İkinci çocuğun doğumuyla ailede dengeler büyük ölçüde değişir. Şimdiye kadar evin tek gözbebeği olan ilk çocuğa bir “rakip” gelmiştir. Artık bebeklik çağını çoktan geçmiş olan çocuğunuzun yeni gelen ile beraber tekrar bebekleştiğini bile görebilirsiniz.
Çocuklarınız büyüdükçe aralarında çekişmeler, “kişilik çatışmaları” olması kaçınılmaz. Ne kadar kavga gürültü ile büyürlerse büyüsünler, anne babanın doğru yaklaşımı ile ileride birbirlerinin en yakın arkadaşı olacaklar. Anne baba olarak, kardeşlere ilişkin sıkıntıları olabildiğince rahat atlatmak için neler yapabilirsiniz kısaca göz atalım...
İkinci çocuk-ne zaman?
İkinci çocuk kararı ortaklaşa alınır (genellikle birinci de öyle!). Ama bizce asıl söz hakkı annede. Anne kendisini iki çocuğun birden fiziksel ve ruhsal gereksinimlerine cevap verebilecek gibi hissettiğinde tekrar hamile kalabilir. Annenin sağlığı açısından bakıldığında, iki hamilelik arasında en azından 2 yıl olmasını öneriyoruz. Ayrıca birinci bebeğin anneye olan gereksinimlerinin yoğunluğu ancak 2-2,5 yaşına geldiğinde azalmaya başlar. Bu da annenin ikinci çocuğuna daha farklı ve kaliteli zaman ayırabilmesini sağlayacaktır. Kısacası “süper anne” değilseniz 2 çocuk arasında en azından 2-2,5 yaş olmasında yarar var.
Kardeşin doğumu ile birlikte ne tip davranışlar beklenir?
Kardeşler arasındaki yaş farkı doğum sonrasında ne tip sorunlar olabileceği konusunda belirleyici. İlk çocuğunuz 5-6 yaşını doldurduysa şanslısınız, daha az sorun yaşayabilirsiniz. İlk çocuğunuz daha küçükse zor zamanlar yaşayabilirsiniz.
Çocuğunuz bebeğin doğumundan sonraki ilk günlerde biraz şaşkınlık dışında fazla tepki vermeyebilir. Bu durum sizi hemen rahatlatmasın. Yeni doğan bebeğin ailenizin bir parçası olacağı gerçeği bir süre sonra tam olarak yerleşecektir. İlk zamanlarda sizin ilginizin bölünmesi ile birlikte öfkesini daha çok size yöneltecek, eskiye göre daha huzursuz, keyifsiz ve saldırgan olabilecektir. Küçük kardeşini taklit etmeye; tekrar emzik emmeye başlayabilir ya da yeniden bez bağlatmak isteyebilir.
İlk birkaç aydan sonra hayat belli bir düzene girecektir. Çocuğunuz yeni gelen bebeğin kendisi için büyük bir tehdit oluşturmayacağını anlayınca sıkıntıları da azalacaktır. Ama bebeğin ayaklanması, etrafı karıştırmaya başlaması ile birlikte zorluklar tekrar artabilir. Bu defa çocuğunuzun bebeğe olan kızgınlığı açıkça belli olacaktır.
Çocuğumu yeni doğan bebeğe nasıl hazırlamalıyım?
Çocuğunuza bir kardeşi olacağını anlayacağı bir dille anlatın. Karnınız büyüdükçe ellemesine izin verin. Gözüyle görmediği sürece bebek onun için önemli bir tehdit oluşturmadığından büyük bir rahatsızlık duymadan bebek fikrine alışacaktır.
Çocuğunuzun hayatında yapacağınız büyük değişiklikleri bebek gelmeden mümkün olduğunca önce yapın ki çocuğunuz ikinci plana atıldığını hissetmesin. Örneğin okula başlaması, odasının bebek için değiştirilmesi
Çocuğunuzu doğum öncesi doktor kontrollerine götürebilirsiniz.
