Amerika İslam İlişkileri Meclisi (Keir)’in genel Müdürü Nihad Avad:
“Amerika’nın geleceğini hep birlikte belirleyeceğiz”
“ABD’de en fazla nüfusu olan azınlığı Müslümanlar oluşturmasına rağmen, İslâm dini, hem ABD’de hem de Avrupa ülkelerinde en fazla kötü muameleye maruz kalan ve kötü bir imaj yüklenmeye çalışılan bir dindir.“
Çev: MUSTAFA SABRİ DEMİR
Amerika’da Müslümanların nüfusu 7 milyondur. Bu nüfusun %24’ü Araplardan, % 25’i Hindistan ve Pakistanlı Müslümanlardan % 23’ü ise Amerikalı, geri kalan % 2’lik bölümünü de Avrupalı Müslümanlar oluşturmaktadır. Amerika’da en fazla nüfusu olan azınlığı Müslümanlar oluşturmasına rağmen hem ABD’de hem de Avrupa ülkelerinde en fazla kötü muameleye maruz kalan ve kötü bir imaja sahip olan bir dindir.
Yapılan son kamuoyu yoklaması, Amerikalıların % 49’unun İslam’a karşı olumsuz görüş taşıdıklarını gösteriyor. Başka bir araştırmanın neticelerinde de Amerikalıların % 67’sinin İslam hakkında hiç bilgileri yok. Bu mevcut durum da Müslümanlara İslam’ı sahih bir şekilde sunma fırsatı veriyor.
El-Müctema dergisi de Amerika İslam İlişkileri Meclisi (Keir)’in genel Müdürü Nihad Avad ile Amerika’da İslam’ın geleceğini ve Müslümanların Amerikan toplumunda ne gibi roller oynayacağını konuştu. Avad ile yapılan söyleşinin tamamına yakın söyleşisini aşağıda sunuyoruz:
- Hz. Peygamber’in zafer yılı olarak ilan edilen 2006 yılında hangi önemli etkinlikleriniz oldu, bizleri bilgilendirir misiniz?
- 2006’yı Hz. Peygamber’i tanıtma yılı olarak ilan ettik. Bu yılda onu tanıtmak için yazılan kitapların en iyilerini bedava dağıttık. Peygamber efendimizi anlatan bir belgesel film çektik. Bu filmi aynı zamanda Amerika’nın en tanınmış televizyon kanalı BBC’de yayınlattık. Pek çok insan Peygamber efendimizin hayatını işleyen kitapları okuduktan ve çektiğimiz filmleri seyrettikten sonra İslam ile şereflendiler; birçok tarihçi ve iş adamı da İslam’a karşı olan kötü imajlarını değiştirdiler.
Teşkilat olarak Amerika’nın bir çok bölgesindeki okullarda, konferans salonlarında, kiliselerde; konferanslar, seminerler, toplantılar tertipledik. Peygamber efendimizin hayatını anlatan siyret yarışması düzenledik. İslam’ı Amerikan toplumuna doğru şekilde anlatarak, İslam hakkında kafalardaki kötü imajı temizlemek için uygulamayı düşündüğümüz daha onlarca plan var…
Birçok filmdeki yanlışları düzelttik
- Amerikan medya kuruluşlarının İslam’a karşı yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- On seneyi aşkın olarak Hollywood sinema şirketleri ile birlikte çalışıyoruz. İslam’ı konu alan birçok filmde, İslam imajını lekeleyecek hataları düzelttik. Düzeltme taleplerimizin geri çevrilmesi halinde sokaklara caddelere inerek protesto yürüyüşü yaptık. Dolaylı olarak yanlışı düzelttik veya en azından yanlışlara dikkat çektik. Bizleri ilgilendirdiği halde bizlere danışılmadan çekilen filmlerden şirketlerin milyonlarca dolar zarar görmeleri diğerleri için ders oldu. Artık bizlere danışmaya başlandı. Bu alanda yürüttüğümüz çetin mücadelemiz olumlu neticeler vermeye devam ediyor. Çünkü biz mücadelemizi ahlaki ilkelere göre kimseyi hedef almadan ve yüksek bir amaç için yapıyoruz.
- ABD yönetimi ile ilişkileriniz nasıl?
- Amerikan yönetimi Dışişleri Bakanlığı Amerikan Selam Enstitüsü aracılığıyla İslami kurumlarla diyalog kuruyor. Biz bu enstitüde danışman olarak çalışmalar yapıyoruz. Bu vesileyle Amerikan yönetimi ile de Amerika’daki diğer İslami kuruluşlar gibi iyi ilişkiler içindeyiz.
Siyasi ve kültürel köprü
- Yapılan anket ve araştırma sonuçlarında da gözüktüğü üzere, Amerikan üniversitelerinde ve enstitülerinde İslam ülkelerinden gelen öğrencilerin çoğaldığını görüyoruz, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Amerikan enstitülerinde ve üniversitelerinde İslam aleminden gelen öğrencilerin çoğalmasıyla Amerika içindeki Müslümanlarla, hem de İslam âlemiyle olumlu siyasi ve kültürel ilişkileri geliştirme imkanı doğmuştur. İslam ülkelerinde birçok üst düzey yetkili önemli şahsiyet Amerika da eğitim görmüşlerdir. Burada kazandıkları medeni ve insani tecrübeleri ve güzellikleri ülkelerine taşımışlardır.
Başka bir faydası ise, Amerika’da Müslüman nesil ile Amerikan toplumu arasındaki kopukluğun kendi başına bırakılmayacağının Amerikan yönetimince fark edilmesidir. Amerikan milli ve siyasi güvenlik sorunu hakkında anlattıklarımdan daha fazla konuşacak kadar bu alanın uzmanı değilim. Amerikan yönetimi Müslümanlara kapılarını kapattığında bundan zarar göreceğini anladığı için, İslam âlemi ile ABD arasında karşılıklı siyasi ve kültürel ilişkiler kurmak istiyor.
ABD’de medeni hukuk alanında sorunlar var
- Son zamanlarda Amerika’da çok sayıda, çoğu Arap asıllı Müslüman tutuklandı. Bunların haklarını savunmak için neler yaptınız?
- Çeşitli münasebetlerle farklı yerlerde Amerika’da medeni hukuk alanında önemli sorunların olduğunu, Amerikalı Müslümanların haklarına büyük sınırlamalar getirildiğini söyledik. Bunlar gizli saklı olan şeyler değil zaten. Haksız, hiçbir hukuki dayanağı, kanuni gerekçesi olmadan evlere baskınlar düzenleniyor ve zalimane tutuklamalar gerçekleştiriliyor. Bütün bu olanlar savundukları demokrasiyi lekeleyen şeyler. Bizler de kanuni yollarla bu düşüşü düzeltme mücadelesi veriyoruz.
- Siz uzun veya kısa vadede siyasi bir konuma ulaşmayı hedefliyor musunuz?
- Bizim faaliyetlerimiz açık. Her düzeyde muhatap bulabilen bir teşkilatız. Kanada’da ve ABD’de en geniş teşkilatlanması olan teşkilat bizimkisi. Biz ABD siyasetine etki etmek için Müslümanları bütün siyasi faaliyetlere katmak istiyoruz. Bunun için projelerimiz ve çalışmalarımız var. Amerikan toplumunun dışında olmak istemiyoruz. Geleceğimiz hep birlikte inşa etmek için siyasete katılmayı, siyasi faaliyetlerde bulunmayı bir görev addediyoruz. Bu söylediklerim sadece emellerimizde değil sadece, aynı zamanda çizdiğimiz planlarımızda vardır.
“Amerika’nın geleceğini hep birlikte belirleyeceğiz”
“ABD’de en fazla nüfusu olan azınlığı Müslümanlar oluşturmasına rağmen, İslâm dini, hem ABD’de hem de Avrupa ülkelerinde en fazla kötü muameleye maruz kalan ve kötü bir imaj yüklenmeye çalışılan bir dindir.“
Çev: MUSTAFA SABRİ DEMİR
Amerika’da Müslümanların nüfusu 7 milyondur. Bu nüfusun %24’ü Araplardan, % 25’i Hindistan ve Pakistanlı Müslümanlardan % 23’ü ise Amerikalı, geri kalan % 2’lik bölümünü de Avrupalı Müslümanlar oluşturmaktadır. Amerika’da en fazla nüfusu olan azınlığı Müslümanlar oluşturmasına rağmen hem ABD’de hem de Avrupa ülkelerinde en fazla kötü muameleye maruz kalan ve kötü bir imaja sahip olan bir dindir.
Yapılan son kamuoyu yoklaması, Amerikalıların % 49’unun İslam’a karşı olumsuz görüş taşıdıklarını gösteriyor. Başka bir araştırmanın neticelerinde de Amerikalıların % 67’sinin İslam hakkında hiç bilgileri yok. Bu mevcut durum da Müslümanlara İslam’ı sahih bir şekilde sunma fırsatı veriyor.
El-Müctema dergisi de Amerika İslam İlişkileri Meclisi (Keir)’in genel Müdürü Nihad Avad ile Amerika’da İslam’ın geleceğini ve Müslümanların Amerikan toplumunda ne gibi roller oynayacağını konuştu. Avad ile yapılan söyleşinin tamamına yakın söyleşisini aşağıda sunuyoruz:
- Hz. Peygamber’in zafer yılı olarak ilan edilen 2006 yılında hangi önemli etkinlikleriniz oldu, bizleri bilgilendirir misiniz?
- 2006’yı Hz. Peygamber’i tanıtma yılı olarak ilan ettik. Bu yılda onu tanıtmak için yazılan kitapların en iyilerini bedava dağıttık. Peygamber efendimizi anlatan bir belgesel film çektik. Bu filmi aynı zamanda Amerika’nın en tanınmış televizyon kanalı BBC’de yayınlattık. Pek çok insan Peygamber efendimizin hayatını işleyen kitapları okuduktan ve çektiğimiz filmleri seyrettikten sonra İslam ile şereflendiler; birçok tarihçi ve iş adamı da İslam’a karşı olan kötü imajlarını değiştirdiler.
Teşkilat olarak Amerika’nın bir çok bölgesindeki okullarda, konferans salonlarında, kiliselerde; konferanslar, seminerler, toplantılar tertipledik. Peygamber efendimizin hayatını anlatan siyret yarışması düzenledik. İslam’ı Amerikan toplumuna doğru şekilde anlatarak, İslam hakkında kafalardaki kötü imajı temizlemek için uygulamayı düşündüğümüz daha onlarca plan var…
Birçok filmdeki yanlışları düzelttik
- Amerikan medya kuruluşlarının İslam’a karşı yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- On seneyi aşkın olarak Hollywood sinema şirketleri ile birlikte çalışıyoruz. İslam’ı konu alan birçok filmde, İslam imajını lekeleyecek hataları düzelttik. Düzeltme taleplerimizin geri çevrilmesi halinde sokaklara caddelere inerek protesto yürüyüşü yaptık. Dolaylı olarak yanlışı düzelttik veya en azından yanlışlara dikkat çektik. Bizleri ilgilendirdiği halde bizlere danışılmadan çekilen filmlerden şirketlerin milyonlarca dolar zarar görmeleri diğerleri için ders oldu. Artık bizlere danışmaya başlandı. Bu alanda yürüttüğümüz çetin mücadelemiz olumlu neticeler vermeye devam ediyor. Çünkü biz mücadelemizi ahlaki ilkelere göre kimseyi hedef almadan ve yüksek bir amaç için yapıyoruz.
- ABD yönetimi ile ilişkileriniz nasıl?
- Amerikan yönetimi Dışişleri Bakanlığı Amerikan Selam Enstitüsü aracılığıyla İslami kurumlarla diyalog kuruyor. Biz bu enstitüde danışman olarak çalışmalar yapıyoruz. Bu vesileyle Amerikan yönetimi ile de Amerika’daki diğer İslami kuruluşlar gibi iyi ilişkiler içindeyiz.
Siyasi ve kültürel köprü
- Yapılan anket ve araştırma sonuçlarında da gözüktüğü üzere, Amerikan üniversitelerinde ve enstitülerinde İslam ülkelerinden gelen öğrencilerin çoğaldığını görüyoruz, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Amerikan enstitülerinde ve üniversitelerinde İslam aleminden gelen öğrencilerin çoğalmasıyla Amerika içindeki Müslümanlarla, hem de İslam âlemiyle olumlu siyasi ve kültürel ilişkileri geliştirme imkanı doğmuştur. İslam ülkelerinde birçok üst düzey yetkili önemli şahsiyet Amerika da eğitim görmüşlerdir. Burada kazandıkları medeni ve insani tecrübeleri ve güzellikleri ülkelerine taşımışlardır.
Başka bir faydası ise, Amerika’da Müslüman nesil ile Amerikan toplumu arasındaki kopukluğun kendi başına bırakılmayacağının Amerikan yönetimince fark edilmesidir. Amerikan milli ve siyasi güvenlik sorunu hakkında anlattıklarımdan daha fazla konuşacak kadar bu alanın uzmanı değilim. Amerikan yönetimi Müslümanlara kapılarını kapattığında bundan zarar göreceğini anladığı için, İslam âlemi ile ABD arasında karşılıklı siyasi ve kültürel ilişkiler kurmak istiyor.
ABD’de medeni hukuk alanında sorunlar var
- Son zamanlarda Amerika’da çok sayıda, çoğu Arap asıllı Müslüman tutuklandı. Bunların haklarını savunmak için neler yaptınız?
- Çeşitli münasebetlerle farklı yerlerde Amerika’da medeni hukuk alanında önemli sorunların olduğunu, Amerikalı Müslümanların haklarına büyük sınırlamalar getirildiğini söyledik. Bunlar gizli saklı olan şeyler değil zaten. Haksız, hiçbir hukuki dayanağı, kanuni gerekçesi olmadan evlere baskınlar düzenleniyor ve zalimane tutuklamalar gerçekleştiriliyor. Bütün bu olanlar savundukları demokrasiyi lekeleyen şeyler. Bizler de kanuni yollarla bu düşüşü düzeltme mücadelesi veriyoruz.
- Siz uzun veya kısa vadede siyasi bir konuma ulaşmayı hedefliyor musunuz?
- Bizim faaliyetlerimiz açık. Her düzeyde muhatap bulabilen bir teşkilatız. Kanada’da ve ABD’de en geniş teşkilatlanması olan teşkilat bizimkisi. Biz ABD siyasetine etki etmek için Müslümanları bütün siyasi faaliyetlere katmak istiyoruz. Bunun için projelerimiz ve çalışmalarımız var. Amerikan toplumunun dışında olmak istemiyoruz. Geleceğimiz hep birlikte inşa etmek için siyasete katılmayı, siyasi faaliyetlerde bulunmayı bir görev addediyoruz. Bu söylediklerim sadece emellerimizde değil sadece, aynı zamanda çizdiğimiz planlarımızda vardır.