusu arıyı da yaratandan başkası olabilir mi? Makul olan tek açıklama ancak arıları ve karıncaları ve hatta tüm canlıları yaratan tek bir Yaratıcı'nın varlığını kabul ederek yapılandır.