Niye doğduğunu bilmeli insan.
Gelirken kime niçin söz verdiğini bilmeli hatırlamalı.
Dünyanın sahte gülüşüne kapılıp
Ona daha fazlasıyla karşılık vermemeli.
Çıktığı yolculukta kimliksizlikten
Nasıl bir kimliğe büründüğünün farkına varmalı insan.
Niçin insan olduğunu bilmeli insan.
Hangi akla hizmet bu yükün altına girdiğini
Farketmeli düşünmeli..
İnsan olmanın hakkını verebilmeli.
Verdiği sözün altından kalkabilmeli.
Niye güldüğünü bilmeli insan
“Benim gördüğümü görseydiniz az güler çok ağlardınız”
Sözünü çıktığı yolculukta azık yapmalı ve
Niçin gülüp de ağlamadığına feryad etmeli insan…
Ne zaman gülmesi gerektiğini akletmeli.
Niçin konuştuğunu bilmeli insan.
Taşlar doldurmalı ağzına.
Sevgiliyi anlatmayan dilden yine sevgiliye sığınmalı…
Kelimelerin hakkına girmemeli.
Ya cananı anlatmalı ya sozsuza dek susmalı insan!..
Niye uyuduğunu bilmeli insan.
Gözlerini yumarken bir daha açmamacasına yatmalı o yatağa.
Uykunun kimi zaman ötelere götüren bir burak kimi zaman dünya denilen bataklıkta batışımızı hızlandıran bir çırpınış olduğunu kavramalı.
Gözlerini keşfedilmemiş dünyalara açmak için kapamalı insan.
Gözlerini kapadığında onu görmeliama görmek için yanmalı insan.
Niçin yediğini bilmeli insan.
Yedikleri gönlünün kapılarını bir bir kilitleyen paslı anahtarlar mı?
Yoksa sonsuzluğa kavuşmak için çıktığı yolda ona yoldaş mı?
Düşünmeli..
Niye istediğini bilmeli insan…
İsterken nasıl istemesi gerktiğini bilmeli.
İstemenin ayrıcalığını farketmeli.
Sonra da dönüşü olmaksızın yaşayarak istemeli…
Kendisine verilen zamanın kıymetini bilmeli insan.
Engin zaman nehrinden içen mi içilen mi olduğunu görmeli.
Ömür denilen gelinini yarın ki düğününe hazırlamalı.
Onu tüm güzelliklerle donatmalı da öyle çıkarmalı aşığının huzuruna.
Düşünmeli insan!
Hayat kitabına ne yazarsa beğenileceğini düşünmeli!
Daha iyi nasıl yaşarım diye düşünmeli!
Daha iyi nasıl ölürüm diye düşünmeli!
Daha iyi nasıl dirilirim diye düşünmeli!
Ve daha iyi nasıl huzura çıkarım diye düşünmeli!
Ve yapmalı insan…
Gelirken kime niçin söz verdiğini bilmeli hatırlamalı.
Dünyanın sahte gülüşüne kapılıp
Ona daha fazlasıyla karşılık vermemeli.
Çıktığı yolculukta kimliksizlikten
Nasıl bir kimliğe büründüğünün farkına varmalı insan.
Niçin insan olduğunu bilmeli insan.
Hangi akla hizmet bu yükün altına girdiğini
Farketmeli düşünmeli..
İnsan olmanın hakkını verebilmeli.
Verdiği sözün altından kalkabilmeli.
Niye güldüğünü bilmeli insan
“Benim gördüğümü görseydiniz az güler çok ağlardınız”
Sözünü çıktığı yolculukta azık yapmalı ve
Niçin gülüp de ağlamadığına feryad etmeli insan…
Ne zaman gülmesi gerektiğini akletmeli.
Niçin konuştuğunu bilmeli insan.
Taşlar doldurmalı ağzına.
Sevgiliyi anlatmayan dilden yine sevgiliye sığınmalı…
Kelimelerin hakkına girmemeli.
Ya cananı anlatmalı ya sozsuza dek susmalı insan!..
Niye uyuduğunu bilmeli insan.
Gözlerini yumarken bir daha açmamacasına yatmalı o yatağa.
Uykunun kimi zaman ötelere götüren bir burak kimi zaman dünya denilen bataklıkta batışımızı hızlandıran bir çırpınış olduğunu kavramalı.
Gözlerini keşfedilmemiş dünyalara açmak için kapamalı insan.
Gözlerini kapadığında onu görmeliama görmek için yanmalı insan.
Niçin yediğini bilmeli insan.
Yedikleri gönlünün kapılarını bir bir kilitleyen paslı anahtarlar mı?
Yoksa sonsuzluğa kavuşmak için çıktığı yolda ona yoldaş mı?
Düşünmeli..
Niye istediğini bilmeli insan…
İsterken nasıl istemesi gerktiğini bilmeli.
İstemenin ayrıcalığını farketmeli.
Sonra da dönüşü olmaksızın yaşayarak istemeli…
Kendisine verilen zamanın kıymetini bilmeli insan.
Engin zaman nehrinden içen mi içilen mi olduğunu görmeli.
Ömür denilen gelinini yarın ki düğününe hazırlamalı.
Onu tüm güzelliklerle donatmalı da öyle çıkarmalı aşığının huzuruna.
Düşünmeli insan!
Hayat kitabına ne yazarsa beğenileceğini düşünmeli!
Daha iyi nasıl yaşarım diye düşünmeli!
Daha iyi nasıl ölürüm diye düşünmeli!
Daha iyi nasıl dirilirim diye düşünmeli!
Ve daha iyi nasıl huzura çıkarım diye düşünmeli!
Ve yapmalı insan…