Genel manada insanlık, özel manada ülkemiz su krizi, dolayısıyla da kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya iken, samimiyetle ve kimseden bir bedel istenmeden yapılan yağmur duaları bazı densiz ve inançsız kimseler tarafından alay konusu edilmiştir. Yağmur duasını alay konusu yapanların hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Çünkü bu densizliği yapanlardan; ne yağmur duası için dua yardımı, ne de dua için bir bedel istenmiş değildir.. Yapılan dua; kişinin Allah (cc) ile kendi arasında olan ve gerçekten de en fazla ihtiyacımız olan davranış biçimidir.
***
İnsanoğlunun çaresiz kaldığı zamanları olmuştur. Başka çıkar yolu kalmayınca da mecburen Allah’a yönelme gereği duyar. Asıl olan, kulun her şarta ve zamanda onu yoktan var eden Allah’a ilticasıdır. O zaman her şartta dua etmesi, istenilendir. Yüce Allah, duada bulunmayan kuluna Resulü (sav) vasıtasıyla bakınız nasıl ihtarda bulunmaktadır:
– “Cenabı-ı Allah buyurmuştur ki: ‘Kim bana dua etmezse ona gadab ederim”. (Ebû Dâvud, Vitr, 25; Tirmizî, Kıyâme).
Zira bu hal ya gafletten yahut kibirden ileri gelir. Dua hem ihtiyaçtır. Hem de bir emir niteliğindedir.
“O daima yaşayandır. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde O'na dininde ihlâs (ve samimiyet) erbabı olarak ‘Hamd olsun kâinatın Rabbi olan Allah'a’ (diye) dua edin...” (Mü'min Sûresi/65).
Yine başka bir ayeti kerimede Yüce Allah ısrarla duada bulunmamızı emrederek duanın kabul olma garantisini vermektedir.
“Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler” (Bakara/186).
***
Bizde âdettendir; “ağzı olan konuşur”. İlgisiz ve alakasız kimselerin konuşması, fikir beyan etmesi artık normal bir vakıa halini almıştır. Ama kendilerini nimetten saymaya çalışan bu kimselerin yaptıkları saygısızlıklar meselenin çözümüne katkı sağlamak yerine musibetlerin artmasına sebep vermektedirler. Şimdi alaycı ve inkarcı densizlere biz de buradan seslenelim;
– “Susuzluğun ve kuraklığın ortadan kalması için elinizde bir maharetiniz varsa yapın da insanlık bu musibetten kurtulsun..!”
Ama maalesef insanlık, teknolojik imkan bakımından ne kadar ileri giderse gitsin, doğaüstü olaylar karşısında çözüm bulmaktan aciz kalmaktadır. Her şeyi akıl boyutunda ele almaya, her şeye akıl çerçevesinde çözüm bulmaya çalışan bazı gafiller; akıl nimetlerinin de sonlu olduğunu unutmakta, güç ve kudretine sınır konamayan, her şeyi yoktan var eden Allah’ı (cc) ve O’nun kudretini inkar etmek hatasına düşmektedirler.
***
Yağmur duasını alay konusu edenlere, Allah’ın (cc) bir ihtarını içeren Ayeti kerimesini hatırlatmakla yazımızı bitirelim;
– “De ki: ‘Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” (Mülk; 30. Ayet)
***
İnsanoğlunun çaresiz kaldığı zamanları olmuştur. Başka çıkar yolu kalmayınca da mecburen Allah’a yönelme gereği duyar. Asıl olan, kulun her şarta ve zamanda onu yoktan var eden Allah’a ilticasıdır. O zaman her şartta dua etmesi, istenilendir. Yüce Allah, duada bulunmayan kuluna Resulü (sav) vasıtasıyla bakınız nasıl ihtarda bulunmaktadır:
– “Cenabı-ı Allah buyurmuştur ki: ‘Kim bana dua etmezse ona gadab ederim”. (Ebû Dâvud, Vitr, 25; Tirmizî, Kıyâme).
Zira bu hal ya gafletten yahut kibirden ileri gelir. Dua hem ihtiyaçtır. Hem de bir emir niteliğindedir.
“O daima yaşayandır. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde O'na dininde ihlâs (ve samimiyet) erbabı olarak ‘Hamd olsun kâinatın Rabbi olan Allah'a’ (diye) dua edin...” (Mü'min Sûresi/65).
Yine başka bir ayeti kerimede Yüce Allah ısrarla duada bulunmamızı emrederek duanın kabul olma garantisini vermektedir.
“Şayet kullarım, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasını kabul ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler” (Bakara/186).
***
Bizde âdettendir; “ağzı olan konuşur”. İlgisiz ve alakasız kimselerin konuşması, fikir beyan etmesi artık normal bir vakıa halini almıştır. Ama kendilerini nimetten saymaya çalışan bu kimselerin yaptıkları saygısızlıklar meselenin çözümüne katkı sağlamak yerine musibetlerin artmasına sebep vermektedirler. Şimdi alaycı ve inkarcı densizlere biz de buradan seslenelim;
– “Susuzluğun ve kuraklığın ortadan kalması için elinizde bir maharetiniz varsa yapın da insanlık bu musibetten kurtulsun..!”
Ama maalesef insanlık, teknolojik imkan bakımından ne kadar ileri giderse gitsin, doğaüstü olaylar karşısında çözüm bulmaktan aciz kalmaktadır. Her şeyi akıl boyutunda ele almaya, her şeye akıl çerçevesinde çözüm bulmaya çalışan bazı gafiller; akıl nimetlerinin de sonlu olduğunu unutmakta, güç ve kudretine sınır konamayan, her şeyi yoktan var eden Allah’ı (cc) ve O’nun kudretini inkar etmek hatasına düşmektedirler.
***
Yağmur duasını alay konusu edenlere, Allah’ın (cc) bir ihtarını içeren Ayeti kerimesini hatırlatmakla yazımızı bitirelim;
– “De ki: ‘Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” (Mülk; 30. Ayet)