Keneler vücuttan kopartılmamalı
TRABZON (İHA) - Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Uğur Kostakoğlu, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına sebep olan kenelerin vücuttan uzaklaştırılırken kesinlikle kopartılmaması gerektiğini söyledi.
KKKA'nın ölümcül seyredebilen bir hastalık olduğunu ve bu hastalığa sebep olan virüsün yabani kemirici hayvanlar, kuşlar ve kenelerle doğadaki devamlılığını sağlandığını kaydeden Dr. Kostakoğlu, hastalığın hastalık etkeni taşıyan kenelerin ısırmasıyla, virüsle enfekte olmuş hayvan ve insanların kan, ifrazat ve dokularıyla direkt temas edilmesiyle bulaştığını belirtti.
Dr. Kostakoğlu, Türkiye'nin coğrafi yapısı ve ikliminin, hastalığın bulaşmasına neden olan kenelerin yaşamaları için uygun bir yapıya sahip olduğunu ifade ederek "Hastalık özellikle hayvancılığın yapıldığı, nemli, çalı ve çırpılı alanlar ile gür otlakların bulunduğu yerler başta olmak üzere ülkenin her yerinde görülebilmektedir. Bölgemizde de özellikle Gümüşhane, Bayburt gibi yörelerde bu hastalık tehlikesi bulunmaktadır. Kene ısırığından 1-3 en fazla 9 gün, enfekte dokularla direkt temastan 5-6 en fazla 13 gün sonra ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, deri, mukoza ve iç organ kanamaları gibi hafiften ağır klinik tablolara kadar varan belirtiler görülebilmektedir. Hastalık, çoğunlukla bulaştırıcı kenelerin aktif olduğu bahar ve yaz aylarında ortaya çıkmaktadır" dedi.
Kene ısırması veya keneyle temas etmiş veya sözkonusu hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temasları olmuşsa ya da hastalığa yakalanmış kişilerin kan ve vücut sıvılarına bir temasları olmuşsa KKKA'dan şüphe edilmesi ve vakit geçirilmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğine dikkat çeken Dr. Kostakoğlu "KKKA'nın teşhisinde, benzer belirtiler başka birçok hastalıkta da görülmekle beraber, kene veya enfekte dokularla yapılan temas önemli bir yer tutmaktadır. Hastalığın kesin bir tedavisi olmayıp, tedavide daha çok belirtilere yönelik destek tedavisi uygulanmaktadır" diye konuştu.
Dr. Kostakoğlu, tarım çalışanları, hayvancılık yapanlar, çiftlik çalışanları, mezbaha çalışanları, market işçileri, veterinerler, hasta hayvanla temas edenler, endemik bölgelerde görev yapanlar, sağlık çalışanları, askerler, kamp yapanlar ve deri fabrikası çalışanlarının bu hastalığın risk grubunda bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
"Hastalığı önlemede en etkili yol, kenelerden uzak durmak. Hayvan barınakları kenelere karşı ilaçlanmalı, barınakların duvarları sıvanmalı ve badanaları yapılarak kenelerin buralarda yaşamaları engellenmelidir. Hayvanların ve insanların kanlarına veya diğer vücut sıvılarına eldivensiz temas edilmemelidir. Hayvan barınaklarına girdikten veya hayvanlarla temastan sonra, vücut kene yönünden muayene edilmeli, kene varsa uzaklaştırılmalıdır. Çalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçla gidilmesi gerektiğinde pantolon parçaları çorap içine alınmalı ve dönüşte mutlaka vücut kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir."
Kenelerin vücuttan uzaklaştırılırken kesinlikle kopartılmaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Kostakoğlu, kenenin bir cımbızla vücuda yapıştığı kısımdan tutularak çivi çıkarır gibi sağa ve sola oynatılmak suretiyle çıkarılarak, kesinlikle elle öldürülmemesi veya patlatılmaması gerektiğini kaydetti.
Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya ve gaz yağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmaması gerektiğini belirten Dr. Kostakoğlu, "Bu uygulamalar, kenelerin kusmasına sebep olabileceğinden, kusmuktaki virüsler, kenenin kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girebilirler" açıklamasını yaptı.
