Kireçlenme, eklemlerde ortaya çıkan dejenerasyonla kendini gösteriyor. Hastalık ne yazık ki kadınları daha fazla seviyor. Oldukça yaygın görülen hastalık, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10′uk bir bölümünü etkilemekte. Sinsi ağrılar, sabah tutulmaları, hareket ettikçe duyulan sürtünme sesi gibi şikâyetler zamanla kişiyi, oturup kalkma, merdiven çıkma gibi basit eylemleri bile yapamaz hale getiriyor. Sevindirici olan ise erken dönemde tedaviye başlanarak hastalığın ilerlemesinin durdurulabilmesi. Fizik tedavi ve rehabilitasyon alanındaki çalışmaları ile tanınan Uzman Dr. Cavit Meclisi, kireçlenme ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi.
Kireçlenme nedir, belirtileri nelerdir?
Kireçlenme, en sık görülen romatizmal hastalıktır. Bu hastalık için osteoartroz ve dejeneratif eklem hastalığı gibi tanımlamalar da kullanılır. Genellikle yaşlanmaya paralel olan bir süreçtir. Özellikle kadınlarda ve 55 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Eklemlerde kemik uçlarını kaplayan kıkırdağın yaşlanması ile ağrı ve hareket kaybı ortaya çıkar.
Kireçlenme, vücudun tamamını mı etkiler? Bölgesel olarak görülebilir mi?
Bölgesel olarak el, diz, kalça ve omurga kireçlenmeleri görülür.
El kireçlenmeleri, parmakların uç eklemlerinde şişlik ve kemiksi çıkıntılar, ağrı ve sabah kısa süreli tutukluk şeklinde belirtiler görülür. Bu şekli genetiktir ve sıklıkla kadınlarda ortaya çıkar.
Diz kireçlenmeleri de kadınlarda daha sıktır. Diz ağrısı, kısa süreli sabah tutukluğu, dizlerde hareketle ortaya çıkan sürtünme sesi, zamanla hareketlerde kısıtlılık ve eklem deformiteleri gelişir. Hastalar çömelme, merdiven inip çıkma ve sandalyeye oturup kalkmada sıkıntı çekerler. Şiddetli vakalarda eklemlerde kemiksi değişiklikler, ciddi deformiteler ve eklem kilitlenmesi gelişir.
Kalça kireçlenmeleri, erkeklerde fazla görülür. Sinsi ağrı, hareketlerde sertlik, yürüme zorluğu, yüksek bir yere bacağını kaldırmada ağrı ve zorlanma vardır. Hasta çorabını bile giyemediğini belirtir.
Omurga kireçlenmesi olduğu durumlarda ise omurların yan eklemlerinde ağrı, hareketlerde zorluk ve sertlik, bacağa yayılan ağrılar görülür. Bacak ağrısı bu bölgeden geçip bacağa inen sinirin baskıya uğraması, kanalın daralmasına bağlı olabilir. Bu şikâyetler zaman zaman fıtık bulguları ile karışabilir ve hastalara yanlışlıkla disk hernisi tanısı konabilir.
Kireçlenme tedavisi nasıl gerçekleştirilir?
Osteoartritin tedavisinde amaç hastanın ağrısının ve varsa tutukluğun giderilmesi, yaşam kalitesinin artırılmasıdır. Eklem fonksiyonlarını korumak önemlidir. Bu nedenle iyi planlanmış ve kişiye göre düzenlenmiş egzersizler, zaman zaman tutulan eklemin istirahati amacıyla korse, dizlik ve atel kullanmak yararlıdır. İlaçlar, fizik tedavi yöntemleri, kilo verilmesi ve hastanın hastalığı konusunda eğitimi gerekir.
Günümüzde kıkırdak yapımını uyaran ilaçlar bu hastalarda kullanılmaktadır. Glukozamin ve kompleksleri yıkımı önlemekte yararlı olabilmektedir. Bazen şiddetli tek eklem tutulumunda kortizon uygulamaları da tedavide yer alır. Son yıllarda osteoartrit cerrahisinde büyük gelişmeler olmuştur. Tıbbi tedaviye yeterli cevap vermeyen ve hastalığın çok ilerlediği hastalarda, cerrahi operasyonlar da fonksiyonları düzeltmede sonuç vericidir.
Kireçlenmeden korunmak için spor yapmanın önemi nedir?
Doğru tedaviler vücudun doğal olan kendini onarma sürecini uyarabilir. Bu onarım süreci şöyle işler: Günlük hareketlerimiz sırasında, özellikle dizlere ve kalça eklemlerine vücut ağırlığı biner.
Bu yük, çoğu zaman vücut ağırlığımızın 3-4 katı kadardır ve eklem kıkırdağı tarafından emilmektedir. Hareketle eklem önce sıkışmakta sonra da serbest kalmaktadır. Bu yük binme ve yükün kalkması sırasında su ve besin maddeleri önce kıkırdak içine, sonra da dışına hareket etmektedir. Bu sıvı hareketi ve değişimi eklemi kaygan ve esnek tutar ve kendini onarmasını sağlar. Sonuç olarak, hareketler eklemleri kaygan tutar ve ağrının azalmasına yol açar. Ayrıca egzersiz, kasların kuvvetlenmesini ve fazla kilolardan kurtulmayı da beraberinde getirecektir.
Kilonuzu kontrol altında tutarak şikâyetlerinizi azaltabilirsiniz
Öncelikle kilo kontrolü gereklidir. Fazla vücut ağırlığı özellikle kalça, diz, ve bel dejenerasyonunu hızlandırıcı etki yaratır. Bu etkiyi azaltmak için sağlıklı yollarla zayıflama programına başlanmalıdır.
Çok ağrılı dönemlerde, hastalara dinlenmeleri önerilir. Dinlenmek eklem üzerindeki yükü kaldırır. Ancak, dinlenme dönemi gerekli en kısa sürede tutulmalıdır. Uzun dinlenme dönemleri kıkırdak beslenmesini azaltacak ve eski aktivitelere dönüşü geciktirecektir.
Eklemi soğutmak
Özellikle akut ağrı ve şişliğin olduğu dönemlerde günde 3-4 kez ve 15-20 dakika süre ile eklemi soğutmak, içerideki ödemin dağılmasına ve onarımın hızlanacağına yardımcı olmak için buz uygulanır. Soğuk uygulaması, buz, jel paketler, dondurucuda bekletilmiş ıslak havlu, ya da dondurulmuş bezelye taneleri paketi ile yapılabilir.
Kronik dönemde sıcak uygulaması, damarların genişlemesini sağlayarak kan akımını ve beslenmeyi artıracaktır. Bu uygulama, sıcak banyo ya da duş, kızıl ötesi lambalar ve elektrikli battaniye ile yapılabilir.
Alıntı
Kireçlenme nedir, belirtileri nelerdir?
Kireçlenme, en sık görülen romatizmal hastalıktır. Bu hastalık için osteoartroz ve dejeneratif eklem hastalığı gibi tanımlamalar da kullanılır. Genellikle yaşlanmaya paralel olan bir süreçtir. Özellikle kadınlarda ve 55 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Eklemlerde kemik uçlarını kaplayan kıkırdağın yaşlanması ile ağrı ve hareket kaybı ortaya çıkar.
Kireçlenme, vücudun tamamını mı etkiler? Bölgesel olarak görülebilir mi?
Bölgesel olarak el, diz, kalça ve omurga kireçlenmeleri görülür.
El kireçlenmeleri, parmakların uç eklemlerinde şişlik ve kemiksi çıkıntılar, ağrı ve sabah kısa süreli tutukluk şeklinde belirtiler görülür. Bu şekli genetiktir ve sıklıkla kadınlarda ortaya çıkar.
Diz kireçlenmeleri de kadınlarda daha sıktır. Diz ağrısı, kısa süreli sabah tutukluğu, dizlerde hareketle ortaya çıkan sürtünme sesi, zamanla hareketlerde kısıtlılık ve eklem deformiteleri gelişir. Hastalar çömelme, merdiven inip çıkma ve sandalyeye oturup kalkmada sıkıntı çekerler. Şiddetli vakalarda eklemlerde kemiksi değişiklikler, ciddi deformiteler ve eklem kilitlenmesi gelişir.
Kalça kireçlenmeleri, erkeklerde fazla görülür. Sinsi ağrı, hareketlerde sertlik, yürüme zorluğu, yüksek bir yere bacağını kaldırmada ağrı ve zorlanma vardır. Hasta çorabını bile giyemediğini belirtir.
