:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,698
» Son Üye: baker29bruce
» Toplam Konular: 98,562
» Toplam Yorumlar: 1,065,542

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 425 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 420 Ziyaretçi
Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex

Son Aktiviteler
Muhammed Suresi 2 Ve 3. A...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 11:42 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 7
Kur’an’da Geçen HİKMET Sö...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-29-2025, Saat: 12:24 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 11
Cin Suresi 26-27-28. Ayet...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-24-2025, Saat: 10:49 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 30
Allah'ın Uyarı Ve İkazlar...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-20-2025, Saat: 04:00 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 35
Kur’an’da Geçen Evlatlık ...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-15-2025, Saat: 11:17 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 46
Her Konuda Yaptığımız Gib...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-14-2025, Saat: 02:43 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 35
Bakara Suresi 10. Ayetten...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-10-2025, Saat: 04:55 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 38
Allah’a Açılan Kapı Kur'a...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-09-2025, Saat: 04:40 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 37
Şirk Batağında Yaşadığımı...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-06-2025, Saat: 11:19 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 57
Nahl 44-64. Ayetler. Resu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
12-03-2025, Saat: 04:34 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 52

 
  Boğa 27.01.2012
Yazar: sıla - 01-27-2012, Saat: 10:51 AM - Forum: Boğa - Yorum Yok

Özel hayatinizda uyumlu, dengeli, neseli olmaniz, iliskinizi gelistirmenizi ve sahip oldugunuz beraberligi yarinlara tasimanizi kolaylastiracak. Is hayatinizda yeni olanaklar ve imkanlar var. Isinizde, üstünüz konumunda olan bazi kimselerin destegini ve begenilerini kazanarak önemli asamalar kaydedebilirsiniz. Kendi gayretinizin ve çalismalarinizin sonucu da iyi olacak. Maddi alandaki kararliliginizin ve prensiplerinizden ödün vermemenizin meyvelerini toplamaya baslayacaginiz bir dönem.

Bu konuyu yazdır

  Koç 27.01.2012
Yazar: sıla - 01-27-2012, Saat: 10:47 AM - Forum: Koç - Yorumlar (1)

Birçok alanda sansli oldugunuz ve yeni baslangiçlar yapabileceginiz bir gün. Sevgilinizle aranizdaki gerginlikleri yumusatmaya ve anlasmazliklari tatliya baglamaya çalisin. Mesleki yeteneklerinizin, bireysel yaraticiliginizin ve girisimci yaninizin günlük yasantinizda daha fazla fonksiyonel oldugunu göreceksiniz. Bugün is yerinde birtakim problemler olabilir. O yüzden biraz yalniz çalismaya gayret edin. Ikili diyaloglardan kaçinin. Bazi harcamalariniz gerçekten çok lüzumsuz.

Bu konuyu yazdır

  Bedelli asker..
Yazar: £mr£ - 01-26-2012, Saat: 06:15 PM - Forum: Resimler Diğer - Yorum Yok

40010110150549008920699.jpg

Bu konuyu yazdır

  Erkekleşen Kadının Sonu Kellik Mi?
Yazar: Sağlı@k ve Yaşam - 01-26-2012, Saat: 05:40 PM - Forum: Sağlık - Yorum Yok

Gerek iş gerekse evlilik yaşamında üstlendiği sorumluluklar kadını maskulen hale getirirken, stresin tetiklediği ‘’testosteron” hormonu da kadına saç kaybettiriyor. ‘’Erkekleşen Kadının Sonu Kellik Mi?’’ olacak sorusunu Akademi Saç Terapi Merkezi Saç Sağlığı Uzmanı (Trikolojist) Evrim Bayraktar ’a yönelttik ve şu uyarıyı aldık: ‘’Saç dökülmesi fark edildiği anda geç kalmadan bir uzmandan bilgi ve profesyonel destek almak gerek’’

