04-05-2007, Saat: 07:06 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
42
-
Konuları:
37
-
Kayıt Tarihi:
Feb 2007
-
Rep Puanı:
Farzet ki bu aşkı yaşamadık seninle
Farzet ki hiçbir geceyi paylaşmadık ikimiz
Farzet ki saçlarını bile hiç okşamadım
Hadi git gözlerime baka baka git
Hadi git hayatımdan çıka çıka git
Hadi git yüreğimi yaka yaka git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki unutulmuş bir şairim köşe başında
Farzet ki hiçbir şiirimi sana yazmadım
Farzet ki hiçbir şarkımda adını bile anmadım
Hadi git sevdiğimi bile bile git
Hadi git bir kaleme sile sile git
Hadi git hiç üzülme güle güle git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki bir kum tanesiyim sahilde
Farzet ki bir çakıl taşıyım yol kenarında
Farzet ki boş bir kibrit kutusuyum ellerinde
Hadi git üzerime basa basa git
Hadi git umutları asa asa git
Hadi git hiç konuşma susa susa git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz
Farzet ki yokum artık
Farzet ki öldüm
Farzet ki isimsiz bir mezarım dağ başında
Hadi git saçlarından bir tel bırakmadan git
Hadi git avucumda bir el bırakmadan git
Hadi git baş ucumda bir gül bırakmadan git
Şairler ağlamaz gülüm, şairler ağlamaz.
04-06-2007, Saat: 11:10 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
7,481
-
Konuları:
455
-
Kayıt Tarihi:
Sep 2006
-
Rep Puanı:
Teşekürler arkadaşım
Yüreğine sağlık
Güzel paylaşım
En çok şairler ağlar mısralar da onların gözyaşları...
04-06-2007, Saat: 11:36 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,366
-
Konuları:
199
-
Kayıt Tarihi:
Nov 2006
-
Rep Puanı:
teşekkürler arkadaşım paylaşımın için
04-07-2007, Saat: 08:31 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
245
-
Konuları:
22
-
Kayıt Tarihi:
Apr 2007
-
Rep Puanı:
Yıllar yılı oldu sevgili ama ben seni hiç sevmedim. Gittiğin gündeki gibi tutkulu bir romantizmi göremedim. şimdi soğuk bir gecenin aşkı esiyor dışarda sevgili ve ben seni hiç özlemedim...çok geçmez aradan sevgili uzun uzun çalacak kapılar ve sen kulaklarında bir uğultunun korkusunu yaşayacaksın.
Ben seni hiç istemedim sevgili, seni hiç bilmedim. Şu küçük kasabanın içinde yaşamıyordum ve yaşatmıyordum senide yüreğimde, hiç bir dokunuşta düşlemiyordum. Çünkü seni çok uzak bir yerinden seviyordum.
Belki bilmeseydim seni, esrarengiz bir insan olsaydın, belki o zaman teslim ederdim sana kendimi. Bu korkak gecelerden vazgeçmeyi başarabilseydim...
Aşktı ve bitti...Kocaman bir uğultunun iki kulak tırmalayan sesiydik artık. Pis bir gülümsemeyle sadece aşktı, o tatlılığı yaşatacak olan...
Aşktı ve bitti...Yaşamın bir başka kırıntısına ulaşıp yollarımızı ayırdığımız yere geldik sonunda. hüzünbazlık ve gözyaşı yoktu, karar çoktan verilmişti. Tam kalemleri kırarken benim elim titredi ama sen hiç durmadın. Soğuktun, o nede olsa aşktı acı çekmezdi. Onu bir oyuncak gibi paramparça yapabilirdin çünkü yenisi bulunurdu...
Aşktı ve bitti...Bir yokluk gibi, bir yara izi, sonsuzluk gibi o her yerdeydi ve hiçbiryerdeydi. Baktığın her yüzde onun kötü gülümsemesi vardı bizden aldıklarıyla.
Aşktı ve bitti...Bitmeliydi belkide. Yılların biriktirdiği herşeyi o anda kusmuştuk suratlarımıza, herşeyi aniden unutmuştuk. Kendimize geldiğimizde bana kalan yastığın diğer karanlık ucuydu. Aşktı ve bitmişti seninle birlikte oda gitmişti, bir çok gözyaşımı çalarak. Şimdi bende kaybettim, sende. Kazanan yine o kötü yüzüyle aşktı. Bize oyun oynamış ve çaldıklarıyla yüzüstü bırakmıştı...
Biten her şey bitmeli, giden herkes gitmeliydi. Çünkü o "Aşktı ve Bitmişti"sevgiliyle birlikte gitmişti götürdükleriyle....
04-07-2007, Saat: 08:31 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
245
-
Konuları:
22
-
Kayıt Tarihi:
Apr 2007
-
Rep Puanı:
O durmadan kaçıyor;
Sen ardIndan gitmiyorsan;
O günün her saatinde saklanıyor,
Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;
O sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;
Boşuna aldatma kendini,
Onu sevmiyorsun demektir.
Elindeki içki kadehinde,
Dudağındaki sigarada ,
Okuduğun kitapta,
Mırıldandığın şarkıda,
Söylediğin şiirde,
Gördüğün rüyada
Ve yaşaman için
Ciğerlerine doldurduğun havada
O yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
Onu sevmiyorsun demektir.
Renkler onunla değerlenmiyorsa,
Örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının,
Mavi maviliğinin farkında değilse,
Beyaz yalnız o giydiği zaman
Güzelligini haykırmıyorsa,
Sabahları onu görünceye kadar
Güneş doğmuyorsa
Ve onsuz gökyüzü geceleri
Aya, yıldızlara
Hasret değilse
Onu sevmiyorsun demektir.
Sokakta gördüğün her yüzde
Ondan bir şeyler aramıyorsan,
Güzel bir manzara,
Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
Uykudan uyandığın zaman
Yaşamakta olduğundan önce
Onu hatırlamıyorsan,
Omuzlarına dökülmüş saçları,
Bir sis perdesinin ardında
Her zaman gülen,
Işık saçan gözleri
Aklına gelmiyorsa,
Durup durup avuçlarının
Sıcaklığını özlemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.
Dünyada yaşıyan öteki insanların
Senin için hala bir değeri varsa,
Ona karşı tutumunu
Toplumun köhne ve manasız
Kurallarına göre ayarlıyorsan
ve açık açık
Sanki var oldugunu haykırırcasına
Sevgini söylemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.
Yok o senin için
Herşeyden değerliyse,
Gözünü yumduğun anda
Onu görebiliyorsan,
O bütün şarkılarda,
Bütün şiirlerde,
Bütün resimlerde ise,
Ona muhtaç oldugunu
Söylemekten utanmıyorsan,
Senin içten ve büyük sevgine
Karşılık vermiyeceğinden
Korkmuyorsan,
Bütün bencil duygularından
Sıyrılabilmişsen
Onun için herseyi,
Ama herşeyi yapacak gücü
Kendinde buluyorsan,
Her hali sana
Ayrı ayrı güzel geliyorsa,
Karşısında kendini
Bir çocuk gibi hissediyorsan,
İstediği anda onun için
Ölebileceksen,
Onun için yaşıyorsan
Ve yine onun için
Bildiğin bilmediğin
Bütün düşmanlıklara
Karşı koyabileceksen,
O her geçen dakika
Sende biraz daha büyüyorsa
Ve kendi kendine bile
Çok sevdiğini bütün
Samimiyetinle,
İnanmışlığınla
İtiraf edebiliyorsan,
Bir gün o seni hiç,
Ama hiç sevmediğini söylese bile,
Senin sevginde azalma olmayacaksa
Ve ölünceye kadar onu aşkların
En ölümsüzü ile sevebileceksen;
İşte o zaman
Onu seviyorsun demektir.
O sana sevmeyi,
Gerçek aşkı öğretti.
Sen onu hep sevecek
Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.
O, hiç sen olmasan bile,
Seni bir parça sevmese bile
Ümit Yaşar Oğuzcan
04-07-2007, Saat: 08:32 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
245
-
Konuları:
22
-
Kayıt Tarihi:
Apr 2007
-
Rep Puanı:
Binanın en üst katından
Atlamak gibi değil yalnızlık
Yere tek başına düşme korkusu
Ya da kalabalık bir yerde
İçindeki sesin yankısı değil yaşadığın.
Yalnızlık bıçak gibi
Körelmeyi bilmiyor.
Kurumadı yalnızlığım.
Çaresizliğim tükenmedi cebimdeki param gibi.
Sürükledi beni divane sokaklarda
Yazılar yazdırdı adına şiir dedikleri.
Oysa yaşamak gülümsemek diye öğretilmişti,
Yaşamak oynamak,
Yaşamak savaşmaktı yokluklarla.
Sevdiğinin yokluğunu Divan Edebiyatı'nda okudum ama
Lisede söyledikleri anlaşılmıyor.
Sessizliğim zehir gibi.
Konuşmadıkça kanımda dolaşıyor sanki.
Ruhum hapsolmuş mahkum edasında
Volta atıyor bedenimde.
Aklımaysa uğramıyor
Meğer gönül penceremi kırmakmış derdi.
Yalnızlık doluyor içeri
Soğuyor seni yaşattığım yer
Ama derin dondurucudaki taze kalmıyor anılar.
Hep gözyaşı düşüveriyor
Yalnızlık lambadaki cin gibi
Hep bir sahip buluyor kendine.
Bense yüzündeki gülümsemesi ölmüş insan.
Aynalara baktıkça korkan,
Geceleri uyumak yerine
Kendisiyle pazarlık yapan,
Yaratana yalvaran dualarla
Ve yorgunluktan sızan sabahın ilk ışıklarında.
Ben yalnızlığın şansıyım
Dileklerinde hep ben çıkıyorum.
Yorgunluğumu gizlemek zor artık.
Uğraşılarımın sonuçsuzluğu hırpalıyor bedenimi.
Göz kapaklarım engel olmak istiyor mutsuzluğuna
Dileğimse benim yüzümden olmaması.
Ama yaşamak bu.
Acısı, ağırlığı olmasa
Anlayabilir misin mutluluğun kolay olmadığını?
Değerini bilebilir misin sahip olduklarının?
Bendeki yalnızlığı görsen
Sevinmez misin şanslı olduğuna?
Diyorum ya ben yalnızlığın şansıyım
Dileklerinde hep ben varım.
Sense onun dualarında varsın biliyorum
Ve benim duam ömür boyu
Yalnızlık benim olsun...
04-07-2007, Saat: 08:32 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
245
-
Konuları:
22
-
Kayıt Tarihi:
Apr 2007
-
Rep Puanı:
Ne zaman seni düşünsem ,
Ne zaman sen gelsen aklıma
İçimden havalanıyor kanadı kırık bir martı.
Gelip konuyor uzaklarıma.
Kıpırdıyor yaprakları saksıdaki çiçeğin.
Ve ardından
Susuyor keman.
Bir ağacın yaprakları
Düşüyor ayaklarıma.
Ne zaman seni düşünsem
Ne zaman sen gelsen aklıma,
Acı bir tebessüm
Gelip oturuyor dudaklarıma.
Notası kırılmış melodilerin
Buruk sesi geliyor kulaklarıma.
Bir kuş düşüyor
Daldaki yuvasından / çırpınarak
Sıcak avuçlarıma.
Ne zaman seni düşünsem,
Ne zaman sen gelsen aklıma,
Kaldıramayacağım bir ağırlık
Çöküyor yapraklarıma.
