Kömen şiirleri
|
ÇiLeK Adlı Kullanıcıdan Alıntı: BU GÜZEL DİZELER İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM CAN DOSTUM... SENİNLE DOSTLUÄžUMUZA TAKVİM YAPRAÄžI KOPARMIYORUM ARTIK... GERİYE BAKTIÄžIMDA DÖRT MEVSİMİ DEÄžİL NİCE MEVSİMLERİ BİRLİKTE SOLUMUŞ BİRLİKTE ADIMLAMIŞ... İKİ AYRI BEDEN, BİR CAN OLMUŞ GİBİYİZ... KİŞİYİ TUTKUSU MU ESKİTİR, TUTKULARI KİŞİYİ Mİ, BİLMEM Kİ HER GÜN DOÄžUMU, VE YILDIZLARIN HER ÇİÇEKÇE GÜLÜŞÜ SEVİLENİ YAÄžDIRIYORSA DÜŞLERE TUTKULARINI ESKİTEBİLİR Mİ İNSAN... VE HER GÜNAYDIN AŞK AYDINLIÄžINA SALINAN BİR IŞIKTIR SEVENLERDE SENİ UNUTMAK, SENSİZLİÄžİ DÜŞÜNMEK NE MÜMKÜN... AYRILIK MI... NE DENLİ ACILIDIR, NE DENLİ ÖLDÜRÜCÜ BİTMEYEN SARI DOLAMALI BİR SANCIDIR YÜREKTE.. HANGİ SEVEN BUNU KABULLENE BİLİR Kİ.. BANA AYRILIKLARDAN SÖZ ETME N'OLUR Kİ, HER AYRILIK SÖZÜ BİN KURŞUNDUR GÖNLÜME.. DAYANAMAM, SOLUKSUZ KALIRIM DAHASI ÖLÜŞLERİN EN ACISINI ÇEKERİM... BELKİ DE GERÇEKTEN ÖLÜRÜM... BELKİ DE GERÇEKTEN...
CANIMIN TA İÇİNDEYDİN
Ne zaman gelsem Seni yok buluyorum Ne zaman gelsem Yokluğun bir mıh gibi çakılıyor içime Ne zaman gelsem Bir özlem yangınıyla bahçene Çiçekleri öksüz, çilekleri boynu bükük buluyorum Yokluğuna yok yazamıyorum Çünkü vardın ve oralarda bir yerdeydin Ve çünkü canımın en derininde, Ta içimdeydin Bütün suçum Bir aralık gelememiş olmam mıydı bahçemize Bitti mi sanmıştın Birlikte çıktığımız mavi düş yolculuğu Bilmem ki hangi bungun duygular aldı umudunu Oysa, seni bir de sensizlikte yaşamalıydım Yaşadım, yaşattım seni en derinlerimde Doldum, taştım, yandım Ve aşkınla, bir daha piştim Geldim eşiğine, Çat kapı giremedim Çünkü sen yoktun, Çileklerimize sinmiş kokun yoktu Yokluğunu yok yazamadım, Parmaklarım titredi Yokluğunu yok yazamadım Yüreğim titredi Yokluğunu yok yazamadım Kalemim isyan etti Çünkü sen vardın, oralarda bir yerdeydin Ve çünkü yüreğimin en derininde, Canımın ta içindeydin.. Yokluğunu yok yazamadım KÖMEN (17.10.08-14.40)
Yüreğimi Yüreğine Kat Artık
Yalnızlığın bozkırını aşarak Ebediyen yurdun olmaya geldim Sıralı dağlar ötesinde son umut Düşlerimi sende bulmaya geldim Toz-toprağa bele istersen İstersen ıssız çöl kumuna kat beni Nice sabah ışığını göğsümde Biriktirdim, sana sunmaya geldim Yıldızlar topladım, kır çiçekleri Kelebeğin kanadında sana gönderdim Yüreğimi yüreğine kat artık Düşlerince yurdun olmaya geldim KÖMEN
Yüreğimin Burgacı
ey gökkuşağım suskunum nabzı atan karanlıklarımın çolpanı çarkıfelek özleminle dardadır bugün gel artık ey görklü ayzıt'ım bengisuyum kahve telvelerinde umut aratanım dönence burçları zordadır bugün gel artık ey yüreğimin burgacı bezek sözlü gizemlim ıtır kokulu gelişlerinle gel artık KÖMEN
Zaman Düşlerimi Getiriyor Yadıma
Hüznü, sevinci, unutulmuş bir şarkıyı, çekilmiş bir acıyı getiriyor Gözlerimin önüne, Zaman ve adın. Zaman düşlerimi getiriyor avuçlarıma bir de. Sana bir başka tutunuyorum, senden öğrün. Ayrılıklar hayli vurdu beni, göktaşı yağmurlarına tutulmuş gibi... Diller nasıl da keskin ve sivri... Dilim dilim, dilimliyor Ve nefreti körükledikçe körüklüyor içime.... Posası çıkarılmış bütün güzellikler, hiç yaşanmamış gibi bir yana iteleniyor... Bu nedenle seni sevmek, sana sevdalanmak Ve sana bağlanmak korkusu burkuyor içimi... Hiçbir şey korkutmadı beni ayrılığın vurması gibi... Ve içimde silinmeyen bir iz; Uzaklaşan adımlarının korkusu. Yine mi vuracaktır bir ayrılık şarkısı yüreğimi, Yine mi yalnızlığın sarı dolamalı sancısı saracaktı her yanımı Yüreğimin çekincesi oldu bunca yaşadıklarım... Seviyorum, Sevmeliyim, Sevmek zorundayım... İnsanım ben, insan! ! ! Ama, korkuyorum işte... Yine bir ayrılık hicranına gömülmekten? Vurulayım, Gömüleyim, Öleyim... Sen görme, sen umursama ve sen duyma.... Yanmak, göğünmek, kurşuni gecelerde, Kurşun yaralarınca parçalanmak vardı sevdalarda... Başkaladırı vardı yazgıya ve her şeye... Olsun! Ne çıkar; yaşam anıların harmanıdır. Belki de bu harmanın en son ateşi sen olacaksın.. Korkmuyorum, çekinmiyorum da Bu sevdanın vebalini omuzlayacaksan, Daha ne bekliyorsun bilmem ki.. Haydi sen de yak beni.... Zaman düşlerimi getiriyor yadıma Ve bir de adını KÖMEN
ZAMAN RENGİNİ YİTİRDİ
BİR KEZ DAHA YALNIZLIÄžIMA SIÄžINIYORUM. Bu kez zor bir yalnızlığa mahkum oluyorum. İçimin kopmayan iplerinde, sallanmak da yetmez oldu teselliye. Çünkü çürütüldü bağlarım. BULUT KUŞLARINI MI KAMÇILADIM YOKSA GÖKYÜZÜNÜN, ne yaptım, suçum nedir anlamadım? Sen bilinmesi zor bilmece, çözemediğim kördüğüm... Gönül iklimimi sonsuzluk çizgisiyle sınırlayan zehirli iksir... ÇEK GİT! Bir gün, çıvgın güz yağmurlarının çaresizliği içinde kalmışken, bütün sevgileri kovmaya gücümün yetmediği bir anda çıktın karşıma... Artık; içimde harmanlanan kara, kapkara sevda bulutlarını kovmaya da gücüm yetmiyor. Öyle fersizim ki. Hiçlik ordularını çoğalttım kendimde. Anıları söküp atamıyorum yüreğimden.. Oysa ölümcül barikatları hıncımla aşmıştım, her şeye karşın. Ama, artık beni çöl yılanları boğmada... ÇEK GİT! Ne yapabilirim ki, yine de ağıyorsun dursuz duraksız, üstüme üstüme... Niceye bir duracaksın bilemiyorum, mevsimleri talan eden fırtına. Bak artık zaman da rengini yitirdi... Umutsuzluğum, yalnızlığım niceye bir sürecek daha? ÇEK GİT! Birbirimizi sevişimizdi bahar. Ne oldu apansız değişiverdi mevsimler? Bir kez daha kendi gerçeğimle yüzleşiyorum. Belki de en son yüzleşmem olacaktır bu. Kendime tutunmaya çalışmalıyım.. Anladım ki bütün sevgiler yalanmış... Sevmeler de rengini yitirdi... Şimdi hicran katmerlerindeyim... ÇEK GİT! Masamın üzerinde yıkılmışlığım duruyor, yalan sevgilere armağan... Titreyen parmaklarımda kalemim ve karşımda resmin... Ahlara kundaklıyorum... Bir ayrılık ağısıdır içtiğim şimdi... Ayrılık ağısıdır... ÇEK GİT ! Gözün aydın ola, sigarayı en vefalı dost bildim yeniden. Her derin çekişte seni ufuklar üflüyorum uzun uzun.... İntizar ederek. ÇEK GİT ! Mevsim son güz, bu son vedam mıdır, Yoksa son sözüm müdür bilemiyorum.. Çaresizliğim beni, gülünç duruma düşürmeden ÇEK GİT GÜZELİM, ARTIK ÇEK GİT ’***İçim bu güllerden yandı diyorum Gül bildik,gülü başımıza taç yaptık biz Derdini sahiplendik güle ilaç yaptık biz Ne dersiniz, hak etmeyen insanı mı sevdik Yoksa bütün yanlışı sevmekte mi yaptık biz *** KÖMEN
ZOR GECE
Suskun bir gecenin derinleşen kararnlıklarında yapayalnızım. Bu gün ''Merhaba! '' diyenim de olmadı. Gün gündüzü boğdu, bungunluğum gecemi... Yüreğimi dilimliyordu sanki bungunluğum... Bu gün bir '' Merhaba! '' diyenim de olmadı. Yapayalnızdım dünyada... bir başıma... Telefondan bir ses bekledim. Ama , o da gece gibi suskun, sessiz ve soğuktu... Sevdiğim dostları düşlüyorum ve en çok da sevdiğimi... Bu gün herkes suskundu... Duaya muhtaç bir ölü gibiyim... ''Merhaba'' diyen bir sesi, En çok da sevdalımın sesini bekledim, gündüz ve gece boyu... Terkedilmişlik duygusu bastırıyor içimi, olanca hızıyla... Oysa, geceler sevenler, sevilenler için visalin anlarıydı... Aşklar bu visalle bütünleşirdi... Geceler sussa da aşk susmamalıydı... Nedendir ki, aşkım gündüz ve gece boyu suskun kaldı. Bir ''Merhaba! '' bile demedi. Sevgili! Senin de gecelerini bazen kapkara bulutlar kaplar mı? Beni ararmısın, Beni düşünür, düşlermisin, Bana ihtiyaç duyarmısın, sesime, sevişime sevdama..? Umutla, özleyişle beklermisin, O kapkara bungunluk içinde, yüreğin dilimlenerek...? Özlemin sonsuzluğa açılan bir pencere Ve sen o pencerede hiç bitmeyen bir düş, duygu, beklenen, umut, aydınlık... Ve kutlu bir aşk olduğunu biliyormusun...? Öyleyse bu gün gündüz ve gece Bütün zalimliğiyle ve hışmıyla neden üzerime abandı? Bu gün bir '' Merhaba! '' diyenim de olmadı. Allah'ım! nasıl bir gün bu böyle? .. Gün ve gece boyu hızarlar, bıçkılar çalıştı içimin karanlıklarında... Kestiler, biçtiler, doğradılar mavi dünyamı lime lime... Bütün cenaze arabaları matemlerini bırakarak içimden... Ve bütün cankurtaranlar acı sirenleriyle... Benim cankurtaranım Ya da cenaze arabam neden gelmedi bilmem ki? Bir mezartaşı kadar donuk, bir mezar kadar sessizim bu gece... Oysa beynimde ve yüreğimde bin yıkımlı fırtınalar kopuyor... Savuruyor beni bilinmeyenlere... En vefalı dost bildiğim kitaplarım, kalemim, kağıtlarım... Ve sarınarak yattığım yatağım bile bir başka bakıyor gözlerime. Hangi kitabı alsam elime, Elimde kaldırılamaz bir ağırlık oluyor... Açılmıyor sayfalar, birbirine mıhlanmış gibi... Aşkta yalnızlık bumuydu Tanrım? Her soluk alışta Özleyişin ve bekleyişin hicranını bengisu diye içmekmiydi yalnızlık... Bu gün bir ''Merhaba! '' diyenim olmadı. Tan yeri ağarmaya başladı. Kumrular sabah şarkılarını söylüyor, mutluca. Çift geziniyor kumrular. İmreniyor ve kıskanıyorum onları... Benimse yalnızlığımın karanlıkları sürüyor... KÖMEN
ZOR OLANA TALİBİM
Güneş ki, Gecelerin karanlıklarını oyarak şafağına ulaşıyor. Ve sabahlar güneşi doğuruyor yenidenli günlere. Tan kızılı saçların gibi... Deniz ve gök; yeryüzünün yeşili ile kaynaşıyor ışık ışık... Dağ buğusuna sarınmış gözlerin gibi... Binbir renkli çiçekler ve gönlünün güzelliği gülüşlerine akışmış Alev kızılı erguvani yüzünde, iki dilim nar kırmızısı dudakların, Sevdiğine gel eder gibi... Gökçe tenin kan damlamış kar pembesi yanaklarına, Güllerin en alımlısını kondurmuş... Ve kaşlarının, kirpiklerinin gülüşü gözlerime... Gün batımının ve gün dağumunun alaca karanlıklarda, Denizlere ve ufuklara alev alev vuruşu gibi.. Umutlarıma göz kırpar gibisin karşımda Hiç silinmeyen hayalin ve o cerence duruşun var ya yüreğimiz benden sökerek alır gibi... ''nar-ul cehenneme! ! ! '' der çoğu kişiler. Ürküntü verirler yüreklere sevda adına. Oysa; yaşam Derince bir yanışın siperlerinde saklı tutar kendini. Bu yaşamın sırrı orada, Tam karşımda... Bu bir sır değildir artık. Dumansız, alkor ateşten yükselen, masmavi bir alevdir o. O bir yürek bekler, O bir gönül ve sevda bekler içten içe... Mavi alevli sıcaklığını yüreğime taşıyacak mış gibi... Damarlarında gönül ocağının alevi dolaşmayan gönül, Gönül olabilir mi? Ve bu gönül ateşinde pişmeyen yürek, Sevdasını taşıyabilir mi Sevda bu! Sevi bu! Yakmak ona, yanmak sevene düşer. Sevmek ve sevi pazarcı malı değildir ki, işportacı çığırtkanlığında metre metre, dirhem dirhem satılsın... O ancak, Dumasız yanışlarda ve mavileşen sevda alevlerinde var olur. Bunlar yaşanmadıkça, Ne sevda sevda, ne de aşk aşk olur. Zorlukların insanıyım. Zor olana talibim. Sevmek ve aşk adına... KÖMEN
KİŞİ SEVDİKLERİ İLE PAYLAŞIMDA BULUNUR...
Bu sözü ben de onaylar, kabul ederim... Eğer birbirlerine alışmış, birbirleriyla paylaşımda bulunarak huylarını, sularını bilenler, dahası birbirleri arasında grup oluşturmuş paylaşımlarını rotatife başlamış insanların arasına sap gibi girmenin bir alemi yoktu... Çünkü yalnız kalır, yalnızca arada öter dururdu... sonradan katılmış yabancı bir insan... Ne yazık ki ben bu yanlışı yaptım. Açıkçası gelmemeliydim... Kıramadın Çilek hanım dostu... Onun daveti ile aranıza katıldım ve bir kere şiirlerimi yazarak paylaşıma sunmaya başlamıştım. Başladığım bir işi bitirmeliydim.. Yarım bırakmak geleneğine sahip değildim. Alfabetik sıraya göre son eklememi yaptım. Yani başladığım işi bitirdim... Artık aranıza sıkça girmeyeceğim... Her yeni yazdığım konularımı dizelerimi bu sayfaya eklemeyi sürdüreceğim Çilek hanımın hatırına... Şimdilik kendi aranızda muhabbet, sevgi ile hoşça kalınız. |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konu ile Alakalı Benzer Konular | |||||
Konular | Yazar | Yorumlar | Okunma | Son Yorum | |
(¯`•._ αѕιρяєηѕєѕ _ .•Â´Â¯) siirleri :) | (¯`•._ αѕιÏÑєη | 59 | 4,473 |
08-15-2011, Saat: 11:23 PM Son Yorum: (¯`•._ αѕιÏÑєη |
|
Emrah ÇETİNKAYA şiirleri | masal_prensi | 3 | 877 |
12-18-2010, Saat: 11:13 PM Son Yorum: masal_prensi |
|
blue_belial Şiirleri | blue_belial | 20 | 2,059 |
11-26-2008, Saat: 08:03 PM Son Yorum: CaNaT |
|
Firari Fırtına ( DnL ) Şiirleri | Firari Fırtına | 80 | 4,473 |
10-06-2008, Saat: 07:37 AM Son Yorum: Firari Fırtına |
|
*Asİ-yÜrEk* Şiirleri 09.18.2008 | *Asİ-yÜrEk* | 12 | 1,293 |
09-23-2008, Saat: 06:31 AM Son Yorum: *Asİ-yÜrEk* |
Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi