Oysa Ben Senden Bir Bardak Su İstedim, Akdeniz Değil
|
Yokluğun soğuk bir savaş gönlümde...
Seni beklemekten vazgeçiyorum. Uzayan tutsaklığımda,dalgalanan esaret bayrağının altında,dökülen kanda boğuluyor gülüşlerim... Üzerine çığ düşmüş beklentilerimin hareketsizliğinde,umutlarımı birbirine çatıp duruyorum. Kalemimde ölü şairlerden hırsızlama harflerle,tekil cümleler kuruyorum acılarla uyumlu... Saçlarımda kelepçesi hükümlü rüzgar... Savruluyorum. Yine dalgın gemiler geçiyor ıslak gözlerimden... Gün yüzünü dönerken geceye,düştüğüm tepelerine yeniden tırmanıyorum, kendi mazoşist duygularımla... Herkes uyurken düşlerine, ben sevilmediğimin altını çiziyorum, parantezi bol satır aralarında... Çizdikçe çoğalıyor yalnızlığım. Yine dalgın gemiler geçiyor ıslak gözlerimden... Senin için bir dalgınlık daha tutuyorum aklımdan... Nikotine kesmiş verem kokulu odamda; (d)alıyorum bir fincan kahveyle sensizliği, kırk yıl kalasın diye hatırımda... Hüzünlü yaz(g)ılar baskı kurarken sürgün yanlarıma,tenimde unuttuğun yangınlarda ısınıyor sözlerimin sahte sahipleri... Oysa sana (k)aralamıştım tüm bildiklerimi... Kararlı yürüyüşlerde ıslıkla çalınan marşlara eşlik etmiştim, aldırmadan tel örgülerin yırtıcılığına... Yeni bir ülke kurar gibi anlatmıştım umutlarımı. Şimdi kararlı adımlarıma yılgınlık dayatan sevdanın sus işaretiyim. Kimse bilmez kederden kanayan,ağır yalnızlığımı... [SIZE=4]"güçlüsün" [/SIZE]demiştin bana. Kim hesaplayabilir ki gönül kırıklarımın hacmini? Kıldan ince hasretimin keskinliği ve atomdan ağır sevdamın yok edici yakıcılığında, bir ben biliyorum gecelerin bitimsiz uzunluğunu... Yazmakla tamamlayamıyorum kendimi... Bana bile kendini anlatamamış ben’i anlatıyorum sana. Olur da anlam bulurum diye yüreğinde... Anla(ya)mıyorsun. Bu yüzden seni beklemekten vazgeçiyorum. Sus-konuş vardiyalarında,sinsi ağrılar çörekleniyor göğsümün sol cenahına... Ve duman çöküyor bu yüz duman... İçimde ayaklanan en militan duygularımı kelepçelesem; bu aşk terörden kurtulur mu Bu büyük yıkımdan ağrısız günler çıkarmı? Çıkmazındayım işte!... Bu yüzden seni beklemekten vazgeçiyorum. Artık çek işvebaz bakışlarını gözlerimden... Sesini sesimin üstüne koyma... Ya öldür beni! Ya da yaralı bırak seni sevmeler ülkesinde... Vazgeçmekten başka işim kalmadı benim. İçi doldurulmamış bir sevdanın boşluğunda seni kaybettim. (d)arlandım. Katı bir “ES” le bitti bu şarkı… Susuyorum.. Düşüncelerim bos, düşüncelerim anlamsız.
Düşüncelerim sensiz artık.. Hissedemiyorum eskisi gibi ! Duyamıyorum insanların çığlıklarını.. Duyularımı kaybettim ben, belki de hayatimi. Anlaşılan şu oldu ki; acılar boşa çekildi.. zamanlar boşa tüketildi. Değmezmiş demek bile fazla artık senin için.. Hislerin öldüğü yerde yalnızlık baslar. Benimkisi daimi olur bundan sonra. Gece yarıları akıtılan göz yaşları boşuna.. Bir sigaranın son dumanına kadar gizlenen duygular boşuna.. Aslında sen boşunasın. Ya da kendini zorla böyle gösterdin bana... Seni hayatımda artık herhangi bir insana cevirdim.. Herhangi bir yerde, herhangi bir zaman, herhangicesine bana gözüküp bir anda hayatımdan kaybolan herhangi.. Saçmalıyorum belki de.. Ama zaten hayat saçma değil mi ? Bir doğum sancısından sonra başlayan bu anlamsız süreç saçma değil mi ? İnsanlar saçma değil mi ? Bu teknolojik zamanda monotonlaşan sevgiler saçma değil mi.. ?? Bence tümü saçma.. Benim saçma olduğum gibi.. Askının saçma olduğu gibi... Seni kazandığımı düşündüğüm her noktada aslında kaybetmişim. Rol yapmışsın sen, sevmemişsin.. Ya ben ? Umarsızca, hicbirşeyi önemsemeyecek kadar yolunu kaybetmişçesine neden bağlandım sana ? Sen duygularını 1-2 SMS `e sığdırabilecek kadar basit, ben ise satırlara sığdıramayacak kadar mağdurum. Kuru bir yer arıyorum artık mendillerimde... Ağlayabilmek için... Sana olan nefretimi sonsuza dek saklayabilmek için... Nefret ediyorum ! Sen öldün benim karanlık dünyamda.. Bulunamayacak kadar derine saklandın.. Karşıma çıkamayacak kadar eziksin artık.. Duygusuzsun... Nötrsün sen... Var misin sen ? Bence yoksun ki.. Aslında hiç olmamışsın ki... Merhaba gülen gözlü arkadaşım, dudağındaki tebessümü kaybetmemişsin daha. Ne güzel dünyaya gülen gözlerle bakabilmek ve insanlara tebessümler saçabilmek senin gibi.
Biliyorum, üzülüyorsun donuk gözlerle karşılaşınca. Ne yapalım arkadaşım, herkes senin gibi olamaz. Duyabiliyorum "Hayır olmalı" dediğini. Haklısın arkadaşım, aslında bütün insanlar senin gibi olmalı. Bilseler bir tebessümle neler yapabileceklerini, bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyı bir tebessümle nasıl görebileceklerini, sıkıntılarla dolu bir insana nasıl dünyaları vereceklerini bilseler ve gülen gözlerin buzları nasıl erittiğini, kalpleri nasıl birleştirdiğini bilseler, eminim onlarda senin gibi olmak isterlerdi... Ve sevgi saçıyorsun gülen gözlerinle arkadaşım. Saf ve hiç bir beklentisi olmayan bir çocuk gibi. Hayır arkadaşım, sevgi, sadece sevgiliye duyulmaz. Sevgi evrensellikdir.. Hiç kimse altın yığınları gibi kasasına kilitleyemez onu. Onun yeri kalplerdedir. Bir annenin kalbindedir, onun yeri çocuğuna verebilmek için. Onun yeri bahçıvanın ellerindedir, sevgi tohumları saçabilmek için. Evet... Sevgi heryerdedir.. Yeter ki sen onu bulmak iste. ... Sevgiyi bulmak kolay... Zor olan onu elinde tutabilmekte. Unutma arkadaşım, sevgiyi duyabilmekle de iş bitmiyor... Sevgiyi göstermek de gerekir. Hayat kısa arkadaşım bugün olan yarın yok. Sevgiyi göstermek beklemeye gelmez, yarın çok geç olabilir. Elindekini kaybetmeden kıymetini bilmelisin. Biliyorum arkadaşım, bana hak veriyorsun. Şimdi koş sevdiğinin yanına.. Önce, ona gülen gözlerle sımsıcak bir gülümse ve "Seni seviyorum" deyiver içinden gelen en sıcak sesinle. Hayır bunlar komik şeyler değil arkadaşım.. Seni seviyorum anne, baba, kardeşim, arkadaşım vs. demek komik değil. Bu senin gibi bütün canlılara karşı sonsuz bir sevgi duyan bir insan için hiç de zor değil sadece biraz cesaret arkadaşım. Bu, yalnızca yüreğinin buz kapladığını, taşlaştığını zanneden insanlara biraz zor gelecektir ama onlar da senin gösterdiğin cesareti gösterdiklerinde, kalplerinde sevgi kıpırtılarını hissettiklerinde ve ağlamayı öğrenebildiklerinde inan herşey onlar için ve bütün insanlar için daha güzel olacak. Evet arkadaşım, gülmek varken surat asmak niye, güldürmek varken ağlatmak niye, güzel sözler söylemek varken kalpleri kırmak niye? Hayat çok kısa arkadaşım.. Ve bu dünyadaki hiçbirşey kırılan kalplere değmez. Şimdilik hoşçakal arkadaşım yine gel. Yanına senin gibi gülen gözlü, yüreği sevgi dolu insanları alıp yine gel olur mu? Beni fazla bekletme... Çünkü yarın burada olamayabilirim. SEVDİKLERİNE "SENİ SEVİYORUM" DEMEK İÇİN GEÇ KALMA!.. Şimdi sensiz suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım. Biliyor musun ben hiç bu kadar uzun susmadım. Şimdi kibritin ucuyum. Hangi sevdalı yakar beni, hangi hain kırar bilmiyorum. Şimdi susuyorum. Yaralı bir martı ayaklarımın dibine düşüyor ve ben ona ağlıyorum. Sensizdim, kimsesizdim. Ben hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim kendimi. Sahile yabancı, denize dargın dolaştım bir uçtan bir uca. Deniz kabuklarıda bulamadım toplayacak. Deniz almıştı tüm getirdiklerini. Bir beni alamadı oysa. Her martı bir deniz, her nota bir şarkı ve her mezar bir ölü bulurda oysa, bir ben bulamadım seni. Karadeniz sahili döverek alıyordu hıncını. Keşke deniz olsam, sana ulaşsam, sarsam seni ama kızmadan, üzmeden seni.
