Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Atilla Şimşek, yüksek miktarda oleik asidin bulunduğu fındığın kullanıldığı diyetlerde kolesterol seviyesini azaltıcı etkisi olduğunu söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Atilla Şimşek, fındığın bileşiminde bulunan yağ, karbonhidrat ve proteinden dolayı yüksek kalorili bir enerji kaynağı olduğunu kaydetti. Bir insanın günlük enerji ihtiyacının yüzde 18'ini fındığın karşılayabileceğini ifade eden Şimşek, "Fındıktaki tekli doymamış yağ asidi (oleik) oranı ortalama yüzde 75 olan 75 gram fındık, günlük toplam enerjinin yüzde 11'ini karşılıyor. Yaklaşık 100 gram fındıktaki proteinden sağlanan enerji toplam enerjinin yüzde 11.7'sine eşittir.
Ergin bir insanın günlük enerji ihtiyacı 2 bin 800 kalori alındığında bu enerji ihtiyacının yüzde 23'nü karşılayabiliyor" dedi.
KALP DAMAR HASTALIÄžINI DA ÖNLÜYOR
Fındık yağının en önemli etkisinin kalp ve damar hastalıklarına neden olan kolesterolü içermemesi olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Şimşek, "Fındık gibi yüksek oranda oleik asit içeren gıdaların, kullanıldığı diyetlerde kolesterol seviyesini azaltıcı etkisi vardır. Fındıkların içerdiği linoleik asit kandaki pulcukların çökelmesine ve damar içi daralmasına engel olmaktadır. Fındık yağında bulunan linolenik yağ asitlerinin kandaki lipit, trigliserit ve LDL kolesterolü düzeyini, dolayısıyla tansiyonu
düşürücü, kalp ve damar hastalıklarını geriletici fonksiyonları olan prostaglandinleri sentezleme özelliği vardır. İnsan vücudu günlük 1 gram çoklu doymamış yağ asidi ihtiyacını 1.4 gram ağırlığındaki 7-8 adet fındık karşılayabilmektedir. Fındık yağı, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde, çoklu doymamış yağ asitlerinin doymuş yağ asitlerine oranı bakımından diğer yağ çeşitlerine nazaran en uygun orana sahiptir. Fındık yağının bir önemli özelliği de kalp ve damar hastalıklarına neden
olan kolesterolü içermemesidir" diye konuştu.
[/size]ANEMİYE KARŞI SET OLUYOR
Fındığın birçok kanseri, sigara dumanının zehirli etkisini önlemesinin yanında alyuvar parçalanmasını engelleyerek vücudu anemiye karşı koruduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Şimşek, şöyle konuştu:
"Fındığın protein miktarı yumurta ve tahıllardan yüksek, et ve baklagillere hemen hemen eşittir. 100 gram iç fındıkla protein ihtiyacının yüzde 22'si karşılanabilmektedir. Esansiyel amino asitlerin oranlarındaki uyum ve sindirilebilirlikleri göz önüne alındığında protein değerinin yüzdede 7.2 olduğu ve bitkisel kaynaklı proteinlere nazaran önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Fındıkta en fazla oranda bulunan arginin amino asidi, çocukların dengeli ve sağlıklı gelişimi, testosteron hormonu üretimini
uyarmada, tümör gelişimini, alzheimer hastalığını, karaciğer bozulmalarını ve vücutta yağ birikimini engelleyerek koroner kalp yetmezliği riskini önlemede ve kan damarlarının gevşemesinde rol alan bileşiklerin sentezinde rol oynamaktadır. Ayrıca arjinin amino asidi her türlü yaralanmaların, enfeksiyonların, güneş yanıklarının, kemik erimeleri ve kemik kırılmalarının tedavisinde büyük bir etkiye sahiptir. Diğer yandan kolesterolün düşürülmesinde arjininlisin oranı yüksek gıdalar önerilir ki fındık bu açıdan
değerlendirildiğinde eşsiz gıdalardan biridir. Fındık birçok kanseri, sigara dumanının zehirli etkisini önlemesi yanında alyuvar parçalanmasını engelleyerek vücudu anemiye karşı korumaktadır. Fındıkta bulunan tuz normal suda bulunan miktardan daha düşüktür. Özellikle beslenme programlarında ve yüksek tansiyonu olan hastalarda fındık tüketiminin fazla sorun olmayacağı da görülmektedir. Fındıkta sodyumun düşük, magnezyum, kalsiyum ve potasyumun yüksek olması, vücutta kan basıncının düzenlenmesinde rol oynamaktadır."
Yrd. Doç. Dr. Şimşek, tüm bu bilgi ve bulgular değerlendirildiğinde dengeli ve sağlıklı beslenme için günde yaklaşık 50 gram fındığın doğrudan veya farklı besin maddeleri ile birlikte tüketiminin faydalı olacağının ortaya çıktığını sözlerine ekledi.