TRABZON (İHA) - Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Uğur Kostakoğlu, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına sebep olan kenelerin vücuttan uzaklaştırılırken kesinlikle kopartılmaması gerektiğini söyledi.
KKKA'nın ölümcül seyredebilen bir hastalık olduğunu ve bu hastalığa sebep olan virüsün yabani kemirici hayvanlar, kuşlar ve kenelerle doğadaki devamlılığını sağlandığını kaydeden Dr. Kostakoğlu, hastalığın hastalık etkeni taşıyan kenelerin ısırmasıyla, virüsle enfekte olmuş hayvan ve insanların kan, ifrazat ve dokularıyla direkt temas edilmesiyle bulaştığını belirtti.
Dr. Kostakoğlu, Türkiye'nin coğrafi yapısı ve ikliminin, hastalığın bulaşmasına neden olan kenelerin yaşamaları için uygun bir yapıya sahip olduğunu ifade ederek "Hastalık özellikle hayvancılığın yapıldığı, nemli, çalı ve çırpılı alanlar ile gür otlakların bulunduğu yerler başta olmak üzere ülkenin her yerinde görülebilmektedir. Bölgemizde de özellikle Gümüşhane, Bayburt gibi yörelerde bu hastalık tehlikesi bulunmaktadır. Kene ısırığından 1-3 en fazla 9 gün, enfekte dokularla direkt temastan 5-6 en fazla 13 gün sonra ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, deri, mukoza ve iç organ kanamaları gibi hafiften ağır klinik tablolara kadar varan belirtiler görülebilmektedir. Hastalık, çoğunlukla bulaştırıcı kenelerin aktif olduğu bahar ve yaz aylarında ortaya çıkmaktadır" dedi.
Kene ısırması veya keneyle temas etmiş veya sözkonusu hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temasları olmuşsa ya da hastalığa yakalanmış kişilerin kan ve vücut sıvılarına bir temasları olmuşsa KKKA'dan şüphe edilmesi ve vakit geçirilmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğine dikkat çeken Dr. Kostakoğlu "KKKA'nın teşhisinde, benzer belirtiler başka birçok hastalıkta da görülmekle beraber, kene veya enfekte dokularla yapılan temas önemli bir yer tutmaktadır. Hastalığın kesin bir tedavisi olmayıp, tedavide daha çok belirtilere yönelik destek tedavisi uygulanmaktadır" diye konuştu.
Dr. Kostakoğlu, tarım çalışanları, hayvancılık yapanlar, çiftlik çalışanları, mezbaha çalışanları, market işçileri, veterinerler, hasta hayvanla temas edenler, endemik bölgelerde görev yapanlar, sağlık çalışanları, askerler, kamp yapanlar ve deri fabrikası çalışanlarının bu hastalığın risk grubunda bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
"Hastalığı önlemede en etkili yol, kenelerden uzak durmak. Hayvan barınakları kenelere karşı ilaçlanmalı, barınakların duvarları sıvanmalı ve badanaları yapılarak kenelerin buralarda yaşamaları engellenmelidir. Hayvanların ve insanların kanlarına veya diğer vücut sıvılarına eldivensiz temas edilmemelidir. Hayvan barınaklarına girdikten veya hayvanlarla temastan sonra, vücut kene yönünden muayene edilmeli, kene varsa uzaklaştırılmalıdır. Çalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçla gidilmesi gerektiğinde pantolon parçaları çorap içine alınmalı ve dönüşte mutlaka vücut kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir."
Kenelerin vücuttan uzaklaştırılırken kesinlikle kopartılmaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Kostakoğlu, kenenin bir cımbızla vücuda yapıştığı kısımdan tutularak çivi çıkarır gibi sağa ve sola oynatılmak suretiyle çıkarılarak, kesinlikle elle öldürülmemesi veya patlatılmaması gerektiğini kaydetti.
Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya ve gaz yağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmaması gerektiğini belirten Dr. Kostakoğlu, "Bu uygulamalar, kenelerin kusmasına sebep olabileceğinden, kusmuktaki virüsler, kenenin kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girebilirler" açıklamasını yaptı.