Nur Külliyatında sadakat ve sebat üzerinde önemle durulur. Sadakat denilince öncelikle Nur'un mesleğine ve meşrebine tam bağlı kalmak ve onun hizmet düsturlarından asla taviz vermemek anlaşılabilir. Üstad'ın şu ifadeleri sadakatle ilgilidir:
“Bu şehre bir kutub bir gavs-ı âzam gelse seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım dese sen Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın.”(1)
Sebat denilince Nur'un hizmet prensiplerini uygulamadaki devamlılık anlaşılacağı gibi bu iman hizmetinde hiçbir güçlükten yılmamak baskılarla sarsılmamak her musibeti azim ve kararlılıkla göğüslemek ve bütün sıkıntılara rağmen hizmette gevşeklik göstermemek de anlaşılabilir. Yani hizmette devamlı olmak da sıkıntılara sabretmek de sebattandır.
Sorumuza konu olan vecizenin devamında o büyük kazanç ve bu kıymetli neticelerden birincisi “talebelerine tahkiki iman kazandırmakla imanlarını kurtarması” diğeri de “şirket-i manevîye ile bütün nur hizmetinden hasıl olan yekûn sevabın her talebeye aynen verilmesi” olarak takdim ediliyor. Bu iki mühim kazanca ermenin yolu sadakat ve sebattan geçiyor.
“Bu şehre bir kutub bir gavs-ı âzam gelse seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım dese sen Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın.”(1)
Sebat denilince Nur'un hizmet prensiplerini uygulamadaki devamlılık anlaşılacağı gibi bu iman hizmetinde hiçbir güçlükten yılmamak baskılarla sarsılmamak her musibeti azim ve kararlılıkla göğüslemek ve bütün sıkıntılara rağmen hizmette gevşeklik göstermemek de anlaşılabilir. Yani hizmette devamlı olmak da sıkıntılara sabretmek de sebattandır.
Sorumuza konu olan vecizenin devamında o büyük kazanç ve bu kıymetli neticelerden birincisi “talebelerine tahkiki iman kazandırmakla imanlarını kurtarması” diğeri de “şirket-i manevîye ile bütün nur hizmetinden hasıl olan yekûn sevabın her talebeye aynen verilmesi” olarak takdim ediliyor. Bu iki mühim kazanca ermenin yolu sadakat ve sebattan geçiyor.