1) Hastanın Görevleri
1) Hastanın
Allah’ın hükmüne rıza göstermesi
kaderine sabretmesi
Rabbi hakkında güzel zan beslemesi gerekir.
Böylesi onun için daha hayırlıdır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Mü’minin işine hayret doğrusu! Onun bütün halleri hayırdır ve bu mü’minden başka hiçbir kimseye nasib olmaz. Ona bir iyilik isabet edecek olursa şükreder ve bu onun için hayır olur. Eğer bir zorluk ve sıkıntı isabet ederse sabreder
bu da onun için hayırlı olur.”
Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Sizden herhangi bir kimse Allah azze ve zelle hakkında güzel zan beslemeksizin sakın ölmesin.”
Müslim, Beyhaki, Ahmed
2) Hastanın
korku ile ümit arasında olması gerekir. Günahları sebebiyle Allah azze ve celle’nin azabından korkmalı, Rabbinin rahmetini ümit etmelidir.
Çünkü Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ölümü yaklaşmış bir delikanlının yanına girdi ve ona:
−‘Kendini nasıl buluyorsun’ diye sordu.
Delikanlı:
−Ey Allah’ın Rasulü! Allah’a yemin ederimki ben Allah’ın rahmetini ümid ederim ve gerçekten de günahlarımdan korkarım dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bu iki husus bir kulun kalbinde birarada bulunursa, şüphesiz Allah o kimseye ümit ettiğini verir ve korktuğundan yana onu güvenlik altına alır’ buyurdu.”
Tirmizi
İbni Mace
Ahmed
3) Hastalığı ne kadar ağır olursa olsun ölümü temenni etmesi caiz değildir.
Çünkü Fadl (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) amcası Abbas’ın yanına geldi. O sırada Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in amcası hasta idi. Abbas ölümü temenni etti. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Amcacığım ölümü sakın temenni etme! Çünkü eğer sen iyilik yapan birisi isen ve hayatta kalırsan, mevcut iyiliğine iyilikler katarsın. Bu senin için daha hayırlı olur. Şayet kötülük yapan birisi isen ecelinin geri bırakılarak işlediğin kötülüklerden dolayı Allah’ın rıza ve hoşnutluğunu aramaya çalışmak yine senin için daha hayırlıdır. Bu sebeple ölümü temenni etme!’ buyurdu.”
Ahmed
Ebu Ya’la
Hâkim
4) Şayet hastanın üzerinde ödenmesi gereken haklar var ise, imkân olduğu takdirde bu hakları sahiblerine ödesin, değilse gerekli vasiyeti yapsın.
Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Herkimin kardeşine ait şeref ve haysiyetine ait ya da mali bir haksızlığı varsa o hakkını dinarın da, dirhemin de kabul edilmediği kıyamet günü gelmeden önce ona eksiksiz ödesin. Çünkü kıyamet günü gelip de üzerinde hak varsa amelinden alınır haksızlık yaptığı arkadaşına verilir. Eğer ameli yoksa haksızlık yaptığı arkadaşının günahlarından alınır, ona yüklenir.”
Buhari
Beyhaki
Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Müflis kimdir bilir misiniz?”
Sahabeler:
−Müflis bizim aramızda dirhemi ve eşyası bulunmayan kimsedir dediler.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Müflis
benim ümmetim arasında kıyamet günü namaz
oruç ve zekât yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu halde gelip de şuna sövmüş, buna iftira etmiş
öbürünün malını yemiş, berikinin kanını akıtmış, bir diğerine vurmuş olarak geldiği için şuna hasenatından
diğerine yine hasenatından verilen şayet üzerindeki haklar ödenmeden hasenatı bitecek olursa
öbürlerinin günahlarından alınıp, üzerine bırakılan sonra da kendisi cehennem ateşine atılan kimsedir.”
Müslim
Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Herkim üzerinde borç olduğu halde ölürse
şunu bilsin ki orada dinar ve dirhem yoktur. Fakat hasenat ve seyyiat vardır.”
Hâkim, İbni Mace, Ahmed
Başka bir hadiste Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Borç iki türlüdür. Herkim ödemeyi niyet ettiği halde ölürse onun velisi benim. Herkim de o borcu ödemeyi niyet etmeksizin ölürse
işte karşılığında hasenatından alınıp sahibine verileceği borç odur. Çünkü o günde dinar da
dirhem de olmayacaktır.”
Taberani
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle demiştir:
“Uhud gazası gelip kapıya dayandığında
bir önceki gece babam beni çağırıp şöyle dedi:
−Gördüğüm kadarı ile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabından ilk öldürülecek kimseler arasında olacağım ve ben benden sonra geriye Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in canı dışında benim için senden daha değerli hiçbir kimseyi geri bırakmıyorum. Benim üzerimde bir borç var
onu sen öde. Kızkardeşlerin için de elinden geldiği kadarıyla iyilik yapmaya çalış. Sabah olduğunda ilk öldürülen kişi babam oldu...”
Buhari
5) Hastanın
vasiyet yapmakta eli çabuk tutması gerekir.
Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Bir Müslümanın hakkında vasiyet etmek istediği şeyler bulunup da vasiyetini başı ucunda yazmadan iki gece geçirmesine dahi hakkı yoktur.”
Buhari
Müslim
6) Hastanın
kendisinden miras almayan akrabalarına vasiyette bulunması gerekir.
Çünkü Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmaktadır:
“Sizden birine ölüm gelip çattığı zaman eğer bir hayır (mal) bırakacaksa anneye
babaya ve yakın akrabaya maruf bir şekilde vasiyette bulunmak takva sahibleri üzerine bir hak olarak yazıldı.”
Bakara 180
7) Hastanın
malının üçte birini vasiyet yapmaya hakkı vardır. Daha fazlasını vasiyet etmesi caiz değildir. Hatta daha faziletli olan vasiyetini üçte birden az yapmasıdır.
Sad bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte veda haccında idim. Öyle bir hastalığa yakalandım ki ölüme oldukça yaklaştım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni ziyarete geldi. Ben:
−Ey Allah’ın Rasulü! Benim pek çok malım var ve bir kızımdan başka mirasçım yok. Malımın üçte ikisini vasiyet edeyim mi? dedim.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır’ dedi.
Ben:
−Peki ya yarısını dedim.
Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır’ dedi.
Bu sefer ben:
−Ya malımın üçte birini dedim.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Üçte bir olabilir. Bununla birlikte üçte bir de çoktur. Şüphesiz ki ey Sad
senin mirasçılarını zengin olarak bırakman
onları başkalarına el açacak muhtaç bir halde bırakmandan hayırlıdır dedi ve elini açar gibi yaptı. Şüphesiz sen ey Sad
Allah’ın rızasını arayarak herhangi bir harcamada bulunursan mutlaka ondan dolayı sana ecir verilir. Hatta hanımının ağzına koyduğun bir lokma bile’ buyurdu.”
Ahmed
Buhari
Müslim
8) Hasta
vasiyet ederken adalet sahibi iki Müslüman erkeği şahit tutması gerekir. ŞÃ¢yet bu şekilde iki şahit bulamazsa Müslüman olmayanlardan iki erkeği şahit tutar.
Maide 106
9) Hasta
vasiyet ederken miras alan anne-baba ve akrabalara vasiyet etmesi caiz değildir.
Çünkü bu vasiyet
miras ayetiyle nesh olmuştur. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de bu hususu en açık ve eksiksiz bir şekilde veda haccındaki hutbesinde açıklayarak Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz Allah mirasdan herbir hak sahibine hakkını vermiştir. Bu sebeple miras alan kimseye vasiyet yoktur.”
Ebu Davud
Tirmizi
Beyhaki
10) Hastanın
vasiyet ederken başkasına zarar vermesi haramdır.