Omurga kireçlenmesi olduğu durumlarda ise omurların yan eklemlerinde ağrı, hareketlerde zorluk ve sertlik, bacağa yayılan ağrılar görülür. Bacak ağrısı bu bölgeden geçip bacağa inen sinirin baskıya uğraması, kanalın daralmasına bağlı olabilir. Bu şikâyetler zaman zaman fıtık bulguları ile karışabilir ve hastalara yanlışlıkla disk hernisi tanısı konabilir.
Kireçlenme tedavisi nasıl gerçekleştirilir?
Osteoartritin tedavisinde amaç hastanın ağrısının ve varsa tutukluğun giderilmesi, yaşam kalitesinin artırılmasıdır. Eklem fonksiyonlarını korumak önemlidir. Bu nedenle iyi planlanmış ve kişiye göre düzenlenmiş egzersizler, zaman zaman tutulan eklemin istirahati amacıyla korse, dizlik ve atel kullanmak yararlıdır. İlaçlar, fizik tedavi yöntemleri, kilo verilmesi ve hastanın hastalığı konusunda eğitimi gerekir.
Günümüzde kıkırdak yapımını uyaran ilaçlar bu hastalarda kullanılmaktadır. Glukozamin ve kompleksleri yıkımı önlemekte yararlı olabilmektedir. Bazen şiddetli tek eklem tutulumunda kortizon uygulamaları da tedavide yer alır. Son yıllarda osteoartrit cerrahisinde büyük gelişmeler olmuştur. Tıbbi tedaviye yeterli cevap vermeyen ve hastalığın çok ilerlediği hastalarda, cerrahi operasyonlar da fonksiyonları düzeltmede sonuç vericidir.
Kireçlenmeden korunmak için spor yapmanın önemi nedir?
Doğru tedaviler vücudun doğal olan kendini onarma sürecini uyarabilir. Bu onarım süreci şöyle işler: Günlük hareketlerimiz sırasında, özellikle dizlere ve kalça eklemlerine vücut ağırlığı biner.
Bu yük, çoğu zaman vücut ağırlığımızın 3-4 katı kadardır ve eklem kıkırdağı tarafından emilmektedir. Hareketle eklem önce sıkışmakta sonra da serbest kalmaktadır. Bu yük binme ve yükün kalkması sırasında su ve besin maddeleri önce kıkırdak içine, sonra da dışına hareket etmektedir. Bu sıvı hareketi ve değişimi eklemi kaygan ve esnek tutar ve kendini onarmasını sağlar. Sonuç olarak, hareketler eklemleri kaygan tutar ve ağrının azalmasına yol açar. Ayrıca egzersiz, kasların kuvvetlenmesini ve fazla kilolardan kurtulmayı da beraberinde getirecektir.
Kilonuzu kontrol altında tutarak şikâyetlerinizi azaltabilirsiniz
Öncelikle kilo kontrolü gereklidir. Fazla vücut ağırlığı özellikle kalça, diz, ve bel dejenerasyonunu hızlandırıcı etki yaratır. Bu etkiyi azaltmak için sağlıklı yollarla zayıflama programına başlanmalıdır.
Çok ağrılı dönemlerde, hastalara dinlenmeleri önerilir. Dinlenmek eklem üzerindeki yükü kaldırır. Ancak, dinlenme dönemi gerekli en kısa sürede tutulmalıdır. Uzun dinlenme dönemleri kıkırdak beslenmesini azaltacak ve eski aktivitelere dönüşü geciktirecektir.
Eklemi soğutmak
Özellikle akut ağrı ve şişliğin olduğu dönemlerde günde 3-4 kez ve 15-20 dakika süre ile eklemi soğutmak, içerideki ödemin dağılmasına ve onarımın hızlanacağına yardımcı olmak için buz uygulanır. Soğuk uygulaması, buz, jel paketler, dondurucuda bekletilmiş ıslak havlu, ya da dondurulmuş bezelye taneleri paketi ile yapılabilir.
Kronik dönemde sıcak uygulaması, damarların genişlemesini sağlayarak kan akımını ve beslenmeyi artıracaktır. Bu uygulama, sıcak banyo ya da duş, kızıl ötesi lambalar ve elektrikli battaniye ile yapılabilir.
Alıntı