Doğum anı geldiğinde ne kadar süre ile hastanede kalacağınızı, çocuğunuza kimin bakacağını ona anlatın. Böylelikle kendini güvende hissetmesini sağlayacaksınız.
Çocuğunuzu bebek doğduğunda olacaklara hazırlamak için bebeğe nasıl bakacağınızı anlatın. Bebeklerin çok küçük ve bakıma muhtaç olduklarını, devamlı kucakta taşınmak istediklerini, meme emerek beslendiklerini, bol bol ağladıklarını anlatabilirsiniz. Oyuncak bir bebek alarak şakacıktan bez bağlayabilir, mama verebilir, kucakta taşıyabilirsiniz.
Çocuğunuzu bebek için yaptığınız hazırlıklara katın ve bebeğin odasının rengi, yatak örtüsü vs. hakkında seçim yapmasını destekleyin.
Eğer yeni doğmuş bebeği olan arkadaşlarınız veya yakınlarınız varsa çocuğunuzla beraber onları ziyaret edebilirsiniz.
Çocuğunuza her zaman onun ne kadar harika bir ağabey/abla olacağını ve ona olan sevginizin hiç eksilmeyeceğini anlatın ve hissettirin.
Çocuğunuzla beraber onun doğumu ve bebekliğiyle ilgili resimlere ve videolara bakın. Ona nasıl doğduğunu, doğduğu gün olanları, ona nasıl baktığınızı anlatın.
Bebek doğduktan sonra bakımına büyük çocuğunuzu da katmaya özen gösterin. Annesini küçük yardımcısı olmaktan gurur duyacaktır.
Eve gelecek ziyaretçilere önce büyük çocuğunuza ilgi göstermeleri için uyarıda bulunun. Hatta hediye getirmek isteyenler bebek yerine büyük çocuğa hediyeler getirebilirler.
Çocuğunuzun bebekle ilgili duygularını dile getirmesini teşvik edin. Onun nasıl hissettiğini anladığınızı gösterecek şeyler söyleyin.
Gün içinde büyük çocuğunuzla bire bir zaman geçirebileceğiniz fırsatlar yaratın.
Bebeğiniz büyüdükçe büyük çocuğunuzun oyuncaklarına, kitaplarına zarar verebilir; bu da çocuğunuzu kızdırabilir. Çocuğunuza kızgınlığı ile başa çıkmayı öğretebilirsiniz. Bebeğin neden böyle davrandığını ona anlatın. Kişisel eşyalarını nasıl koruyacağını ona gösterin.
Dikkat etmeniz gereken bir diğer konu da 3 yaşından küçük çocuğunuzu bebeğinizle yalnız bırakmamak.
Kardeş çatışması neden olur, neler yapabiliriz?
Çocuklar büyürken aralarında çekişmeler olması işin doğal bir parçası. Bizler çocuklarımıza ihtiyaç duydukları bakım ve özeni sağlamaya çalışırız. Bunu yaparken her çocuğumuzun diğerinden farklı olduğunun bilincinde olmalıyız.
Bebeklerin belli mizaç özellikleri ile doğarlar. Uyku düzeni, gürültüye ya da yabancılara tepkisi bu konuda bize fikir verir. Daha ilk baştan çocuğun temel özellikleri hakkında bir fikir sahibi olursak, ihtiyaçlarını daha kolay bir şekilde karşılamış oluruz. Çocuğun bireysel ihtiyacını doğru saptamak da önemlidir. Kimi çocuk kendisiyle 2 saat zaman geçirilmesinden tatmin olabilirken, bir başkası beş dakikalık anne-baba ilgisinden sonra kalan bir saati tek başına oynayarak da geçirebilir. Bu sebeple anne-babanın bu tür bireysel farkları, çocuklarının her birinin neye, ne kadar ihtiyacı olduğunu iyi anlaması ve ikisine ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşması kardeş çatışmasını azaltır ve engelleyebilir. Üstelik çocuğunun ihtiyaçlarını ve psikolojik özelliklerini iyi görebilen bir kişi, eşinin ihtiyaç ve özelliklerini de iyi bilen birisidir ve hem çocuklarıyla hem de eşleriyle ilişkileri daha sağlıklı olur.
