Konuşmak yaralarımı acıtıyor..
Konuşmak bir ip gibi boynuma dolanıyor...
Dışarıda deli gibi bir yağmur, hazırlıksız yakalıyor herkesi. .
Beklenmedik bir rüzgar sürüklüyor ne varsa önünde...
Ben bir rüzgarda sürükleniyorum. .
Konuşmak yoruyor...
Kalbimi kırmak suya yazı yazmak kadar zordur. Kalbimi düzeltmek ise gece doğan güneşe dokunmaya benzer. Sen o suya yazı yazdın.Şimdi güneşin doğmasını bekle.
Madem ki,
Olmayacaksın gündüzlerimde
Alışsın yüreğim sensizliğe
Gelme, hüzün rengi gecelerime...
Madem ki,
Tutunamayacak yapraklarım dallarına
İzin verme mevsiminde yeşermeme
Al git baharlarını, bırak beni zemherilerde...
Yardım etmek mi istiyorsun? O zaman dinle; yaşama sevinci getir bana çokça olsun çabuk tükenmeyenlerinden. İhtiyacım var bu ara unutmak üzereyim mutluluğu, unuttum sıcak bir çayın tadını, esen rüzgarın serinliğini, hadi durma öyle hatıralarımı canlandır...
Bense diyorum ki
Bahçende güller baktıkça güzelleşir
Bense diyorum ki
Sevgi engelleri aştıkça değerlenir..
Bense diyorum ki
Güneş yağmurlar topraktan güllerin
Saygı sorumluluk sadakat sevginindir...
Bekliyorum...
Seni özlemeyi en çok ben bilrim.
Hiç yakınmadım seni özlemekten.
Üstelik sana kavuşamama ihtimali işlenmemiş soğuk bir taş gibi önümde dikilip dururken!
Çok yakınımdasın aslında,
Ama bir o kadarda uzak.
Görüyorum,duyuyorum
Ama asla dokunamıyorum.
Seviyorum söyleyemiyorum.
Gözlerine bile hasretim.
Dönsem,görücem,bakıcam
Belki doyacağım o güzelliğine
Ama dönemiyorum.
Bir adım kadar yakın
Yıldızlar kadar uzak olan
Seni,yalnızca seni sevip,
bekliyorum....
gönül yılgın
gönül üzgün
anlaşılır gibi değil
ama gönül umutsuz değil
ruh yaşıyor
kalp söylüyor
dil anlatıyor
inanmıyorlar gibi
ama gönül umutsuz değil
bir ben yaşıyorum
bende beni
bir ben yaşıyorum
bende sizi
'bir girseniz benden içeri'
gönül umutsuz değil...
Yağmurun kokusuna sardım
Tutamadığım kendimi.
Damla damla sen
Çisil çisil sen
Varlığın dudaklarımda bir bal tadı
Yokluğun en korkuncu ölümlerin
Senden başka dindiren olmadı
Acısını içimde kanayan yerin