| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 309 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 304 Ziyaretçi Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 10
|
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 12
|
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 16
|
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 17
|
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,315
|
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 21
|
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
|
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 34
|
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 30
|
Günümüzde bizlerin öyle b...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-07-2025, Saat: 04:14 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33
|
|
|
| Karmaşık |
|
Yazar: icimdekises - 11-28-2011, Saat: 11:50 PM - Forum: Aşk Hikayeleri
- Yorum Yok
|
 |
“Aşk; yıllar geçiyor ve ben aşkı unutuyorum artık… Aşk deyip yalancı hoşlanmaların peşinden koşup kandırmaca içindeyim†diyordu Ekrem. Çevresinde o kadar çok kız vardı ki Ekrem’in gezdiği, aynı yatağı paylaştığı, birçok erkeğin yaşamak istediği bir hayattı onunki… Artık ayrılıklar bile acı vermiyordu, sıradan olmuştu onun için “herkes Ekrem’in yerinde olmak isterdi ama o Ekrem olmak istemiyordu. Tek isteği her şeyden çok sevebileceği, delice aşık olacağı bir kız ve onla evlenip bir ömür geçirmekti. Olmuyordu her şeyi deniyor ama yine olmuyordu… Aradan o kadar zaman geçmişti ki son aşkını hatırlamıyordu bile artık. Yaşı otuz beşti yolun yarısına gelmişti ama o hayattan çok sıkılıyordu, diğer yarısının çabucak geçmesini istiyordu. Yorulmuştu, hayat içinde hiçbir istek bırakmamıştı hayattan hiçbir zevk almıyordu… Hayatta hep aldığı kadar verebilmişti, mesela sevildiği kadar sevebilmişti, bazen kendini zorlamış “aldığımdan fazlasını vereceğim†demişti ama hiç yapamamıştı, hiç bir zaman aldığımdan fazlasını verememişti. Her kızda bir kusur buluyor yarı yoldan dönüyordu, ta ki o güne kadar… Bir gün arkadaşının doğum günü partisinde çok güzel bir kızla tanıştı. İlk görüşte aşktı onunki… Kız çekingen bir kıza benziyordu biraz sohbet etmişlerdi Ekrem yaklaşmaya çalışmış kızsa uzak durmuştu, dert etmedi Ekrem, “zamana bırak†dedi. O günden sonra kızla dışarıda birkaç defa buluştular kız her buluşmalarında sadece arkadaş olabileceklerini sevgili olamayacaklarını söylüyordu. Böylece günler geçti ve bir gün kız Ekrem’in ısrarına dayanamayarak, pes etti “deneyelim†dedi. Çıkmaya başladılar ilk günler çok güzeldi her şey. Ekrem’e her şey tozpembe gözüküyordu. Bir gün kızın bazı davranışları dikkatini çekmeye başladı Ekrem’in; kız onun gibi bakmıyordu, aşk yoktu sanki gözlerinde öpüşü bile değişikti zorla öpüyordu sanki… Beraber geziyorlar, beraber yemek yiyorlar beraber uyuyorlardı bu kadar yakın olup da, aynı zamanda aralarında bir uçurum olması ne kadar garipti. Ekrem’in her geçen gün kafasındaki sorular çoğaldı. Bir süre kızdan uzak durdu çeşitli bahanelerle o gecelerde uyuyamadı düşündü en sonunda “karşılıksız bir aşk benimki ayrılmalıyım†dedi. Kız ayrılmak istemedi ilk baştan ama Ekrem kararlıydı, “alışkanlık seninki alışırsın†diyerek ayrıldı sevdiğinden. Ayrıldıktan sonra Ekrem artık eski Ekrem değildi doğru dürüst ne yemek yiyor ne gülüyordu. Bu sefer her şey çok farklıydı öncekilere hiç benzemiyordu bu kızın verdiği ayrılık acısı… İkisi de gururluydu kimse kimseyi aramadı uzun süre, herkes kendi acısını çekiyordu. Bir gün Ekrem çok kötü oldu damarlarından kan çekiliyordu sanki, nefes zor alıyor içi patlayacak gibi sıkılıyordu telefonuna sarıldı sevgilisini arayarak “çok kötüyüm†dedi. Kız koşup geldi. Kızı görünce Ekrem’in hiçbir şeyi kalmadı çok özlemişti sevdiğini, doya doya sarıldı. O gece kız Ekrem’i yanağından öptü, çok yapmacık geldi bu öpücük Ekrem’e. O da öptü sevdiğini yanağından öptükten sonra “beni öptüğünde şimdi benim öptüğüm gibi “şap†sesi gelmeli, ben böyle öpülmeyi seviyorum†dedi. Kız çok seviyordu aslında Ekrem’i ama istekler söylenmeden bilinmez ki… Bu bir başlangıçtı ve Ekrem istediklerini söylemeye başladı o günden sonra kızda isteklerini söylüyordu artık konuşamadıkları hiçbir konu kalmamıştı, kabullenmişlerdi birbirlerini her geçen gün birbirlerine olan saygıları arttı… Ekrem en sonunda anladı kız gerçekten onu seviyormuşâ€¦O günden sonra çok mutlu bir hayat sürdüler.