Günümüzde kadınlar hem erkekler kadar yoğun çalışıp hem de ev ve çocuklarla ilgili sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyor. Her şeyi aynı anda yapmaya çalışırken de bünyesini fiziksel ve duygusal olarak zorluyor. Akademi Saç Terapi Merkezi Saç Sağlığı Uzmanı (Trikolojist) Evrim Bayraktar yorucu tempoyla birlikte gelişen stresin saç üstündeki olumsuz etkisi en çok iş hayatına aktif katılan kadınlarda gözlemlendiğini söyledi. Bayraktar, günlük stresin saç sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, ‘’Stresin günümüz insanını pek çok açıdan etkilediği artık herkesçe bilinen bir gerçek. Stres vücut dengemizi etkileyerek, farklı açılardan saçın sağlıklı seyreden yaşam döngüsünü değiştirebilmektedir. Stres hormonların çalışma dengesini değiştirebildiği için, saç kaybında da etkili bir faktördür. Testosteron hormonuna duyarlı saç yapısı, hormon düzeyindeki değişimlere yağ salgısını artırarak tepki verir. Bu nedenle stres altındayken saç derimiz daha çok yağlanır, bu yağ salgısıyla saçlı derinin gözeneklerinin tıkanma riski artar ve saçı besleyen kanallar daralabilir. Ayrıca, fiziksel ve duygusal baskı altındayken vücut fonksiyonlarımız yavaşlar dolaylı olarak saça daha az besin ve oksijen taşınır. Vücudumuz stres altındayken, bu durumla mücadele edebilmek için adrenalin salgılamaya başlar. Bu hormon da bizi daha cesur ve daha güçlü yapar. Ancak bu hormonun salgısıyla birlikte erkeklik hormonu “ testosteron” da artmaya başlar. Bu durumdan en çok kadınlar etkilenir. Kadınlarda, eğer genetik bir yatkınlık da varsa, testosteron hormonun baskın hale gelmesiyle, saç dökülmesini meydan getiren saç kılıfı içindeki kimyasal reaksiyonlar artar ve sonuç artan saç dökülmesi olur.’’
Saç Dökülmesi Kadınlarda Ciddi Artış Gösterdi
Stresin saç üstündeki olumsuz etkisi en çok iş hayatına aktif katılan kadınlarda gözlemleniyor. Akademi Saç Terapi Merkezi Saç Sağlığı Uzmanı (Trikolojist) Evrim Bayraktar kadınlarda saç dökülmesi ciddi bir artış olduğunu belirterek;’’ Eskiden kadın evde oturup, çocuk doğuruyor, yemek pişirirdi. Günümüzde kadınlar erkekler kadar yoğun aynı zamanda hem evle hem çocuklarla ilgilenip, her şeyi aynı anda yapmaya çalışıyorlar. Kadınların bünyesini hem fiziksel hem duygusal olarak zorlayan bu yorucu tempo sonucu, son yıllarda kadınlarda görülen saç dökülmesi ciddi bir artış göstermektedir.’’ dedi.
Erkekler de Kelleşiyor!
Saç Sağlığı Uzmanı Evrim Bayraktar stresin erkeklerde de saç kaybını hızlandırıcı etkiler gösterdiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: ‘’Özellikle erkek tipi– genetik- saç kaybı yaşayan kişilerin; sınava hazırlık, askerlik, yoğun ve uzun saatler süren iş temposu gibi fiziksel ve psikolojik olarak zorlandıkları dönemlerde saçları daha yoğun dökülür. Bununla beraber, ağır bir hastalık, geçirilen bir ameliyat, aşırı duygu yüklü ruhsal durumlardan (boşanma, ölüm, ayrılık vs. gibi) belli bir süre sonra aşırı saç dökülmesi görülebilir. Önlem alınmazsa, dökülmenin kişide yarattığı olumsuz duygu ve düşünceler beraberinde artan endişe veya depresyon aşırı stres hormonu (adrenalin gibi) salgılanmasını tetikleyerek dökülmeyi ısrarlı hale getiren bir kısır döngü oluşturur.’’
Sonuç olarak aşırı stres ;
1.“Telogen effluvium” adı verilen geçici saç dökülmelerine sebep olabilir. Yoğun saç dökülmesinin görüldüğü bu dönemde stres, saçın uzama evresini sonlandırarak, saçı dökülme evresine sokar ve günlük yüzlerce teli bulan bir dökülme başlar. Saçlarda dökülme 6-12 hafta devam edebilir (önlem alınmazsa daha uzun da sürebilir). Saç hacminde genel bir azalma olur ve saçın en fazla %50 si bu dökülmeden etkilenir. Bu şekilde dökülen saçların büyük oranda geri dönüşü vardır.
2. Saç kaybı sebebi genetik yatkınlık, hormon dengesizlik, metabolik rahatsızlık ve ya bağışıklık sistemi rahatsızlığı olan kişilerde stres saç kaybını hızlandırıcı etkiye sahiptir.
3. Hali hazırda saç kaybı olan kişilerde stres yaşam kalitesini negatif yönde etkiler ve var olan saç dökülmesinin kötüleşmesine sebep olur.
4. Asıl saç kaybı sebebinizi maskeleyebilir. Kişi 3 aydan fazla süren saç dökülmesini sadece strese bağlar ve önlem almayabilir. Ancak dökülmenin arkasında daha ciddi sebepler olabilir. Bu nedenle saç kaybını yaratan gerçek sebebin araştırılması önemlidir. Saç dökülmesi ancak onu ortaya çıkaran negatif durum düzeldiğinde dengelenecektir.
Yoğun stresin saç üstündeki olumsuz etkilerini azaltmak için, dengeli beslenmeli, spor yapmalı ve en önemlisi de saç dökülmesi fark edildiği anda geç kalmadan bir uzmandan bilgi ve profesyonel destek almak gerekir.


Bu konuyu yazdır

  Namaz
Yazar: ZencefiL - 01-26-2012, Saat: 03:55 PM - Forum: İslam - Yorum Yok


247525_10150205421437638_89361212637_733...0632_n.jpg
Sadece Kendini Kandırıyorsun!

Namaz kılamıyorum. Ne oldu bana bilmiyorum. Çok istiyorum ama olmuyor. Bir şeyler bana engel oluyor. Bahane, bahane, bahane.!!!

Sadece kendini kandırıyorsun. Hayatın sızlanmakla, ağlayıp dövünmekle geçiyor. Yarın başlarım, öbürgün, haftaya söz başlayacağım. Yarına garantin mi var? Bir saat içinde dengeler değişiyor, neler oluyor dünyada. Haftaya çıkacağına dair Allah’tan söz mü aldın?

Yemek yerken hiç zorlanmıyorsun. Bir gün bile boşluk vermiyorsun. Çok sevdiğin limonlu dondurmayı alabilmek için kaç sokak öteye gidiyorsun. Canın mantı çekti diye nasılda çaba gösterirsin yapacağım diye. Hayalindeki araba için kredi çekip onca sıkıntıya katlandığını ne çabuk unuttun? Deniz mavisi eşarbına uygun ayakkabı ve çantayı bulabilmek için kaç mağaza dolaştığını düşün? Yatağın azıcık battı diye gidip en pahalısından ortopedik yatağı alan sen değil miydin?

Peki ne için yaptın bunları? Tüm bunları senden isteyen kim? Doymak bilmeyen, verdikçe isteyen nefsin değil mi?

“Gördün mü, o kimseyi ki; heva ve hevesini kendisine ilah edinmiş, bilgisi olduğu halde Allah onu şaşırtmış, kulağını, kalbini mühürlemiş ve gözüne perde koymuştur? Allah’tan sonra onu kim hidayete eriştirebilir? Hala düşünmeyecek misiniz? ”(Casiye:23)

Yoksa sen nefsini ilah edinen, nefsini putlaştıranlardan mısın? İnsan kul olduğu değerler için yaşar. Sen neye veya kime kulsan ona göre hayatını şekillendirir, onun isteklerine göre hayatına yön verirsin.

Şimdi dön ve sor kendine: “Ben kim için yaşıyorum? ” Benim ilahım kim?” diye. Sana hayatı veren kim? Gafilce soluduğun havayı sana bahşeden, her gün güneşi üzerine doğduran kim? Yediğin her lokmayı boğazına takılmadan midene indiren, yemek yerken dilini dişlerine çiğnetmeyen kim? Koskoca bedenini küçücük ayaklarına taşıtan kim? Senin her zerren Allah’a ait. Nasıl bu kadar cahil olabilirsin? Rabbinin sana bahşettiği nimeti bıkıp usanmadan tüketiyor, ama Allah’ı hayatına dahil etmek istemiyorsun.

Allah seni kendisine kulluk edesin diye yarattı. Ağlayıp sızlanasın diye değil!

Birde akıl verdi düşünesin diye. Boşuna değil!

İmtihan olarak nefsini verdi. Mücadele et onunla diye. Kölesi olasın diye değil!

Allah’ı dahil etmediğin bir hayat boş bir teneke kadar basit ve anlamsız. Değerli değil!

Bırak artık boş lakırtıları! “Yapamıyorum”, “Olmuyor” ları bırak! Yığınla bahanelerini ancak etten kemikten insanlara yutturabilirsin. Münker Nekir bahane kabul etmez. Allah’ı bahanelerinle kandıramazsın. Allah uyumayandır! Allah Hay’dır! Her an diridir. Senin her halinden haberi olandır. Allah unutmaz! Sadece tehir eder.

“Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Halbuki Allah, onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı pek az anarlar.”(Nisa suresi: 142)

Sahte gözyaşlarını kendine sakla. Bırak artık nefsini yüceltmeyi. İsyanları oynuyorsun. Huzura varmak için nasılda isteksizsin. Alnını secdeyle buluşturmak bu kadar zor demek. Şeytan da secde etmemişti hatırlasana. Kibri buna mani olmuştu. Alnını secdeye ya(k)pıştıramayanlar, aslında birazda şeytanlaşmış insanlardır. Sen Allah’a olan kulluğun kadar değerlisin. Varlığını anlamlandıran, Allah’a olan yakınlığındır.

Ve bilki namaz dindir! Namazsız din olamaz. Namazı ikame etmeden yaptığın her iyilik kuma yazılan bir yazı gibidir. İlk dalgayla yiter gider. Hayır işlerin, iyi niyetliliğin, yardımların, oruçların… Hakkıyla namaz kılmıyorsan bunların tümü anlamını yitiriyor. Sen içi pis bir evin dışını cilalayıp duruyorsun. Evin içi kokmuş, her yanı dökülüyor haberin yok! O ev ancak namazla, kullukla temizlenir.

Bir başlayıp bir bırakıyorsun! Yamalı bohçaya dönderdin dinini. Hiç bir işin böyle yarım yamalak olmamıştı. Kanı beş para etmez nice insanların yap dediklerini eksiksiz yerine getirdin. Parandan, kişiliğinden, hayatından ödün verdin. Bir hiç uğruna saatlerini aylarını yıllarını harcadın da, Allah için günde bir saati fazla görüyorsun.

Ölüp gideceksin bir gün! En çok sevdiklerin gömecek seni toprağa. Çabucak kurtulmak isteyecekler senden. Değersiz bir et parçası gibi gömüleceksin. Seni dünyada değerli kılan herşeyi bırakıp gideceksin. Diploman, kariyerin, güzelliğin, sana bakıp imrendikleri dünyalık maharetlerin… Önemsediğin hiç, ama hiç bir şeyi yanında götüremeyeceksin. Övündüğün güzelliğin, değer verdiğin bedenin çürüyüp gidecek. Kurtlar bedeninde bayram edecek. Okurken bile tiksiniyorsun değil mi? Sen bunları yaşayacaksın! Secdelerin, yürekten edilmiş duaların, Allah’a adanmış anların kalacak yalnız. Onlar ölmeyecek, yitip gitmeyecek…

Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi,35)

Ezanlar okunurken kayıtsız kalamazsın! Göz göre göre namazını kaçıramazsın! Yaradanına kafa tutamazsın! Çünkü sen müslümansın, sen İslamın hâdimisin.

İslam’ı ayakta tuttuğun kadar, Allah’a kul olduğun kadar insansın.

Allah’a kulluk edemiyorsan sen koskoca bir sıfırsın!

CAHİDE SULTAN

Bu konuyu yazdır

  alyans modelleri
Yazar: sıla - 01-26-2012, Saat: 12:47 PM - Forum: Kadın Özel Diğer - Yorumlar (11)

55660700.jpg

73771606.jpg

93401695.jpg

77264438.jpg

6b3e7ffde29a70100cd4b7f.jpg

25718224.jpg

45443631.jpg

22267606.jpg

2015w.jpg

2011-ALYANS-MODELLER%C4%B0-VE-ALYANS-TRENDLER%C4%B0.jpg


2011-alyans-model-ve-fiyatlar%C4%B1.jpg


2011-ALYANS-MODELLER%C4%B0-VE-F%C4%B0YATLARI.jpg


2011-ALYANSLARI.jpg


Bu konuyu yazdır

  Türk erkeği nasıl bir kadın istiyor?
Yazar: sıla - 01-26-2012, Saat: 12:39 PM - Forum: Genel - Yorumlar (2)

Türkiye’nin en büyük erkek portalı tarafından yapılan mini araştırmada erkekler kadının ‘Güvenilir, Seksi ve Zeki’ olmasına önem veriyor. 45 bin 112 kullanıcının katıldığı ankette, ‘İdeal kadın nasıl olmalı?’ sorusu yöneltildi.

Diğer taraftan ise, Zeki kadın isteyen erkekler ideal kadının ‘Başarılı ve Zengin ve Romantik’ olmasını istemiyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 36’sı ideal kadını ‘Güvenilir’ diye tanımlarken, ‘Güzel’ olmasını isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 6.0 Araştırmanın diğer çarpıcı sonucu ise, romantizmden vazgeçmeyen kadınları biraz üzecek. Katılımcıların sadece yüzde 3′ü ideal kadının ‘Romantik’ olmasını istiyor.

