American Journal of Public Health'in Haziran sayısında yayımlanan yeni bir çalışma, kanser ve kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla da ilişkili olabilecek depresyon ve abdominal obezite arasındaki ilişkiyi doğruladı.
Çalışmayı yürüten Dr. Belinde Needham, 15 yıl boyunca bir grup genç erişkini izlediklerini, depresyon düzeyleri yüksek olan kişilerde daha hızlı kilo artışı görüldüğünü bildirdi.
Çalışmanın araştırmacılarından Alabama Üniversitesi'nden Dr. Belinde Needham, obezitenin kontrol edilmesi halinde obeziteye bağlı hastalık risklerinin de ortadan kaldırılacak olması açısından bu çalışmanın önemli olduğunu şu sözlerle dile getirdi: "Depresyon da bu şekilde tedavi edilebilecek hastalıklar arasında. Depresyon yalnızca akıl hastalığı olarak görülmemeli, ciddiye alınmalı. Ayrıca akıl hastalıklarının fiziksel sonuçlarının da olabileceği unutulmamalı".
Dr. Needham, kardiyovasküler hastalığın öncül belirteçlerini belirlemek amacıyla yapılan ve yaşları 18-30 aralığında 5115 erkek ve kadının katıldığı boylamsal bir çalışma olan Genç Erişkinlerde Koroner Arter Riskinin Gelişimi (CARDIA: Coronary Artery Risk Development in Young Adults) adlı çalışmanın verilerini inceledi. Dr. Needham, bu çalışmada vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle hesaplanan beden kitle indeksleri ve bel çevresi ölçümlerinin depresyonda artış ile ilişkili olup olmadığını veya depresyonun çalışma süresince beden kitle indeksi ve bel çevresi üzerinde herhangi bir değişikliğe yol açıp açmadığını araştırdı.
CARDIA çalışmasında katılımcıların kilo ve bel çevreleri ölçülmüş, beden kitle indeksleri hesaplanmıştı. Araştırmacılar, katılımcılardan 5, 10, 15, 20 puan üzerinden depresyon düzeylerini değerlendirmelerini istemişti. Dr. Needham, CARDIA çalışmasına katılan hasta verilerini kullanarak, incelenen herkeste 15 yıllık zaman diliminde kilo artışı görüldüğünü, ancak başlangıçtaki yüksek depresyon düzeylerinin, 5. yılda daha düşük depresyon düzeylerine sahip kişilere kıyasla, abdominal obeziteyi ve beden kitle indeksini artırdığını belirtti.
Beşinci yılda depresyon düzeyleri yüksek olan kişilerin bel çevresi, depresyon düzeyleri düşük olan kişilere kıyasla 1.6 cm daha fazlaydı. Yirminci yılda ise bu artış 2.6 cm'di. Buna karşın, başlangıçtaki yüksek beden kitle indeksi ve bel çevresi, zaman içerisinde depresyon semptomlarında herhangi bir değişikliğe neden olmadı.
Dr. Needham, stres hormonu kortizolun, depresyon ve abdominal obezite ile ilişkili olduğunu gösteren bilimsel raporlar olduğunu, bu nedenle yükselmiş kortizol yüzünden depresyonlu kişilerde, vücutlarının diğer kısımlarındaki yağ birikiminden ziyade, abdominal obezite riskinin daha yüksek olabileceğini açıkladı.
Çalışmayı yürüten Dr. Belinde Needham, 15 yıl boyunca bir grup genç erişkini izlediklerini, depresyon düzeyleri yüksek olan kişilerde daha hızlı kilo artışı görüldüğünü bildirdi.
Çalışmanın araştırmacılarından Alabama Üniversitesi'nden Dr. Belinde Needham, obezitenin kontrol edilmesi halinde obeziteye bağlı hastalık risklerinin de ortadan kaldırılacak olması açısından bu çalışmanın önemli olduğunu şu sözlerle dile getirdi: "Depresyon da bu şekilde tedavi edilebilecek hastalıklar arasında. Depresyon yalnızca akıl hastalığı olarak görülmemeli, ciddiye alınmalı. Ayrıca akıl hastalıklarının fiziksel sonuçlarının da olabileceği unutulmamalı".
Dr. Needham, kardiyovasküler hastalığın öncül belirteçlerini belirlemek amacıyla yapılan ve yaşları 18-30 aralığında 5115 erkek ve kadının katıldığı boylamsal bir çalışma olan Genç Erişkinlerde Koroner Arter Riskinin Gelişimi (CARDIA: Coronary Artery Risk Development in Young Adults) adlı çalışmanın verilerini inceledi. Dr. Needham, bu çalışmada vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle hesaplanan beden kitle indeksleri ve bel çevresi ölçümlerinin depresyonda artış ile ilişkili olup olmadığını veya depresyonun çalışma süresince beden kitle indeksi ve bel çevresi üzerinde herhangi bir değişikliğe yol açıp açmadığını araştırdı.
CARDIA çalışmasında katılımcıların kilo ve bel çevreleri ölçülmüş, beden kitle indeksleri hesaplanmıştı. Araştırmacılar, katılımcılardan 5, 10, 15, 20 puan üzerinden depresyon düzeylerini değerlendirmelerini istemişti. Dr. Needham, CARDIA çalışmasına katılan hasta verilerini kullanarak, incelenen herkeste 15 yıllık zaman diliminde kilo artışı görüldüğünü, ancak başlangıçtaki yüksek depresyon düzeylerinin, 5. yılda daha düşük depresyon düzeylerine sahip kişilere kıyasla, abdominal obeziteyi ve beden kitle indeksini artırdığını belirtti.
Beşinci yılda depresyon düzeyleri yüksek olan kişilerin bel çevresi, depresyon düzeyleri düşük olan kişilere kıyasla 1.6 cm daha fazlaydı. Yirminci yılda ise bu artış 2.6 cm'di. Buna karşın, başlangıçtaki yüksek beden kitle indeksi ve bel çevresi, zaman içerisinde depresyon semptomlarında herhangi bir değişikliğe neden olmadı.
Dr. Needham, stres hormonu kortizolun, depresyon ve abdominal obezite ile ilişkili olduğunu gösteren bilimsel raporlar olduğunu, bu nedenle yükselmiş kortizol yüzünden depresyonlu kişilerde, vücutlarının diğer kısımlarındaki yağ birikiminden ziyade, abdominal obezite riskinin daha yüksek olabileceğini açıkladı.