Hep eksik yanlarım ağlardı,
Aceleci bir buse gibi,
Ya da,
Rüzgarın tutunduğu yaprağın titremesi değerdi tenimize,
Yağmurda balçığın kayganlığından sıkı düşerdik
Gözlerimize.
Y(anılırdık) kala(balık)larca,
Gürültülere
Zaman zaman kulak tıkar,
Vurulurduk,
Zamanın tekrarına.
Sonra bir filmin karelerini teker teker montaj yapar gibi,
Yeniden,
Yeniden, düşerdik, buğulu bulanık düşlerimizin peşine.
Düşlerimiz düşerdi el alemin diline.
Kırılırdık şimşekli gecelerimizde,
Ve istisnasız her seferinde,
Kirpiklerimize tutunurdu da gözyaşlarımız,
Bir türlü anlayamazdık,
Mutluluktan mı?
Yoksa,
kaybetme korkumuzdan mı, bilemezdik,
Geleceğin bizi nerelere savuracağını...