İhtiyacı yeterince karşılanmayan çocuk kendisine verilen sevgi, ilgi ve bakım eksikliğini kardeşinden bilebilir. Diğer yandan kardeş kıskançlığını toptan ortadan kaldırmak da mümkün değildir. İki tarafı hakça bir şekilde idare etmediğinizde; bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılayıp ötekinin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığınızda ama karşıladığınızı iddia ettiğinizde, genellikle ortadaki kavga üst otoriteye yönelmekten ziyade kendi aralarında, kendi düzeyinde gördüklerine yönelecektir.
Birbirine çok yakın aralarla doğmuş olan iki kardeşin çatışma ihtimali, uzun aralarla doğmuş olanlara göre daha yüksektir. Bunun ana sebebi ikisinin ihtiyaçlarının yoğunluğunun birbirine yakın olmasıdır. Örneğin 10 yaşında bir çocuğun kardeşi olduğunda ihtiyaçlarının yoğunluğu ve türü çok daha az ve farklı olacağından, kardeş sürtüşmesi de daha az olur. Bunun yanında 2 yaşında bir çocuğun kardeşi olursa doğal olarak çekişme ortaya çıkabilir ve bu çekişme çatışmaya dönüşebilir. Çatışmalar çekişmelerin iyi ve doğru yönetilememesi sonucu ortaya çıkar.
Kardeşler arasında yaş farkının 5-7 yılı aşması kuşak farkı oluşturur. Bu sefer de çatışmadan ziyade ezme ve yönetme ilişkisi işin içine girer. Yaş farkının tam olarak kaç olması gerektiğine dair kesin bir belirleme olmamakla birlikte, çocuklar kaynakların etkin paylaşımı konusunda zorluk yaratacak şekilde arka arkaya dizildiğinde sorun çıkabilmektedir. Bunun, özellikle annenin enerjisini ve kaynağını tüketici bir etkisi vardır. Devamlı olarak çocuklarla ilgilenme, tüm kaynakları onlara yönlendirme ve kendi gereksinimlerini belki de bu sebeple erteleme, bir anne olarak, eş olarak ve aynı zamanda kariyer sahibi bir birey olarak kendini baskı ve stres altında hissetmesine neden olabilir. Bu tür durumlarda annelerde psikolojik sorunlara daha sık rastlanmaktadır.
İki çocuğun aynı veya farklı cinsten olması yaş gruplarına göre önem arz eder. Küçük yaşlarda kardeşlerin farklı cinsiyetten olması çok önemli bir unsur değilken, bebeklikten çıktıkça ve yaş büyüdükçe bu cinsiyet farklılığı önem kazanır; hayata bakış açıları ve karakter farklılıklarını belirleyen en önemli unsurlardan biri olur. Aynı cinsiyetten olan çocuklar arasında rekabetin daha fazla olacağına dair yaygın görüşlere rağmen, farklı cinsiyetler arasında çatışmanın daha fazla olduğu yolunda veriler vardır.
Kardeş çatışmasını etkileyen faktörlerden bir diğeri ise sosyo-ekonomik durumdur. Anne babanın çocuklara sunabileceği imkanların ne ölçüde mevcut olduğu önemlidir. Bu, özellikle kaynak paylaşımı esnasında ortaya çıkacak çatışmaları etkiler.
Sonuç olarak:
Kardeşler arasındaki çekişmeler son derece doğaldır ve kardeşler arasında pürüzsüz ve mükemmel ilişki beklentisi gerçekçi değildir. Bazı çocukların ihtiyaçları, klasik bir anne-baba yaklaşımıyla karşılanamayacak derecede yoğun olabilir; ihtiyaçlarını ne kadar karşılarsanız karşılayın bunu hissetmekte zorlanan çocuklar vardır. Bu tür durumlarda da çocuk psikolojisi konusunda uzman olan bir kişiye danışmak yararlı olacaktır.
Prof.Dr.Yankı Yazgan
Çocuklarınız büyüdükçe aralarında çekişmeler, “kişilik çatışmaları” olması kaçınılmaz. Ne kadar kavga gürültü ile büyürlerse büyüsünler, anne babanın doğru yaklaşımı ile ileride birbirlerinin en yakın arkadaşı olacaklar. Anne baba olarak, kardeşlere ilişkin sıkıntıları olabildiğince rahat atlatmak için neler yapabilirsiniz kısaca göz atalım...
İkinci çocuk-ne zaman?
İkinci çocuk kararı ortaklaşa alınır (genellikle birinci de öyle!). Ama bizce asıl söz hakkı annede. Anne kendisini iki çocuğun birden fiziksel ve ruhsal gereksinimlerine cevap verebilecek gibi hissettiğinde tekrar hamile kalabilir. Annenin sağlığı açısından bakıldığında, iki hamilelik arasında en azından 2 yıl olmasını öneriyoruz. Ayrıca birinci bebeğin anneye olan gereksinimlerinin yoğunluğu ancak 2-2,5 yaşına geldiğinde azalmaya başlar. Bu da annenin ikinci çocuğuna daha farklı ve kaliteli zaman ayırabilmesini sağlayacaktır. Kısacası “süper anne” değilseniz 2 çocuk arasında en azından 2-2,5 yaş olmasında yarar var.
Kardeşin doğumu ile birlikte ne tip davranışlar beklenir?
Kardeşler arasındaki yaş farkı doğum sonrasında ne tip sorunlar olabileceği konusunda belirleyici. İlk çocuğunuz 5-6 yaşını doldurduysa şanslısınız, daha az sorun yaşayabilirsiniz. İlk çocuğunuz daha küçükse zor zamanlar yaşayabilirsiniz.
Çocuğunuz bebeğin doğumundan sonraki ilk günlerde biraz şaşkınlık dışında fazla tepki vermeyebilir. Bu durum sizi hemen rahatlatmasın. Yeni doğan bebeğin ailenizin bir parçası olacağı gerçeği bir süre sonra tam olarak yerleşecektir. İlk zamanlarda sizin ilginizin bölünmesi ile birlikte öfkesini daha çok size yöneltecek, eskiye göre daha huzursuz, keyifsiz ve saldırgan olabilecektir. Küçük kardeşini taklit etmeye; tekrar emzik emmeye başlayabilir ya da yeniden bez bağlatmak isteyebilir.
İlk birkaç aydan sonra hayat belli bir düzene girecektir. Çocuğunuz yeni gelen bebeğin kendisi için büyük bir tehdit oluşturmayacağını anlayınca sıkıntıları da azalacaktır. Ama bebeğin ayaklanması, etrafı karıştırmaya başlaması ile birlikte zorluklar tekrar artabilir. Bu defa çocuğunuzun bebeğe olan kızgınlığı açıkça belli olacaktır.
Çocuğumu yeni doğan bebeğe nasıl hazırlamalıyım?
Çocuğunuza bir kardeşi olacağını anlayacağı bir dille anlatın. Karnınız büyüdükçe ellemesine izin verin. Gözüyle görmediği sürece bebek onun için önemli bir tehdit oluşturmadığından büyük bir rahatsızlık duymadan bebek fikrine alışacaktır.
Çocuğunuzun hayatında yapacağınız büyük değişiklikleri bebek gelmeden mümkün olduğunca önce yapın ki çocuğunuz ikinci plana atıldığını hissetmesin. Örneğin okula başlaması, odasının bebek için değiştirilmesi
Çocuğunuzu doğum öncesi doktor kontrollerine götürebilirsiniz.
Doğum anı geldiğinde ne kadar süre ile hastanede kalacağınızı, çocuğunuza kimin bakacağını ona anlatın. Böylelikle kendini güvende hissetmesini sağlayacaksınız.
