Kömen şiirleri
|
Yıldızlar bizim için parlardı ......ay ışıgı vücuduna yansırdı gözlerim yollarında kalırdın yaşanan o güzel geceler şimdi bana şimdi düşman kesildilerr...... Yaşanan o güzel günler şimdi düşman oldu banaa..... Gözlerim hep yollarında kalıyo gözlerim hep seni arıyoo gecelerde ....gelceksen çık gel artık hep hayallerdeydin artık hayallerde kalmıyalım gel artık hadi.. Geceler bana zindan gecelr zifiri karanlık geceler seni anlatıyor bana senin yoklugunda karanlıklarla avunuyorum geceler seni anlatıyoo düşman olmuş geceler.... Gözlerim yollarda hadii gel artık.....O yıldızlar bizim parlardı şimdi yeniden parlasın gel artık yaşanann o güzel gecelere yeniden yeniden parlasın yıldızlarımız... Geceler beni beni benden ediyolar Geceler beni çıldırdıyorr Geceler seni bana anlatıyorrr çık gel artık... ÇiLeK
GECELERİ BEN HEP SENİ YAŞIYORUM...
Kaç zaman, kaç ay ve mevsim oldu bilmem ki... Ya bir gün, bir saat, bir dakika geçmiş gibi... ya da yılları peşpeşe ipe dizmişiz gibi... Bunca zamanı ben hep yıldızlarla visal kurdum, yıldızların kay kay oyunlarına dalıp gitmişim... Ay doğmuş, ay batmış, hilale dolunay olmuş.. gecelerimi zifir karanlıklar basmış farketmemişim ta ki yıldızların yol verip sır verdikleri ana kadar... hilalin ilk aydınlığını o gün ve gecede gördüm. Ve kalakaldım bir çilek bahçesinin mağrur güzelliği içinde... Hep mavice sevmişim, mavice düşler kurmuşum hilalle hayal arasında Sonra yasaklım demişim, pırangaları yüreğimin kapılarına vurmuşum.. Heyhat yürek bu, söz dinlemez ki... Düşmüşüm ardınca ak bir güvercinin Yasaklı sevdamı kanatlarına kondurmuşum... Yitirmek korkusuydu sana varan yollarımı bağlayan mezamir Yitirmek korkusu Yitirmek korkusu nedir bilirmisin Seni her bulduğumda yitirmişim Dost demişim, can dostum kabullenmişim Yar demişim her keresinde Yarlara, uçurumlara çıkmıştır yolum Anla beni Seni yasaklı bilmişim Sana gelen yollarda kaç kez ölüşler yaşamışım... Seni yasaklı Seni kendime yasaklı bilmişim... Kimileyin yasaklar da delinir Sızar ucun ucun sevdanın ipek tülleri gönül denizine şimdi ben hep gecelerin yasaksız düşlerinde Seni yaşıyorum KÖMEN
Gül Tuttum Kan Soludum
Bir çığ gibi büyüyor içimde özlemin Bekleyişlerde duruyor akreple yelkovan Kıdım kıdım eritirken beni zaman Kan ağıtlı yüreğimde şölen var Öyle yalnız ki gecelerde ellerim Seni düşlerimle çoğaltırım Ve sana uyarlayıp yaşadıkça seni Gül tutarım, kan solurum KÖMEN
Gülerek Sarılalım Aşkımıza
Hüzün mü konuşalım... İstersen hüznü bir yana iteleyelim. Şu en güzel visal anlarımıza hüzün libası giydirmeyelim diyorum. Yeterince gözyaşı dökmedik mi, yeterince yanarak tükenmedik mi? Bu bir düş bile olsa, şu visal anının güzellikleri ile mesrur olalım, mutluluğunu paylaşalım. Sevdanın kırk basamaklı bir merdiven olduğunu biliyormuydun... Biz hangi basamaktayız, buna cevap verecek olan kırkıncı basamaktır... Ah yar, aşık tırmandığı basamakları sayamaz ki... Sabır, sadakat, acısıyla, tatlısıyla aşk hayatının bütün güzelliklerini paylaşmak... sevmek, sadece sevmek ve sevgiliyi bir beş değil, milyonlarca kez çokaltarak yüreğinde ve düşlerinde hayatın her anını sevgiliye hasretmektir aşk..Kırk basamaklıdır denilen aşk budur. Evimizin balkonuna her sabah ve her akşam üzeri bir çift kumru gelir. Ekmek kırıntılarını, bayatlamış ekmek parçalarını yemeleri için ufalayarak geceden ve akşama doğru bir tabak içinde balkona koyarım... Zamanla birbirimize öyle alıştık ki... Kendilerini güvenli hissetmeye başladıklarında balkon demirlerine değil pencere önüne konup cama vurarak benden yem istediklerin bile yaşadım. Onbeş gün öcesine kadar bu balkona çift gelirken kumrular, onbeş gündür diğer kumrunun gelmediğini gördüm. Bu gün, yarın gelir diye beklerken onbeş gün geçti aradan. Sanırım ya bir sokak kedisine yem oldu, yada bir biçimde ölmüştür diye düşünmeye başladım... Tek kalan kumru öteki kumrulara karışmıyor, karışsa bile kumru sürüsü bu yalnız kumruyu aralarına almıyor... Onun balkon demiri üzerinde tek başına, mahzun ve hüzünlü duruşu beni öyle etkiliyor ki... Belliki eşinin yokluğu onu da öldürecek. Balkona yem koyuyorum yemiyor. Su koyuyorum içmiyor... Eski gücünü gittikçe yitirmeye başlayan kumru yalnızlığını taşıyamıyor, kahroluyor, kıdım kıdım kendini ölümün kucağına itiyor... Bence aşk budur işte... Ölenle ölünmez derler ama bana göre ölenle ölmek aşkın kendisidir belkide... Hayvan, hayvan olmasına karşın eşine ve eşinin hatırasına gösterdiği bu sadakati insan olarak kendi sevdiğimize, sevgilimize, aşkımıza gösteremiyorsak hangi sevgiden, hangi aşktan söz edebiliriz ki... Hüzünden mi söz edelim yoksa şu tatlı visal güzelliğini mi yaşayalım? Hayır hayır! hayat hep ağıt, hep hüzünden oluşmuyor...Kıvancı, sevinci, işvesi ve coşkusu da vardır hayatın... Sil bütün hüzünleri yüreğinden, gözlerin tebesüme boğulsun, dudağından gülücükler eksik olmasın yar... Çünkü şu an seni yaşıyor milyonlarca kez seni çoğaltıyorum yüreğimde ve senli bir sevda şölenini yaşıyorum seninle. Aşka nasıl bakarsan, aşk da sana öyle bakacaktır. Gülersen gülecek ve güldürecek, ağlarsan ağlayacak ve ağlatacaktır. Bu gün olsun hüzünden söz etmeyelim...Gülerek sarılalım aşkımıza, gülerek bakalım şu visal anımıza ve hayata... İnan ki her şeyin değiştiğini görecek hayata ve aşka bir başka sarılacaksın. KÖMEN
Sen yoksun gecelerim ve yıldızlar var..
Birde senden habersiz ektigim umutlarım var Çilekbahçeme ektigim umutlarım Sen gidiyosun uzaklaşıyorsun benden tıpkı kayıp giden yıldızlar gibi Oysa can yoldaşlıgı yaptık birbirimize aylarca,günlerce Duygu selinde çoşturduk yüreklerimizi Kayıp gidiyosun ellerimden kayıp gidiyosun gözlerimden Sen yoksun gecelerim ve yıldızlar var Yasaklanmışın bana..ben sana yasaklanmışım Sözlerine kilitlenmişsin Yazmaz,konuşmaz oldun benimle Her suskunlugun derbeder eder yüregimi Sende kayıp giden yıldızlar gibisin Yoksun kayıp gidiyorsun gözlerimden,ellerimden,dudaklarımdan Gecelerim ve ben varız sen yoksun susmuşsun gidiyorsun benden Yasaklasın bana kayıp giden yıldızım.. ÇiLeK SENİ BEKLİYORUM.. Sevdigim uzak durma artık gel Yüregim senin yanı başındayken neden uzak duruyosun bana Beni dörtduvar arasında yapayalnız nasıl bırakıyorsun Bak bahçemiz kurumaya başladı sensizlikten Bende sensizligin eşigindeyim Umutları kaybetmeden seni bekliyorum Gel yarim gel yüregim yanı başında gel seni bekliyorum Uzak durma ne olursun Bak bahçemizde kuruyor gel renklendirelim Gel kayan yıldızım uzak sevdalım gel Seni Bekliyorum... Seni Bekliyorum tut yüregimi,ellerimi tut gel ÇiLeK
Güller de Sustu
Yamaçtan yamaca nice çağrılar yükseldi Yankılanarak dalga dalga... Ses verdi de dereler çaylar nehirlar... Soluk vermedi yağmur bulutları güllere... Güller gecelerin karanlıklarına süzüldü Ovarak yüreğini... Sustu... sustu... Sustu da, ses vermedi Yamactan yamaca vuran çağrılara... Belki de ses vermemekti en güzeli Bilinmeyen uzaklardan... Belki huzur ve sevgi oradaydı... Belki de duymamaktı hiç bir şeyi... Bilemem ki... Kişi, bir mum ışığına koşar da karanlığından Güneşten neden kaçar, bilinemez ki... KÖMEN
Gündüzlere İtirazım Var
Biliyor musun, Sen hep gecelerin çoğalan yanındasın Yalnızlıklarımı hep bu anlarda imha ederim Ve bu anlarda artarım kendimden Seninle tüm güzellikleri Seviyi, sevdayı seninle Düşlerin en tatlısını ve özlemin en dayanılmazını Gecelerin hep bu anlarında yaşarım Sanma ki yorgun ve argınım Gündüzlerin evecen heyemolasında Nice akşamların gelişini biçerim Eğer ki sevda şiirdir Eğer ki sevgili ezgilerin en güzeli... Akşamın alacalı tüm güzelliklerini Ulakçı güvercin kanatlarında, sana gönderirim Gecelere yaslanırım, bir de senli düşlere Seni yaşamak Ve sana yaşamak adına, senden güç alarak... Tan ağartısı vurur camlara Karanlığım asıl o zaman başlar Ve sen o zaman yitersin, akşamlara kadar Olmasın istiyorum, olmasın sabahlar Gündüzlere ileniyorum ve gündüzlere itirazım var. gecelerimin bitmeyen şarkısıdır bu Hüzzam tınılarda saklı sevdamı Derleyip düşünür baştan alırım Tütsülenen gece karanlığında Düşlerim can bulur aydınlanırım gecelerimin bitmeyen şarkısıdır bu KÖMEN
Güz Vurgunu Sevda Seranadı
Güz vurgunu duygusal kararsızlığın sarnıcında çırpınan gönül nedir bilirmisiniz? Hayır, hayır! Bilemezsiniz. Nasıl bileceksiniz? Güz duygulara yabancısınız...Yaşamadınız ki! nereden bileceksiniz. İşte bu çırpınışın, bu duygusal çekincenin ipi takılıyor boynuma. . Donuklaşan sözcüklerim, çekingen duygularım bilinmezlikleri koyarken düşlerimin önüne... yolunu bulamayan düşünceler güz vadisinde ki nehirleri damıtıyor... Gönül ocağımdaki dumansız alevler içimdeki buzullara çarpar da, belki değişir huyum, belki konuşurum diye, takvimleri çözüyorum... adını okuyarak yaşamın... Tenha zamanlarda karalara boyanıyorum... Nemli yaz-bahar gecelerinin sabahlarında kırağı düşüyor düşlerime...Titrerken şiir yüklü yüreğimin sızlayışları, sevilmeyişin hüzün duvarlarını örüyor duygularıma... Mevsimler karışıyor...Şimşekler... Ve yakamozları şaşırıyor aktığım denizlerin... Zamanı kül basıyor... Çıngılar derinliklerimde bir kor yığını... Ve yaşamın yapraklarını ucun ucun yakıyor... Güz vurgunu düşlerde yangınlara yenik düşüyor sevdalar... Ve sizler... Sizler; güz düşlerinin kararsızlığının ve umutsuzluğunun ne denli olduğunu bilirmisiniz... Yada güz vurgunu bir gönlün sevmek sevilmek adına çırpınışlarını...? Nereden bileceksiniz, yaşamadınız ki bileceksiniz... Güz düşlerinde mavi boncuk terlemez...Zaman bir hasım gibi vurur da geçiverir apansız... Suskunluk ve bekleyiş ölümcül bir sükuttur onda... Dayanamaz... Nice olumsuzlukların, anıların başkaldırıları ile doludur yüreği... Ve zaman acımasız... bitirir yaşamı kıdım kıdım... Güz çiçekleri yanıltmasın sizleri. Onlar ilkbaharını yaşayamanların, ilkbaharın unuttuğu çiçeklerdir... Baharına sitemli güzün sararan ve savrulan sarı yapraklarına bakınız... Eskiyen günlerin sonrasında Bir ağaç nasıl da tükeniyor ucun ucun.... Zaman nasıl da acımasız.... -II- Hep özlem içinde yaşayış... Hep kudüm kudüm özleyiş... Bu, yalın zamanlardan nota nota dökülüş... Hiç olmaktan sonsuz oluşa giden altın yol... Elbette en asil, en uzak ve en gerçek yol Yüce yare çıkar. Ama: bir şairimizin, ''ACI GEREÇEK O Kİ DERMAN UYUR DERT UYANIK AÄžARAN TANYERİ HALA YÜCE BİR BAÄžRI YANIK...'' deyişince, bakarsınız AŞK BERRAK BİR SU GİBİ akadurur önünüzde.. Bir nota düşer ilkin bu berrak suya. Küçümencik daireler oluşturur ereğince genişleyen... Çağrılarınız yoğunlaşır sesinize ses veren nice ozanları taşır duygularınıza.... Bir yarı gecede, nice gecelerde kulak kesilir, umutla beklersiniz o bir sesin çınıltısını telefonda. Duygularınızın en katıksız yanı size kılavuzluk eder. Belki de bahtınıza düşen düşlerinizin perisi ya da prensi alır götürür, düşlerinizle sizi kendi dünyalarına... Her başlangıç yeni bir varoluştur doğan yeni umutlara doğru...Her gece ve gündüz yeni bir doğuştur, yeni bir başlangıçtır dünlerin üzerinde... 'AŞKLARIN OLMUŞ DİYELİM TÜRLÜ GÜNAHI BİR AŞKI İLAHİ KILAR AYRILMANIN AHI''' diyor bir ozan. Ayrılıklar da yeni bir başlangıçtır... Önemli olan seven yürek ayrılığa ne denli yanarsa yansın; kim der ki, hazan var yangınlı yeşil gözlü gecelerde... Bir şey var ilahiliğe ait gibi yüreğinde.... Derim ki kapatmayınız yüreklerinizin kapılarını... Bırakınız görünmez yangınları arşa erişsin yüreğinizin... ''' Sürer de ömre bu hicran Sefa bir an sürmez ..... Bu bir ateş ki sürekli Yakar yakar da öldürmez O yüzden aşıkların Göğsü bağrı böyle yanık Dalıpda düşler denizinde Düş görendir en uyanık ''' KÖMEN |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konu ile Alakalı Benzer Konular | |||||
Konular | Yazar | Yorumlar | Okunma | Son Yorum | |
(¯`•._ αѕιρяєηѕєѕ _ .•Â´Â¯) siirleri :) | (¯`•._ αѕιÏÑєη | 59 | 4,493 |
08-15-2011, Saat: 11:23 PM Son Yorum: (¯`•._ αѕιÏÑєη |
|
Emrah ÇETİNKAYA şiirleri | masal_prensi | 3 | 877 |
12-18-2010, Saat: 11:13 PM Son Yorum: masal_prensi |
|
blue_belial Şiirleri | blue_belial | 20 | 2,059 |
11-26-2008, Saat: 08:03 PM Son Yorum: CaNaT |
|
Firari Fırtına ( DnL ) Şiirleri | Firari Fırtına | 80 | 4,534 |
10-06-2008, Saat: 07:37 AM Son Yorum: Firari Fırtına |
|
*Asİ-yÜrEk* Şiirleri 09.18.2008 | *Asİ-yÜrEk* | 12 | 1,296 |
09-23-2008, Saat: 06:31 AM Son Yorum: *Asİ-yÜrEk* |
Konuyu Okuyanlar: 20 Ziyaretçi