Umutlara taş basıyor yokluğun
Kar düşüyor
Henüz tomurcuk umutlarıma.
Ne zaman seni düşünsem
Ne zaman sen gelsen aklıma
Dalıyorum dipsiz bir kuyuya
Yalnız başıma.
Ve ardından
Boğuluyorum
İçine düştüğüm denizlerimde.
Yeniliyorum
Kendi denizimin dalgalarına.
Seni düşünmek istemiyorum artık.
Çölde yalnız başına yaşayan bir kaktüs gibi,
Tüketmek istiyorum ömrümü bir başıma.
Alıştım nasıl olsa yıllardır,
Hem yokluğuna
Hem yalnızlığıma.
04-07-2007, Saat: 08:32 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
245
-
Konuları:
22
-
Kayıt Tarihi:
Apr 2007
-
Rep Puanı:
Rüyalarım Olmasa
Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa
Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa
Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak
Seni sarmam imkansız rüyalarım olmasa
Sevmesem özlermiyim seni can pahasına
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına
Adını söyleyemem senden bir başkasına
Seni sormam imkansız rüyalarım olmasa
Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam
Sana değil, saçının bir teline kıyamam
Yıllar sonra dönsende' nerde kaldın' diyemem
Seni kırmam imkansız rüyalarım olmasa
Yalvarırım mektup yaz beş dakkanı ayırda
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da
Yaban gülü gibisin dağda,kırda,bayırda
Seni dermem imkansız rüyalarım olmasa..
Cemal SAFI
04-07-2007, Saat: 08:33 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
245
-
Konuları:
22
-
Kayıt Tarihi:
Apr 2007
-
Rep Puanı:
Bir Eskicide Bıraktım Yüreğimi
Tükenmeyen yollarda,bilinmeyen geleceklere
Yürüyerek geçiyor yaşam.
Uyandığımda bitecek bir rüya gibi.
Hiç durmadan,koştururcasına yürüyorum,
Durursam uyanacağım,
Yaşam bitecek sanki...
Ardıma bakmadan gidiyorum
Bir daha geçmeyeceğimi bildiğim yollardan.
Her adımda dağılıyorum.
Bir parçam,ellerimden düşer gibi,
Kayıp gidiyor benden...
Bir köşede gülüşümü bırakıyorum.
Bir gece yıldızlara bakarken,gözlerimi.
Sokak lambalarında, sessiz gölgelerimi.
Günbatımının kızıllıklarında çocukluğumu,
Gündoğumlarında,sabah çiğlerine karışan gözyaşlarımı...
Siyah beyaz bir fotoğrafta düşlerimi...
Oysa düşlemek ne güzeldi çocukken.
Nerden bilirdim yaşamın
Böyle parçalanarak süreceğini
Ve ömrümün,kendimi toplamakla geçeceğini...
Bir yap-bozum sanki,
Tek parçamı bile bulamadan,
Yeniden dağılıveriyorum.
Nerede başladı bu...
Hatırlamadığım kadar uzakta kaldı ilk kırıntılarım.
Her yiten parçada sessiz bir çığlık attı yüreğim,
Sel olup aktı da,kimseler görmedi.
Sessizce gelip toplamasını bekledim
O hep beklenen,ama hiç gelmeyenin...
Yüreğimde bir telaş,bir heyecan;
-Beni tamamla artık ! -der gibi çırpınan...
O değil miydi daha yolun en başında
Bin parçaya bölünüp dağılan...
İstesem de bulamam yüreğim.
Bir daha geçmeyeceğim bir yolda,
Bir eskiciye bıraktım seni,paramparça...
Çığlıkların paçalarımdan süzülüyor,
Kimseler görmüyor...
İşte böyle sürüyor yaşam
Yolun birinde eksilip,
Bir başkasında biraz artan...
Kim geri getirebilir,
Bir daha geçmeyeceğim bir yolda,
Bir eskicide kalan ,
O bir parçası hep eksik yüreği...
|