EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Çağrı Büke, hastane enfeksiyonları konusunda yazılı bir açıklama yaptı.
Prof. Dr. Büke, hastane eneksiyonlarının, hastanede yatan hastalarda ortaya çıkabilen en ciddi sorunların başında geldiğini söyledi.
Hastane enfeksiyonlarının gelişmesini kolaylaştıran çeşitli faktörlerin bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çağrı Büke, bu faktörlerin hastalar, ortamda bulunan dirençli mikroorganizmalar ile hastane çalışanlarının enfeksiyon kontrolü konusunda bilgi ve uygulamadaki aksaklıklar ve yetersizlikler olarak özetlenebileceğini söyledi. Prof. Dr. Büke, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Erken doğum ve özellikle 2 kilogramın altında doğum, başlı başına prematüre ya da yeni doğan yoğun bakım ünitesinde yatan bebeklerde enfeksiyon gelişimini kolaylaştıran önemli faktörlerdir. Böyle koşullara sahip bebeklerde onların yaşam fonksiyonlarını devam ettirebilmek için açılması gereken damar yolları ve bu yolla besleme, mekanik solunum cihazları, idrar sondaları gibi kateterler ortamdaki dirençli mikroorganizmaların vücuda doğrudan girmesine ve savunması oldukça zayıf olan bu tür prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde enfeksiyonun gelişmesine neden olmaktadır.</B> Ancak bu tür mikroorganizmaların çevreden bu tür ortamlarda yatan bebeklere bulaşmasında en önemli rolü, bu tür bebekler ile ailelerin temas ettirilmediğini düşündüğümüz koşullarda, hastanede çalışan sağlık personeli ve özellikle bu personelin el temizleme ve uygun eldiven kullanmalarındaki yetersizlikleri ve aksaklıkları oluşturmaktadır. Bu nedenle enfeksiyon saptanan bebeğin/bebeklerin ayrılması ve mümkünse sadece o bebek ile ilgilenen ayrı bir doktor, hemşire ve sağlık personelinin görevlendirilmesi ve uygun eldiven ile el temizliğine sıkı sıkıya uyulması hastane enfeksiyonunun bulaşmasının ve yayılmasının önüne geçilmesinde kritik role sahiptir. Sonuç olarak hastane enfeksiyonları günümüzde sağlıkta bir kalite göstergesi olarak kabul edilmektedir.Amaç sağlık kurumlarını hem oraya gelen ve hizmet alan hastalar açısından hem de orada çalışan ve hizmet veren insanlar açısından daha da temiz ve sağlıklı bir hale dönüştürmek olmalıdır
Prof. Dr. Büke, hastane eneksiyonlarının, hastanede yatan hastalarda ortaya çıkabilen en ciddi sorunların başında geldiğini söyledi.
Hastane enfeksiyonlarının gelişmesini kolaylaştıran çeşitli faktörlerin bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çağrı Büke, bu faktörlerin hastalar, ortamda bulunan dirençli mikroorganizmalar ile hastane çalışanlarının enfeksiyon kontrolü konusunda bilgi ve uygulamadaki aksaklıklar ve yetersizlikler olarak özetlenebileceğini söyledi. Prof. Dr. Büke, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Erken doğum ve özellikle 2 kilogramın altında doğum, başlı başına prematüre ya da yeni doğan yoğun bakım ünitesinde yatan bebeklerde enfeksiyon gelişimini kolaylaştıran önemli faktörlerdir. Böyle koşullara sahip bebeklerde onların yaşam fonksiyonlarını devam ettirebilmek için açılması gereken damar yolları ve bu yolla besleme, mekanik solunum cihazları, idrar sondaları gibi kateterler ortamdaki dirençli mikroorganizmaların vücuda doğrudan girmesine ve savunması oldukça zayıf olan bu tür prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde enfeksiyonun gelişmesine neden olmaktadır.</B> Ancak bu tür mikroorganizmaların çevreden bu tür ortamlarda yatan bebeklere bulaşmasında en önemli rolü, bu tür bebekler ile ailelerin temas ettirilmediğini düşündüğümüz koşullarda, hastanede çalışan sağlık personeli ve özellikle bu personelin el temizleme ve uygun eldiven kullanmalarındaki yetersizlikleri ve aksaklıkları oluşturmaktadır. Bu nedenle enfeksiyon saptanan bebeğin/bebeklerin ayrılması ve mümkünse sadece o bebek ile ilgilenen ayrı bir doktor, hemşire ve sağlık personelinin görevlendirilmesi ve uygun eldiven ile el temizliğine sıkı sıkıya uyulması hastane enfeksiyonunun bulaşmasının ve yayılmasının önüne geçilmesinde kritik role sahiptir. Sonuç olarak hastane enfeksiyonları günümüzde sağlıkta bir kalite göstergesi olarak kabul edilmektedir.Amaç sağlık kurumlarını hem oraya gelen ve hizmet alan hastalar açısından hem de orada çalışan ve hizmet veren insanlar açısından daha da temiz ve sağlıklı bir hale dönüştürmek olmalıdır