Anladımki her sevda çeken gülmüyormuş. Gülerken, ağlamayı unuturmuş insan. Yağmurun her yüzüme vuruşunda sen aktın damla damla. Gül güneşe aşık doğarmış. Ayla oynaşsa da güneş. Ama gül yıldızlara kanmayıp güneşi asla unutmazmış. Unutulmadın bilesin. Zira ben unutmayı bilmemki hiç. Sesini duymak özlemimi arttırıyor bilesin. Yemin ederim bu sensiz geçen her saniyeyi vuracağım. Sensiz geceleri çarmığa gereceğim. Seni özledim, seni çok özledim biliyor musun yürek sünnetçisi. Bazı akşamlar sırf buraya küfür etmek, içimdeki atamadığım kini haykırmak için gelirim. Oysa çok sırrım var bu sahilde, bir dile gelse sonum olur her şey. Bir de gecelerde çok sırlarım var. Martılara anlattıklarımı kimseler bilmez, sen bile bilmezsin. Sahil bitti, cebimdeki sigaramda öyle. Ama sen her daim bendesin. Dilime doladığım şarkı gülü susuz bırakmam diyordu. Göz yaşlarım yağmura karışıyordu. Gökyüzüne yaptığım resim kayboluyor, nefesim tükeniyordu artık. Adını yazıp da denize saldığım kağıt sandallar kıyıya vurmaya başladı bir bir. Her kıyıya vuran sandalda yüreğimden bir serçeyi azat ediyorum biliyor musun. Ama sen korkma, sen hep orada kalacaksın. Ömür dediğin ne ki zaten bir tutam mutluluk. Kah ağlaya kah-i güle geçiyor zaman, nefesler tükeniyor.. Ben tükeniyorum... Şimdi sensizliğin kol gezdiği sahildeyim. Suskunluğun tam ortasında yani. Bu kadar uzun sürmemişti suskunluğum, hasrete olan kinim hiç bu kadar bilenmemişti. Anladımki yaşayabildiğin biriyle değil, onsuz yaşayamayacağın biri olmalıymış hayatında insanın. Ellerini aradım, yaslanıp ağlayabileceğim bir omuz. Ama ellerin benden bu kadar uzaktaysa benim ne suçum var.. Ayrılık bu kadar komaz sanırdım. Bir nefes kadar yakın, Ama yıldızlar kadar uzakmışsın meğer. Ötelere gidersem, Biliyorum öksüz kalır bu sahil, Bu martılar beni arar. Ateşler söner yüreğim sende kalır.. Seni ilk gördüğümde güneş vardı, kimbilir belki bir güneş doğar, ben sönerim. Belki arkamda bitmemiş bir şiir, yarım sevda ve gözü yaşlı martılar bırakırım. Ben bu yarımlarla yaşadım yıllarca ama bu yarımlarla ölmek istemiyorum... Şimdi hüznün başladığı, yarınların umut olduğu yalnızlığınla geziyorum bu dost sahilde. Onca özlemlerimin içinde bir sen kalıyorsun unutmadığım. Balıkçı kayıkları bile çekilmiş kıyılara, yalnızlığımı onlara anlatıyorum. Biliyorum onlarda sevdası olan denizi özlüyorlar. Benim özlemime denk yani. Ama onlar benden şanslıydı yinede. Elinden tutuyorlardı sevdalarının, öpüyorlardı yakamoz dudaklarını denizin. Titreyerek söylediğim şarkılar hasrete dairdi. Bir mülteci gibiyim şimdi vatandan uzak, bir köleyim hürriyete aç. Oysa düşlerim sanaydı, sanaydı her kayan yıldızdan dilediklerim.. Zamanla nasıl değişiyor insan.. Hangi resmime baksam ben değilim sanki. Bir şeyler var değişen, beni değiştiren bir şeyler var. Ama değişmeyen bir çok şey var. Gözlerimin daldığı yerde sen varsın hala. Artık göz yaşlarım bendini yıktı, hovarda yağmura uydu yine. Uzak kentlerin soğuk sokaklarında geziniyor gözlerim. Dudaklarım yalancı buseleri özledi. Anladımki ne haz senden ayrı, ne de bir tat senden öte buralarda. Demek ki sensiz günler sonsuzluk demekmiş. Sararan yapraklar dökülüyor sensizlik ve bende onlarla gidiyorum. Hayatın tüm güzelliklerinden vazgeçip sessiz sedasız ölüme gitmek istiyordum ama sensizliğin ölüm olduğunu unutmuşum affet.. Haydi şimdi kalk yanımdan.. Bak eli oraklı göründü uzaktan. Seni de almasın benimle. Şiirlerimi, yazılarımı sen yaşatmalısın. Sevda gülleri hep sana açar Ve unutma bu Şiirbaz senin için yanar. Sevdama, şiirlerime, martılara ve denize iyi davran Unutmaki onlarda bir tutam ben varım.. Ve hep de ben olacağım..... Daha önceki yazdıklarım kadar asi, benden uzak, öfkemle karışık olmayacak cümlelerim
Belkide hiç tahmin etmeyeceğim bir dönemde hiç ummayacağım cümleler ve samimiyet... Bu satılarımı kaybetme! bunlar sana son satırlarım. içimde kalan masumiyetin son damlaları... herşey, yaşadığım herşey öyle güzeldi ki üzerime çöken kabusun farkında olamayacak kadar perdelenmişti gözlerim.Kapıldımki büyüsüne hayaller ötesi... Sitem değil bu sözlerimm belkide benim bile inanamayacağım bir veda.. Keşke yaşanabilseydi ama nasip.. Ötesine kim geçmişki benim yüreğimdeki ateş başarabilsin bunu Varlığını hep sevdim, unutulmuş herşeyim gün yüzüne çıkmış yüreğim hareketlenmişti sevgisinin eksikliğini hissettiğim herşeyi sende seninle yaşadım ben (: babamdan göremediğim annemden eksik kalmışları bile yaşadım seninle ... Pişman değilim.korkmadım, seninle olmak seni sevmek hiç birqün korkutmadı beni cesaret verdi.Yüreklendirdi beni,güç verdi.. oysa şimdi... bir tarafım eksilmiş gibi hissettğim bugünümde Yokluğunu sevdim. sensizliği sevdim.Sana zarar vermediğim seni incitmediğim bu uzaklığı sevdim. Yokluğunu sevdim, sahip olmadığım seni sevdim.Gözlerimi her açtığımda karşımdaki hayalini seviyorum Kabus sandığım gecelerimde uyuyamadığımda, sen aklıma geldiğin için sensiz uyanmayı sevdim... Ağladım! en zor zamanımda yanımda olmayışına değil,Güzel günlerimi seninle yaşayamacak oluşuma neyapıyorum nasılım ne haldeyim diye merak etmediğine değil,neden yanımda yoksun demeyişine BAŞKA GÖNÜLLERDE oluşuna değil inan, sevgimin özgür olmayışına ağladım!! Hani ödüm kopardıya aramaz sormazsın diye, qidersin diye...Buna da ağlamıyorum Beni bu zavallı dünyada unuttuğuna ağladım! sende unuttunya artk bunada ağlamıyorum. Birqün tükenircesine yitecesine ağlarsam... sensiz kalışımdan değil, benden habersiz ölüşüne! senden bi haber ölüşüme Ağlarım ... yokluğunu sevdiğim bu zamanımda, yitmenin,gitmenin yok oluşunun ağır gelmediği bugünümde küçük bir veda bu satırlarım küçük bir veda diye kendimi kandırdığım koca bir elveda... sana zarar verebilecek kadar öfkeye dönüşmüş sevdama, kendime zarar verebilecek kadar kin-e dönüşmüş hayallerime bir 'son'... |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konu ile Alakalı Benzer Konular | |||||
Konular | Yazar | Yorumlar | Okunma | Son Yorum | |
Üzdüğün Can Senden Bi Can Olmaya Çalışırken... | eRCi | 13 | 922 |
04-15-2022, Saat: 12:09 AM Son Yorum: wildfang |
|
Kaç Kez Gittim Kaç Kez Döndüm Senden | levell | 4 | 562 |
04-14-2022, Saat: 02:47 PM Son Yorum: wildfang |
|
**Duy Diye Değil** | MasaL_perisi | 14 | 806 |
04-13-2022, Saat: 07:16 PM Son Yorum: wildfang |
|
Sevmeye Engel Değil Mesafeler....(s&s) | >As!_M€L€q< | 18 | 976 |
04-13-2022, Saat: 11:01 AM Son Yorum: wildfang |
|
VedaLarım değiL...ELveda!!! | €BeRimSin | 8 | 541 |
04-13-2022, Saat: 06:16 AM Son Yorum: wildfang |
Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi