İSTANBUL - Türkiye Kardiyoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, Beslenme ve Diyet Uzmanı Berrin Yiğit ve Seran Göçer ile Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Arpi Tırpancı sıcak günleri sağlıklı geçirmek için yapmamız gerekenleri anlattı.
Berrin Yiğit (Beslenme ve Diyet Uzmanı):
SUSAMAYI BEKLEMEDEN SU TÜKETİN
Susamayı beklemeden su tüketin. Sıcak havada artan termeleyle atılan sıvı, elektrolit kaybını engellemek için su alımınızı 3 litreye çıkarın.
Vücuttan su atımını artıran alkol, gazlı içecek ve şeker katkılı meyve sularını tüketmeyin. Su tüketmek keyifsiz geliyorsa içine bir iki damla meyve suyu veya meyve parçaları ekleyin, soğuk sıcak bitki çayları, kendi tadıyla pişmiş kompostolar, limonata, ayran, kefir, soda en doğru alternatifler olacaktır.
Yeterli su alıp almadığınızı idrar rengini kontrol ederek takip edebilirsiniz. Eğer ki idrarınız elma suyu rengindeyse sıvı alımınız yetersiz, limonata rengindeyse yeterlidir.
Yavaşlayın. Ağır fiziksel aktivite yapmayın. Bunun için havanın nispeten daha makul olduğu sabah erken veya akşam geç saatleri tercih edin. Sadece egzersiz sırası ve sonrasında değil öncesinde de su için. Çünkü sıcak havalarda 30 dakikalık hafif egzersizler dahi vücudu susuz bırakabilir.
Lif ve vitamin alımızı artırmak için, mevsiminde sebze ve meyveleri bunlar için de özellikle domates, kırmızı biber, böğürtlengiller, çilek tüketimini artırın.
Yoğurttan vazgeçmeyin, sıcak havalarda vücut ısısını dengelemeye yardımcı olabileceği gibi içine katacağınız taze maydanoz, dereotu, nane ile hem vitamin alımınızı artırmaya hem de doygunluk hissi sağlamaya yardımcıdır.
Ağır yemekler ve kızartmalardan kaçının, sebze yemeklerinizi 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirmeye gayret edin.
Seran Göçer (Beslenme ve Diyet Uzmanı):
GÜNDE 3 LİTRE SIVI ALIN
Hava sıcaklıklarının çok fazla olması herkesi bir miktar etkileyebililir ama risk oluşturacak gruplar 50-60 yaş üstü; özellikle tansiyon hastaları, böbrek ve diyabet hastaları ve kalp hastaları. Bu hastalarımızın sıvısız kalmamaları gerekir. Bu kişilerin sıcak saatlerde dışarıda kalmamaları, çok ağır yemekler yememeleri, en az 3 litre civarında sıvı tüketmeleri gerekir. Bu sıvının su ve bitki çayı olması gerekir. Kola ve benzeri şekerli içecekler sıvı yerine geçmiyor.
SICAKLARDA DOÄžRU BESLENME PROGRAMI
Gıdalar; dondurma ve etlerde önem kazanıyor. Birkaç saatten fazla beklemiş etlerin, dışarıda bekletilmiş yemeklerin tüketilmemesi lazım. Doğru beslenme programı uyguluyorsak, sıcaklık değişimi ile beslenme şeklimizi değiştirmemiz gerekmez ama sıvı alımını mutlaka artırmalıyız.
Günlük beslenme için şu miktarları önerebilirim:
3 litre su
200 ml süt ya da 200 gr yoğurt (6 yemek kaşığı)
Tahıllardan haftada 3 gün 4-5 yemek kaşığı
Haftada 3 gün en az 200 gram ızgara et
Her gün bir porsiyon sebze
1-2 porsiyon salata
3 porsiyon meyve
Prof. Dr. Çetin Erol (Türkiye Kardiyoloji Derneği Gn. Bşk.):
SABAHIN SERİNİ, AKŞAMIN SERİNİ...
Sıcaklar elbette kalp hastalıklarını olumsuz etkiliyor. Özellikle aşırı sıcağın hissedildiği saatlerde dışarıda olmalarını pek arzu etmiyoruz. Çünkü bunlar genelde yaşlı ve dengeleri hassas olan kişiler. Özellikle sıcaklar mai kaybına, elektrolit kaybına neden olduğu için de hem kan basınçları etkileniyor hem ritm bozuklukları bakımından tehlikeli oluyor. Sabahın serini, akşamın serini kalp hastalıkları için en uygun saatler. Sağlıklı insanlar da sıvı kaybını, elektrolit taybını mutlaka karşılamaya dikkat etmeliler. Beslenmelerine dikkat etmeliler.
Kişinin kalbinin kapasitesi, geçirdiği hastalığın derecesi önemli. Sağlam bir insan için normal şartlarda her koşula adapte olur. Ama kalbin gücü, kuvveti, aldığı ilaçların derecesi gibi faktörler adaptasyonu etkiler. Ciddi bir kalp hastalığı geçirmiş ve bu nedenle takip altındaki bir hasta herhalde dışarıda durmamaya özen gösterecektir. Özel bir ilaç yok ki bunu alın da sıcağa çıkın diyebilelim.
Dr. Arpi Tırpancı (Cilt Hastalıkları Uzmanı):
“GÜNEŞ KREMİ KULLANMAK İÇİN TATİLE ÇIKMAK GEREKMİYOR”
Hastaların güneşten koruyucu kullanmayı bilmediklerini görüyorum. Güneşten koruyucu kremlerin sadece plaja giderken kullanıldığını sanıyorlar. Gün içinde tazelemek gerektiğini unutuyorlar ve sürdükleri anda etkisinin başladığını düşünüyorlar. Güneş kremi kullanmak için tatile çıkmak gerekmiyor. Ama çarşıya, pazara çıkarken ya da çalışan insanlar öğle tatilinde bir saat dışarılarda dolaşıyorlarsa yine güneşlenmiş oluyorlar. Yine arabada giderken de güneş alınıyor, suyun içinde kaldığında da... Güneşten koruyucuları bir gün sürüp on gün sürmeyince bunun etkisinin azalacağı oysa hergün düzenli kullanıldığında bunun koruyuculuk özelliğinin arttığını bilmeleri gerekiyor.
Önemli bir nokta da, güneş kremlerinin cilt yapısına göre seçilmesi gerektiği. Yağlı veya lekeli ciltler için farklı seçenekler kullanılabilir. Çok faktörlü koruyucu kullanmak gerekmiyor, güneşten korunmak için “30+”nın yeterli olduğunu düşünüyoruz. 100 faktörlü krem kullanıyorum deyip, arada bir kullanan insan kendini güvence altında, güneşten korunuyor hissetmemeli.
ÇOCUKLARA ŞAPKA ŞART
Çocuklar için en iyi korumanın giysi olduğunu bilmek gerekiyor. Çocuk dışarıda oynuyorsa başında bir şapkasının olması, üzerinde bir tişört olması doğru olur. Çocuklar hep suyun içinden çıktıklarında kremlerini mutlaka tazelemek lazım.
Berrin Yiğit (Beslenme ve Diyet Uzmanı):
SUSAMAYI BEKLEMEDEN SU TÜKETİN
Susamayı beklemeden su tüketin. Sıcak havada artan termeleyle atılan sıvı, elektrolit kaybını engellemek için su alımınızı 3 litreye çıkarın.
Vücuttan su atımını artıran alkol, gazlı içecek ve şeker katkılı meyve sularını tüketmeyin. Su tüketmek keyifsiz geliyorsa içine bir iki damla meyve suyu veya meyve parçaları ekleyin, soğuk sıcak bitki çayları, kendi tadıyla pişmiş kompostolar, limonata, ayran, kefir, soda en doğru alternatifler olacaktır.
Yeterli su alıp almadığınızı idrar rengini kontrol ederek takip edebilirsiniz. Eğer ki idrarınız elma suyu rengindeyse sıvı alımınız yetersiz, limonata rengindeyse yeterlidir.
Yavaşlayın. Ağır fiziksel aktivite yapmayın. Bunun için havanın nispeten daha makul olduğu sabah erken veya akşam geç saatleri tercih edin. Sadece egzersiz sırası ve sonrasında değil öncesinde de su için. Çünkü sıcak havalarda 30 dakikalık hafif egzersizler dahi vücudu susuz bırakabilir.
Lif ve vitamin alımızı artırmak için, mevsiminde sebze ve meyveleri bunlar için de özellikle domates, kırmızı biber, böğürtlengiller, çilek tüketimini artırın.
Yoğurttan vazgeçmeyin, sıcak havalarda vücut ısısını dengelemeye yardımcı olabileceği gibi içine katacağınız taze maydanoz, dereotu, nane ile hem vitamin alımınızı artırmaya hem de doygunluk hissi sağlamaya yardımcıdır.
Ağır yemekler ve kızartmalardan kaçının, sebze yemeklerinizi 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirmeye gayret edin.
Seran Göçer (Beslenme ve Diyet Uzmanı):
GÜNDE 3 LİTRE SIVI ALIN
Hava sıcaklıklarının çok fazla olması herkesi bir miktar etkileyebililir ama risk oluşturacak gruplar 50-60 yaş üstü; özellikle tansiyon hastaları, böbrek ve diyabet hastaları ve kalp hastaları. Bu hastalarımızın sıvısız kalmamaları gerekir. Bu kişilerin sıcak saatlerde dışarıda kalmamaları, çok ağır yemekler yememeleri, en az 3 litre civarında sıvı tüketmeleri gerekir. Bu sıvının su ve bitki çayı olması gerekir. Kola ve benzeri şekerli içecekler sıvı yerine geçmiyor.
SICAKLARDA DOÄžRU BESLENME PROGRAMI
Gıdalar; dondurma ve etlerde önem kazanıyor. Birkaç saatten fazla beklemiş etlerin, dışarıda bekletilmiş yemeklerin tüketilmemesi lazım. Doğru beslenme programı uyguluyorsak, sıcaklık değişimi ile beslenme şeklimizi değiştirmemiz gerekmez ama sıvı alımını mutlaka artırmalıyız.
Günlük beslenme için şu miktarları önerebilirim:
3 litre su
200 ml süt ya da 200 gr yoğurt (6 yemek kaşığı)
Tahıllardan haftada 3 gün 4-5 yemek kaşığı
Haftada 3 gün en az 200 gram ızgara et
Her gün bir porsiyon sebze
1-2 porsiyon salata
3 porsiyon meyve
Prof. Dr. Çetin Erol (Türkiye Kardiyoloji Derneği Gn. Bşk.):
SABAHIN SERİNİ, AKŞAMIN SERİNİ...
Sıcaklar elbette kalp hastalıklarını olumsuz etkiliyor. Özellikle aşırı sıcağın hissedildiği saatlerde dışarıda olmalarını pek arzu etmiyoruz. Çünkü bunlar genelde yaşlı ve dengeleri hassas olan kişiler. Özellikle sıcaklar mai kaybına, elektrolit kaybına neden olduğu için de hem kan basınçları etkileniyor hem ritm bozuklukları bakımından tehlikeli oluyor. Sabahın serini, akşamın serini kalp hastalıkları için en uygun saatler. Sağlıklı insanlar da sıvı kaybını, elektrolit taybını mutlaka karşılamaya dikkat etmeliler. Beslenmelerine dikkat etmeliler.
Kişinin kalbinin kapasitesi, geçirdiği hastalığın derecesi önemli. Sağlam bir insan için normal şartlarda her koşula adapte olur. Ama kalbin gücü, kuvveti, aldığı ilaçların derecesi gibi faktörler adaptasyonu etkiler. Ciddi bir kalp hastalığı geçirmiş ve bu nedenle takip altındaki bir hasta herhalde dışarıda durmamaya özen gösterecektir. Özel bir ilaç yok ki bunu alın da sıcağa çıkın diyebilelim.
Dr. Arpi Tırpancı (Cilt Hastalıkları Uzmanı):
“GÜNEŞ KREMİ KULLANMAK İÇİN TATİLE ÇIKMAK GEREKMİYOR”
Hastaların güneşten koruyucu kullanmayı bilmediklerini görüyorum. Güneşten koruyucu kremlerin sadece plaja giderken kullanıldığını sanıyorlar. Gün içinde tazelemek gerektiğini unutuyorlar ve sürdükleri anda etkisinin başladığını düşünüyorlar. Güneş kremi kullanmak için tatile çıkmak gerekmiyor. Ama çarşıya, pazara çıkarken ya da çalışan insanlar öğle tatilinde bir saat dışarılarda dolaşıyorlarsa yine güneşlenmiş oluyorlar. Yine arabada giderken de güneş alınıyor, suyun içinde kaldığında da... Güneşten koruyucuları bir gün sürüp on gün sürmeyince bunun etkisinin azalacağı oysa hergün düzenli kullanıldığında bunun koruyuculuk özelliğinin arttığını bilmeleri gerekiyor.
Önemli bir nokta da, güneş kremlerinin cilt yapısına göre seçilmesi gerektiği. Yağlı veya lekeli ciltler için farklı seçenekler kullanılabilir. Çok faktörlü koruyucu kullanmak gerekmiyor, güneşten korunmak için “30+”nın yeterli olduğunu düşünüyoruz. 100 faktörlü krem kullanıyorum deyip, arada bir kullanan insan kendini güvence altında, güneşten korunuyor hissetmemeli.
ÇOCUKLARA ŞAPKA ŞART
Çocuklar için en iyi korumanın giysi olduğunu bilmek gerekiyor. Çocuk dışarıda oynuyorsa başında bir şapkasının olması, üzerinde bir tişört olması doğru olur. Çocuklar hep suyun içinden çıktıklarında kremlerini mutlaka tazelemek lazım.