Bakın bakalım sizin hastalığınız hangisi ve ne kadar uyuyor size...
KALP KRİZİ: Hiçbir şey hissetmemek amacıyla kalbini bir kafese kapatan, geçmişteki acılara, sıkıntılara takılıp kalan, affetmeyi reddedenlerde görülür. Ayrıca, yaşamını askeri bir disiplin içinde programlayan, tamamen işe odaklanarak duygusal yönünü zayıflatan ve duygularını bastırmaya çalışanlar risk altındadır.
YÜKSEK TANSİYON: Yüksek tansiyonlu kişiler, genellikle kendileriyle yüzleşmemek için, sürekli bir şeylerle uğraşan aşırı aktif insanlardır. Öfke, baskı, panik ve korku durumları etkili olur.
DÜŞÜK TANSİYON: Yaşama korkusuz bir şekilde katılmaya direnmenin göstergesidir. Kişi hayatla yüzleşmeyi beceremez ve pes eder.
KEPEK: Kişinin kendisini yeterince zeki ya da güvenilir bulmaması kepeğe yol açabilir.
SAFRAKESESİ: Safra taşı, başkalarını mutlu etmeye çalışırken, kişinin kendisini ihmal etmesinden ve ihmal edilmiş hissetmesinden kaynaklanır. Başkalarına "Hayır" diyememe etkilidir.
MİGREN: Kişinin yaşam gücünün azalması, hayata katılmaktan kaçınması, kabuğuna çekilmek istemesi anlamına gelir. Migren genellikle korkularla, hayal kırıklıklarıyla ve karşılanamayan psiko-duygusal beklentilerle bağlantılıdır.
FELÇ: Beyne kan gitmemesi sonucu oluşan felç, stresin sinir sistemi üzerine bindirdiği yükten kaynaklanır.
FITIK: Mükemmeliyetçi, bir şeyleri takıntı haline getiren, altına girdiği yükler altında ezilen kişilerde görülür.
OSTEOPOROZ: Boş vermişlik, umutsuzluk ve çaresizlik, amaçsızlık, eşinden yeterince ilgi görememe etkili olur.
MİYOP: Geleceğin güvensiz olduğunu düşünen, içe dönük, yalnız, utangaç kişilerdir.
HİPERMETROP: Dışa dönük kişilerdir. Sürekli olarak başkalarının yaşamlarını ilgilendiren işlerle meşgul olurlar, kendilerine bakmaya zaman ayırmazlar.
SİNÜZİT: Kendini kısıtlanmış, engellenmiş hissedenlerde, eski alışkanlıklarından kurtulamayanlarda, ilgiyi reddedenlerde görülür.
UÇUK: Duygusal stres dönemlerinde ve ilişkilerde çatışmalar yaşandığında ortaya çıkar. Cinsel sorunlar da uçuğa neden olabilir.
ZONA: Uzun zaman boyunca biriken içsel acının ve gerilimin göstergesidir.
BÖBREK TAŞI: Geçmişteki üzücü deneyimleri dile getirmeyip içinde biriktirenlerde görülür; çözülmemiş meseleler neden olur.
NASIR: Başkalarıyla olan ilişkilerinde set çekip duygularını engelleyen kişilerde olur.
KULAK ÇINLAMASI: Dikkatin dağıldığı, başkalarına ve özellikle kişinin kendisine dikkatini vermediği dönemlerde ortaya çıkar.
ZATÜRRE: Hayatla baş etme güçlüğü çekildiği, durup dinlenme isteği ve yardıma gereksinim duyulduğu dönemlerde ortaya çıkar.
DAMAR HASTALIKLARI: Duygusal açıdan bağlanmaktan kaçınan, sürekli çabalarken kendisini ihmal eden, her şeyi kendi başına halledebileceğini düşünen, katı tavırlı kişilerdir.
KALP KRİZİ: Hiçbir şey hissetmemek amacıyla kalbini bir kafese kapatan, geçmişteki acılara, sıkıntılara takılıp kalan, affetmeyi reddedenlerde görülür. Ayrıca, yaşamını askeri bir disiplin içinde programlayan, tamamen işe odaklanarak duygusal yönünü zayıflatan ve duygularını bastırmaya çalışanlar risk altındadır.
YÜKSEK TANSİYON: Yüksek tansiyonlu kişiler, genellikle kendileriyle yüzleşmemek için, sürekli bir şeylerle uğraşan aşırı aktif insanlardır. Öfke, baskı, panik ve korku durumları etkili olur.
DÜŞÜK TANSİYON: Yaşama korkusuz bir şekilde katılmaya direnmenin göstergesidir. Kişi hayatla yüzleşmeyi beceremez ve pes eder.
KEPEK: Kişinin kendisini yeterince zeki ya da güvenilir bulmaması kepeğe yol açabilir.
SAFRAKESESİ: Safra taşı, başkalarını mutlu etmeye çalışırken, kişinin kendisini ihmal etmesinden ve ihmal edilmiş hissetmesinden kaynaklanır. Başkalarına "Hayır" diyememe etkilidir.
MİGREN: Kişinin yaşam gücünün azalması, hayata katılmaktan kaçınması, kabuğuna çekilmek istemesi anlamına gelir. Migren genellikle korkularla, hayal kırıklıklarıyla ve karşılanamayan psiko-duygusal beklentilerle bağlantılıdır.
FELÇ: Beyne kan gitmemesi sonucu oluşan felç, stresin sinir sistemi üzerine bindirdiği yükten kaynaklanır.
FITIK: Mükemmeliyetçi, bir şeyleri takıntı haline getiren, altına girdiği yükler altında ezilen kişilerde görülür.
OSTEOPOROZ: Boş vermişlik, umutsuzluk ve çaresizlik, amaçsızlık, eşinden yeterince ilgi görememe etkili olur.
MİYOP: Geleceğin güvensiz olduğunu düşünen, içe dönük, yalnız, utangaç kişilerdir.
HİPERMETROP: Dışa dönük kişilerdir. Sürekli olarak başkalarının yaşamlarını ilgilendiren işlerle meşgul olurlar, kendilerine bakmaya zaman ayırmazlar.
SİNÜZİT: Kendini kısıtlanmış, engellenmiş hissedenlerde, eski alışkanlıklarından kurtulamayanlarda, ilgiyi reddedenlerde görülür.
UÇUK: Duygusal stres dönemlerinde ve ilişkilerde çatışmalar yaşandığında ortaya çıkar. Cinsel sorunlar da uçuğa neden olabilir.
ZONA: Uzun zaman boyunca biriken içsel acının ve gerilimin göstergesidir.
BÖBREK TAŞI: Geçmişteki üzücü deneyimleri dile getirmeyip içinde biriktirenlerde görülür; çözülmemiş meseleler neden olur.
NASIR: Başkalarıyla olan ilişkilerinde set çekip duygularını engelleyen kişilerde olur.
KULAK ÇINLAMASI: Dikkatin dağıldığı, başkalarına ve özellikle kişinin kendisine dikkatini vermediği dönemlerde ortaya çıkar.
ZATÜRRE: Hayatla baş etme güçlüğü çekildiği, durup dinlenme isteği ve yardıma gereksinim duyulduğu dönemlerde ortaya çıkar.
DAMAR HASTALIKLARI: Duygusal açıdan bağlanmaktan kaçınan, sürekli çabalarken kendisini ihmal eden, her şeyi kendi başına halledebileceğini düşünen, katı tavırlı kişilerdir.