08-31-2008, Saat: 04:37 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
Aglayamam sussarım ben
Söyleyemem yazarım ben
Şu gönlümü dile nasıl getireyim
Ah bi konuşa bilse gönlüm,neler derdi cümle aleme
Bu sabahsız akşamları
Anlamsız savaşmayı sen ögrettin bana
Kendim ettim kendim buldum böyle bi yarayı
Senin seline kapılım gittim ben
Aglayamam aglayamam ben
Yaralıyım söyleyemem tek bir kelime
Şu gönlümün derdini söyleyemem kimselere....
ÇiLeK HiLaL
08-31-2008, Saat: 04:40 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
6,871
-
Konuları:
1,104
-
Kayıt Tarihi:
Oct 2006
-
Rep Puanı:
İlik ilik işledim seni yüregime
Damla damla aktın tüm benligime
Nakış nakış işledim seni yüregime
Aşk ipinin,zinciri oldun bende
O aşkı'n zincirine zincirlendi yüregim
İlik ilik işledim yüregime seni
Damla damla aktın tüm benligime
Ben seni sevdim senin yüregine zincirlendim
ÇiLeK HiLaL
08-31-2008, Saat: 08:31 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
374
-
Konuları:
11
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2008
-
Rep Puanı:
Ben kaç baharı yitirdim daha yaşamadan rengarenk güzelliklerini
Ben kaç baharı yitirdim, baharı hiç gelmeyen umudumun ufuklarında
Ben kaç bahar öldüm kıra, çayıra, çime daha sereserpe serilmeden
Ben hiç bahar görmemiştim, yaşamamıştım seni tanımadan sevmeden
Bağ bozumu mevsimindeyim, göçmen kuşlara veda kapısının eşiğindeyim
Hazanın hüzzam tınısında can cana sararmaya başlayacağım yerdeyim
Ben baharı hiç bilmedim, hiç koklamadım kır çiçeklerini
Ne filizin güzelliğini, ne yaprağın kokusunu, nede gökyüzünün mavisini
Soluklamadan, kavuran yaz sıcağında kavruk bir yaprak gibi yandım
Üşüttü, üşüttü beni yürek yangını veren sevdanın ayrılık kokan yolları
Ben kaç baharı yitirdim, mavi düş yolculuğunda,masmavi umutlarımı yitirdiğim gibi
KÖMEN
30.08.2008( 11.52)
08-31-2008, Saat: 08:51 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
261
-
Konuları:
14
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2008
-
Rep Puanı:
KOMEN güzel olmuş yüreğine sağlık
09-01-2008, Saat: 01:04 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
374
-
Konuları:
11
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2008
-
Rep Puanı:
GİT
Saçlarına yıldızları taktım
Gecelerin aydınlık olsun diye
Mavi bulutlara rüzgarları taktım:
Sana yağmurlar yağdırdım
Bir beni, bir seni içine alan
Bir dünya yarattım...
Mutlu olman için
Sana adeta tapdım...
Anladım ki senin mutluluğun
Benim acılarım mış..
Seni özgür bıraktım
Git hadi
GiT....
KÖMEN
09-01-2008, Saat: 01:08 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
374
-
Konuları:
11
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2008
-
Rep Puanı:
Hani genellikle halk arasında '' DELİRDİ DAÄžLARA DÜŞTÜ'' derler ya... Son günlerde bir haylı kafama takıldı bu deyiş... Halk neden bunu söylüyor, bununla ne demek istiyor diye.. Ne demek aşkı için dağlara düşerek, dağlara sarılmak? .. Ben bir sonuca vardım aşağıda onu okuyacaksınız. İsterseniz bir de sizler düşününüz, bakalım daha değişik bir sonucu yakalayabilecekmisiniz.
Aslında bir de şunu düşünmek yerinde olur sanıyorum. Vahşi aşk diye nitelendireceğimiz dağ aşkları mı, yoksa aşk adına yaşanan binbir sorunlu kent aşkları mı daha katıksız ve gerçekçidir?
Bilirsiniz. Arap aşklarında dağ imgesine çokça raslanılmaz. Onlarda genellikle çöl egemendir. Küçücük vahalar Arap aşıklar için cennet kabul edilerek sevgililere sunulur. Mecnun bundandır ki Leylası için tamuyu (Cehennem) ansıtan çöl sıcağında yalnız düşlerle kurgulanan bir vahanın, düşleri içindedir.
Türk insanının aşkında ise dağlar, bozkırlar, taşkın ırmaklar, boranlar, vs.. gibi sayısız imgeler yer alır. Aşıklarımız aşklarını bu sayısız zengin imgelerle tanımlar, onlarla paylaşır. Çünkü aşıklarımız gerçek aşkın dağların, bozkırların bakir kucağında olduğunu düşünür. En son umut olarak da buralara başvurur, buraların eteklerine yapışır...
Çöl imgeleri aşk adına ne denli bir özgürlük ise, bizim dağ aşkımız da bundan daha geniş, zengin imgeler özgürlüğüdür. Dağlara sitem yağdırır yüreğinizde neler varsa oraya anlatabilirsiniz. Hatta Kerem örneğinde olduğu gibi, onu delik deşik de edebilirsiniz. Bizim dağ aşkımız çöl aşlarına benzemez... Çöl, güneş, kum, ay, yıldız,kum fırtınası ve düşsel kurgu küçücük bir vaha, susuzluk, serap... Dağ aşkımız böylemidir? Binbir renk ve çeşitte, sayısız imge zenginliklerimizle dolu doludur dağlarımız...
DAÄžLARIN SALINCAÄžINDA
O vahşi, o gösterişli, o onurlu ve güçlü duruşu dağların...Yürek yüreğe, omuz omuza, kolkola ve ardarda sıralanışları... Hele bir de aşılmaz gediklerinin arasından gökyüzünü delercesine, avuçlarına almak istercesine ay'ı ve yıldızları... Öyle bir diklenişleri, meydan okuyuşları var ki...
Bir yamaçtan, bir yamaca kurduğu gökkuşağından salıncaklarında, balaların, balabanların, kırk belikli ecelerin ve bengisuların hasını büyütür, ninileşen esintilerinde...
Çiçeklerin en güzeli açar ayak basılmadık yalçınlarında... Kuşların, kelebeklerin... Maralların.... Ağaçların, pınarların, yağmur ve bulutların, karın, kışın,, baharın yazın ve güzün... en güzelini yaşatır kucağında. Çayları, dereleri, çağlayan ırmakları yaratır da denizlere salar coşkunca... Susuz kalmasınlar diye... Sularını ayna yaparak kendilerini seyre daldığında, dağların o güzelim gizemli büyüsü sarıverir bütün benliğinizi...Kanatlanır uçarsınız sanki, bütün sorunlardan soyutlanmış olarak...
Doruklarında, koyaklarında, dik yamaçlarında ve vadilerinde ürküten bir orman sessizliğini öteleyen, serin bir esintinin yapraklarda tınılayan senfonisi...Ve otücü kuşların, böceklerin bu senfoniye ritim katışı... Binbir çeşit canlı can bulur dağların orman bereketinde.... Merak uyandıran, sevdiren nazlımca duruşları ile ağaçlar, dağların bakirliğinde vuran nabzıdır.
Doğurgan ve üretkendir dağların taşı toprağı. Özgürdür çimi çiçeği...Çünkü orada yalana, dolana, yanılgıya, yanıltmaya yer yoktur. Çünkü orada hiç bir varlık birbirini inkar etmez. Her şey kendi doğallığınca oluşur ve yaşar. Orada yaşam biteviye özgündür...
Ben dağların sevdalısıyım. Yüreğim dağlar kadar özgür, dağlar kadar özgün ve geniştir. Böyle çok daha mutluyum. Tıpkı ilk doğuşum kadar bakir, yaşadığımca üretken...Ninnilerini yellerine katarak gönderen dağların salıncağında tanıdım dünyayı... Aşkımı da kentlerce kirli ve yanıltıcı değil, dağlarca özgür ve dağlarca bakir yaşamak istiyorum.
KÖMEN
09-01-2008, Saat: 01:12 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
374
-
Konuları:
11
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2008
-
Rep Puanı:
Dağ Kırlangıcıyım
Ben bir göçmen kuşum,
Dağ kırlangıcıyım
Yorulup nerede konaklasam
Orayı yurt sanmışım
Saymadım
Kaç yurdum oldu bu denli benim
Geriye dönüp bakmamışım
Gece gündüz uçarak iklim iklim
Asıl yurdumu aramışım
Ben bir göçmen kuşum
Dağ kırlangıcıyım
Dağları, ovaları, çölleri
Irmakları, gölleri ve denizleri aşarken...
