[SIZE=3]BANA GÖZYAŞI BORCUN VAR! [/SIZE]
[SIZE=3]Adam genç kadına seslendi: [/SIZE]
[SIZE=3]- Bana gözyaşı borcun var! [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın sordu: [/SIZE]
[SIZE=3]- Nasıl öderim? [/SIZE]
[SIZE=3]Adam gözlerini kırptı; [/SIZE]
[SIZE=3]- Haydi gülümse! [/SIZE]
[SIZE=3]Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi. [/SIZE]
[SIZE=3]Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. [/SIZE]
[SIZE=3]Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde. [/SIZE]
[SIZE=3]İkisi de bahar kokuyordu... [/SIZE]
[SIZE=3]Biri ilkbahar, diğeri güz. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, seslendi yine; [/SIZE]
[SIZE=3]- Bana mutluluk borcun var! [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu: [/SIZE]
[SIZE=3]-Nasıl ödeyebilirim? [/SIZE]
[SIZE=3]Heyecanlandı adam [/SIZE]
[SIZE=3]- Haydi yat dizlerime! [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının. [/SIZE]
[SIZE=3]Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu. [/SIZE]
[SIZE=3]Çaresizliğini ördü sıra sıra. [/SIZE]
[SIZE=3]Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam. [/SIZE]
[SIZE=3]Yetmedi, gizli düğüm attı... Ağladı. [/SIZE]
[SIZE=3]Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu. [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadının gözlerinin içine baktı; [/SIZE]
[SIZE=3]- Bana yürek borcun var! [/SIZE]
[SIZE=3]Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı. [/SIZE]
[SIZE=3]- Bu borcumu nasıl ödeyebilirim? [/SIZE]
[SIZE=3]Adam kollarını uzattı [/SIZE]
[SIZE=3]- Haydi tut ellerimi! [/SIZE]
[SIZE=3]Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın. [/SIZE]
[SIZE=3]Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde. [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın gitmek üzereydi. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam son kez seslendi; [/SIZE]
[SIZE=3]- Bana can borcun var! [/SIZE]
[SIZE=3]Kadın irkildi; [/SIZE]
[SIZE=3]- Can mı? [/SIZE]
[SIZE=3]Sigarasından derin bir nefes çekti adam; [/SIZE]
[SIZE=3]- Evet... Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni! [/SIZE]
[SIZE=3]Hoşuna gitti sözler kadının [/SIZE]
[SIZE=3]- Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun? [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, biraz daha yaklaştı; [/SIZE]
[SIZE=3]- Yum gözlerini! [/SIZE]
[SIZE=3]Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu [/SIZE]
[SIZE=3]kadının titreyen dudaklarına. [/SIZE]
[SIZE=3]- Bu ne şimdi yaptığın? Diyerek çattı kaslarını kadın... [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi; [/SIZE]
[SIZE=3]- Hayat öpücüğüydü! [/SIZE]
[SIZE=3]Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle... [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, şaşırdı; [/SIZE]
[SIZE=3]- Ya senin bu yaptığın neydi? [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın kapıya yöneldi; [/SIZE]
[SIZE=3]- Veda öpücüğü! [/SIZE]
[SIZE=3]Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik [/SIZE]
[SIZE=3]ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına. [/SIZE]
[SIZE=3]- Ne olur iyi bak umut çiçeklerime, solmasınlar... [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın sümbülleri aldı: [/SIZE]
[SIZE=3]- Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini! [/SIZE]
[SIZE=3]Adam sevindi: [/SIZE]
[SIZE=3]- Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter! [/SIZE]
[SIZE=3]Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam, [/SIZE]
[SIZE=3]- Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun! [/SIZE]
[SIZE=3]Haykırışı yağmura karıştı. [/SIZE]
[SIZE=3]Kadın, yağmuru hissetmeyen kalabalığa...[/SIZE]