|
|
|
| Bende Sonsuz Denilecek 'Dua' Gibi |
|
Yazar: eRCi - 11-28-2011, Saat: 10:54 PM - Forum: Aşk (Genel)
- Yorum Yok
|
 |
Ben Bu Gün SöyLeyemediğim Güzel Cümleleri
Yarın SöyLeyebilme İhtimaline Saklıyorum
Karşısına Geçtiğimde Unuttuğum Herşeyi
Bir Gün Gözlerine Cesurca Baktığımda
Yüreğim Onun Dercesine SöyLemek İstiyorum
K o r k u y o r m u y d u m. .
Hayır Korkmak Değildi Bu
Bu Ona Aşık Olabilme İhtimaliydi
Bu Ona Karşı İlk Hissedebileceğim Şeydi AsLında
Bu O kadar Farklı Bir Histi ki
Ne Gözlerine Bakıyordum
Ne Ellerini Tutuyordum
|
|
|
| İdam et bu ayrılığı |
|
Yazar: history - 11-28-2011, Saat: 05:25 PM - Forum: Aşk (Genel)
- Yorumlar (2)
|
 |
Alıntı:Yar Bakma gözlerime öyle Göremezsin orada savaştan öte bir şey Okunmaz bende mutluluğun izi Saçlarımdan süzülür ayrılığın tadı Gitmeler yer tutmuştur yüreğimde, hasret delip geçmekte ruhumu
Ve aklım terk etti beni, senin ardından
Yar Susma bana öyle , bir şey de Gel de geleyim, git de gideyim Ama batırma içime bu sessizliği
Şimdi hangi şehre sığınırım, hangi kapılarda bulurum izini
Hayat küsmüş, seninle basıyor üstüme, ölüm uzuyor içimdeki yollara Ve ben yavaş yavaş düşüyorum gidişine astığın uçuruma Şimdi ne okunur, ucuna kan bıraktığın dudağımda Gözlerime yuva yapmış hüzün kırıkları, bata çıka yaşıyorum bu koca yalnızlığı En keskin susmalarda öldürdün beni, harflerimi de adıma gömdün Kara yazılarda okudum hikayemi
Duvarlarda çürüdü parmak uçlarım Soğuk bir hücre ayazına gömdüm, yüzümde açan gölgeni
Yar Durma öyle uzakta, öteden estirme ayrılık rüzgarını Hazan değdirme yaralarıma Şimdi yalvarışlar dizilmiştir gözlerime, yüzüme bir bıçak gibi bakma! Vurma içime bu soğuk sabahı Unut gecenin en derin yaralarını Varlığınla ört yüreğimi, uykuma geçit ver Solgun düşler derledim yarına, aklımda büyüttüm ismini
Yokuşlara dayanmaz ömrüm, idam et bu ayrılığı
Yol ver gideyim, içimin en titrek yanına seni nöbet bileyim Hem daha mı çok benden kanayan yaraların ? Bir yol ver, bir şey de ama susma!
İniltisinden durulmaz yoksa bu ayrılığın Ve dokunmaz ellerim sana, sen aldırmasan da
Gözlerindeki kor acıtmasın yüreğimi, ben unuttururum varlığımı
Yar Yakma bu sonbahar düşkünü hayatımı, gömerim geçmişe adımı Ama bitmesin bu ayrılığın son mısraları Çünkü bu; yarası içinde saklı bir bedenin son duaları

|
|
|
| Muhammed suresi 2. ve 3. ayetlerin bizlere uyarıları. |
|
Yazar: halukgta - 11-27-2011, Saat: 04:11 PM - Forum: İslam
- Yorumlar (2)
|
 |
Bizler ne yazık ki inancımızı, imanımızı Rabbin rehberine bizzat müracaat etmek yerine, aracı koyarak bir başkasından İslam ı öğrenmenin, daha doğru olduğuna inandırılmışız. Çünkü bizlerin Rabbin kelamını okuduğumuzda anlayamayacağımız öğretilmiştir.
