Real Madrid, Raul Gonzalez'dir (Transferde tavan ücret, ona verilendir) Liverpool ise Steven Gerrard'dır Milan; Maldini'dir, Gattuso'dur, Pirlo'dur
Barcelona kim ne derse desin Puyol'dur, Xavi'dir.
Peki Inter kimdir?
Fenerbahçe, Mehmetçik Basri'dir
Sinyor Can'dır
Ordinaryüs Lefter'dir
Büyük Kaptan Ziya'dır
Yılmaz Şen'dir
Baba Cemil'dir
"Arkadaşlar sistem-mistem yok. Herkes bildiği gibi oynasın. Bu maçı kaybetmeyeceğiz" deyip 4-1 yenilgiden 4-4 beraberliği getiren Kaptan Alpaslan'dır.
30 geride bitirilen ilk yarının ardından soyunma odasında formasını tutup arkadaşlarına bağıran "Bu formayla dalga geçilmez" deyip ikinci yarıda 4 asist yapan Şeytan Rıdvan'dır.
Kırık parmakla kalesini koruyan Harald Toni Schumacher'dir.
En sevilen başkanın başka takıma sattığı; o takımla oynanan ilk maçta en sevilen başkanın gözünün içine baka baka tribünlere çağrılıp alkışlanan İmparator Oğuz'dur; Kral Aykut'tur.
Deli Nezihi'dir.
Barcelona'ya transfer yapan tek Türk Rüştü'dür.
İsyankar Cesur Yürek Tuncay'dır.
23 maç sarı kart görmeden sezonu tamamlayan, genç ve tecrübesiz takımı tek başına şampiyonluğa taşıyan van Hooijdonk'tur.
"Önüme altından halı da serseler Galatasaray'a gitmem. Fenerbahçe taraftarına bunu yapamam" diyen Rapaiç'tir.
9 kişi kalınan kupa maçında santrfora gidip gol attıktan sonra formasına secde eden Luciano'dur.
Roberto Carlos bir projedir.
Alex büyük futbolcudur.
Deivid kalitelidir.
Maldonado, Şili Milli Takımı'nın kaptanıdır.
Lugano bilhassa Avrupa'da çok iyi maçlar çıkarmıştır.
Ama hiçbiri Fenerbahçe değildir.
Aziz Yıldırım'ın başkanlığının 10. yılında alması gereken son ders budur. "Fenerbahçe şimdi kimdir?" sorusunun yanıtı yoktur.
Başkan kendine şu soruyu sorarsa cevabı daha rahat bulacaktır: "Fenerbahçe kaybettiğinde sahadaki futbolculardan hangisi benim kadar, hatta benden daha fazla üzülür?"
Aziz Yıldırım, ' tek reis'in yetmeyeceğini bu sezon bir şampiyonluk kaybetme pahasına anlamıştır. Yıldızlar topluluğu ile Inter olursunuz, Milan değil...
Yıldızlar iyidir ve gereklidir ama Fenerbahçe'ye asıl Fenerbahçe
lazımdır...
Gürcan Bilgiç
Barcelona kim ne derse desin Puyol'dur, Xavi'dir.
Peki Inter kimdir?
Fenerbahçe, Mehmetçik Basri'dir
Sinyor Can'dır
Ordinaryüs Lefter'dir
Büyük Kaptan Ziya'dır
Yılmaz Şen'dir
Baba Cemil'dir
"Arkadaşlar sistem-mistem yok. Herkes bildiği gibi oynasın. Bu maçı kaybetmeyeceğiz" deyip 4-1 yenilgiden 4-4 beraberliği getiren Kaptan Alpaslan'dır.
30 geride bitirilen ilk yarının ardından soyunma odasında formasını tutup arkadaşlarına bağıran "Bu formayla dalga geçilmez" deyip ikinci yarıda 4 asist yapan Şeytan Rıdvan'dır.
Kırık parmakla kalesini koruyan Harald Toni Schumacher'dir.
En sevilen başkanın başka takıma sattığı; o takımla oynanan ilk maçta en sevilen başkanın gözünün içine baka baka tribünlere çağrılıp alkışlanan İmparator Oğuz'dur; Kral Aykut'tur.
Deli Nezihi'dir.
Barcelona'ya transfer yapan tek Türk Rüştü'dür.
İsyankar Cesur Yürek Tuncay'dır.
23 maç sarı kart görmeden sezonu tamamlayan, genç ve tecrübesiz takımı tek başına şampiyonluğa taşıyan van Hooijdonk'tur.
"Önüme altından halı da serseler Galatasaray'a gitmem. Fenerbahçe taraftarına bunu yapamam" diyen Rapaiç'tir.
9 kişi kalınan kupa maçında santrfora gidip gol attıktan sonra formasına secde eden Luciano'dur.
Roberto Carlos bir projedir.
Alex büyük futbolcudur.
Deivid kalitelidir.
Maldonado, Şili Milli Takımı'nın kaptanıdır.
Lugano bilhassa Avrupa'da çok iyi maçlar çıkarmıştır.
Ama hiçbiri Fenerbahçe değildir.
Aziz Yıldırım'ın başkanlığının 10. yılında alması gereken son ders budur. "Fenerbahçe şimdi kimdir?" sorusunun yanıtı yoktur.
Başkan kendine şu soruyu sorarsa cevabı daha rahat bulacaktır: "Fenerbahçe kaybettiğinde sahadaki futbolculardan hangisi benim kadar, hatta benden daha fazla üzülür?"
Aziz Yıldırım, ' tek reis'in yetmeyeceğini bu sezon bir şampiyonluk kaybetme pahasına anlamıştır. Yıldızlar topluluğu ile Inter olursunuz, Milan değil...
Yıldızlar iyidir ve gereklidir ama Fenerbahçe'ye asıl Fenerbahçe
lazımdır...
Gürcan Bilgiç