:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,691
» Son Üye: orhand
» Toplam Konular: 98,518
» Toplam Yorumlar: 1,065,494

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 397 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 394 Ziyaretçi
Bing, GoogleBot, Yandex

Son Aktiviteler
Acemhe'den :P
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: ÇiLeK
06-18-2025, Saat: 11:21 AM
» Yorumlar: 1,421
» Okunma: 78,153
Gidene Mi Zor Kalana Mı ?
Forum: Kişisel Aşk Yazıları
Son Yorum: Gü-lŞ«m-se
05-27-2025, Saat: 09:56 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 317
Türk Askeri Çanakkale'de ...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 01:07 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 383
Bıktım Artık Yalnızlıktan...
Forum: Aşk Hikayeleri
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 186
Papağan İle Zürafa - Serd...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 105
Oğlak İle Kartal - Serdar...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 51
Zübeyde Hanım Doğumevi - ...
Forum: Hikaye Uydurma Bölümü
Son Yorum: Serdar102
05-05-2025, Saat: 12:48 PM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 253
ÖYLESİ'NE...
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: SunSet
03-26-2025, Saat: 01:27 PM
» Yorumlar: 10
» Okunma: 824
Ben Serdar Yıldırım. Bu g...
Forum: Sen Yenisin Galiba ?
Son Yorum: Serdar102
03-12-2025, Saat: 11:38 AM
» Yorumlar: 3
» Okunma: 374
Ya Atatürk Olmasaydı? - S...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
03-11-2025, Saat: 07:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 245

 
  Kadir gecesi
Yazar: history - 08-14-2012, Saat: 10:31 PM - Forum: Özel Günler ve Kutlamalar - Yorum Yok

580953_10151049777576262_1770729963_n.jpg
Tüm arkadaşlarımın Mubarek Kadir gecesini kutluyorum,tüm duaların kabul olması dileğiyle...

Bu konuyu yazdır

  İnfertilite Tedavisinde Akupunktur Mucizesi
Yazar: Sağlı@k ve Yaşam - 08-14-2012, Saat: 03:52 PM - Forum: Sağlık - Yorum Yok

infertilite-tedavisinde-akupunktur-mucizesi.jpg
Bilimsel çalışmalar stresin infertiliteye neden
olabileceğini; infertilitenin ve bu süreçte yaşananların da depresyona
ve anksiyeteyi tetiklediğini göstermektedir. Bu süreçte uygulanacak
akupunktur, anne adayının kaygılarını, korkularını ve stresini azaltarak
daha huzurlu, rahat ve sakin bir tüp bebek süreci geçirmesine katkı
sağlamaktadır.


Dr. Hasan Ali Nogay


Akupuntur uzmanı





İnfertilite (Kısırlık) tedavisi, aynı anda birçok mesele ile uğraşmayı
gerektiren bir tedavi sürecidir. Bu dönemde yaşanan stresin
infertiliteye neden olabileceği; infertilitenin ve bu süreçte
yaşananların da depresyona ve anksiyeteyi tetiklediği yapılan
araştırmalarla ortaya konuldu. Bu aslında yumurta – tavuk hikayesi gibi…
Stres bir yandan gebe kalma ve sürdürme olasılığını azaltırken, diğer
yandan çocuk sahibi olamamak da stresi artırabilmektedir. Yapılan
çalışmalarda, çocuğu olmayan “çifler” ile kanser ve AIDS hastaları
karşılaştırıldığında benzer oranda kaygı ve depresyon görülmüştür.


İnfertilite Süreci Bağışıklık Sistemini Çökertir…


Uzun bir süredir devam eden tüp bebek süreci ve getirdiklerinin stresi
altında olan zihin, beden ve ruh, normal düzenine geri dönmekte
zorlanmaktadır. Böylece bazı kronik ağrılar (migren, sırt, boyun
ağrıları gibi) oluşabilmektedir. Bağışıklık sistemi zayıflamakta ve anne
adayımız hastalıklara daha açık hale gelmektedir.


Uyku problemleri, kronik yorgunluk, öfke, sinirlilik, özgüven kaybı,
kendini yetersiz görmek- kendini beğenmemek ve cinsel isteksizlik ve
cinsellikten zevk almamak gibi sorunlar da ortaya çıkmaktadır.


Son 20 yıldır, ülkemizde de artan uygulamalar ile sıradan bir yöntem
haline gelen “tüp bebek uygulamaları” sürecinde anne-baba adayları ve
hekimleri arasında uzun ve zorlu bir yol arkadaşlığı da başlamış oluyor.


