:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Kahramanlar / Bir gazinin hatıralarında Çanakkale’nin kahraman çocukları
CaNaT
#1
Kahramanlar / Bir gazinin hatıralarında Çanakkale’nin kahraman çocukları


cocuk%281%29.jpg Balıkesir İvrindi’nin Mallıca köyünden 104 yaşında vefat eden Azman Dede Çanakkale savaşına katılmış gazilerimizdendi. Gençliğinde iki metreyi aşkın boyu, dev görünümüyle insan azmanı sayılmış, herkes ona azman demeye başlamış, soyadı kanunu çıkınca da Azman soyadını almıştı. Esas ismi adeta unutulmuştu.
Yıllar önce bir yerel araştırma sırasında Mallıca köyü kahvesinde kendisiyle görüştüm. Kulakları ağır işitiyordu. Köylülerden biri yardımcı oldu. Benim sorduklarımı kulağına bağıra bağıra söyledi. Onun sesine alışkın olduğundan anladı. Sordukları mı cevapladı.
Söz Çanakkale’ye geldiğinde o koca ihtiyar sarsıla sarsıla, hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı. Kendi zor duyduğu için kan çanağına dönen gözleriyle bize de duyurmak için bağıra bağıra anlatmaya başladı:
— Bir hücum sırasında bölük erimişti. Yüzbaşı telefonla takviye istedi. Gece yarısı siperleri takviye için istediğimiz askerler geldi. Hepsi askere alınmış gencecik insanlardı. Ama içlerinde daha çocuk denecek yaşta üç-dört asker vardı ki hemen dikkatimizi çekti.
Bölüğü düzene soktum. Yüzbaşı gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlıkta el yordamıyla üstlerini başlarını düzeltiyor, sabah yapılacak olan süngü hücumuna hazırlıyordu. Sıra o çocuklara geldiğinde, o cıvıl cıvıl şarkı söyleyerek gelen çocuklar birden çakı gibi oldular.
Yüzbaşı sordu:
— Yavrum siz kimsiniz?
İçlerinden biri:
— Galatasaray Mektebi Sultanisi talebeleriyiz Vatan için ölmeye geldik! diye cevap verdi.
Gönlüm akıverdi o çocuklara. Bu savaş için çok küçüktüler. Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı. Onlarla ilgilendim. "Mermi böyle basılır. Tüfek şöyle tutulur. Süngü böyle takılır. Düşmana şöyle saldırılır!" diye.
Onları karşıma alıp bir bir gösterdim. Siperlerin arkasında ay ışığında sabaha kadar talim yaptık. Gün ışımadan biraz dinlensinler diye siperlere girdik.
Ortalık hafif aydınlanır gibi olunca hep yaptıkları gibi düşman gemileri gelip siperlerimizi bombalamaya başladılar. Yer gök top sesleriyle inliyordu. Her mermi düştüğünde minare gibi alevler yükseliyor, bir gün önce ölenlerin kol, bacak, el, ayak gibi parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu. Mermiler üzerimizden ıslık çalarak geçiyordu. Siperler toz duman içinde kalmıştı.
Bir ara Yüzbaşı "Azman yandık!" diye siperin köşesini işaret etti. O şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplarmış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde sanki bir yumak gibi birbirine sarılmış tir tir titriyorlardı. Çocuklar harbin gerçeği ile ilk defa karşılaşıyorlardı. Ürkmüşlerdi. Yüzbaşı yandık demekte haklıydı. Muharebede bir ürküntü panik meydana getirebilirdi. Tam onlara doğru yaklaşırken içlerinden biri avaz avaz bir marş söylemeye başladı!
Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı
Al sancağı teslim etti Allah a ısmarladı.
Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana.
Baktım hemen biraz sonra ona bir arkadaşı daha katıldı. Biraz sonra biri daha... Marş bitiyor yeniden başlıyorlar. Bitiyor bir daha söylüyorlar. Avaz avaz! Gözleri çakmak çakmak...
Hücum anı geldiğinde hepsi süngü takmış, tüfeklerine sımsıkı sarılmış, gözleri yuvalarından fırlamış dişler kenetlenmiş bekliyorlardı. O an geldi. Birden Yüzbaşı "Hücum!"diye bağırdı. Bütün bölük, bütün tabur, bütün alay cephenin her yerinden fırladık. İşte tam o anda, tam o anda, o çocuklar kurulmuş gibi siperlerden fırlayıverdiler. İşte o an. Tam o an bir makineli yavruları biçiverdi. Hepsi sipere geri düştüler. Kucağıma dökülüverdiler. Onların o gül gibi yüzleri gözümün önünden gitmiyor. Hiç gitmiyor! İşte ben ona ağlıyorum, o çocuklara ağlıyorum!
Azman dede ağlıyordu. Ben ağlıyordum. Kahvede kim varsa ağlıyordu.
Kahveci gözyaşları içinde bize çay getirdi. Eğildi:
“Azman dede hep ağlar. Niye ağladığını bugün ilk defa anlattı” dedi.
Araştırmacı Yazar Aydın Ayhan'ın “Çanakkale… Ah Çanakkale…” adlı eserinden alıntıdır.
Ara
Cevapla
HÜDANUR
#2
Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı
Al sancağı teslim etti Allah a ısmarladı.
Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana. :'(:'(:'(:'(:'(

Allah(c.c.) razı olsun,aglamamak mümkün degil.Dua ile vesselam...
Ara
Cevapla
CaNaT
#3
A.S Okuyan gözlerin dert keder görmesin
Ara
Cevapla
AfrâsyâB
#4
abi çok teşekkür ederim paylaşımın çok güzeldi Sad
Ara
Cevapla
güne$ibük
#5
saol abim ellerin,yüreğin dert görmesin SadSadSadSad
Ara
Cevapla
DeRiN_SeSsİzLiK
#6
bu vatan bize kimlerden emanet açıp gözümüzü görmek lazım..Allah mekanlarını cennet eylesin.yüreğin dert görmesin berats
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Çanakkale Destanı (video) eRCi 5 1,116 04-13-2022, Saat: 12:02 AM
Son Yorum: wildfang
  18 Mart Çanakkale Zaferi nofearheart 3 909 03-18-2010, Saat: 09:08 PM
Son Yorum: MaSaL
  Çanakkale Hakkında Bilmediklerimiz: *Asİ-yÜrEk* 0 663 06-10-2008, Saat: 03:38 PM
Son Yorum: *Asİ-yÜrEk*
  çanakkale savaşı(heredot cevdet)anlatımı HÜDANUR 0 1,191 04-17-2008, Saat: 10:17 PM
Son Yorum: HÜDANUR
  Çanakkale Savaşı'nın Gizli Kahramanları CaNaT 0 782 10-18-2007, Saat: 12:39 PM
Son Yorum: CaNaT

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 12-18-2024, 08:26 AM