:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Vücudunuzun farklılaşma süreci
MaSaL
#1
Vücudunuzun farklılaşma süreci
Hamileliğiniz ile birlikte hızlı bir değişim sürecine girersiniz. En başta hormonlarınız olmak üzere, vücudunuzun kimyasını değiştiren bir sürü etken devreye girer. İşte ana hatları ile karşınızda vücudunuz ve değişim serüveni.

Sindirim bozukluğu

Hamileliğinizin başından itibaren mide-bağırsak sisteminizdeki değişiklikler, genellikle artan hamilelik hormonunuzun (progesteron) etkisine bağlı olarak ortaya çıkar. Mide yanması problemi, hamilelerin yaklaşık yarısında görülür. Progesteron hormonunun yükselmesine bağlı olarak, mide-bağırsak sisteminizdeki düz kaslarınızda gevşeme olur ve aynı zamanda yemek borunuz ile mideniz arasındaki kapı (sfinkter) eskiye oranla daha fazla açık kalır. Dolayısıyla asitli mide içeriğinin yemek borunuza doğru kaçışını (reflü) kolaylaştırır. Bu da sizde mide yanması, ekşimesi ve geri kaçış arttıkça ağızda ekşi-acı bir tat belirmesine neden olur. Midede yediğiniz besinlerin hazmedilmesi ve bağırsaklarınıza doğru ilerlemesi daha uzun zaman alır. Bu yakınmalarınız sık sık, bölünmüş porsiyonlar halinde ve daha az yağlı yemekler tüketmenizle önemli miktarda azalabilir. Yemeğinizi yavaş yavaş yemeli ve iyi çiğnemelisiniz. Yemeğinizi yedikten hemen sonra yatmamanız, en erken 2 saat sonra yatış pozisyonuna geçmeniz oldukça faydalıdır. Yine de yakınmalarınız devam ederse, doktorunuz antiasid ilaç tedavisini önerecektir.

Kabızlık ve hemoroit (basur) gelişimi

Kabızlık problemi hamilelikte sık görülen bir diğer yakınmadır. Hamileliğinizde artan progesteron hormonunuzun etkisiyle, boşaltım sisteminizin yavaşlaması ve büyüyen rahminizin kalın bağırsağınızın son kısmına baskı yapması sonucunda sıklıkla kabızlığınız gelişir. Eğer daha önceden kabızlık şikayetiniz varsa, bu genellikle hamileliğinizde daha da kötüleşecektir. Kabızlığınızın ilerlemesi ve büyüyen rahminizin kalın bağırsak damarlarına baskısı ile hemoroit (basur) oluşumunuz da gelişebilir. Bu durum da makat bölgenizde ağrılı bir şişlik oluşur. Kabızlığınız önlenemezse, ıkınmalar ile karın içindeki basıncınızın artması; hemoroitinizin ilerlemesine ve ağrınızın artmasına, hatta kanamanıza neden olabilir.

Kabızlığın tedavisi için öneriler

• Bol sıvı tüketin.

• Yürüyüş ve egzersiz yapın.

• Posalı yiyecekleri yiyin. (Kepek ekmeği, sebze ve meyveler tüketin.)

Aldığınız bu temel önlemlerle üstesinden gelemediğiniz kabızlık durumunuzda, barsaklarınızdan emilemeyen ve bebeğinize ulaşmayan maddeler içeren kabızlık giderici ilaçları kullanmanız gerekiyor.

Safra kesesi taşı

Hamilelik insanların karaciğerinde hücre değişikliğine ya da büyümeye neden olmaz, fakat karaciğer fonksiyon testlerinde kabul edilebilir seviyede değişiklikler yapabilir.

Safra kesesinde ise durum farklıdır. Safra kesesi duvarınızda bulunan düz beyaz kaslar, hamilelik hormonunun etkisi ile daha yavaş çalışır ve bu da safra kesesinde daha fazla safra birikmesine ve daha geç boşalmasına neden olur. Bu yüzden safra taşları sıklığı hamileliğinizde artabilir. Hamileliğiniz sırasında cerrahi müdahaleye sebep olan ikinci en sık görülen problem, safra taşlarıdır.

