Gecenin bilmem kaçıncı dilimi..
Dışarıda içine çektiğinde adeta çiğerleri donduracak bir soğuk..
Ve ben uykusu kaçmış kelimelerimi bir arada tut manın telaşındayım..
Hep böyle olur nedense..
Önce sen düşersin düşüncelerime..
Sonra, ağlamaya başlayan kelimelerimin hıçkırıkları duyulur..
Kelimelerim var benim..
Durmadan..
Usanmadan, beyaz bir kelebeğin anlatıldığı sonsuz kelimlerim..
En kederli anlarımda geceye, parlak yıldızlar gibi düşlerimi..
Yalnızlığımı..
Ve çığlıklara bürünmüş sessizliğimi nakış nakış dokuyan..
Ve her biri sadece senin yokluğunun bana kattığı anlamları dile getiren kelimelerim var..
Kalemimden düşen her kelime titrek bir isyanın gölgesinde çaresizliği işliyor gecenin kalbine..
Sayfalar dolusu çaresizliğim ve yalnızlığım, satırlara keder yüklü gözyaşlarıyla iniyor..
Kelimelerim korkmuş ve üşümüş sanki..
Çaresiz, sessiz ama yinede asla sensiz değil..
Onlarda benim gibi bu gece..
Ve bir hiçliğin gölgesinde var olabilme savaşındayım..
Hep yok olmuş düşler ve kimsesiz üşüyüşler beni anlatır..
Ben biten bütün güzel aşk hikayelerinin lanetlenen rolü..
Yaşanan bütün güzel sevgilerin tek kötü karakteri..
Kimsesiz gecelerin sorumlusu..
Verilip tutulamamış sözlerin..
Geç kalınmışlığın acı bedeli..
Oysa sen...
Bembeyaz kanatlı bir melek..
Gökyüzünden döne döne düşen bir kartanesi..
Ve Gökkuşaklarının en güzel renkleri arasında dudadığında bir gülümseme ile uçan bir kelebek..
Yazıyorum..
Kalemimi gözyaşı hokkasına batırıp batırıp durmadan yazıyorum..
Çünkü uykusu kaçmış kelimelerimin ancak böyle kapanır gözleri..