Mesela mirasçılarından bazılarının mirastaki haklarından mahrum edilmelerini vasiyet etmesi yahut birini diğerinden üstün tutması gibi. Çünkü Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmaktadır:
“Baba ve anne ile yakın akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır.”
Nisa 7
Ayrıca Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Zarar vermek de yoktur
zarara zarar ile karşılık vermek de yoktur. Kim başkasına zarar vermek isterse
Allah da ona zarar verir. Kim başkasını zora koşarsa
Allah da ona zorluk çıkartır.”
Darekudni 522
Hâkim 57
58
11) Hastanın
haksızca ve başkalarına zulmederek yaptığı vasiyet batıl ve merdubtur.
Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Herkim bizim bu işimizde ondan olmayan bir şeyi ihdas ederse
o merdubtur.”
Buhari
Müslim
Ahmed
İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir:
“Bir adam ölümü sırasında altı kölesini azad etti. Onların dışında da herhangi bir malları yoktu. Mirasçıları olan bedeviler gelerek Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yaptığını haber verdiler.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Gerçekten böyle mi yaptı?’ diye sordu ve:
−‘Eğer biz bunu bilseydik
Allah’ın izniyle onun cenaze namazını kılmazdık. Şimdi bu kölelerin arasında kura çek
onlardan iki tanesini azad et
geri kalan dördü tekrar köle kalsınlar’ buyurdu.”
Ahmed 446
Müslim
Tahavi
Beyhaki
12) Kişi ölmeden önce yakınlarına cenezesi hakkında vasiyette bulunması gerekir.
Günümüzde insanların çoğu dinlerinde birtakım bid’atler uydurmalarıdır
bunlarda özellikle cenaze ile ilgilidir.
Böyle olunca Müslümanın Allah (Azze ve Celle)’nin şu ayeti ile amel ederek sünnete uygun bir şekilde teçhiz ve defninin yapılmasını vasiyet etmesi gerekir:
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi
yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun…”
Tahrim 6
Bundan dolayı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı böylece vasiyet ediyorlardı. Sözünü ettiğimiz şekilde onlardan gelen rivayetler pek çoktur.
1) Amir bin Sad bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh)’dan rivayete göre onun babası
vefatı ile sonuçlanan hastalığında şöyle demiştir:
“Bana Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yapıldığı gibi bir lahit açınız ve benim üzerime kerpiç taşlarını dikey olarak koyunuz.”
Müslim Beyhaki 407
2) Ebu Burde (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ebu Musa (Radiyallahu Anh) ölümü yaklaştığında vasiyette bulunarak dedi ki:
−Cenazemi alıp götüreceğiniz vakit hızlıca yürüyünüz. Benim arkamdan tütsüler yakmayınız. Sakın lahdimin üzerinde benimle toprak arasında engel olacak bir şey koymayınız. Kabrimin üzerine bina yapmayınız. Sizi şahit tutarak söylüyorum ki ben başını traş eden
feryad ve figan edip ağıt yakan ve elbisesini yırtan her kadından beriyim.
Onu dinleyenler:
−Bu hususta bir şey duydun mu? diye sordular.
Ebu Musa (Radiyallahu Anh):
−Evet
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den duydum dedi.”
Ahmed 397
Beyhaki 395
İbni Mace
3) Huzeyfe (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Öldüğüm vakit öldüğümü kimseye haber vermeyiniz. Çünkü ben bunun meşru olmayan bir haber verme olacağından korkarım. Çünkü ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i feryad-u figan ile ölünün haber verilmesini yasaklarken işittim.”
Tirmizi 129
Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) El-Ezkar adlı eserinde şunları söylemektedir:
“Kişi yakınlarına işlenmesi adet olmuş cenazelerdeki bid’atlerden uzak durmalarını vasiyet etmesi müekked olarak bir müstehabtır ve bu hususta onlardan sağlam bir şekilde söz almalıdır.
