Bugün sizlere hatırlatmak ve üzerinde düşünmenizi istediğim, Bakara suresi 67. ve devamında yazılı ayetler olacak. Aşağıdaki ayetleri okuduğunuzda eğer hiç düşünmeden hızlıca okur geçerseniz, ayetlerin özünde saklı anlatmak istediği çok önemli konuyu sanırım fark edemeyiz. Hz. Musa topluma Rabbin bir emrini iletiyor ve diyor ki; Allah size, bir inek boğazlamanızı emrediyor, yani inek kurban kesin diyor. Bakalım Yüce Rabbim bu emri verdikten sonra, iman etmekte nazlanan ve Rabbin emrini adeta anlamak istemezcesine zora sokmaya çalışanlar, Musa peygamberimiz ile nasıl bir diyaloga girmişler dikkatlice okuyalım, ama karşılıklı konuşmaları da çok iyi analiz edelim.
Bakara 67: Musa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek boğazlamanızı emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım.
68: Şöyle konuştular: "Çağır Rabbine bizim için, açıklasın bize neymiş o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın.
69: Şöyle dediler: "Çağır Rabbine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın bize." Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir inektir; seyredenlere mutluluk verir.
70: Şöyle dediler: "Dua et Rabbine, açıklasın bize neymiş o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde başkalarıyla karıştı. Ve biz, Allah dilerse, doğruya ve güzele elbette kılavuzlanacağız.
71: Cevap verdi Musa: "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda." Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı.
Yukarıdaki ayetleri okuduğunuzda, iman etmede gönülsüz insanların adeta aldıkları emri yokuşa sürercesine yaptıkları diyalogu okudunuz. Dikkat ederseniz Allah kullarına çok basit ve insanları zora sokmadan ve bulmalarında zorlanmayacakları bir şekilde bir istekte bulundu ve bir inek boğazlanmasını emretti. Dikkat ederseniz hiçbir ayrıntıya girmeden, insanları zorlamadan. Fakat insanlar ne yaptı? Rabbine sordukları mantıksız, gereksiz ve gönülsüz soruları ile yapılması basit olan bir emri, kendi nefislerine yenik düştüklerinden zorlaştırdılar. Herhangi bir inek kesecekleri yerde gereksiz sorulan sorular yüzünden, ne yaşlı nede körpe olmayan, sarı ve rengi parlak olan, boyunduruk yememiş, toprak sürülmede kullanılmamış, ekini sulamamış salma gezen, Alaca olmayan bir inek bulmak zorunda kalmışlardır.
Demek ki Rahman bizlere Kur’anda da söylediği gibi, Bu kitabı yemin olsun ki sizler için kolaylaştırdım sözünü asla unutmadan ve sanki eksikler varmışçasına, beşeri mantıkla ilaveler yapmadan, ayetleri düşünmeli ve yerine getirmeliyiz. Çünkü Rabbim Kur’an ı sizler için kolaylaştırdım diyorsa, bizler beşeri aklımızla bunu zorlaştırmaya çalışmayalım. Rabbim ne diyorsa onu anlayalım ve yalnız onu yapalım.
Biz insanlar tıpkı bu konuda olduğu gibi günümüzde de, aynı hatayı yapmıyor muyuz farkında olmadan? Eğer Rabbin emrini hemen yerine getirseydiler, her yerde bulabilecekleri bir inek keseceklerdi Allah için. Kendi nefislerinin zorlamaları ile bakın neler oldu. Bizlerde bu ayetlerden ve bu kıssadan çok şeyler çıkarmalı ve iyice düşünmeliyiz.
Yukarıdaki ayetleri okuduğumda peygamberimizin bir hadisi geldi aklıma bakın bizlere ne söylüyor başöğretmenimiz.
(Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.
Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403 )
Yukarıdaki hadisi, yazdığımız ayetlerle karşılaştırdığımızda, gerçekten çok güzel bir sonuç çıkıyor ortaya. Rabbim bizlere kolaylaştırmış bir kitap indirmiştir. Her emrini tıpkı yukarıda olduğu gibi basit bir şekilde emretmiştir, peki bu durumda bizler neler yapmışız? Bunları basit ve detaysız görüp, genelde her konuda ilaveler yapanlara, yazdığım ayetleri hatırlatmak yeterli olacaktır sanırım. Allah ben asla unutkan değilim diyorsa ayetinde, bizlere öğretilenleri Kur’an da bulamadığımızda, bunların olmazsa olmaz olmadığını bilelim. İsrar etmemiz Kur’an ın özüne ve anlatımına aykırıdır unutmayalım.