İnfertilite Tedavisinde Akupunktur


Akupunktur, anne adayının kaygılarını, korkularını ve stresini
azaltarak daha huzurlu, rahat ve sakin bir tüp bebek sürecini
geçirmesine anlamlı katkı sağlamaktadır.


Akupunktur, limbik sistemi düzenleyici etkisi ile anne adayının stresle
başa çıkmasına- zihinsel ve bedensel olarak dengesini sağlamasına
-destek olmakta; ve antidepresan etki göstermektedir. Bu süreçte aslında
çiftler birlikte tedaviye alınmalıdır. Çünkü sadece stresin bile sperm
kalitesi ve hareketliliğini ne kadar olumsuz etkilediğini biliyoruz.
Ayrıca akupunktur, rahme giden kan akımını artırarak rahim kasılmalarını
azaltmakta ve embriyonun rahme tutunması için uygun ortam
oluşturmaktadır.


Bununla beraber kadının sadece kaygıları, korkuları değil hormonal
dengesizlikleri (kistik gelişimler, cerrahi müdahelelerin yan etkileri,
enfeksiyonlar vb.) tamamen düzeltilmeden iyileştirme mümkün
olmamaktadır. Yani aslında, tüp bebek protokolleri öncesinde,
“mental-psikolojik-fiziksel” bozucu alanlarının tedavisi, asli görevimiz
olan “iyileştime” yi mümkün kılmakta ve akupunktur, “başarıyı
artırmaktadır”.


Akupunktur Nedir?


Fonksiyon bozukluklarını ya da hastalıkları iyileştirmek ve vücut
dengesinin yeniden oluşturulması için vücutta belirli özel noktalara
iğne batırılarak uygulanan bir tedavidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
tarafından kabul gören ve olumlu sonuçları kanıta dayalı tıpla
ispatlanmış bilimsel bir tedavidir.


Bütün canlılarda, fonksiyonel bozukluklarını onarmaya ve hastalıklarını
kendi kendine yenmeye yönelik bir savunma mekanizmaları vardır. Örneğin
bir kemik kırıldığı zaman kemik uç uca getirilerek sabitlenir yani
atele alınır ve iyileşmesi beklenir. İşte bu canlının kendini
iyileştirme gücüdür. Vücutta varlığı binlerce yıldan beri bilinen bazı
noktaları uyararak sözedilen bu "biyoregüler güç" harekete geçirilir ve
kişi kendisinin bu mükemmel gücü sayesinde iyileşir.


Akupunktur Etkisi Nasıl Gerçekleşir?


Akupunktur noktası uyarılınca buradan başlayan lokal hücresel uyarılar
sinirsel iletişim yoluyla beyine ulaşır, beyinden de ilgili organlara
gönderilir. Böylece vücudumuzda zaten varolan kimyasal maddeler,
hormonlar, enzimler salgılanır ve bazı biyokimyasal-hücresel
değişiklikler olur. Bu değişim süreci, olması gerektiği düzeyde kalır.
Yani hiperfonksiyon veya hipofonksiyon oluşmaz. Çünkü organizmamız
“Dengeye” programlanmıştır. Özellikle limbik sistem üzerindeki etkisi
ile strese karşı dayanıklılığımızı artırmaktadır. Akupunkturun stresi
azaltıcı ve antidepresan etkisi pek çok araştırmada gösterilmiştir.


Vücut akupunkturuna ek olarak anne karnındaki cenini temsil eden
“kulak akupunkturu” ile varlığı binlerce yıldan beri bilinen belirli
noktalar uyarılır. Böylece, vücudumuzun "kendini iyileştirme gücü"
harekete geçirilerek iyileşme sağlanır. Tıpkı bir kemik kırıldığında
kemik parçalarının, uç uca getirilip sabitlenerek 4-6 haftada
kendiliğinden iyileşmesi gibi.


İnfertilite Tedavisinde Farklı Uygulamalar Var mı?


Aslında bu aşamadan önce “çifler” ve/veya anne adayları, genel
sağlıklarının iyileştirilmesi ve hazırlık için tedaviye alınmalıdır.
Özellikle birkaç kez başarısız denemeleri olan adaylarda, “Bozucu alan”
tedavi yaklaşımı ile 4 haftalık bir ön hazırlık son derece faydalı
olacaktır. Yine de 3.-4. günlerde başlayan “Tüp Bebek Merkez”
ziyaretleri ve tahlil sürecinde ilk seansların başlaması başarı şansını
artıracaktır.


Bununla birlikte, bazı yurtdışı merkezlerde olduğu gibi ilk seans
akupunktur, 3.-7. günlerde, follikül gelişimi ve endometrium
kalınlığını artırmak ve anne adayının stresini azaltmak için de
uygulanabilir.


İkinci seans, yumurta toplanmasından hemen sonra post-op stresin
azaltılması, bulantı-kusma ve nekahat döneminin huzurlu geçmesi, karının
rahatlaması ve yine endometriumun gelişimine destek olmak için
uygulanabilir.


Üçüncü seans, embriyo transferinden önce veya hemen sonra uygulanabilir.


Dördüncü seans, transferden sonra 3.-7. günlerde (embriyonun uterusa
doğal olarak yapışıp tutunması-implantasyon-için) uygulandığında gebelik
oranlarını artırdığını biliyoruz.


Biz transfer sonrasında da (11-15 günlük; STRESiN PİK YAPTIÄžI bekleme döneminde ) anneye, en az 1 ya da 2 defa AKUPUNKTUR ile destek olmanın faydalı olduğunu görüyoruz.


Eğer, anne adayımızın daha önce mesela 8. Haftada ya da 22. Haftada bir
kaybı söz konusu ise, bu süreyi bir “eşik değer” olarak kabul ederek,
akupunktur desteği ile o haftaya beraber ulaşmayı hedefliyoruz


İnfertilite Tedavisinde Akupunktur’un Etkileri:


• Rahim kan akımını artırır, endometriumu (rahim içi dokusu) iyileştirir.


• GnRH, FSH, LH (üreme) hormonlarını düzenler, doğal yumurta gelişimini sağlar.


• Overlerin (yumurtalıklar) dengeli uyarılmasıyle yumurta kalitesini artırır.


• Tedavi sürecinde stresi, kaygı ve endişeyi azaltır.


• Rahim kasılmalarını azaltarak embriyonun tutunmasını sağlar.


• Bağışıklık sistemini dengeleyerek düşük tehlikesini azaltır.


• Hormonal tedavinin yan etkilerini azaltır.


Bu konuyu yazdır

  Doğal beslenme
Yazar: history - 08-12-2012, Saat: 03:35 PM - Forum: Komik Resim ve Karikatür - Yorumlar (2)

23603_3090_12082012_5.jpg

Bu konuyu yazdır

  Maide 13 ve 14. ayetleri görmezden gelenlere.
Yazar: halukgta - 08-11-2012, Saat: 02:38 PM - Forum: İslam - Yorumlar (1)

Kur’an ı anlayarak birkaç kez okuyan bir Müslüman, onun aydınlık nuruyla aydınlanacak ve Kur’an ın gerçeklerini görecektir. Eğer anlamını bilmeden okuyor, üzerinde hiç düşünemiyorsak, işte o zaman Rabbin nurundan, güneşinden de, istifade edemiyoruz demektir. Çünkü Allah ayetlerin üzerinde, özellikle bizlerin düşünmesini ve aklımızı kullanmamızı emreder.

Allah Kur’an ı sizlere rehber, yol gösterici olsun diye gönderdim diyor da, onu anlayarak okuyup, üzerinde düşünen kullarının, gönül gözlerini açacağı müjdesini veriyorsa, bizlere düşen Rabbin rehberini bilerek, anlayarak, düşünerek okumak olmalıdır.

Allah Kur’an ın yarısından fazlasında verdiği, kıssadan hisseler ve örneklerle, bizlere nasıl yaşamamız gerektiğini, geçmiş toplumların yaptığı hataları örnekler göstererek anlatmıştır. Bunu yapmasının nedeni, aynı hataya bizlerinde düşmemesi içindir. Geçmiş kavimlerin yaptığı yanlışların sonunda, Allah ın bu toplumlara verdiği cezalardan da örnekler vererek, ibret almamızı sağlamıştır.

Bizler Kur’an ın verdiği örnekleri, ne yazık ki hikâye dinler gibi dinleyip, o günkü yanlış olayların, bizlere hitap ettiğinin de, farkında değiliz. Daha açıkçası bizler günümüzde, Allah ın ayetlerinde verdiği örnekler, kıssalar sanki o devrin toplumuna has indirilmiş gibi, verilen örneklerden hiç üzerimize alınmıyoruz bile.

Hatta bazen bizler, Allah ın o devrin toplumuna, atalarının sanı ve rivayetlere dayalı itikatlarından vazgeçmeyenlere, Araf suresi 185. Ankebut 51. ayetinde seslendiği aşağıdaki uyarıları, bugün görmezden gelenler, üzerine alınmayanlar, acaba Kur’an dan ne derece istifade ediyor olabilir?

— Peki, bu Kuran'dan sonra hangi söze iman ediyorlar.

— Karşılarında okunup duran bir kitabı, sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?

Gerçektende bizler, Kur’an dan gereği gibi istifade edemiyoruz. Çünkü onu anlamak için çaba göstermiyoruz. Anlamını bilmeden okumanın yarışlarını yaptığımız gibi, anlamadan okuyanların kulaklarına ve nefislerine hoş gelmesi adına, onu makamla okuyoruz. Hâlbuki Allah bizlere, Kur’an ı nasıl okumamız gerektiği konusunda, birçok öğütler vermiştir.

Kur’an dan istifade edebilmek için, önce anlayarak ve üzerinde düşünerek okumamız gerektiği anlatılır. Kur’an ne bir şiirdir nede masal kitabıdır. Kur’an bir öğüt, yol gösterici ve ilim rehberidir. Onu yavaş yavaş, düşünerek okumamız öğütlenir Kur’an da. Onun içinde bölüm bölüm, zamana yayılarak indirilmiştir.

Sizlere bu yazımda, Allah ın bizlere ibret olsun diye örnekler vererek, Yahudi ve Hıristiyan toplumlarının yaptığı yanlışları anlatan, ayetleri hatırlatmak istiyorum.

Geçmiş kavimler, Allah ın elçilerine ve gönderdiği kitaplarına, o devirde uyacaklarını, onun dışına sapmayacaklarını Allah a vaat etmiş, sözler vermişlerdi. Fakat daha sonra bu toplumlar sözlerinde durmayıp, Allah ın apaçık söylediklerinin tersine nasıl hareket ettiklerini, gönderdiği rehber kitaplardan nasıl saptığını, Kur’an da örnek vermesi ve bu yanlışları yapan toplumları nasıl cezalandırdığını, birlikte hatırlayalım. Hatırlayalım ki, aynı yanlışı bizlerde yapmayalım, eğer yapıyorsak da farkında olalım ve vazgeçelim.



MAİDE 13-Sonra bu sözleşmelerini bozmaları yüzünden, Biz onları lanetledik ve kalplerini kaskatı ettik. Onlar, kelimeleri yerlerinden oynatarak değiştirirler, uyarıldıkları gerçeklerden paylarını almayı unuttular. İçlerinden pek azı dışında, onlardan sürekli bir hainlik görürsün, yine de sen, onları affet ve aldırma! Çünkü Allah, iyilik yapanları sever.


14-Ve: 'Biz Hıristiyanlarız' diyenlerden kesin söz (misak) almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. Böylece biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık. Allah, yapa geldikleri şeyi onlara haber verecektir.


Allah o kadar güzel örnekler veriyor ki Kur’an da, anlayana anlamak isteyene elbette. Bu iki ayet bizlere, günümüzde yaptığımız yanlışları, yüzümüze bir tokat gibi vuruyor, ama anlayan nerede?

Allah Yahudilerin, yaptığı çok büyük yanlışa dikkat çekerek, bizim gönderdiğimiz kitabı zamanla devre dışı bırakarak, büyük çoğunluğu gönderdiğimiz kitapta hüküm verdiklerimizin anlamlarını değiştirip, kendi hurafe inançlarının peşi sıra gittiklerini söylüyor. Maide 13. ayetinde elçisine seslenerek, bunları yapanları da sen yinede affet ve onlara aldırma tebliğine devam et diyor Yaradan.

Maide 14. ayette de, Hıristiyanların yaptığı yanlışlara örnek vererek, onlardan da söz aldığımız halde, onlarda zamanla gönderdiğimiz rehberin dışına çıktılar ve kitabı unuttular diyor.

Şimdi gelelim bu sözlerinde durmayıp, Allah ın rehberinin dışına çıkanlara, onu yeterli görmeyip atalarının rivayetlerinin ardı sıra gidenlere, Allah dışında Veliler edinenlere karşı, Allah ın verdiği cezalara bakalım. Çünkü burası çok önemli. Bakın Allah Rabbin rehberinin dışına çıkanlara, nasıl cezalar vermiş.


— Biz onları lanetledik ve kalplerini kaskatı ettik.

— Böylece biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık.


Yüce Rabbim bizleri affet. Çünkü biz senin verdiğin bu ve buna benzer birçok örnekten hiç ders almadığımız gibi, aynı hataları bugünde bizlerin çoğunluğu ne yazık ki yapıyor. Hatırlarsanız yukarıda ki ayette, içlerinden pek azı dışında bu hatayı yaptıklarını Allah söylüyordu. Evet, bugün bizlerinde pek azımız dışında, aynı hatalar yapılmaktadır.

Geçmiş toplumlarda, bu hataları yapanlara Rabbin verdiği cezalar, elbette bugünde aynı hataları bizler yaptığımız için, bizlerin üzerine de olması kaçınılmazdır. Yani Allah ın rehberinin dışına çıkıp, onu anlaşılması zor ilan edip, beşerin kitapları, rivayetleri peşi sıra gittiğimizde, Kur’an da hükmü olmadığı halde, bunlarda Allah katındandır diyenlere inandığımızda, Allah ın laneti elbette üzerimize olacaktır. Kalpler kaskatı, toplumlar birbirine düşman kesilmiş, kendi din kardeşini bile öldürmekten çekinmeyen, birbirine kin ve nefret duyan toplumlar olmamız kaçınılmazdır.

İslam toplumlarının bugünkü halini düşündüğümüzde, Allah ın kitabına yaptığımız saygısızlığın, Kur’an ı devre dışı bırakmanın cezasını çektiğimizi, Allah ın bizleri nasıl cezalandırdığını görebilirsiniz.

Çünkü bizler, tıpkı bizden önceki ehli kitap gibi, Allah ın rehberinden saptık. Sözlerini değiştirdik, anlamlarını kaydırdık. Onu sen alayamazsın diyerek, Kur’an ı anlayarak okumalarını, üzerinde düşünmelerini engelledik. Yani Allah ve Kur’an ın arasına, emin olamayacağımız kişileri soktuk. Kur’an ın önüne perde çektik. Böylece akıl ve Kur’an devre dışı kaldı, beşerin kitapları dinde yerini aldı, topluma hükmetti.

Şimdide aşağıdaki ayeti anlamaya çalışalım.

MAİDE 15-Ey kitap verilenler, şimdi size, kitabınızın gizlemekte olduğunuz birçok yerlerini sizlere açıklayan birçoğunu da geçiveren Peygamberimiz geldi. İşte size Allah'tan bir nur, bir parlak kitap geldi.


Hâlbuki Allah, elçisi kanalıyla Yahudi ve Hıristiyanlara yaptıkları yanlışları hatırlatarak, sizlere daha önce gönderdiğim kitaplardan gizlediklerinizi, unuttuklarınızı, uygulamadıklarınızı hatırlatan, açıklayan hatta bazı hükümleri de sizler için kaldıran Allah ın ayetlerini tebliğ eden, peygamberimizin getirdiği KUR’AN IN geldiğini anlatıyor o günkü topluma. Ayetin son cümlesi üzerinde lütfen dikkatle düşünelim.


İşte size Allah'tan bir nur, bir parlak kitap geldi.


Yahudi ve Hıristiyanların yaptığı hatalar yüzünden, Allah ın onları nasıl cezalandırdığını, yukarıdaki ayetlerde apaçık gördük. Elbette bizler tüm bu ayetlerden hiç ders almadığımız içinde, aynı hataları daha da ileri götürerek yaptık ve yapıyoruz.

Allah peygamberimiz yoluyla, o günkü tüm Ehlikitaba seslenerek, sizlere bir nur ve parlak bir kitap, rehber indirdim dediği halde, bizler bu nura karşı öyle saygısızlıklar yaptık ve yapıyoruz ki, Allah ın lanetinden bu gidişle kurtulmamız pek mümkün olmayacak görünüyor.

Bizden önceki ehli kitabın yaptığı hataları, bizlerde yapıyoruz. Onların hatalarını düzeltmeleri için Kur’an ı gönderdiğini söyleyen Rabbin sözlerini hiç anlamadık, anlamakta istemediğimiz görülüyor. Elbette bunu yaptığımız için de aynı kaderi paylaşıyor ve Rabbin lanetini kazanıyoruz.

Bizler Allah ın gönderdiği nuruna, aşağıdaki saygısızlığı yaptığımız sürece, İslam toplumu içinde bir birine karşı, kin ve düşmanlık asla bitmeyecektir.

- Kur’an her konuda açıklama yapmaz, özet bilgiler verir.
- Kur’an ı herkes anlayamaz, âlim ve veli insanlar anlar.
- Kur’an her dile çevrilemez.
- İslam ı doğru anlamak istiyorsanız, fıkıh kitaplarından öğrenebilirsiniz.
- Velisi olmayan İslam ı doğru anlayamaz ve cennete gidemez.


İşte bu düşünce ve fikre bizlerde inandığımızda, bizden önceki Ehlikitabın yanılgısına düşmüş oluruz. Onlarda Rabbin rehberine, nuruna aynı yakıştırmaları, saygısızlıkları yaptığı içindir ki, yoldan çıkarak Allah tarafından cezalandırıldılar.

Elbette bizlerde Allah tarafından cezalandırılıyoruz, ama farkında bile değiliz. Bizden önceki Ehlikitabın yanlışlarını, bizlerde yaptığımızı kendimize ne yazık ki itiraf edemiyoruz.

Allah geçmiş kavimlerin çoğunluğunun, Allah ın gösterdiği yoldan saptığını söylerken, içlerinden çok azının, doğru yolda çaba harcadıklarından bahsediyor. Hatta Enam suresi 116. ayetinde bizleri uyararak bakın ne söylüyor.

(Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.)


Bizler sanıya, rivayetlere değil, Allah ın nuruna, güneşine, rehberine uymalıyız, sarılmalıyız ki, kurtuluşa erebilelim. Böylece Rabbin gerçekten iman eden, O azınlık olan Halis kullarından olabilelim.

Azınlık olmak zordur. İtilirsin, kakılırsın, dışlanırsın belki bu âlemde. Ama sabredersen, Rabbin gerçeklerini anlamak adına çaba harcarsan, mutlaka ebedi mutluluğa kavuşursun.

Dilerim Rabbin doğru yolundan giden mutlu, gelecekten umutlu azınlık kullarından oluruz.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

Bu konuyu yazdır

  Saçı Dökülenler Biotin Testine!
Yazar: Sağlı@k ve Yaşam - 08-09-2012, Saat: 02:49 PM - Forum: Sağlık - Yorum Yok

sac-bakimi.jpg
Saçlarınız dökülüyor, kırılıyor ve mat görünüyorsa,
tırnaklarınız kırılıyor ve burnunuzun etrafında egzama oluyorsa nedeni
biotin vitamini eksikliği olabilir! Özellikle aşırı çiğ yumurta
yiyenleri ve sigara içenleri tehdit eden biotin eksikliğine karşı bol
bol süt için, karaciğer, ceviz, tahıllar, soya fasulyesi ve yumurta
yiyin…


Dr. Gökhan Okan


Dermatoloji Uzmanı





Eksikliğinde saç ve tırnaklarda ciddi sağlık sorunlarına neden olan biotin vitamin açısından önemli ve etkilidir.


· Cilt sağlığı için gerekli bir vitamin olan biotin (Vitamin H);
yağ ve karbonhidrat metabolizmasında rol oynayan, suda eriyen bir
vitamindir. Birçok saç ve deri kozmetik ürünlerinin içerisinde bulunur.
Biotin; B7 vitamini olarak da bilinir. Gıdalar yoluyla alınabileceği
gibi bağırsak bakterileri de vücudumuza gerekli olan biotini
sağlamaktadır.


· Biotinin bu kadar popüler olmasının nedeni, saç ve tırnaklara
kazandırmış olduğu olumlu etkidir. Karbonhidrat, protein
metabolizmasında ve diğer vitaminlerin kullanımında gereklidir.Birçok
enzimin yapısına girer. Bu enzimler, gıdaların vücuda yararlı
hale getirilmesini sağlarlar.Saç dökülmesini ve beyazlamasını
yavaşlatır. Cilt sağlığı için gereklidir. Birçok saç ve deri için
kozmetik ürünlerde biotin katkısı vardır. Biotin eksikliği, saç
dökülmesi ve kalite kaybına yol açabilir. Saç kaybı, biotin eksikliğinde
görülen bir bulgudur.


Bebeğinizin Saçlarını Takip Edin


· Biotin eksikliği doğumsal olabilir ya da sonradan gelişebilir.
Doğumsal biotin eksikliği genetik kökenlidir. Vücutta bulunan biotinin
geri kazanılmasında olan bir bozukluk söz konusudur. Diyetle alınan
biotinden vücut faydalanamaz. Bulgular, doğum sonrası ilk aylarda
başlar. Bebeklerde saç dökülmesi, saçlarda kırılganlık, tırnaklarda
soyulma, ekzematöz bulgular bulunurken; ileriki haftalarda nörolojik
bozukluklar buna eklenir. Yeni doğanlarda eksiklik tespit edilip
tedavinin hemen başlanması gerekir. Tedaviye geç başlanması yakınmaların
kalıcı olmasına neden olabilir.


· Erişkinlerde görülen biotin eksikliği çok sayıda nedenle
gelişebilir. Çiğ yumurta tüketilmesi biotin eksikliğinin en önemli
nedenidir. Çiğ yumurtada bulunan bir madde biotinin emilimini bozar.
Yanık hastaları, epilepsi ilaçları kullanan hastalar, gebeler, uzun
süreli antibiyotik tedavisi alan kişiler, yoğun alkol tüketenler ve
lohusalar biotin eksikliği açısından riskli kişilerdir. Yapılan
çalışmalarda yoğun sigara içen kadınlarda biotin yıkımının arttığı
saptanmıştır.


Bir Damla Kanla Biotin Testi


· Biotin eksikliği düşünülen bir vakada, klinik bulgular
önceliklidir. Hekim, hastanın şikâyetleri doğrultusunda biotin
eksikliğinden şüphelenmelidir. Biotin eksikliği tanısını koymanın en
etkili yolu kandan yapılan biotin testidir. Kandaki biotin değeri
ölçümü, eksikliği doğrular. Biotin testi, laboratuarda az miktarda
alınan kandan Vitamin H değerinin ölçümüdür. Eksikliğin derecesi test
sonucunda tespit edilir. Eksiklik hafif, orta şiddet ya da şiddetli
olarak raporlanır. Eksikliğin derecesine göre tedavinin dozu ve süresi
düzenlenir.


· Çocukluk çağı biotin eksikliklerinde enzim düzeylerine
bakılır. Enzim eksikliğinden kaynaklanan biotin eksikliklerinde tedaviye
hemen başlanmalıdır. Tedaviye yüksek doz biotin ile başlanılmalı,
biotin değeri normale dönünce doz düşürülmelidir. Erişkinlerde olan
biotin eksikliklerinde ise öncelikle biotin eksikliğine neden olan sebep
varsa o ortadan kaldırılmalıdır. Daha sonrada medikal tedavi başlanır.


Erken Teşhis Etkili Tedavi


· Düzensiz beslenen ve biotin metabolizmasındaki sorundan dolayı
ihtiyacın fazla olduğu kişiler aralıklı olarak takip edilmelidir.
Biotin eksikliği daha çok dermatoloji ve pediatri hekimlerinin
karşılaştığı bir durumdur. Teşhisinin erken konulup tedavinin çabuk
başlanması yakınmaların çabuk ortadan kalkmasına neden olur.


Bu Belirtiler Varsa Biotin Vitamininiz Eksik Olabilir!


· Biotin eksikliği; cilt, saç, tırnak, sinir sistemi ve
bağırsaklar üzerinde kendini gösterir. En sık dermatolojik bulgular
görülür.


· Saç dökülmesi, saçlarda mat görüntü, kırılma ve ekzematöz
yakınmalar biotin eksikliğini düşündüren önemli dermatolojik
şikayetlerdir.


· Saçlarda kalite kaybına yol açar. Saçlar hacimsiz görünür.


· Tırnaklarda kırılmalar, soyulmalar görülür.


· Yüzde, özellikle ağız çevresinde ve burun çevresinde ekzematöz bulgular gelişir.


· Ellerde ayaklarda uyuşmalar, kas ağrıları, mide bulantısı ve
iştahsızlık yakınmaları ise çocukluk çağında görülen doğumsal kökenli
biotin eksikliklerinde görülen bulgulardır.


Biotin Eksikliğine Karşı Önleminizi Alın


· Çiğ Yumurtayı Unutun:Çiğ yumurta tüketimi olmamalıdır.


· Antibiyotiğe Dikkat: Yoğun antibiyotik
kullanımı varsa ya antibiyotik değiştirilmeli ya da antibiyotik tedavisi
ile birlikte biotin tedavisi başlanmalıdır.


· Epilepsi İlaçlarına Takviye:Epilepsi tedavisi alan kişiler ya ilaçlarında değişiklik yapmamalılar ya da ilaçlarına ilaveten biotin takviyesi almalıdırlar.


· Beslenmenizi Düzenleyin:Kişiler beslenme alışkanlıklarını biotin bakımından yoğun olan gıdalara yönelmelidirler.


· Karaciğer Ve Ceviz Yiyin:Süt, karaciğer, ceviz, tahıllar, soya fasulyesi ve yumurta; biotin bakımından yoğun olan gıdalardır.


· Fazla Tüttürmeyin:Yoğun sigara içenler sigarayı azaltmalıdır.


· Biotinli Ürün Kullanın:Kullandığınız kozmetik
ürünlerde biotin katkılı olmasına özen gösterin. Birçok saç ve deri
için kozmetik ürünlerde biotin katkısı vardır.


Aşırı Çiğ Yumurta Yiyenlere Kandaki Biotininize Baktırın!


Biotin eksikliğinin tanısında kullanılan biotin testinin gerekli olduğu durumlar:


· Saç dökülmeleri


· Alkolizm


· Büyüme gelişme geriliği olan bebekler


· Ailede biotin eksikliği hikayesi olan kişiler


· Aşırı çiğ yumurta yiyenler

Bu konuyu yazdır

  Bu Yürek Sana Emanet Birtanem..
Yazar: Orhan-38 - 08-09-2012, Saat: 01:42 PM - Forum: Aşk Mektupları - Yorum Yok

Bu yürek benim değil artık sana emanet..Sevginle saracaksın soğuk kış günlerinde üşüdüğünde ısıtacaksın..Hastalandığında gözünün önünden ayırmıyacaksın..Saksıdaki bir çiçek gibi suyunu eksik etmiyeceksin..Sen büyüteceksin onu gonca gül gibi süslüyeceksin..Kederden uzak tutacaksın can özünden bakacaksın..Şimdi kafam rahat biliyorum ki yüreğim emin ellerde..Ben sana verdim yüreğimi gözün gibi bakacağını biliyorum..Şimdi ayrılık vakti bitanem yüreğim sana sen Allaha emanetsin..Ayrılsakta döneceğini biliyorum seni sonsuza kadar bekliyeceğim..Sakın unutma sendeki yüreğin üstüne koydum yüreğimi..

Bu konuyu yazdır

  selam mod arkadaşlar..
Yazar: Orhan-38 - 08-09-2012, Saat: 11:21 AM - Forum: İstekleriniz - Yorumlar (1)

nickimin KaDeRKaTiBi olarak değiştirilmesini istiyorum ama..eğer değiştireirseniz çok sevinirim..selam ve sevgilerle..eğer o nick doluysa Orhan_38 olarakta olur..

Bu konuyu yazdır

  Hey..can...!!
Yazar: Orhan-38 - 08-09-2012, Saat: 10:29 AM - Forum: Seni Seviyorum - Yorum Yok

Bir umudun hikayesi oldun sen bu bedende
Heyyyy CANNNNN !!!!!


unutmak o kadar kolay olmuyor umut olunca
sevmesi ne kadar zor oldu ki unutması o kadar kolay mı
bir ben yaptın yoktan bu bedende
sevgiyle büyüyen varlıgınla nefes alan
kalır mı sanıyorsun sen gidince bu bedende
alır mı sanıyorsun sensiz bir nefes
yeniden varolur mu sanıyorsun baska bir bedende ?

Yanılıyorsun be CAN !
Mümkün olsaydı coktan unuturdu seni
Silerdi bu kalp seni coktannn
yanmazdı yoklugunda sen diye
yanarak varolmazdı bu aşk yoktan
Taşımasaydı bir can yok olurdu aşkın seninle coktannn

Yanılıyorsun be CAN !
sen olmaz desende sensiz bu CAN dayanmaz yokluguna
ölmez bu sevgi sen öldürsende sevgini
bitmez bu aşk sende cevapsız olsa da
ölmez bu CAN sende nefes aldıkça.

Can dedim sana can yanlız CAN.. Heart

Bu konuyu yazdır

  İçim Yanıyor....!!!
Yazar: Orhan-38 - 08-08-2012, Saat: 05:51 PM - Forum: Resimlerde Aşk - Yorumlar (2)

552605_355365024539339_1649321721_n.jpg



Gözlerimde denizler dalga dalga
Kasırgalar yüreğimde;
Vursam başımı dağlar yıkılacak
Hepsinde sen; seni özlüyorum!!!

Hergün kendimi kandırıyorum
Öfkem çekip kılıcını kesip biçiyor
Gururum yakıp yıkıyor,
Dağları deliyorum Ferhat gibi..
Hepsinde sen; seni özlüyorum!!!

Bu fırtına dinmiyor...!!!
Dereler ırmaklar kan kırmızı
Denizi boyuyolar kızıla...
Yüreğim kanıyor Gülüm
Hepsinde sen; seni özlüyorum

Sırtımda yokluğunun ağır yükü
Taşıyamıyorum ben sensizliği

Kalemde isyanlarda, yazmıyor
Kendi kendime vediğim bu savaşı
SENİN ÖZLEMİNİ GÜLÜM

Bu konuyu yazdır

  Bahar Yağmurum..
Yazar: Orhan-38 - 08-08-2012, Saat: 03:58 PM - Forum: Resimlerde Aşk - Yorumlar (1)

402053_355081097901065_1257114705_n.jpg

Ayrılık ölmekmiş bahar yağmurum

Ölüme hergün açık çek yazıyorum. Geldiğinde beni şaşırtamayacağını bilmesini istiyorum. Ben onu, onun beni kabullenmesinden de önce kabullendim. Vazgectiğim andı yaşamaya başladığım an onun gölgesinde yaşamaktan...
Aslı bende, sureti benim düşürdüğüm maskelerde
Cehennem cennet arası köprüde



Ya geçersin ya da düşersin...
Dönüşün yok seçim senin...
Ruhlar topluluğudur soluduğun
İçine çekebildiğin kadardır kalabalık yalnızlığın...




''Gönderilmemiş aşk mektupları''




Bu konuyu yazdır

  Tarih: 06-20-2025, 03:28 PM