Türk kadını peki erkekleri nasıl tanımladı

Türk erkeğinin ideal kadını böyle olmalı!
‘Güvenilir’ olmalı diyenler yüzde 36
‘Seksi’ olmalı diyenler yüzde 30
‘Zeki’ olmalı diyenler yüzde 10
‘Eğlenceli’ olmalı diyenler yüzde 8
‘Güzel ‘olmalı diyenler yüzde 6
‘Başarılı’ olmalı diyenler yüzde 4
‘Zengin’ olmalı diyenler yüzde 3
‘Romantik’ olmalı diyenler yüzde 3



Bu konuyu yazdır

  Erkekler Neden Sıkılır?..
Yazar: sıla - 01-26-2012, Saat: 12:37 PM - Forum: Kadın Özel - Yorumlar (6)

Kadınların farkında olmadan yaptıkları, doğru sanılan davranışlar zamanla erkeğin ondan uzaklaşmasına neden oluyor.

Sevgiliniz fazla konuşmayı sevmeyen ve sakin yapıda biriyse sürekli üzerine giderek "Bir derdin mi var? Niçin konuşmuyorsun" gibi sözlerle onu bunaltmayın. Böyle davrankmakla aslında iyilik yapılmadığını vurgulayan uzmanlar, erkeklerin kadınlar kadar çok konuşmayı sevmediğine dikkat çekiyor.

Onu çok seviyor ve merak ediyor olabilirsiniz ama bu onu günde 10 kez aramanızı gerektirmez. Özellikle iş yerinden saat başı sevgilinizi arayıp onu kontrol etmeniz zamanla sıkıcı olabilir.

Hesabı genelde erkekler öder ancak bırakın bunu içinden geldiği için yapsın. Eğer herzaman hesap ödeme görevini ona bırakıyorsanız, kendilerini kullanılmış gibi hissederler. Zaman zaman siz de hesap ödemeyi teklif edin.

Erkekler göz yaşından etkilenir ve hiç bir erkek bir kadını ağlatmak istemez. Ne var ki herşeye aağlarsanız sizinle doğru dürüst konuşamayacak ve her istediğini söyleyemeyecek.

Erkeklein, içlerinden geldiği gibi davranmayı sevdiğine ve süprizlerle dolu bir hayat istediğine dikkat çeken uzmanlar şunları söylüyor:

"Siz cumartesi akşamının programını 3 hafta önceden yaparsanız, çok sevdikleri süprizleri yaşayamazlar. Fazla üstlerine düşerseniz hareketlerinin kısıtlandığını düşünürler. Uzun zamandır biriyle birlikte olan bir erkek bile özgürlüğünden kolay kolay vazgeçemez. Planlama huyundan vazgeçemiyorsanız, en azından havayı yumuşatın. Ona öneri yapın, emir vermeyin. Böylece kendine de söz hakkın verdiğinizi düşünür ve rahatsız olmaz."



Bu konuyu yazdır

  Eş Ruhlar
Yazar: sıla - 01-26-2012, Saat: 12:27 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorum Yok

Dünyanın herhangi bir yerinde, en iyi yanlarımızı ortaya çıkaracak, birlikte iken kendimizi tamamlanmış hissedeceğimiz, bizi olduğumuz gibi kabul edecek bir erkek veya kadın vardır. Eğer biz de onu aramaya başladı isek, buluşma vaktimiz gelmiş demektir. Onu her an bulmamız mümkündür...Bazı çiftler, birbirlerinin en güzel yönlerini ortaya çıkarırlar. Bu çiftlerin birlikte iken, tek başlarına ulaşabileceklerinden çok daha yüksek gelişim düzeylerini yakalamış oldukları görülmüştür.

Çiftler aslında, iki ayrı varlık değildirler. Tek bir bütünün, iki ayrı yarısını oluştururlar. Burada önemli olan, diğer yarımızı bulmamızdır. Bunu başarabilmiş olanlarda, mükemmel bir duygu birlikteliği oluşur. Birinin üzüntüsü, her ikisini de acıya boğar iken, birinin neşeli olmasından ikisi de haz duyar.
Bilinçli ya da bilinçsiz, hepimizin içinde, ideal eş arayışı bulunur. Genelde her yürek'de, bu duruma ulaşma umudu saklıdır. Her ne kadar, hayal kırıklıkları ile sonuçlanmış deneyimlerimiz, bunun gerçekleşmesinin pek de mümkün olmadığını göstermiş olsa da, bu umut her zaman yeniden yeşerir.

