Astım Hastalığı Nedir; her 26 kişiden birinin yakalandığı, olduk ça yaygın bir hastalıktır. Akciğerleri etkileyerek so luk almayı güçleştirir. Genellikle aralıklı krizler biçiminde görülür. Krizler, kimi zaman ani olarak gelip, kısa sürede geçerler. Ama kimi zaman sorun, günler, haftalar hatta aylarca sürebilir. Bazı durumlarda astım, yılın belli zamanlarında ya da belli yerlerde gö rülebilir. Üzüntü ya da heyecanın neden olduğu stres ler de, astıma neden olabilir.
Alerjilerin, insan bedeni üzerindeki garip etkile ri, aşağıda ayrıntılı bir biçimde tartışılacak. Bu etki ler konusunda yeterli bilgi edinilmeden önce doktor lar, astıma kaygı ya da stresin neden olduğunu sanı yorlardı. Hastalık sık sık, akciğerlerdeki bronşların il****tihaplanması anlamına gelen bronşitle de karıştırılıyordu. Astım konusunda bilmediğimiz, daha pek çok şey var. Ancak bugün doktorlar astımın, psikolojik ve fiziksel pek çok nedeni bulunduğunu ve her hastada bu nedenlerin farklı biçim ve ölçülerde etkili olduğunu belirlemişlerdir.
Astım krizinde, nefes borusunu ciğerlere bağla yan tüpler daralır. Bu tüplerden, her ciğerde yüzler ce vardır. Büyüklerine bronş, küçüklerine bronşit de nilir. Tüplerin duvarlarında, açılıp kapanmalarını sağ layan kaslar vardır. Tüpler açıldığında hava, bu tüp lerden geçerek ciğerlerdeki alveoli adı verilen minik hava keseciklerine dolar. Her ciğerde böyle milyon larca hava keseceği vardır. Hava, bu keseciklerin in ce duvarlarından geçerek kana karışır. Taze hava ka na karışırken kanda, kan dolaşımı süresince birikmiş olan karbondioksid, nefes borusu yoluyla dışarı atılmak üzere hava keseciklerine doluşur.
Bir astım krizinde bronşit tüpleri, daralarak has tanın nefes vermesini engellerler. Bu, ciğerlerde bi riken karbondioksidin dışarı atılmasını güçleştirir. As tımlılarda görülen nefes darlığı, kirli havayı dışarı at ma çabasından başka bir şey değildir. Tüplerde aynı zamanda aşırı balgam birikmesi, sorunun daha da kö tüleşmesine neden olur. Olağan zamanlarda solunum yollarına giren tozların ve diğer yabancı maddelerin dışarı atılmasına yardımcı olan balgam, tüplerin da ha fazla tıkanmasına neden olur.
Solunum yollarındaki tüpler neden daralır? Tüm kaslar gibi, bu tüplerin açılıp kapanmasını sağlayan kasları da, bu kasların içindeki sinir uçlarının salgı ladığı kimyasal maddeler denetler. İç kaslarımızı, si nir sisteminin iki dalı denetler: Bedeni harekete ha zırlayan sempatik sinirlerle bedenin yavaşlamasını ve sakinleşmesini sağlayan parasempatik sinirler. Gö revi, bedeni harekete hazırlamak olan adrenalin, so lunum yollarını açarak ciğerlere daha fazla hava gir mesini sağlar. Öte yandan parasempatik sinirler, kalp atışlarının yavaşlamasına ve solunum yollarının da ralmasına neden olan asetil kolin adlı bir madde salgılar.
Bronşitlerin daralmasının nedenlerinden biri, asetil kolinin, solunum yollarındaki kaslar üzerinde yaptığı etkidir. Ancak solunum yolarının daralması na ve balgam salgılanmasına neden olan bir başka doğal kimyasal madde vardır. Histamin adlı bu mad de, böcek iğnelerinde bulunur ve bir böcek tarafın dan sokulan herkesin bildiği gibi şişmeye neden olur.
Şişme, hassas dokuların korunmasını sağlar. İyi leşme sürecinin bir parçası olmasına karşın hoşa git mez. Zarar gören alandaki kılcal damarcıkların açılmasını sağlayarak ve kandan hassas dokulara sıvı çe kerek şişmeye neden olan, histamindir.
Astımı olmayan kişiler de içlerine çektikleri ya bancı maddelere karşı aynı tepkiyi göstererek bu maddeleri öksürük yoluyla dışarı atmaya çalışırlar. Astımlıların bu nedenle daha fazla sıkıntı çekmeleri, bazı maddelere karşı aşırı duyarlı olmalarından kay****naklanır. Bir başka deyişle astımlar, alerjiktir.
Belirtilerinin benzerliği nedeniyle sık sık astımla karıştırılan bronşite, alerji değil, solunum yollarının şişmesi neden olur. Şişmenin nedeni iltihap, sigara, toz yutma ya da hava kirliliği olabilir. Nemli ve soğuk hava, bronşitin daha ağırlaşmasına yol açar. İnsan lar, kış aylarında solunum yolları iltihaplarını kapma ya daha yatkındır. Akut bronşit, bir virüs enfeksiyo nunun ciğerlere yayılması durumunda, kronik bron şit ise, uzun süre rahatsızlanan bronşların, zarar gö rerek daralması sonucunda ortaya çıkar.
Astım krizleri, yılın her döneminde görülebilir: An cak astımlıların birçoğu, soğuk ve nemli havalarda da ha az rahatsızlanırlar sıcak ve kuru havalarda kötüleşirler. Havada bahar ve yaz aylarında daha bol bu lunan polene karşı alerjik olan genç astımlılar için bu, özellikle doğrudur. Yaşlıların, aynı zamanda hem as tım ve hem de bronşit olmaları, oldukça sık rastla nan bir durumdur.
Yaşlı astımlıların burunlarında kimi zaman küçük et benleri oluşur. Polip adı verilen bu benler, burnun iç yüzeyini saran hassas ince zarların şişmesîyle oluşur. Koklama yetisinin azalmasına neden olmalarına ve burundan nefes almayı kısıtlamalarına karşın ge****nelde zararsızdırlar. Operasyonla kolaylıkla alınabi lirler.
« Son Düzenleme: 12 Kasım 2009, 09:14:22 Gönderen: sadece güler »
Moderatöre rapor et Kayıtlı
Saygılarımla...
Güler UZUNBAYIR ...
NİL
Ynt: Astım Nedir,
« Yanıtla #1 : 16 Kasım 2009, 23:10:21 »
Tam ortasındayız karakışın. Bir yandan soğuk hava, diğer yandan kent yaşamını tehdit eden kirlilik. Kültürel kirlilikten kurtulma bağlamında, sosyal gereksinimlerimizi kapalı ve havasız mekânlarda karşılama zorunda oluşumuz ise; sanki sorunların katma değeri.
İşte bu sorunlu ve zorunlu koşullar, solunum yollarımızı tehdit eden hastalıklar için elverişli bir zemin oluşturmakta. Bunun içindir ki astım tanısı almış ya da ailesinde astım hastaları olanlar, bu günlerde son derece dikkatli olmak zorunda.
Her astımlı kadar aile ve yakın çevresi de hastalık ve önlemleri hakkında yeterince aydınlanmış olmalı. Ataklar sırasında ve sonrasında kullanılan ilaçların etkileri kadar, yan etkileri konusunda da bilinçli ve soğuk kanlı olmalı.
Nefes darlığı en tipik sorundur astımda. Karakteristiği de nöbetler, yani ataklar şeklinde ortaya çıkmasıdır. Hırıltılı bir solunum, ıslık çalar gibi bir sesle karakterizedir. Böyle bir solunum şekli, aksi ispat edilinceye kadar astım olarak kabul edilir.
Geçmeyen öksürük
Öksürük sık dile getirilen bir yakınmadır. Çoğu kez kuru bir öksürüktür astımda görülen. Ancak balgam da çıkabilir ve çıkarılan balgam ile pek çok hasta rahatladığını ifade eder.
Nefes darlığı olmadan yalnız başına öksürük de bir astım bulgusu olabilir. Gece uyutmayan ya da uykudan uyandıran, pek çok tedaviye rağmen geçmeyen öksürükler bir tür astım olabilir.
Üç haftadan daha uzun süren öksürükler kesinlikle hafife alınmamalı ve ciddi bir şekilde araştırılmalıdır.
Bu arada mide sıvısının yemek borusu ve hava yollarına kaçması ile oluşan ve reflü olarak tanımladığımız durumlarda da öksürük ve astım atakları oluşabilmektedir.
Astım tanısı için beş soru.
1. Gece hırıltı ile uyandınız mı?
2. Gece öksürük ile uyandınız mı?
3. Bir iş yaparken ya da koşarken tıkandınız mı?
4. Şimdiye kadar göğsünüzde hırıltı oldu mu?
5. İstirahat halinde iken, nefesiniz daraldı mı?
Bu sorulardan birine yanıt evet ise, astım üzerinde durmak ve araştırmak gerekir.
Astım dünyada en sık görülen hastalıklardan biridir. Görülme sıklığı da giderek artmaktadır. Gelişmiş ülkelerde daha sık görüldüğü rapor edilmektedir. Sanki gelişmeye bir bedel gibi çoğalmaktadır astım olguları.
Astımı ortaya çıkaran risk faktörleri kişisel ve çevresel nedenlerden oluşmaktadır.
Kişisel nedenler kalıtsal, yani soya çekimsel nedenlerdir. Ana ve babanın her ikisinde de astım bulunması, çocukta görülme oranını %70’ e kadar yükseltmektedir.
Değişik maddelere karşı ailesel duyarlılık ta astım gelişimine zemin oluşturmaktadır.
Erkek çocuklarında kız çocuklarından daha sık görülmekle beraber, ergenlikte kız ve erkek çocuklarında eşit oranda görülmektedir. Erişkinlerde ise kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir.
Şişmanlık riskli
Gerek çocuklarda gerekse erişkinlerde fazla kilo, astımı ortaya çıkartan bir risk olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle fazla kilolarla barış içinde yaşamayı değil savaşmayı tercih etmek daha doğru bir yaklaşımdır.
Gebelikte Parasetamol riski!
Yakın zamana kadar gebelik süresince ateş ve ağrı kesmek amacıyla rahatça kullanılan ya da tavsiye edilen Parasetamol grubu ilaçlar hakkında da ciddi olarak düşünme zamanı geldi. Son çalışmalar gebelikleri süresince Parasetamol kullanan annelerin bebeklerinde, astım tetikleyen solunum rahatsızlıklarının ortaya çıktığını göstermektedir.
Gebelik süresince içilen sigaranın yaratacağı tehlikeden söz etmek bile gereksiz bu sütunlarda. Ancak sigara dumanında 5000’e yakın zararlı madde bulunduğunu bir kez daha anımsamakta yarar var.
Aspirin de pek masum değil!
Bugün tıbbi literatürde aspirine bağlı astım tanımlanmaktadır. Bu nedenle gelişigüzel aspirin kullanmamak gerekir.
Alerjik nedenli olmayan astımlı olguların her 5 kişisinden birinde, aspirin ve romatizma tedavisinde kullanılan ilaçlar sorumlu tuutlmaktadırlar.
Astım tanısında laboratuar ve radyolojik tetkiklerin yanı sıra Solunum Fonksiyon Testleri ile kesin tanı konur. Bu amaçla spirometre adı verilen bir cihaz kullanılır.
Hafif astım atakları bilinçli bir hasta tarafından kendisine sunulan tedavi protokolü ile atlatılabilir. Ancak ağır ve ciddi atakların tedavisi, mutlaka hastane koşullarında yapılmalıdır.
Acil durumlarda tercih edilecek ilk ilaç solunum yoluyla kullanılacak olan salbutamol dür.5 dakika içerisinde etki eder.
Korunma ilkeleri
Bu hastalığın geçici değil yaşam boyu süreceği bilinmeli, bu nedenle birlikte nasıl yaşanması gerektiği kavranmalıdır.
Kirli hava, sigara, kimyasal maddeler ile temasınızı kesiniz.
Her sene ekim ayında grip aşısı yaptırınız.
Öpüşerek selamlaşma alışkanlığından vazgeçiniz, hatta tokalaşmayınız.
Kirli havalarda sokağa çıkmayınız.
Temiz ve açık havada yürüyüş, yüzme, bisiklet sporu yapınız. Ancak dağa çıkmayınız, derin dalmayınız.
Eğer astımınız alerjik ise, alerji yapabilecek etkenlerden uzak kalınız.
Şu 4 ilaçtan sakınmalısınız:
1-Beta blokerler(göz damlaları dâhil)
2-ACE inhibitörü tansiyon ilaçları
3-Aspirin
4-Romatizma ilaçları
Eğer bu ilaçlardan birini kullanmak zorunda iseniz son derece dikkatli olunuz.
Astım tetikçileri
*Ev tozları, polenler, evcil hayvanlar
*Soğuk hava
*Solunum yolu infeksiyonları
*Egzersiz
*Sigara dumanı
*Stresli yaşam
*Kirli hava
*Kokular (Parfüm, oda spreyi)
*Aspirin ve romatizma ilaçları
Alerjilerin, insan bedeni üzerindeki garip etkile ri, aşağıda ayrıntılı bir biçimde tartışılacak. Bu etki ler konusunda yeterli bilgi edinilmeden önce doktor lar, astıma kaygı ya da stresin neden olduğunu sanı yorlardı. Hastalık sık sık, akciğerlerdeki bronşların il****tihaplanması anlamına gelen bronşitle de karıştırılıyordu. Astım konusunda bilmediğimiz, daha pek çok şey var. Ancak bugün doktorlar astımın, psikolojik ve fiziksel pek çok nedeni bulunduğunu ve her hastada bu nedenlerin farklı biçim ve ölçülerde etkili olduğunu belirlemişlerdir.
Astım krizinde, nefes borusunu ciğerlere bağla yan tüpler daralır. Bu tüplerden, her ciğerde yüzler ce vardır. Büyüklerine bronş, küçüklerine bronşit de nilir. Tüplerin duvarlarında, açılıp kapanmalarını sağ layan kaslar vardır. Tüpler açıldığında hava, bu tüp lerden geçerek ciğerlerdeki alveoli adı verilen minik hava keseciklerine dolar. Her ciğerde böyle milyon larca hava keseceği vardır. Hava, bu keseciklerin in ce duvarlarından geçerek kana karışır. Taze hava ka na karışırken kanda, kan dolaşımı süresince birikmiş olan karbondioksid, nefes borusu yoluyla dışarı atılmak üzere hava keseciklerine doluşur.
Bir astım krizinde bronşit tüpleri, daralarak has tanın nefes vermesini engellerler. Bu, ciğerlerde bi riken karbondioksidin dışarı atılmasını güçleştirir. As tımlılarda görülen nefes darlığı, kirli havayı dışarı at ma çabasından başka bir şey değildir. Tüplerde aynı zamanda aşırı balgam birikmesi, sorunun daha da kö tüleşmesine neden olur. Olağan zamanlarda solunum yollarına giren tozların ve diğer yabancı maddelerin dışarı atılmasına yardımcı olan balgam, tüplerin da ha fazla tıkanmasına neden olur.
Solunum yollarındaki tüpler neden daralır? Tüm kaslar gibi, bu tüplerin açılıp kapanmasını sağlayan kasları da, bu kasların içindeki sinir uçlarının salgı ladığı kimyasal maddeler denetler. İç kaslarımızı, si nir sisteminin iki dalı denetler: Bedeni harekete ha zırlayan sempatik sinirlerle bedenin yavaşlamasını ve sakinleşmesini sağlayan parasempatik sinirler. Gö revi, bedeni harekete hazırlamak olan adrenalin, so lunum yollarını açarak ciğerlere daha fazla hava gir mesini sağlar. Öte yandan parasempatik sinirler, kalp atışlarının yavaşlamasına ve solunum yollarının da ralmasına neden olan asetil kolin adlı bir madde salgılar.
Bronşitlerin daralmasının nedenlerinden biri, asetil kolinin, solunum yollarındaki kaslar üzerinde yaptığı etkidir. Ancak solunum yolarının daralması na ve balgam salgılanmasına neden olan bir başka doğal kimyasal madde vardır. Histamin adlı bu mad de, böcek iğnelerinde bulunur ve bir böcek tarafın dan sokulan herkesin bildiği gibi şişmeye neden olur.
Şişme, hassas dokuların korunmasını sağlar. İyi leşme sürecinin bir parçası olmasına karşın hoşa git mez. Zarar gören alandaki kılcal damarcıkların açılmasını sağlayarak ve kandan hassas dokulara sıvı çe kerek şişmeye neden olan, histamindir.
Astımı olmayan kişiler de içlerine çektikleri ya bancı maddelere karşı aynı tepkiyi göstererek bu maddeleri öksürük yoluyla dışarı atmaya çalışırlar. Astımlıların bu nedenle daha fazla sıkıntı çekmeleri, bazı maddelere karşı aşırı duyarlı olmalarından kay****naklanır. Bir başka deyişle astımlar, alerjiktir.
Belirtilerinin benzerliği nedeniyle sık sık astımla karıştırılan bronşite, alerji değil, solunum yollarının şişmesi neden olur. Şişmenin nedeni iltihap, sigara, toz yutma ya da hava kirliliği olabilir. Nemli ve soğuk hava, bronşitin daha ağırlaşmasına yol açar. İnsan lar, kış aylarında solunum yolları iltihaplarını kapma ya daha yatkındır. Akut bronşit, bir virüs enfeksiyo nunun ciğerlere yayılması durumunda, kronik bron şit ise, uzun süre rahatsızlanan bronşların, zarar gö rerek daralması sonucunda ortaya çıkar.
Astım krizleri, yılın her döneminde görülebilir: An cak astımlıların birçoğu, soğuk ve nemli havalarda da ha az rahatsızlanırlar sıcak ve kuru havalarda kötüleşirler. Havada bahar ve yaz aylarında daha bol bu lunan polene karşı alerjik olan genç astımlılar için bu, özellikle doğrudur. Yaşlıların, aynı zamanda hem as tım ve hem de bronşit olmaları, oldukça sık rastla nan bir durumdur.
Yaşlı astımlıların burunlarında kimi zaman küçük et benleri oluşur. Polip adı verilen bu benler, burnun iç yüzeyini saran hassas ince zarların şişmesîyle oluşur. Koklama yetisinin azalmasına neden olmalarına ve burundan nefes almayı kısıtlamalarına karşın ge****nelde zararsızdırlar. Operasyonla kolaylıkla alınabi lirler.
« Son Düzenleme: 12 Kasım 2009, 09:14:22 Gönderen: sadece güler »
Moderatöre rapor et Kayıtlı
Saygılarımla...
Güler UZUNBAYIR ...
NİL
- Kıdemli Üye
- Üye Puanı 3
- [Puan Ver]
- Çevrimdışı
- Toplam İleti: 260
Ynt: Astım Nedir,
« Yanıtla #1 : 16 Kasım 2009, 23:10:21 »
Tam ortasındayız karakışın. Bir yandan soğuk hava, diğer yandan kent yaşamını tehdit eden kirlilik. Kültürel kirlilikten kurtulma bağlamında, sosyal gereksinimlerimizi kapalı ve havasız mekânlarda karşılama zorunda oluşumuz ise; sanki sorunların katma değeri.
İşte bu sorunlu ve zorunlu koşullar, solunum yollarımızı tehdit eden hastalıklar için elverişli bir zemin oluşturmakta. Bunun içindir ki astım tanısı almış ya da ailesinde astım hastaları olanlar, bu günlerde son derece dikkatli olmak zorunda.
Her astımlı kadar aile ve yakın çevresi de hastalık ve önlemleri hakkında yeterince aydınlanmış olmalı. Ataklar sırasında ve sonrasında kullanılan ilaçların etkileri kadar, yan etkileri konusunda da bilinçli ve soğuk kanlı olmalı.
Nefes darlığı en tipik sorundur astımda. Karakteristiği de nöbetler, yani ataklar şeklinde ortaya çıkmasıdır. Hırıltılı bir solunum, ıslık çalar gibi bir sesle karakterizedir. Böyle bir solunum şekli, aksi ispat edilinceye kadar astım olarak kabul edilir.
Geçmeyen öksürük
Öksürük sık dile getirilen bir yakınmadır. Çoğu kez kuru bir öksürüktür astımda görülen. Ancak balgam da çıkabilir ve çıkarılan balgam ile pek çok hasta rahatladığını ifade eder.
Nefes darlığı olmadan yalnız başına öksürük de bir astım bulgusu olabilir. Gece uyutmayan ya da uykudan uyandıran, pek çok tedaviye rağmen geçmeyen öksürükler bir tür astım olabilir.
Üç haftadan daha uzun süren öksürükler kesinlikle hafife alınmamalı ve ciddi bir şekilde araştırılmalıdır.
Bu arada mide sıvısının yemek borusu ve hava yollarına kaçması ile oluşan ve reflü olarak tanımladığımız durumlarda da öksürük ve astım atakları oluşabilmektedir.
Astım tanısı için beş soru.
1. Gece hırıltı ile uyandınız mı?
2. Gece öksürük ile uyandınız mı?
3. Bir iş yaparken ya da koşarken tıkandınız mı?
4. Şimdiye kadar göğsünüzde hırıltı oldu mu?
5. İstirahat halinde iken, nefesiniz daraldı mı?
Bu sorulardan birine yanıt evet ise, astım üzerinde durmak ve araştırmak gerekir.
Astım dünyada en sık görülen hastalıklardan biridir. Görülme sıklığı da giderek artmaktadır. Gelişmiş ülkelerde daha sık görüldüğü rapor edilmektedir. Sanki gelişmeye bir bedel gibi çoğalmaktadır astım olguları.
Astımı ortaya çıkaran risk faktörleri kişisel ve çevresel nedenlerden oluşmaktadır.
Kişisel nedenler kalıtsal, yani soya çekimsel nedenlerdir. Ana ve babanın her ikisinde de astım bulunması, çocukta görülme oranını %70’ e kadar yükseltmektedir.
Değişik maddelere karşı ailesel duyarlılık ta astım gelişimine zemin oluşturmaktadır.
Erkek çocuklarında kız çocuklarından daha sık görülmekle beraber, ergenlikte kız ve erkek çocuklarında eşit oranda görülmektedir. Erişkinlerde ise kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir.
Şişmanlık riskli
Gerek çocuklarda gerekse erişkinlerde fazla kilo, astımı ortaya çıkartan bir risk olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle fazla kilolarla barış içinde yaşamayı değil savaşmayı tercih etmek daha doğru bir yaklaşımdır.
Gebelikte Parasetamol riski!
Yakın zamana kadar gebelik süresince ateş ve ağrı kesmek amacıyla rahatça kullanılan ya da tavsiye edilen Parasetamol grubu ilaçlar hakkında da ciddi olarak düşünme zamanı geldi. Son çalışmalar gebelikleri süresince Parasetamol kullanan annelerin bebeklerinde, astım tetikleyen solunum rahatsızlıklarının ortaya çıktığını göstermektedir.
Gebelik süresince içilen sigaranın yaratacağı tehlikeden söz etmek bile gereksiz bu sütunlarda. Ancak sigara dumanında 5000’e yakın zararlı madde bulunduğunu bir kez daha anımsamakta yarar var.
Aspirin de pek masum değil!
Bugün tıbbi literatürde aspirine bağlı astım tanımlanmaktadır. Bu nedenle gelişigüzel aspirin kullanmamak gerekir.
Alerjik nedenli olmayan astımlı olguların her 5 kişisinden birinde, aspirin ve romatizma tedavisinde kullanılan ilaçlar sorumlu tuutlmaktadırlar.
Astım tanısında laboratuar ve radyolojik tetkiklerin yanı sıra Solunum Fonksiyon Testleri ile kesin tanı konur. Bu amaçla spirometre adı verilen bir cihaz kullanılır.
Hafif astım atakları bilinçli bir hasta tarafından kendisine sunulan tedavi protokolü ile atlatılabilir. Ancak ağır ve ciddi atakların tedavisi, mutlaka hastane koşullarında yapılmalıdır.
Acil durumlarda tercih edilecek ilk ilaç solunum yoluyla kullanılacak olan salbutamol dür.5 dakika içerisinde etki eder.
Korunma ilkeleri
Bu hastalığın geçici değil yaşam boyu süreceği bilinmeli, bu nedenle birlikte nasıl yaşanması gerektiği kavranmalıdır.
Kirli hava, sigara, kimyasal maddeler ile temasınızı kesiniz.
Her sene ekim ayında grip aşısı yaptırınız.
Öpüşerek selamlaşma alışkanlığından vazgeçiniz, hatta tokalaşmayınız.
Kirli havalarda sokağa çıkmayınız.
Temiz ve açık havada yürüyüş, yüzme, bisiklet sporu yapınız. Ancak dağa çıkmayınız, derin dalmayınız.
Eğer astımınız alerjik ise, alerji yapabilecek etkenlerden uzak kalınız.
Şu 4 ilaçtan sakınmalısınız:
1-Beta blokerler(göz damlaları dâhil)
2-ACE inhibitörü tansiyon ilaçları
3-Aspirin
4-Romatizma ilaçları
Eğer bu ilaçlardan birini kullanmak zorunda iseniz son derece dikkatli olunuz.
Astım tetikçileri
*Ev tozları, polenler, evcil hayvanlar
*Soğuk hava
*Solunum yolu infeksiyonları
*Egzersiz
*Sigara dumanı
*Stresli yaşam
*Kirli hava
*Kokular (Parfüm, oda spreyi)
*Aspirin ve romatizma ilaçları