Örneğin Allah abdest alırken yıkanmasını ve mesh edilmesini gerektiren yerleri saymış ise, daha sonra ilave edilenler olmazsa geçerli olmaz abdest demeyelim.
Birkaç sene evvel yazın yaşadığımız susuzluğu hatırlayın ve Diyanetin yaptığı açıklama sanırım bizlere Rabbin küçük bir dersi, imtihanı olsa gerek. Diyanet abdest alırken Kur anda geçen farz olan yerlerimizi yıkayalım ve su tasarruf edelim diyerek, tüm ülkeyi uyardı. Bu değildir ki pis olan diğer yerlerinizi yıkamayın. Elbette Allahın huzuruna durmadan pis olan her yer yıkanacaktır, ama azami tasarruf yapıp israf etmeden.
Bunu zora düştüğümüzde değil, her zaman yapalım, israfın dinimizde yeri olmadığını unutmayalım. Allah gusül abdestini anlatırken tıpkı yukarıdaki ayetlerde geçen çok basit bir şekilde, cünüp olduğunuzda iyice yıkanın diye emretmiştir Kur anda. Ama bizler bunu çok basit görmüş ve bu emri yeterli bulmamışız, hatırlayın gusül abdesti konusunda neler anlatılır. Bu emri basit bulanlar, bakın işte nereden başlayacağız yıkamaya, sırası bile açıklanmamış, detaylandırılmamış demiyor muyuz? Tıpkı Musa peygamberimize kurban edilmesini emrettiği hayvanın detaylarını sordukları gibi.
İslam ı yaşarken bakara suresi 67. ayetlerde geçen ve bizlerin Rabbin çok basit ve kısa emirlerini yeterli görmediğimiz ve beşeri ilavelere ihtiyacın olduğunu söylediğimiz, o kadar çok şeyler var ki. Bizlere düşen Kur anı çok sade ve açık bir şekilde hiçbir etki altında kalmadan okumak ve anlamaya çalışıp uygulamaktır. Rahman sizleri BU KİTAPTAN SORUMLU TUTUYORUM diyorsa, asla başka kitaplardan, bilgilerden, ekleme ve ilavelerden sorumlu tutmayacağını, hesap sormayacağını bilmeliyiz.
Allah gönül gözleri açık, aklıyla iman eden kulları arasına bizleri alması dileklerimle.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Bakara 67: Musa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek boğazlamanızı emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım.
68: Şöyle konuştular: "Çağır Rabbine bizim için, açıklasın bize neymiş o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın.
69: Şöyle dediler: "Çağır Rabbine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın bize." Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir inektir; seyredenlere mutluluk verir.
70: Şöyle dediler: "Dua et Rabbine, açıklasın bize neymiş o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde başkalarıyla karıştı. Ve biz, Allah dilerse, doğruya ve güzele elbette kılavuzlanacağız.
71: Cevap verdi Musa: "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda." Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı.
Yukarıdaki ayetleri okuduğunuzda, iman etmede gönülsüz insanların adeta aldıkları emri yokuşa sürercesine yaptıkları diyalogu okudunuz. Dikkat ederseniz Allah kullarına çok basit ve insanları zora sokmadan ve bulmalarında zorlanmayacakları bir şekilde bir istekte bulundu ve bir inek boğazlanmasını emretti. Dikkat ederseniz hiçbir ayrıntıya girmeden, insanları zorlamadan. Fakat insanlar ne yaptı? Rabbine sordukları mantıksız, gereksiz ve gönülsüz soruları ile yapılması basit olan bir emri, kendi nefislerine yenik düştüklerinden zorlaştırdılar. Herhangi bir inek kesecekleri yerde gereksiz sorulan sorular yüzünden, ne yaşlı nede körpe olmayan, sarı ve rengi parlak olan, boyunduruk yememiş, toprak sürülmede kullanılmamış, ekini sulamamış salma gezen, Alaca olmayan bir inek bulmak zorunda kalmışlardır.