Başkasıyla tam bir birleşmenin olabilmesi için, benlikten tam anlamı ile vazgeçilmesi gerekir. Fakat, bunu yapabilecek insan sayısı çok azdır. Bu tür birliktelik, benliğini aynı derecede gözardı edebilecek iki ruhun bir araya gelmesini gerektirir...
İdeal eşimizi nasıl bulabiliriz? İnsanın kendi çabaları ile, ideal eşini bulması mümkün müdür, yoksa bu durum kendiliğinden mi oluşmaktadır? İdeal evliliklere, çok nadiren rastlanılmaktadır. Buna karşın, evlilik kararı veren herkes, bunun kendisine yeryüzündeki en büyük mutluluğu getireceğine inan-maktadır.

İnsanlar umutlarını, bu tek maceraya bağlıyor ve çok ender olarak, ruhlarının arzu ettiğini elde edebiliyorlar. Evliliklerin yürümesi, karşılıklı hoş görüden başka bir şeye dayanmıyor. Çiftler, sadece toplumun baskısı nedeni ile birarada olmayı sürdürüyor. Evliliklerde tutkunun ateşinin, fiziksel güzelliğin çekiciliğinin azalması ile birlikte, erkek ve kadının bekleyebileceği en iyi şey, geriye güzel bir arkadaşlığın kalması oluyor
Böylesi bir arkadaşlık, dünyanın en soylu ve güzel birlikteliklerinden olmasına karşın, bu durumu paylaştığımız insan, ideal eşimiz demek değildir. Spiritüel bilgilerde, ideal eşini bulmuş olanlar, “Eş Ruhlar” olarak tanımlanır. Ve bu birlikteliğin, evlilikteki sevgi den çok daha büyük boyutlara ulaştığı söylenir.

Evlilikteki sevginin, yakın ve yaşam boyu süren bağı, karşılıklı binlerce gereksinim, şefkat duyguları, ve arkadaşlıktan doğan duygudaşlık temeline dayanır. Oysa eş ruhların birbirlerine duydukları aşk, herhangi bir oluşuma bağlı değildir. Bu aşk, tam olgun olarak doğar ve direnç gösterir. Bu o kadar güçlü bir bağdır ki, yeni bir oluşum olarak kabul edilemez. Zihin, her ne kadar bunun farkında olmasa da, bilinç altı bunu hatırlar ve eşini talep eder.

Birlikte olduğunuz insana aşıksınız, onunla uyum içindesiniz, aranızdaki hiç bir tarz farkının sizin için önemi yok. Her an birbirinizi dinliyor ve arzuluyorsunuz.
Acaba o sizin eş ruhunuz mu? Değilse, aradaki farkı nasıl anlayacaksınız? Sıradan tutku ve ani duygusal çekicilikler, kolayca abartılarak, olduğundan daha yüksek bir düzeydeymiş gibi algılanabilir. Ruhsal evrimin alt süreçlerinde olan bireyler, ani ve denetlenemez tutkulara, fazla eğilimli olurlar. Herhangi biriyle, sürekli ve uyumlu bir beraberlik sürdüremeyecek kadar benmerkezci, kendi sınırlamaları ve tensel zevklerine bağlanmış olan bu insanların, eş ruhlarını bulma yolunda, katedecekleri çok fazla aşama vardır.

Eğer, onlardan biri ile birlikte iseniz ve ideal eşinizi arıyorsanız, onunla hemen belki başka zaman diyerek vedalaşın. Çünkü bu tiplerin arzuları karşılığında verebilecekleri, çok az şeyleri vardır ve bunları yönlendirmeyi üstlenen birisi gereken karşılığı alamadığı için, bu ilişkiden bıkar. Spiritüel felsefeye göre, insanlar kendileri ile aynı ten düzeyinde olan herkes ile mükemmel ve tatmin edici bir birliktelik yaşama gücüne sahiptir. Çünkü, ruhsal evrim sürecinin aldığı yol ve spiritüel nitelikler, ister gelişmiş isterse ilkel düzeyde olsunlar, temelde aynı özelliklere sahiptir. Ancak spiritüel eşleşme, yalnızca aynı ten renginde olanlar arasında gerçekleşir. Eşleşme yasaları, fiziksel beraberlikten çok daha fazlasını kapsar.

Buna göre bir insan, ruhsal bedenini fiziki kişiliği ile eşleştiremediği sürece, yaşadığı her birliktelik eksik kalır ve yaşamında daima cinselliği model almayı sürdürür. Çünkü, doğal olarak insanlar eşit şekilde gelişim göstermezler. Spiritüel olarak, insan yedi gelişim aşaması geçirmektedir ve yedi bedensel yapıya sahiptir. Günümüzde, ortalama bir insanın ancak ilk bedeni yani fiziksel bedeni, sezgisel bedeni ve duygusal bedeni eşleşmeye yatkın oluyor. Fiziksel beden, ergenlik çağında daha aktif hale geliyor Fakat duygular onlu yaşlardan itibaren aktifleşirken, somut mental beden yirmili yaşlarda gelişir. Soyut düşünce, otuzlu yaşlardan sonra oturmaya başlar ve spiritüel yapı, kırklı yaşların sonuna kadar tüm yönleri ile olgunluğa ulaşmış olmaz. Bu nedenle, gelişim derecesi yüksek kişilerin, gelişimlerinin aldığı yön belli olana kadar evlenmeyi geciktirmelerine sık rastlanılmaktadır.

İnsan ne yazık ki, arzu bedeninin kendine eziyet eden baskısına dayanamayarak sürekli birliktelik kurmakta acele eder ve karşı cinsten ilk uygun kişi ile evlilik kararı alır. Fiziksel planda birleşme, erkek ve kadın arasındaki arzular karşılıklı olarak tutuştuğunda gerçekleşir. Birleşmenin seviyesinin yükselişi, sırası ile ikinci, üçüncü, dördüncü planlar ile devam eder. Beşinci planda, entellektüel duygudaşlık, altıncı planda karşılıklı spiritüel idealler eşleşmeyi belirler. İdeal birliktelik ise, yedinci planda oluşur. Eş ruh birlikteliğinde, ilginç bir durum daha ortaya çıkar: Bazı planlarda eşleşmeler benzerlikler sayesinde kurulur iken, bazılarında zıt olanlar birbirlerine çekilirler. Birinci planda zıtlıklar, ikinci planda benzerlikler, üçüncü planda yine farklılıklar çekim gücünü yaratır.

Dördüncü planda, benzer zihinler birbirini çeker iken, beşinci planda farklı yaklaşımlar çekimi artırır. Altıncı plan üzerinde eşleşme, tamamen ten rengine dayanır. Benzer spiritüel türde olanlar, kendilerine benzeyen ruhlar ile eşleşirler. Türleri farklı olanlar arasında ise, eşleşme mümkün değildir. Ruhların, farklı yaşamlarda birbirlerini beklemesini sağlayan; birbirini izleyen yaşamlarda buluşarak, bir kez oluştuğunda onları daima bir araya getirecek olan bağ ise ancak beşinci gelişim aşamasından sonra kurulabilir.

Birbirlerinin ruh eşleri olan insanlar, üst bedenlerinin her biri ile karşılıklı eşleşir ve her eşleşme ile de, sevginin yeni boyutlarını keşfederler. Karşılıklı arzulama anlamında fiziksel birliktelik, uyumu sağlar ve sinir sistemini dengeler. Sevgi, arzular ve amaçları tek bir bütün içinde birleştirir ve iki kişilik birbirine bakar. Ortak bilgi hazinesi nin oluşturulması, benzer kavram ve ilkelere duydukları inanç yaşamlarını aynı kanala yönlendirir. Aynı düzeydeki ruhsal amaç ve idealler, onların birlikteliklerini tamamlar. Bilinç saf ruh düzeyine yükselene dek, iki ruh arasında doğan bu büyük aşk, tüm sınırlamaları aşar ve tüm evreni kurdukları birliğin sınırları içine çeker. O anda fiziksel planda gerçekleşebilecek, en büyük uyarımlardan biri başlar. Bundan böyle, artık yollarına ayrı ayrı devam etmezler.

Bu kutsal birliktelik, ancak aynı evrim sürecinde olan bireyler arasında yaşanabilir. Bu tür birliktelikler, ölümle bile sona ermez. Eş ruhların karşılaşması, daha önce var olan yükümlülüklerin yerine getirilmesine de gerekçe olarak gösterilebilir. Bu dünyadaki yaşamımız, ruhun evrim sürecindeki yolculuğunda sadece bir aşamadan ibarettir. Bu nedenle, varlığımızın bu kısa gününden, bir ilişkinin onurlu bir şekilde tamamlanması için özveride bulunmak en iyi yoldur. Böylece, gelecek yaşamlar için karma yaratmak olarak nitelenen geçmiş borçlar altına girmekten kurtulabilir ve büyük aşka uyumlu bir biçimde ulaşabiliriz...



Bu konuyu yazdır

  Erkekler evleneceği kadını nasıl seçiyor?
Yazar: sıla - 01-26-2012, Saat: 12:23 PM - Forum: Kadın Özel - Yorum Yok

Çoğu erkek eşinden bahsederken ‘onunla evleneceğimizden emindim’ diye konuşur. Kadınları anlamadıkları söylenen erkekler bunu nasıl başarıyor, ne kadar sürede bir kadınla gelecek kuracağını anlıyor? İşte sizi şok edecek süre; sadece 20 saniye!

Nasıl başarıyorlar? İşte erkeklerin bir kadını anlama sırları;

1- Kendinize ne kadar güvendiğinize bakarlar
Başınızı ve vücudunuzu dik tutuyorsanız, göz tmesı kurmanız, elini sıkıca kavrayarak tutmanız kendinize güvendiğinizi gösteriyor. Kendine güvenen erkekler bu kadınları beğenirken, keşfetme duygusuna sahip erkekler çekingen, mesafeli kadınlardan etkilenebiliyor.

2- Sizden güzel çocukları olup olmayacağını önemserler
Erkekler de bir kadının görünümüne bakarak gelecekteki çocuklarının fiziksel özelliklerinin nasıl olacağını anlarlar.

3- Tutkulu olmanız önemlidir
Erkekler yemekle tutku arasında ilginç bir bağ kuruyor. Onlara göre yemekte iştahlı kadının yatakta da iştahı açıktır ve farklı tatları seven kadın farklı deneyimleri de reddetmez.

4- Özgür ruhlu kadınları severler
Kıyafetinize bakarak çılgın ya da klasik biri olup olmadığınızı değerlendirirler. Cesur giyim tarzı kadının özgürlüğü sevdiğini gösterir. Giyim tarzınız fiziksel özelliklerinize ve karakterinize uygun değilse hemen anlaşılır.

5- İşinizi hemen tahmin ederler
Genel bir araştırmaya göre kısa ve bakımlı saçlar genellikle hukuk, finans, insan kaynakları gibi sektörlerde çalışan kadınlar tarafından tercih ediliyor. Sıra dışı saç, trendy bir görünümü olan kadınlar da medya, reklam ya da halkla ilişkiler sektöründe çalışıyor. Toplanan ya da at kuyruğu yapılan saçlar kesinlikle öğretmen ya da doktor. Yüksek topuklu ayakkabı giyen kadınlar erkeklere göre kariyer sahibi, başarılı, kendinden emin yöneticiler. Aslında işimizle ilgili ne kadar çok kendimizi ele veriyormuşuz öyle değil mi?

6- Ten uyumunu karşılaştığınızda anlarlar
İlk tanıştığınızda karşınızdakinin doğal kokusunu alırsınız. Bir erkek kadının ten kokusunu alınca zaten otomatik olarak sonrasına karar verir.

7- Savurgan mı tutumlu musunuz bilirler
Erkeklerin markadan anlamadıkları doğru değildir. Kıyafetlerinize, görünümünüze bakarak sizin çok harcayan biri olup olmadığınızı çabuk anlarlar.

8- Zor birimisiniz anlarlar
Birlikteyken yaptığınız yer seçimleri, içecek ve yemek tercihleri, gittiğiniz yerdeki tavırlarınız sizin zor beğenen, kaprisli biri olduğunuzu gösterebilir.

9- İyimser olup olmadığınızı ilk görüşmede anlarlar
Erkeler tanışma anındaki yüz ifadenizden ne kadar iyimsersiniz anlayabilir. Çatık kaşlar, endişe içinde kemrilen dudaklar, kenarları yenmiş tırnaklar khayra alamet değildir. Erkekler yaşama sevinci yüksek kadınlarla birlikte olmak tan hoşlanırlar.

10- Kendine güvenen kadın isterler
Bir erkek sizi ilk görüşte arkadaşlarınızla sohbet ederken, eğlenirken görüyorsa ona bağımlı olmayacağınızı anlıyor.

11- Şikayeti sevmezler
Sorduğu her soruya şikayet cümlesiyle başlıyorsanız kafasında şüpheler oluşur. Erkekler hayatı önlerine geldiği gibi kabul etmekten yanadır ve kesinlikle şikayet sevmezler. Sizin olayları ele alışınızdan ömür boyu söylenip söylenmeyeceğinizi anlayabilirler.

12- Etkilendiğinizi hemen anlarlar
Bir erkek ondan etkilendiğinizi ilk 20 saniyede anlar. Karşı cins beden dilini okuyan biriyse anında sizin hislerinizi çözüyor. Elde ettiği sonuca göre sizi daha yakından tanıyor ya da uzaklaşıyor.




Bu konuyu yazdır

  Tarih: 12-31-2025, 04:18 AM