Hamilelikte idrar yolları ve böbrekler

Hamileliğinizde böbrekleriniz de çok önemlidir. Böbrekleriniz ve böbreküstü bezleriniz hamileliğinizde ciddi değişimlere uğrar. Böbreküstü bezi salgılarınızda farklılıklar olmasının yanı sıra, böbreklerinizin idrar yapma ve boşaltım faaliyetleri de değişir. İlk üç aylık dönemizde böbreklerinizin fonksiyonu %50 artar ve hamileliğinizin sonuna dek böbrekleriniz fazladan çalışmaya devam eder. Böbreklerinizden idrarınızın mesanenize taşınmasını sağlayan sistemin üzerine rahminiz baskı yaparak, böbrek çanaklarınızda idrarınız birikir ve böbrekleriniz bu yüzden gerginleşir. Daha önceden olumsuz bir ortamınız yoksa bu bir sorun yaratmaz, ancak idrar akımının yavaşlaması nedeniyle idrar yolu iltihapları da daha sık gelişir.

Hamilelik döneminde ağır böbrek hastalığı olan anne adaylarında hipertansiyon, bebeklerde ise erken doğum ve büyüme geriliği görülebilir. Bu yüzden hamileliğiniz öncesi sağlık kontrollerinizi mutlaka yaptırmalısınız. Diyalize girmek zorundaysanız, hamileliğiniz süresince diyalize girme sıklığınız artabilir.

Dolaşım sistemi

Hamileliğinizde çok belirgin olan değişimlerinizden biri de kalp-damar sisteminizdir. Hamileliğiniz boyunca kan hacminizde ve kanınızın şekilli elementlerinde belirgin bir artış görülür. Bu değişim, gelişen bebeğinize besin ve oksijen taşınabilmesi içindir. Kalbinize binen yük, hamilelik öncesi döneminize göre yaklaşık olarak %50 oranında artar. Bunun sonucunda hamileliğinizde kalp atış sayınızın miktarında da yükselmeler olur. Kalbinizin bu atım hızındaki artış, çarpıntı olarak hissedilir.

Aynı zamanda özellikle hamileliğinizin ilk ve ikinci 3 aylık periyodunda hafif bir tansiyon düşüklüğünüz, fizyolojik bir durumdur. Kalp atış hızınız belirgin ve çarpıntı hissiniz yoğun ise; bu durumunuzun altında bir kansızlık problemi yatıyor olabilir. Bu da basit bir kan sayımınız ile anlaşılabilir.

Hamileliğinizle birlikte karın içinizdeki basınç artışınız sonucunda, toplardamarlarınızdan kalbinize dönen kanınızın akışında bir miktar yavaşlama başlar. Bu da özellikle bacaklarınızda bazen de genital organınızda varis denen damar genişlemelerine neden olabilir. Varisler hamileliğinizin geç dönemlerinde daha sıklıkla görülür. Özellikle hamilelik öncesi varisi bulunan kişilerde bu varislerde belirginleşme, artma oluşabilir. Varis oluşumunuzu azaltmak için, çok uzun süre ayakta kalmaktan kaçının, bacak kaslarınızı çalıştırıcı ritmik egzersizler (özellikle uygun tempoda günlük yürüyüşler) yapın, yatarken dolaşımı kolaylaştırmak için bacaklarınızı yükseltin.

Sırt üstü yattığınızda rahminiz hemen omurganızın önünde, yan yana duran ana atardamar (aort) ve ana toplardamar (vena cava) üzerine baskı yapar. Toplardamarın daha belirgin şekilde etkilendiği bu baskı kalbe dönen kan miktarının azalmasına neden olur. Sonuçta tansiyon düşmesi ve fenalık hissi ile ortaya çıkan ve "supin hipotansiyon" adı verilen tablo ortaya çıkar. Sol yanınıza yattığınız zaman risk azalır. Sağ yana yatmak da yanlış değildir. Yan yatarken daha rahat etmek için belinizi ince bir yastıkla destekleyebilirsiniz.

Doç. Dr. Selman Laçin
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Çocuğun Anaokuluna Uyum Süreci MaSaL 0 814 09-16-2011, Saat: 08:31 PM
Son Yorum: MaSaL
  Çocuklarda Yürüme Süreci (Bebeğin İlk Adımı) MaSaL 0 526 02-08-2011, Saat: 05:08 PM
Son Yorum: MaSaL

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 12-05-2024, 05:33 AM