İnsanın Allah'ın sonsuz lütfu ve ikramı karşısında takındığı tavrı ve hissettiği duyguları en iyi ifade tarzı şükür duasıdır. Şükretme davranışı belki duanın en kolay ve en yaygın ifade yoludur. Normal olarak insanlar daha çok kendilerine verilen hediyeler ve yapılan yardımlar için teşekkür ederler. Kendi varoluşumuzla birlikte hayatımızı sürdürmemiz için gerekli ihtiyaçlarımızı ve hayatı renklendirip güzelleştiren zevk ve değer yüklü hale getiren sayısız nimetleri sınırsızca temin ve tedarik eden ilahi kaynağın bağışlarına karşı minnettarlık ifadeleri ortaya koyabiliriz. Şükür insanın kendisine ulaşan nimeti düşünmesi ve bunu bir takım belirtilerle ortaya koyması anlamındadır. Kur'an-ı Kerim Allah'ın sayısız nimetlerini kullanan insanın bu nimetlerin sahibini düşünmesini ve hizmetine sunulan nimetlerden duyduğu mutluluğu bir takım davranışlarla ortaya koymasını şükretmek olarak anıyor. Türkçe'deki "teşekkür" ve "şükran" kelimeleri de "şükür" kökünden gelmektedir. İslam terminolojisinde "şükür"ün zıddı "küfür"dür. Küfür nimeti örtmek unutmak inkar etmek Allah'ın hüküm ve nimetlerini inkar etmek demektir.
Şükür Allah'a imanın belirişlerinden biri olarak gösterilmektedir. Kur'an-ı Kerim insanoğlunun tipik özelliklerinden birinin de nimetlere şükretmek olduğunu söyler. İnsanların çok azının şükrettiğini ifade eden ayetlerin sayısı yirmi civarındadır.
İslam ahlakında şükrün dile getirilişine "tahdıs-i ni'met" yani "nimetleri dile getirmek" denir. Duha Süresinin 11. ayetten kaynaklanan bu deyimin ifade ettiği esas anlam genel kanıya göre sahip olduğumuz nimetlerden başkalarına da sunmaktır. Kur'an-ı Kerim şükrü yerine getirmenin yolunun aksiyon ve hizmet sergilemek olduğunu açıkça belirtiyor. "Ey Davud ailesi! Şükür olarak amel sergileyin. Fakat kullarım içinde bu anlamda şükredenler çok azdır." (Sebe: 13)
Allah Rasulü (s.a.v.)'de şöyle diyor:
"Allah kuluna bir nimet verdiğinde onun eserini kulu üzerinde görmek ister.
Şükür Allah'a imanın belirişlerinden biri olarak gösterilmektedir. Kur'an-ı Kerim insanoğlunun tipik özelliklerinden birinin de nimetlere şükretmek olduğunu söyler. İnsanların çok azının şükrettiğini ifade eden ayetlerin sayısı yirmi civarındadır.
İslam ahlakında şükrün dile getirilişine "tahdıs-i ni'met" yani "nimetleri dile getirmek" denir. Duha Süresinin 11. ayetten kaynaklanan bu deyimin ifade ettiği esas anlam genel kanıya göre sahip olduğumuz nimetlerden başkalarına da sunmaktır. Kur'an-ı Kerim şükrü yerine getirmenin yolunun aksiyon ve hizmet sergilemek olduğunu açıkça belirtiyor. "Ey Davud ailesi! Şükür olarak amel sergileyin. Fakat kullarım içinde bu anlamda şükredenler çok azdır." (Sebe: 13)
Allah Rasulü (s.a.v.)'de şöyle diyor:
"Allah kuluna bir nimet verdiğinde onun eserini kulu üzerinde görmek ister.