Demek ki Rahman bizlere Kur’anda da söylediği gibi, Bu kitabı yemin olsun ki sizler için kolaylaştırdım sözünü asla unutmadan ve sanki eksikler varmışçasına, beşeri mantıkla ilaveler yapmadan, ayetleri düşünmeli ve yerine getirmeliyiz. Çünkü Rabbim Kur’an ı sizler için kolaylaştırdım diyorsa, bizler beşeri aklımızla bunu zorlaştırmaya çalışmayalım. Rabbim ne diyorsa onu anlayalım ve yalnız onu yapalım.
Biz insanlar tıpkı bu konuda olduğu gibi günümüzde de, aynı hatayı yapmıyor muyuz farkında olmadan? Eğer Rabbin emrini hemen yerine getirseydiler, her yerde bulabilecekleri bir inek keseceklerdi Allah için. Kendi nefislerinin zorlamaları ile bakın neler oldu. Bizlerde bu ayetlerden ve bu kıssadan çok şeyler çıkarmalı ve iyice düşünmeliyiz.
Yukarıdaki ayetleri okuduğumda peygamberimizin bir hadisi geldi aklıma bakın bizlere ne söylüyor başöğretmenimiz.
(Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.
Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403 )
Yukarıdaki hadisi, yazdığımız ayetlerle karşılaştırdığımızda, gerçekten çok güzel bir sonuç çıkıyor ortaya. Rabbim bizlere kolaylaştırmış bir kitap indirmiştir. Her emrini tıpkı yukarıda olduğu gibi basit bir şekilde emretmiştir, peki bu durumda bizler neler yapmışız? Bunları basit ve detaysız görüp, genelde her konuda ilaveler yapanlara, yazdığım ayetleri hatırlatmak yeterli olacaktır sanırım. Allah ben asla unutkan değilim diyorsa ayetinde, bizlere öğretilenleri Kur’an da bulamadığımızda, bunların olmazsa olmaz olmadığını bilelim. İsrar etmemiz Kur’an ın özüne ve anlatımına aykırıdır unutmayalım.
Örneğin Allah abdest alırken yıkanmasını ve mesh edilmesini gerektiren yerleri saymış ise, daha sonra ilave edilenler olmazsa geçerli olmaz abdest demeyelim.
Birkaç sene evvel yazın yaşadığımız susuzluğu hatırlayın ve Diyanetin yaptığı açıklama sanırım bizlere Rabbin küçük bir dersi, imtihanı olsa gerek. Diyanet abdest alırken Kur anda geçen farz olan yerlerimizi yıkayalım ve su tasarruf edelim diyerek, tüm ülkeyi uyardı. Bu değildir ki pis olan diğer yerlerinizi yıkamayın. Elbette Allahın huzuruna durmadan pis olan her yer yıkanacaktır, ama azami tasarruf yapıp israf etmeden.
Bunu zora düştüğümüzde değil, her zaman yapalım, israfın dinimizde yeri olmadığını unutmayalım. Allah gusül abdestini anlatırken tıpkı yukarıdaki ayetlerde geçen çok basit bir şekilde, cünüp olduğunuzda iyice yıkanın diye emretmiştir Kur anda. Ama bizler bunu çok basit görmüş ve bu emri yeterli bulmamışız, hatırlayın gusül abdesti konusunda neler anlatılır. Bu emri basit bulanlar, bakın işte nereden başlayacağız yıkamaya, sırası bile açıklanmamış, detaylandırılmamış demiyor muyuz? Tıpkı Musa peygamberimize kurban edilmesini emrettiği hayvanın detaylarını sordukları gibi.
İslam ı yaşarken bakara suresi 67. ayetlerde geçen ve bizlerin Rabbin çok basit ve kısa emirlerini yeterli görmediğimiz ve beşeri ilavelere ihtiyacın olduğunu söylediğimiz, o kadar çok şeyler var ki. Bizlere düşen Kur anı çok sade ve açık bir şekilde hiçbir etki altında kalmadan okumak ve anlamaya çalışıp uygulamaktır. Rahman sizleri BU KİTAPTAN SORUMLU TUTUYORUM diyorsa, asla başka kitaplardan, bilgilerden, ekleme ve ilavelerden sorumlu tutmayacağını, hesap sormayacağını bilmeliyiz.
Allah gönül gözleri açık, aklıyla iman eden kulları arasına bizleri alması dileklerimle.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK