“ Seversin kavuşamazsın aşk olur “ “ Aşk açlıktan değil tokluktan ölür “
Çünkü aşkı aşk yapan “ açlıktır”.”Onunla” birlikte olmaya gezmeye karşı hiç doymayan bir “ açlık” Onunla konuşmaya ve susmaya buluşmaya ve özlemeye kavga etmeye ve barışmaya duyulan heyecanlı bir “ açlık “ . “ Onunla “ yaşama planları anlamaya çalışma çabaları anlaşılmak kaygıları kaybetmek korkuları ile beslenen bir “ açlık “ .
Aşkın ilk zamanlarında “ açlık “ elin yüreğinde telefon beklemeler kıvrım kıvrım soru işaretleri bitmez tükemez yanlış anlamalar kıskançlıkla ve uykusuz geçen sancılı gecelerdir.
Sonraları aşkın açlığı “ onun “ elini sımsıkı tutmak teninin her milimetresine dokunmak dudaklarınla dudaklarına değmek için ölesiye artmaya başlar.
Eğer “ aşk oradaysa “ ilk ruhsal ve tensel yakınlıkların ardından “ açlık “ giderilmez.Tersine hızla büyümeye başlar ve her defasında açlıktan “ ruhunuz kazınır “. Fakat bedenlerin sık sık buluştuğu ilk coşkulu zamanların ateşi çabucak sönüyor ve sıkıntılı doygunluk duyuluyorsa “ aşk çekip gtimiş “ demektir .
Çünkü aşk çok oburdur ama tıkabasa doyduğu zaman ölür. Bu yüzden aşkınızla çok sık görüşerek luzumundan fazla “ yemek yedirirseniz “ yok olur. Aşkınıza çok fazla içinizi açıp ruhunuzu soyarsanız “ büyü bozulur “ ve aşk yine tokluktan ölür.
Aşka kendinizi tümden adar ve karşınızdaki kişinin kaybetme korkusunu doyurursanız açlıkla beraber aşk da kaybolur.
Aşkın sofrasında her zaman hazır ve nazır bulunursanız
“ iştahı kaçar “.
Aşkın yaşaması için hep bir parça “ aç “ bırakmak gerekir . Zira aşk doyduğu zaman ya “ hayatını kaybeder” ya da artık adı “aşk” değildir.