:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Açgözlülük...
soyle
#1
Hz.İsa zamanında Allahın emir ve yasaklarını yaymak insanları bilgilendirmek amacıyla heryeri gezerdiki ulaşabildiği heryerdeki insalara doğrularda aydınlatsın üzerindeki görev vebal gerçekleşsin. Seyyahlığı sırasında Allah yoluna girmiş ona yoldaşlık edeceğini düşündüğü kişileri de yanında götürürmüş. Yine bir yere gitmiş ve Allahın emir ve yasaklarını anlatmış insanlara. Ama her peygamberin başına gelen Hz.İsanında başına gelmiş. Birçoğu inanmammış Hz.İsa'ya. İnanlar çok azınlıktaymış. Bu inanların içinden, Hz.İsa'ya seyyahlığı sırasında dostluk etmek isteyen biri çıkagelir;

- Ey İsa! Sana sahabi olabilirmiyim? Senin yanında benimde yerim varmı?

Hz.İsa cevap olarak : eğer bu yolun Allah yolunda olduğuna inanır ve kabul edersen gel.

Hz.İsa ve Sahabe hazırlıklarını yapıp yola koyulmuşlar. Yanlarına sadece 3 yufka ekmeği (lavaş) ve biraz su almışlar. Bir hayli yol katetmişler. Oturup biraz dinlenmek ve karınlarını doyurmak üzere bir mevki bulmuşlar. Hz.İsa ve sahabe bir kayanın üzerine oturmuşlar. Hz.İsa çantsındaki ekmeklerden birini sahabeye vermiş. Diğerini de kendi almış. 1 ekmekte çantalarında kalmış. Gidecekleri yere az kalmış ama her ihtimale karşı Hz.İsa çantada bir ekmek bırakmayı uygun görmüş. Yemekten sonra uykuya çekilmişler biraz dinlenmek üzere. Sahabe şeytanın vesvesine gelerek

-çantada bi ekmek daha var yersem hiçbirşey olmaz. Nasıl olsa varacağımız yere az kaldı hem benim karnımda doymadı

diyerek çantadaki son ekmeğide yemiş ve oda uykuya dalmış. Bir müddet sonra kalkmışlar ve yolculukarına kaldıkları yerden devam edecekleri sırada Hz.İsa çantadaki ekmeğin olmadığını farkeder. Ve sahabesine dönerek:

- Çantadaki ekmeği senmi yedin? diye sorar

- Hayır ben yemedim? cevabı üzerine Hz.İsa yıkılır ama birşey belli etmeden yoluna devam ederler. Hz.İsa sahabesine doğruyu söyletebilmek için düşünceler kurar. Amacı sahabesinin yediği ekmekte değil yalan söylememeyi ona öğretmektir ve kimsenin hakkına gözdikmemeyi öğretmektir. Bir müddet daha ilerledikten sonra tekrar duraklarlar ve Hz.İsa

- Az önce pek bişey yememiştik. Biraz yemek yiyelim tekrar devam edelim" der. Sahabe bunun üzerine "ama efendim hiç yiyeceğimiz kalmadıki ne yiyeceğiz" der. Hz.İsa keskin ve kararlı bakışlarıyla "Allah kullarının yanındadır. O isterse herşey olur. O rzık verir de bizde doyarız" der. Ve o sırada karşılarına bir geyik çıkagelir. Hz.İsa geyiğin yanına giderek onu yere yatırır. Geyik Hz.İsa'ya hiç zorluk çıkarmadan kendisi yere yatmıştır ve onların yemesi için beklemektedir. Geyiği keserler ve yerler. İyice doymuştur karınları. Ama Hz.İsa hala sahabesinden duymak istediklerini duyamamıştır. Geyiğin kemikleri kalmıştır ordata sadece. Sahabesine dönerek kemikleri bir araya toplamasını söyler. Sahabe kemikleri bir araya topladıktan sonra Hz.İsa kemiklere döner ellerini semaya açarak:

- Yüce Allahın adıyla ve izniyle kalk ve eskisi gibi ol" der.

Bunun üzerine kemikler ayaklanır ve üzerine tekrar etler örtülerek geyiğe hiç birşey olmamış gibi ayağa kalkar ve gider. Bunu gören sahabe dilini yutmuşa döner ve donar kalır. Sahabenin çok şaşırdığını gören Hz.İsa ona dönerek

- Gördün işte. Şimdi seni yaratan, yerin ve göğün sahibi olan Allahın adıyla soruyorum

- Çantadaki o ekmeği kim yedi?

Hz.İsa biliyordu onun yediğini ama yinede onun doğruyu söylemesini bekliyordu. Korkmuş olan sahabe hala yalan söylemekte ısrarcıdır.

-Ben yemedim ya Hazret.

Hz.İsa istediği cevabı tekrar alamamıştır. Yola devam ederler. Az ilerde bir ırmaktan karşıya geçmek zorundadırlar. Hz.İsa yürüyerek ırmağın karşısına geçer ve sahabesine "sende gel" der. Ama sahabe
"ben nasıl geçerim efendim. Akan suyu görmezmisiniz.

Hz.İsa" Yüce Allahın izniyle sana birşey olmayacak sende benim gibi geçeceksin"der ve tekrar çağırır. Geçmekten başka yolu olmadığını gören sahabe ırmağa doğru gider korkuyla. İlk adımı gözleri kapalı atar ve ayağının ıslanmadığını hissedince açar gözlerini ve inanamaz gördüklerine. Yürüyerek karşıya geçmektedir ırmağı. Geçişini tamamladıktan sonra Hz.İsaya Dönerek "ya hazret nasıl olduda geçtim burdan bir damla ıslaklık olmadan" der .Hz.İsa
-Herşey Allahın izniyle olur. O istemeseydi sen burdan geçemezdin. O geyiği dirilten ve seni burdan sağsağlim karşıya geçiren Yüce Allahın adıyla tekrar soruyorum. Ekmeği kim yedi?

Sahabe hala yalan söylemektedir.

- Vallahi ben yemedim ya hazret.

Hz.İsa derin bir nefes çeker tekrar ve yollarına devam ederler. Karşılarına bir tepe çıkar kumdan. Hz.İsa ellerini kaldırır ve Allah'a dua eder. Duasıyla birlikte koskoca kumdan tepe tamamiyle ALTINa dönüşür. Hz.İsa sahabeye dönerek

-Geyiği dirilten, seni sağsalim karşıya geçiren ve bu tepeyi katıksız altına çeviren Yüce Rabbimim adıyla soruyorum

O ekmeği kim yedi?

Ama Hz.İsa Yine beklediği cevabı alamamıştır. Çünkü sahabesi tekrar yalan söyleyerek "Vallahi ben almadım" demiştir. Bunun üzerine Hz.İsa altından tepeye dönerek eliyle altın tepeyi üç eşit parçaya böler. Sahabesine dönerek:

-Bu üç eşit parçanın biri benim olsun, biri senin olsun, diğeride ekmeğiyi kim aldıysa onun olsun der.

Bunun üzerine sahabinin gözleri faltaşı gibi açılır

Vallahi billahi o ekmeği ben aldım ben yedim o ekmeği

Hz.İsa bu açgözlü sahabeden ona yardım gelmeyeceğine artık karar vermiştir bütünüyle. Kendi hakkına düşenide sahabesine verir ve

-"Al" der. "Bu üç parça altın tepe senin olsun. Benim hakkımıda sen al. Ama bana yoldaşlık etmeyi bırak.

Sahabe hiç düşünmeden bu teklifi kabul eder. Hz.İsa yoluna devam etmek için ayrılır. Sahabe altından tepeyle beraber orda kalır ve hesaplar yapmaya başlar. nasıl yapsamda bu altınları götürsem diye. Bu hesaplarla uğraşırken iki adam gelmektedir yanına onun gibi açgözlü. Altınları görünce onlarında gözleri açılır sahabenin üzerine atlarlar.

- Bu altınlardan bizimde hakkımız var yoksa seni öldürürüz derler.

Çok korkmuş olan sahabe canından vazgeçmemek için

-Neyse canım zaten hepimize yeter bu altınlar. Zaten üç kişiyiz. Bir tepe benim olur diğerleride sizin. demiş

Bu üç kişi altınları çuvallamaya başlamışlar taşımak için. yorulup çok acıklmışlar. İçlerinden biri

-Çok acıktık yahu birimiz gidip şu kasabadan helva ekmek alalımda karnımızı doyuralım

- Ama hiç paramız yokki" der diğeri

- Olsun üç tepe altınımız var gider altınlarla bişeyler alırız karnımız doyurur devam ederiz hem birsürü daha çuvala ihtiyacımız var onlarıda almış oluruz" der diğeri

aralrında bir kişi tayin ederler ve biraz altın verdikten sonra kasabaya gönderirler. Geriye altınların başında sahabe ve sonradan gelenlerden biri kalmıştır. ve düşünmeye başlarlar.

- Neden bu altınları üçe bölüyoruzki. İkiye bölelim daha fazlası düşer payımıza. Diğeride ona katılır.
-Ama nasıl götüreceğiz bu kadar altını o kasabadan gelmeden biz bitiremetiz bunları taşımayı. En iyisi o gelene kadar bekleyelim geldiğinde onu öldürelim hiç başımız ağrımaz ve onun hakkınıda almış oluruz" diye plan yapmışlar ve kasabaya giden diğer üçüncü kişiyi beklemeye koyulmuşlar. Ama bir şeyi hesap etmemişler hiç.

Kasabaya giden üçüncü kişi onlardan daha açgözlü biriymiş. Aldığı helvaların içine zehir koymuş. Her ikiside bu helvaları yer ve ölür diğer altınlarda bana kalır düşüncesinde. Zehirli helvaları ekmeklerin içine koyar ve yola koyulur.Aç gözlü arkadaşlarının yanına geldiğinde arkadaşlarını hemen bunun üzerine atlayıp öldürürler ve altınların onlara kaldığını hesap ederler. Öldürdükleri arkadaşının çantasındaki helva ekmekleride yerler büyük bir keyifle. Ama ne varki onlarda zehirli olduğunu bilmemektedirler. onlarda çok geçmeden koca altın tepesinin önünde zehirlenerek ölürler. Altın tepesi sapasağlam yerinde ve önünde üç kişi yatıyor. Hz.İsa diğer sahabeleriyle burdan geçerken ibret olsun diye o ölülerin hikayesini diğer sahabelere anlatıyor.

- Bu insanlar Allahın verdikleriyle yetinmeyi bilmediler. Onlar hiç şükür etmediler. Hep gözleri başkalarının haklarındaydı. Başkalırının haklarına göz koyanlarının sonunu Yüce Allah böyle elim kılar. Sakın ey sahabiler. Sakın bunlar gibi olmayın ve Allah yolundan ayrılmayın. Şüphesizki Allah yerin ve göğün tek hakimidir. Her hikmet onun elindendir. O açıkca söylediklerinizi ve kalplerinizde gizlediklerinizi bilir. Onun yolundan gidin. Şüphesizki o çok bağışlayıcı ve duaları kabul edendir.
Ara
Cevapla
Ebu-CeNDeL
#2
Rabbim yar ve razı olsun emeğine sağlık kardeş çok güzel ibret dolu bir paylaşımdı..Selam ve dua ile..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 11-21-2024, 01:42 PM