[SIZE=3]Adam genç kadına seslendi: [/SIZE]
[SIZE=3]- Bana gözyaşı borcun var! [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın sordu: [/SIZE]
[SIZE=3]- Nasıl öderim? [/SIZE]
[SIZE=3]Adam gözlerini kırptı; [/SIZE]
[SIZE=3]- Haydi gülümse! [/SIZE]
[SIZE=3]Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi. [/SIZE]
[SIZE=3]Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu. [/SIZE]
[SIZE=3]Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde. [/SIZE]
[SIZE=3]İkisi de bahar kokuyordu... [/SIZE]
[SIZE=3]Biri ilkbahar, diğeri güz. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, seslendi yine; [/SIZE]
[SIZE=3]- Bana mutluluk borcun var! [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu: [/SIZE]
[SIZE=3]-Nasıl ödeyebilirim? [/SIZE]
[SIZE=3]Heyecanlandı adam [/SIZE]
[SIZE=3]- Haydi yat dizlerime! [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının. [/SIZE]
[SIZE=3]Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu. [/SIZE]
[SIZE=3]Çaresizliğini ördü sıra sıra. [/SIZE]
[SIZE=3]Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam. [/SIZE]
[SIZE=3]Yetmedi, gizli düğüm attı... Ağladı. [/SIZE]
[SIZE=3]Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu. [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadının gözlerinin içine baktı; [/SIZE]
[SIZE=3]- Bana yürek borcun var! [/SIZE]
[SIZE=3]Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı. [/SIZE]
[SIZE=3]- Bu borcumu nasıl ödeyebilirim? [/SIZE]
[SIZE=3]Adam kollarını uzattı [/SIZE]
[SIZE=3]- Haydi tut ellerimi! [/SIZE]
[SIZE=3]Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın. [/SIZE]
[SIZE=3]Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde. [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın gitmek üzereydi. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam son kez seslendi; [/SIZE]
[SIZE=3]- Bana can borcun var! [/SIZE]
[SIZE=3]Kadın irkildi; [/SIZE]
[SIZE=3]- Can mı? [/SIZE]
[SIZE=3]Sigarasından derin bir nefes çekti adam; [/SIZE]
[SIZE=3]- Evet... Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni! [/SIZE]
[SIZE=3]Hoşuna gitti sözler kadının [/SIZE]
[SIZE=3]- Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun? [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, biraz daha yaklaştı; [/SIZE]
[SIZE=3]- Yum gözlerini! [/SIZE]
[SIZE=3]Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu [/SIZE]
[SIZE=3]kadının titreyen dudaklarına. [/SIZE]
[SIZE=3]- Bu ne şimdi yaptığın? Diyerek çattı kaslarını kadın... [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi; [/SIZE]
[SIZE=3]- Hayat öpücüğüydü! [/SIZE]
[SIZE=3]Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle... [/SIZE]
[SIZE=3]Adam, şaşırdı; [/SIZE]
[SIZE=3]- Ya senin bu yaptığın neydi? [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın kapıya yöneldi; [/SIZE]
[SIZE=3]- Veda öpücüğü! [/SIZE]
[SIZE=3]Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik [/SIZE]
[SIZE=3]ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın. [/SIZE]
[SIZE=3]Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına. [/SIZE]
[SIZE=3]- Ne olur iyi bak umut çiçeklerime, solmasınlar... [/SIZE]
[SIZE=3]Genç kadın sümbülleri aldı: [/SIZE]
[SIZE=3]- Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini! [/SIZE]
[SIZE=3]Adam sevindi: [/SIZE]
[SIZE=3]- Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter! [/SIZE]
[SIZE=3]Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam, [/SIZE]
[SIZE=3]- Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun! [/SIZE]
[SIZE=3]Haykırışı yağmura karıştı. [/SIZE]
[SIZE=3]Kadın, yağmuru hissetmeyen kalabalığa...[/SIZE]