Nice yıldırımlar, boranlar vurdu
Çırptı kanatlarımı
Yandım, üşüdüm, dondum
Bir yanım buzullaştı
Öteki yanım cehennemi çöl oldu benim
Bir minicik yağmur kuşuydu
Gönlümden tutan benim
Bilmediğim, görmediğim ve tanımadığım
Aldanarak yağmur kuşuna konaklayıp kalmışım
Yanılmışım, yanıltmış düşleri hayaller beni
Bana yoldaşlık zordur yağmur kuşum
Vadileri,yarları, ıssız çölleri
Ve kuru kıraç bozkırları
Aşamazsın minik kuşum
Bana yoldaşlık zor
Ben bir dağ kırlangıcıyım
Yurdumu yitirmişim
Yolum yolağım şimdiden, geri çöldür benim
Kim bilir neler yaşarım
Nereleri yurt tutarım
Var- git işine yağmur kuşum
Kar-boran yaşanacak
Kışım geliyor benim
KÖMEN
09-01-2008, Saat: 01:14 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
374
-
Konuları:
11
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2008
-
Rep Puanı:
Dağlar Konuşur
Bir kavalın sesinde türkülenir suskunluğu dağların
Yakınlaştırır çoban heyheyleri
İncecikten yükselen bir dumanı
Ve bir balanın gülüşü taçlandırır yörük çadırını
Bin özlem yılı ötelerden dağlar birbirine kavuşur
Karışır kuzular sürüye dağlar konuşur
Bir yağmur kuşunun yanık ve yalnız sesi
Karışır gider dağ yeline
Yırtar sessizliğini enginlerin
Akkanatlı bir kartalın çığlığı
Yayılır yamaçlara, yamaçlar yankılanır
Suskunlaşır keklikler dağlar konuşur
Yavrusunu yitirmiş bir cerenin
Vurur dağlara acılı höykürmesi
Dağlar dayanmaz
Sırnaşır doruklara kara bulutlar
Ağıt çöker gözlere, gözler ki yağmurlanır
Yaslanır gökçe sular dağlar konuşur
Issız karanlıklar da başka konuşur dağlar
Kara tinler periler ak tüllere bürünür
Yıldızlar çıngılanır körebe oynar
Ürkütür uykuları apansız ulumalar
Ay yiterken ufuktan tan basar usul usul
Geceler titrekleşir dağlar konuşur
Dağlarda gün vurumu dik bayırlar şenlenir
Alyazmalı laleler mor sümbüller dillenir
Çağlayanlar coştukça buğulanır esintiler
Bir maralın gözlerinde papatyalar gülüşür
Öpüşür kelebekler dağlar konuşur
KÖMEN
09-01-2008, Saat: 01:18 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
374
-
Konuları:
11
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2008
-
Rep Puanı:
Dalgakıranları Sarmalayan Yosunlar
bir ucu gecelerime yansır aydınlığının
esinini senden alan düşlerime yansır bir ucu
yakamozlar şölene durur mavi derinliğinde
ışıklanır karanlıklarımın en ıssız oylumları
kumsalları okşayan dalgalar gibi
bir sevda tütsülenir limansız denizlerimde
döner dolaşır kırlangıçlar beni bulur
rotasız bir gemide işmarlaşır gizemin
ve karşı kıyılarda selamlaşır martılar
bir ucunda aykanat şiirleşen ırmaklar gibi
pusulamdır yunuslar onlar gider ben giderim
şişirirler yelkenleri şarkı diliyle
yıldızlarda yankılanır türkülerim
bir uğru ıssızlığında kapkara bir buluttum
çakınlar yüklenmiş boranlara gebe
sevda yağmurlarında buldum dinginliğimi
ışık kollarınla ıslak ıslak sar beni
dalgakıranları sarmalayan yosunlar gibi
KÖMEN
09-01-2008, Saat: 01:33 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
4,505
-
Konuları:
183
-
Kayıt Tarihi:
Mar 2008
-
Rep Puanı:
|