1) Hastanın
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Böylesi onun için daha hayırlıdır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Mü’minin işine hayret doğrusu! Onun bütün halleri hayırdır ve bu mü’minden başka hiçbir kimseye nasib olmaz. Ona bir iyilik isabet edecek olursa şükreder ve bu onun için hayır olur. Eğer bir zorluk ve sıkıntı isabet ederse sabreder
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Sizden herhangi bir kimse Allah azze ve zelle hakkında güzel zan beslemeksizin sakın ölmesin.”
Müslim, Beyhaki, Ahmed
2) Hastanın
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Çünkü Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ölümü yaklaşmış bir delikanlının yanına girdi ve ona:
−‘Kendini nasıl buluyorsun’ diye sordu.
Delikanlı:
−Ey Allah’ın Rasulü! Allah’a yemin ederimki ben Allah’ın rahmetini ümid ederim ve gerçekten de günahlarımdan korkarım dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bu iki husus bir kulun kalbinde birarada bulunursa, şüphesiz Allah o kimseye ümit ettiğini verir ve korktuğundan yana onu güvenlik altına alır’ buyurdu.”
Tirmizi
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
3) Hastalığı ne kadar ağır olursa olsun ölümü temenni etmesi caiz değildir.
Çünkü Fadl (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) amcası Abbas’ın yanına geldi. O sırada Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in amcası hasta idi. Abbas ölümü temenni etti. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Amcacığım ölümü sakın temenni etme! Çünkü eğer sen iyilik yapan birisi isen ve hayatta kalırsan, mevcut iyiliğine iyilikler katarsın. Bu senin için daha hayırlı olur. Şayet kötülük yapan birisi isen ecelinin geri bırakılarak işlediğin kötülüklerden dolayı Allah’ın rıza ve hoşnutluğunu aramaya çalışmak yine senin için daha hayırlıdır. Bu sebeple ölümü temenni etme!’ buyurdu.”
Ahmed
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
4) Şayet hastanın üzerinde ödenmesi gereken haklar var ise, imkân olduğu takdirde bu hakları sahiblerine ödesin, değilse gerekli vasiyeti yapsın.
Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Herkimin kardeşine ait şeref ve haysiyetine ait ya da mali bir haksızlığı varsa o hakkını dinarın da, dirhemin de kabul edilmediği kıyamet günü gelmeden önce ona eksiksiz ödesin. Çünkü kıyamet günü gelip de üzerinde hak varsa amelinden alınır haksızlık yaptığı arkadaşına verilir. Eğer ameli yoksa haksızlık yaptığı arkadaşının günahlarından alınır, ona yüklenir.”
Buhari
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Müflis kimdir bilir misiniz?”
Sahabeler:
−Müflis bizim aramızda dirhemi ve eşyası bulunmayan kimsedir dediler.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Müflis
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Müslim
Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Herkim üzerinde borç olduğu halde ölürse
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Hâkim, İbni Mace, Ahmed
Başka bir hadiste Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Borç iki türlüdür. Herkim ödemeyi niyet ettiği halde ölürse onun velisi benim. Herkim de o borcu ödemeyi niyet etmeksizin ölürse
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Taberani
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle demiştir:
“Uhud gazası gelip kapıya dayandığında
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
−Gördüğüm kadarı ile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabından ilk öldürülecek kimseler arasında olacağım ve ben benden sonra geriye Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in canı dışında benim için senden daha değerli hiçbir kimseyi geri bırakmıyorum. Benim üzerimde bir borç var
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Buhari
5) Hastanın
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Bir Müslümanın hakkında vasiyet etmek istediği şeyler bulunup da vasiyetini başı ucunda yazmadan iki gece geçirmesine dahi hakkı yoktur.”
Buhari
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
6) Hastanın
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Çünkü Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmaktadır:
“Sizden birine ölüm gelip çattığı zaman eğer bir hayır (mal) bırakacaksa anneye
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Bakara 180
7) Hastanın
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Sad bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte veda haccında idim. Öyle bir hastalığa yakalandım ki ölüme oldukça yaklaştım. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni ziyarete geldi. Ben:
−Ey Allah’ın Rasulü! Benim pek çok malım var ve bir kızımdan başka mirasçım yok. Malımın üçte ikisini vasiyet edeyim mi? dedim.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır’ dedi.
Ben:
−Peki ya yarısını dedim.
Yine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır’ dedi.
Bu sefer ben:
−Ya malımın üçte birini dedim.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Üçte bir olabilir. Bununla birlikte üçte bir de çoktur. Şüphesiz ki ey Sad
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Ahmed
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
8) Hasta
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Maide 106
9) Hasta
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Çünkü bu vasiyet
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
“Şüphesiz Allah mirasdan herbir hak sahibine hakkını vermiştir. Bu sebeple miras alan kimseye vasiyet yoktur.”
Ebu Davud
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
10) Hastanın
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Mesela mirasçılarından bazılarının mirastaki haklarından mahrum edilmelerini vasiyet etmesi yahut birini diğerinden üstün tutması gibi. Çünkü Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmaktadır:
“Baba ve anne ile yakın akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır.”
Nisa 7
Ayrıca Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Zarar vermek de yoktur
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Darekudni 522
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
11) Hastanın
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Herkim bizim bu işimizde ondan olmayan bir şeyi ihdas ederse
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Buhari
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle demiştir:
“Bir adam ölümü sırasında altı kölesini azad etti. Onların dışında da herhangi bir malları yoktu. Mirasçıları olan bedeviler gelerek Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yaptığını haber verdiler.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Gerçekten böyle mi yaptı?’ diye sordu ve:
−‘Eğer biz bunu bilseydik
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Ahmed 446
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
12) Kişi ölmeden önce yakınlarına cenezesi hakkında vasiyette bulunması gerekir.
Günümüzde insanların çoğu dinlerinde birtakım bid’atler uydurmalarıdır
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Böyle olunca Müslümanın Allah (Azze ve Celle)’nin şu ayeti ile amel ederek sünnete uygun bir şekilde teçhiz ve defninin yapılmasını vasiyet etmesi gerekir:
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Tahrim 6
Bundan dolayı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı böylece vasiyet ediyorlardı. Sözünü ettiğimiz şekilde onlardan gelen rivayetler pek çoktur.
1) Amir bin Sad bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh)’dan rivayete göre onun babası
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
“Bana Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yapıldığı gibi bir lahit açınız ve benim üzerime kerpiç taşlarını dikey olarak koyunuz.”
Müslim Beyhaki 407
2) Ebu Burde (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ebu Musa (Radiyallahu Anh) ölümü yaklaştığında vasiyette bulunarak dedi ki:
−Cenazemi alıp götüreceğiniz vakit hızlıca yürüyünüz. Benim arkamdan tütsüler yakmayınız. Sakın lahdimin üzerinde benimle toprak arasında engel olacak bir şey koymayınız. Kabrimin üzerine bina yapmayınız. Sizi şahit tutarak söylüyorum ki ben başını traş eden
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Onu dinleyenler:
−Bu hususta bir şey duydun mu? diye sordular.
Ebu Musa (Radiyallahu Anh):
−Evet
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
Ahmed 397
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
![virgs.gif](http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif)
3) Huzeyfe (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Öldüğüm vakit öldüğümü kimseye haber vermeyiniz. Çünkü ben bunun meşru olmayan bir haber verme olacağından korkarım. Çünkü ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i feryad-u figan ile ölünün haber verilmesini yasaklarken işittim.”
Tirmizi 129
Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) El-Ezkar adlı eserinde şunları söylemektedir:
“Kişi yakınlarına işlenmesi adet olmuş cenazelerdeki bid’atlerden uzak durmalarını vasiyet etmesi müekked olarak bir müstehabtır ve bu hususta onlardan sağlam bir şekilde söz almalıdır.