Çocuğunuzu bebek doğduğunda olacaklara hazırlamak için bebeğe nasıl bakacağınızı anlatın. Bebeklerin çok küçük ve bakıma muhtaç olduklarını, devamlı kucakta taşınmak istediklerini, meme emerek beslendiklerini, bol bol ağladıklarını anlatabilirsiniz. Oyuncak bir bebek alarak şakacıktan bez bağlayabilir, mama verebilir, kucakta taşıyabilirsiniz.
Çocuğunuzu bebek için yaptığınız hazırlıklara katın ve bebeğin odasının rengi, yatak örtüsü vs. hakkında seçim yapmasını destekleyin.
Eğer yeni doğmuş bebeği olan arkadaşlarınız veya yakınlarınız varsa çocuğunuzla beraber onları ziyaret edebilirsiniz.
Çocuğunuza her zaman onun ne kadar harika bir ağabey/abla olacağını ve ona olan sevginizin hiç eksilmeyeceğini anlatın ve hissettirin.
Çocuğunuzla beraber onun doğumu ve bebekliğiyle ilgili resimlere ve videolara bakın. Ona nasıl doğduğunu, doğduğu gün olanları, ona nasıl baktığınızı anlatın.
Bebek doğduktan sonra bakımına büyük çocuğunuzu da katmaya özen gösterin. Annesini küçük yardımcısı olmaktan gurur duyacaktır.
Eve gelecek ziyaretçilere önce büyük çocuğunuza ilgi göstermeleri için uyarıda bulunun. Hatta hediye getirmek isteyenler bebek yerine büyük çocuğa hediyeler getirebilirler.
Çocuğunuzun bebekle ilgili duygularını dile getirmesini teşvik edin. Onun nasıl hissettiğini anladığınızı gösterecek şeyler söyleyin.
Gün içinde büyük çocuğunuzla bire bir zaman geçirebileceğiniz fırsatlar yaratın.
Bebeğiniz büyüdükçe büyük çocuğunuzun oyuncaklarına, kitaplarına zarar verebilir; bu da çocuğunuzu kızdırabilir. Çocuğunuza kızgınlığı ile başa çıkmayı öğretebilirsiniz. Bebeğin neden böyle davrandığını ona anlatın. Kişisel eşyalarını nasıl koruyacağını ona gösterin.
Dikkat etmeniz gereken bir diğer konu da 3 yaşından küçük çocuğunuzu bebeğinizle yalnız bırakmamak.
Kardeş çatışması neden olur, neler yapabiliriz?
Çocuklar büyürken aralarında çekişmeler olması işin doğal bir parçası. Bizler çocuklarımıza ihtiyaç duydukları bakım ve özeni sağlamaya çalışırız. Bunu yaparken her çocuğumuzun diğerinden farklı olduğunun bilincinde olmalıyız.
Bebeklerin belli mizaç özellikleri ile doğarlar. Uyku düzeni, gürültüye ya da yabancılara tepkisi bu konuda bize fikir verir. Daha ilk baştan çocuğun temel özellikleri hakkında bir fikir sahibi olursak, ihtiyaçlarını daha kolay bir şekilde karşılamış oluruz. Çocuğun bireysel ihtiyacını doğru saptamak da önemlidir. Kimi çocuk kendisiyle 2 saat zaman geçirilmesinden tatmin olabilirken, bir başkası beş dakikalık anne-baba ilgisinden sonra kalan bir saati tek başına oynayarak da geçirebilir. Bu sebeple anne-babanın bu tür bireysel farkları, çocuklarının her birinin neye, ne kadar ihtiyacı olduğunu iyi anlaması ve ikisine ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşması kardeş çatışmasını azaltır ve engelleyebilir. Üstelik çocuğunun ihtiyaçlarını ve psikolojik özelliklerini iyi görebilen bir kişi, eşinin ihtiyaç ve özelliklerini de iyi bilen birisidir ve hem çocuklarıyla hem de eşleriyle ilişkileri daha sağlıklı olur.
İhtiyacı yeterince karşılanmayan çocuk kendisine verilen sevgi, ilgi ve bakım eksikliğini kardeşinden bilebilir. Diğer yandan kardeş kıskançlığını toptan ortadan kaldırmak da mümkün değildir. İki tarafı hakça bir şekilde idare etmediğinizde; bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılayıp ötekinin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığınızda ama karşıladığınızı iddia ettiğinizde, genellikle ortadaki kavga üst otoriteye yönelmekten ziyade kendi aralarında, kendi düzeyinde gördüklerine yönelecektir.
Birbirine çok yakın aralarla doğmuş olan iki kardeşin çatışma ihtimali, uzun aralarla doğmuş olanlara göre daha yüksektir. Bunun ana sebebi ikisinin ihtiyaçlarının yoğunluğunun birbirine yakın olmasıdır. Örneğin 10 yaşında bir çocuğun kardeşi olduğunda ihtiyaçlarının yoğunluğu ve türü çok daha az ve farklı olacağından, kardeş sürtüşmesi de daha az olur. Bunun yanında 2 yaşında bir çocuğun kardeşi olursa doğal olarak çekişme ortaya çıkabilir ve bu çekişme çatışmaya dönüşebilir. Çatışmalar çekişmelerin iyi ve doğru yönetilememesi sonucu ortaya çıkar.
Kardeşler arasında yaş farkının 5-7 yılı aşması kuşak farkı oluşturur. Bu sefer de çatışmadan ziyade ezme ve yönetme ilişkisi işin içine girer. Yaş farkının tam olarak kaç olması gerektiğine dair kesin bir belirleme olmamakla birlikte, çocuklar kaynakların etkin paylaşımı konusunda zorluk yaratacak şekilde arka arkaya dizildiğinde sorun çıkabilmektedir. Bunun, özellikle annenin enerjisini ve kaynağını tüketici bir etkisi vardır. Devamlı olarak çocuklarla ilgilenme, tüm kaynakları onlara yönlendirme ve kendi gereksinimlerini belki de bu sebeple erteleme, bir anne olarak, eş olarak ve aynı zamanda kariyer sahibi bir birey olarak kendini baskı ve stres altında hissetmesine neden olabilir. Bu tür durumlarda annelerde psikolojik sorunlara daha sık rastlanmaktadır.
İki çocuğun aynı veya farklı cinsten olması yaş gruplarına göre önem arz eder. Küçük yaşlarda kardeşlerin farklı cinsiyetten olması çok önemli bir unsur değilken, bebeklikten çıktıkça ve yaş büyüdükçe bu cinsiyet farklılığı önem kazanır; hayata bakış açıları ve karakter farklılıklarını belirleyen en önemli unsurlardan biri olur. Aynı cinsiyetten olan çocuklar arasında rekabetin daha fazla olacağına dair yaygın görüşlere rağmen, farklı cinsiyetler arasında çatışmanın daha fazla olduğu yolunda veriler vardır.
Kardeş çatışmasını etkileyen faktörlerden bir diğeri ise sosyo-ekonomik durumdur. Anne babanın çocuklara sunabileceği imkanların ne ölçüde mevcut olduğu önemlidir. Bu, özellikle kaynak paylaşımı esnasında ortaya çıkacak çatışmaları etkiler.
Sonuç olarak:
Kardeşler arasındaki çekişmeler son derece doğaldır ve kardeşler arasında pürüzsüz ve mükemmel ilişki beklentisi gerçekçi değildir. Bazı çocukların ihtiyaçları, klasik bir anne-baba yaklaşımıyla karşılanamayacak derecede yoğun olabilir; ihtiyaçlarını ne kadar karşılarsanız karşılayın bunu hissetmekte zorlanan çocuklar vardır. Bu tür durumlarda da çocuk psikolojisi konusunda uzman olan bir kişiye danışmak yararlı olacaktır.
Prof.Dr.Yankı Yazgan