Böyle olunca da Kur’an a müracaat edeceğimiz yerde, bizlere önerilen ve her mezhebin farklı fıkıh kitaplarına yönlendirilerek, İslam ı yaşamamız sağlanmıştır. İşin kötüsü her mezhep kendi fıkhını yarattığı içinde, Rabbin rehberliğinden uzaklaşan bizler, hangi kapıya sığınacağımızın telâşesin de, imanımızı yaşar olmuşuz.
Allahın bizleri, Kur’an ın ipine sarılın davetini hatırlatanlara da, sen onca âlimi devre dışımı bırakıyorsun, sen onlardan daha mı akıllısın, türünden sert cevaplar verilmektedir. Hâlbuki unutulan en önemli konu ise Rabbin rehber olsun diye gönderdiği, açık ve anlaşılır olduğunu da özellikle belirttiği halde, Kur’an ı yeterli görmediğimiz gözden kaçmakta, beşerin kitaplarının dini, İslam ı açıklayabileceğini söyleyerek, Kur’an ın yerine koyduğumuz beşerin kitaplarıyla, Rahman a yaptığımız saygısızlığın farkında bile olamıyoruz.
Allah ın hadi bir benzerini getirsinler, dediği kitabın açık olmadığını ve herkesin anlayamayacağının söylenmesi, sizce günahların en büyüğü değil de nedir?
Rahman sizleri bu kitaptan sorumlu tutacağım dedikten sonra, acaba bizlere yemin ederek kolaylaştırdığını söylediği kitabı, tam tersini yapıp, anlaşılması zor yaparak, bizleri zor anlaşılan bir kitaptan mı hesaba çeker? Birazcık düşündüğümüzde yaptığımız saygısızlığın farkına varmak, sanırım zor olmasa gerek. Yeter ki Rabbin rehberinin ışığından, güneşinden istifade edebilelim. Eğer bu çabamızın önünde, beşerin aydınlatmayan el lambası varsa, asla gerçekleri göstermeyeceğini gözlerimize perde indirip, gönüllerimizi mühürleyeceğini söyleyen Rabbim e artık kulak verelim.
Sizlere aşağıda Muhammed Suresi 2 ve 3. ayetleri hatırlatarak, üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum. Aşağıda yazdığım ayetler, peygamberimiz devrinde ona inanan ve inanmamakta ısrar eden toplumun, dikkatini çekmek adına indirilmiştir. Ayetlere çok dikkat edelim ve sözcüklerin üzerinde iyice düşünelim. Önce ayetleri yazalım.
Muhammed 2: İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
3. Bunun sebebi, inkâr edenlerin batıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatır.
Muhammed suresi 2. ayette Rabbim iman edip yararlı işler yapanların ve çok dikkat edelim, bakın daha sonra ne diyor?
(Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların…)
Burada özellikle dikkat çekilene dikkat edelim. Rabbin günahlarını affettiği ve hallerini düzelttiği insanların nereye inandığını söylüyor?
(hak olarak Muhammed'e indirilene..)
Peki, bize böylemi öğrettiler? Kur’anda her şey yoktur, O özet bilgidir demediler mi? Önümüze Kur’an yerine, ciltlerce dolusu beşerin kitaplarını koymadılar mı? Demek ki bize öğretilen ile Rabbin sözleri arasında çok büyük farklar var. Allah hem gönderdiğim kitaba inanın diyecek, ama O kitapta her şey olmayacak ve anlaşılması zor olacak öylemi dostlar? Bu sözlere inanmakla, nasıl büyük bir hata yaptığımızı, sanırım mahşerde hesap günü fark edeceğiz. Çünkü gözlerimiz kapalı, gönüller taş gibi iman eder olmuşuz. Allah bizleri affetsin.
Şimdide ayetin devamında, aslında iman etmeyen inkâr edenlere bir sesleniş var. Fakat sanırım buradan bizler günümüzde de çok büyük dersler çıkarmalıyız. Bakın Rabbim ne diyor iman etmeyenlere?
(Bunun sebebi, inkâr edenlerin batıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır.)
Rabbim e şükürler olsun bu kadar açık sözleri de anlayamıyorsak, önce elimizi başımızın arasına koyup çok iyi düşünmeliyiz. Bakın Allah hiç iman etmeyenlerin inandıklarına nasıl işaret ediyor ve ne diyor?
(inkâr edenlerin batıla uymaları.)
İman edenler için ne diyor burası çok önemli.
(inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır)
Rabbimden gelen hakkın da Kur’an olduğunu ayetin başından anlıyoruz.
Şimdide inkâr edenler ve iman etmeyenler için Rabbim nereye iman ediyorlar diyordu?( inkâr edenlerin batıla uymaları.) Burada bahsedilen batıl ne olabilir sizce? Elbette emin olmadığımız bilgi ve sözler. Emin olunan bilgi ise elbette KUR’AN. Ya da Kur’an ın onayından geçmeyen sözlere de batıl diyebiliriz. Burada bahsedilen batıla inananlar, Allah ı inkâr edenler değil. Allah ın gönderdiği kitapları yeterli görmeyip, hakka batıl katanlardır.
Peygamberimizin bizlere Kur’an ile hükmetme görevi aldığı, birçok ayette açıkça belirtilmiştir. Peygamberimiz Kur’an dışına asla çıkmayacağına göre, onun sözüdür diye nakledilen her bilgiyi Kur’an süzgecinden geçirip öyle kabul etmeliyiz. Eğer peygamberimizin ümmeti olduğunu söylüyorsak, onun yolundan gittiğimizi iddia ediyorsak, ona saygı duyuyorsak, bunu mutlaka yapmalıyız.
Onun adına uydurulan hurafelere inanmayarak, peygamberimize karşı sevgimizi, saygımızı göstermeliyiz. Bu ayetten çıkarmamız gereken en önemli ders, peygamberimiz devrinde yalnız Kur’an ı yeterli görmeyip iman etmeyerek, atalarından gelen inançlardan vazgeçmeyenlerden bahsedilmektedir. Kur’an da atalarının hurafe inançlarından vazgeçmek istemeyenlere karşı, büyük ikazlarla doludur. Allah hakka batıl karıştırmayın derken, Rabbin ne anlatmak istediğini, lütfen dikkatle düşünelim.
Günümüzde Kur’an ın hiç bahsetmediği, hüküm vermediği bir bilgiyi, şüphe etmeden peygamberimizin sözüdür dediklerinde, alıp kabul edersek, sanırım peygamberimizin devrinde hurafelere iman edenlerle, Allah korusun aynı hataya düşmüş olmuyor muyuz? Çünkü bakın bir hadisinde bizleri nasıl uyarıyordu hatırlayalım peygamberimiz. Bu örneği birçok kez verdim yazılarımda, çünkü ders alınacak ve üzerinde dikkatle düşünmemiz gereken bir uyarısıdır bizlere.
(Benden sonra, benim adıma söylenecek çok söz duyacaksınız, Bu sözleri KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ ki, benim sözüm olup olmadığı hakkında delalete düşmeyesiniz. Her kim ki, ben söylemediğim halde bu sözü peygamber söyledi dese BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN.)
İşte bizler bu kadar güzel ve asil bir peygamberin takipçileriyiz, şükürler olsun Rabbim e. Sizlere son olarak bir ayet daha hatırlatmak istiyorum. İman etmekte zorlanan insanlara hitaben yazılan bu ayetten, sanırım bizler günümüzde daha çok ders almalıyız. Kur’anı herkez anlayamaz, onu veli insanlar anlar diyenlere de, güzel bir cevabı sanırım Rabbim onlara veriyor.
Muhammed 24: Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler üzerinde o kalplerin kilitleri mi var?
Rahman iman etmeyen, ya da iman etmekte zorlanan topluma bakın ne diyor? Kur’anın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Demek ki düşündüğünüzde anlaşılması zor bir kitap değil, anlaşılabilecek bir kitapmış. Fakat bizler sanırım Kur’an ı anladığımız dilden hiç okumadığımızdan, bunun farkına bile varamıyoruz. Ya ayetin devamındaki sözlere ne dersiniz? Ben buna yorum yapmak istemiyorum. Kalplerinde mühür olmayanlar hemen Rabbin ne söylediğini anlayacaktır.
(Yoksa kalpler üzerinde o kalplerin kilitleri mi var?)
Dilerim Rabbimden kalpleri mühürlenmeyen, gözlerine perde inmemiş kulları arasına, bizleri de Rabbin alması dileklerimle.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|
|
|
|