| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 354 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 349 Ziyaretçi Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
36 dakika önce
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1
|
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
3 saat önce
» Yorumlar: 0
» Okunma: 9
|
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 11
|
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,307
|
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 18
|
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 22
|
Kendi Uydurmalarını Allah...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-09-2025, Saat: 04:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 32
|
Rivayetler Kur’an’ın Önün...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-08-2025, Saat: 11:25 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
|
Günümüzde bizlerin öyle b...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-07-2025, Saat: 04:14 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 31
|
Maide Suresi 41-42-43-44....
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-06-2025, Saat: 12:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 35
|
|
|
| Gerçek Dost |
|
Yazar: eRCi - 12-29-2011, Saat: 11:08 PM - Forum: Hikayeler
- Yorum Yok
|
 |
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardır. Fakat bir tanesi çok kurnaz , atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf , dürüst ve sessizdir.
Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek
işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister.
Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir.
Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşınınn yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok saşırır, ne diyeceğini bilemez.
Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardir ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir.
Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir ( ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek ) arkadaşının iş yerine gider ve kendisine çalışması için iş vermesini ister.
Arkadaşı ona iş vermez. Bizim ki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz.
Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilaç alamadağını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır evine götürüp dinlendirir oturup sohbet ederler bir süre ve kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır. Saf adam artik zengindir.
Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir. Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister.
Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur, kimsesi olmadığını ögrendiği kadına ; Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yaşayalım , sen
evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç düşünmeden kabul eder.
Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler, Bizimki böyle bir kızı nasıl bulacağını, tanıdığı olmadığını söyler.
Yaşlı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle
görüşerebileceğini söyler.
Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır.
Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede
unutamamıştır . Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir . Düğün günü gelir çatar . Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrafonu alır ve başlar yasadıklarını anlatmaya ;
-Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı . Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi, elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok
beğendiğini söyleyerek benden istedi. İçim kan ağlayarak onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. İşlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için
kendisinden iş istedim. O bana iş vermedi.
Çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum Çünkü biz gerçek dosttuk.''
Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla
dayanamaz ve mikrafonu eline alır başlar konuşmaya;
-Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim,
bütün parasını bana verdi. Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi . Nişanlısını istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı (Hayat
kadiniydi ) .
Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım. İşleri bozulduğunda gelip benden iş istedi, arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden iş vermedim. Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım.
Evine gelen dilenci kadın ise; benim annemdi. Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim ve şu anda evlenmekte olduğu kişi de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim . Değerli misafirler, İşte biz böyle dostuz . .
|
|
|
| Doğum günün kutlu olsun qeLincik |
|
Yazar: eRCi - 12-29-2011, Saat: 10:40 PM - Forum: Özel Günler ve Kutlamalar
- Yorumlar (5)
|
 |
DOÄžUM GÜNÜN KUTLU OLSUN
qeLincik
NİCE SENELERE....
FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight FlashLight
|
|
|
| Haşr 7. ayette geçen, Peygamberiniz neyi verdiyse onu alın sözünden ne anlamalıyız? |
|
Yazar: halukgta - 12-29-2011, Saat: 07:31 PM - Forum: İslam
- Yorum Yok
|
 |
Bizler İslam ı birilerinin güdümünde yaşayıp, öğretilenleri Rabbimin rehberinden kontrol etme gereği duymadığımızda, ortaya çıkan imanın, Rabbimin önerdiği bir iman şekli olduğunu asla bilemeyiz.
Allahın huzuruna vardığımızda eğer, üzücü bir durumla karşılaşmak istemiyorsak imanımızı, inancımızı mutlaka Allahın, sizler için rehber olsun diye gönderdim dediği KUR’AN İLE KARŞILAŞTIRMALIYIZ.
Allah bizlere rehber olsun diye gönderdim dediği kitabını, asla anlaşılması zor yapmaz. Allah yine gönderdiği kitap için, yemin ederek sizler için kolaylaştırdım diyorsa birçok kez, bu kitap anlaşılması zor asla olamaz.
Bizler İslam ı, Kur’an ın güdümünde yaşamadığımız takdirde, beşerin güdümüne gireriz ki, bu bizleri Rabbimden uzaklaştırır. Allah velilerin ardına düşmeyin diyorsa, bu bizleri Allah ın yani Kur’an ın güdümünde olmamızı istediğindendir. Bizler bu Dünyada imtihandayız. İmtihanımızın da, yalnız ve yalnız KUR’ANDAN OLACAÄžINI RABBİM SÖYLÜYOR. Ne diyordu hatırlayalım.
Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Allah açıkça imtihan olacağımız kitabın Kur’an olduğunu söylediği ve bu kitapta her şeyden nice örnekler verdim dediği halde bizler, hayırrrr yalnız Kur’an dan sorumlu değiliz, Kur’an da her şey yoktur, özet bilgiler vardır diyenlere inanırsak, sizce gittiğimiz bu yol, Rabbim e ulaşır mı?
Bu sözleri söyleyenlere şunu hatırlatmak isterim. Allah sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum dediği halde (HÂŞÃ‚)sözünden cayacağını, daha sonrada Kur’an dışından da hükümlerden bizleri sorumlu tutacağını mı söylüyorsunuz? Bunu söyleyenin Rabbimle inatlaştığını, adaletini küçümsediğini, hatırlatmak isterim. Bunu yapmanın, buna inanmanın da cezasını, hayal bile etmek istemiyorum.
Allah Maide suresi 45. ayetinde, Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendisidir diyorsa, Allah ın indirdiği Kur’an a özet bilgidir, orada her şey yoktur diyen, ZALİMLERİN TA KENDİSİDİR. Şunu da sakın unutmayalım. Hesabın görüleceği gün, peygamberimizin Furkan suresi 30. ayetinde söylediği gibi, Ey Rabbim benim toplumum bu Kur’an ı devre dışı bıraktılar diyecekse, bu sözden ibret almayan, burada anlatılmak isteneni anlamak istemeyenler, Rabbin huzurunda hiçbir yardımcı bulamayacaklardır.
Bu yazımı yazmakta ki maksadım, Haşr suresi 7. ayette geçen bir cümleyi alıp, ona bahsedilen konuda geçmeyen anlamları verip, beşerin yalan ve yanlışlarına delil göstermenin, bizleri nerelere sürükleyeceğini göstermek içindir.
Bizler Kur’an ayetlerinde geçen bir kelime ya da cümleyi alıp, ona eğer kendi inanç ve hurafe itikatlarımıza delil yaparsak, bizleri nasıl dinden saptıracağını bu örnekte görebiliriz. Ne yazık ki bu yöntem o kadar çok kullanılıyor ki günümüz İslam inancında, bunu yaptığımızda bu inancın nerelere varacağını sizler tahmin edin.
Haşr suresi 7. ayettin içinde şöyle bir cümle geçer.
(Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.)
Yukarıdaki cümleyi bahsedilen ayetten ayırıp düşündüğünüzde, inanılmaz yerlerde kullanıp, dinde açıkça kargaşa yaratabiliriz. İşte ne yazık ki İslam düşmanları içimize öyle yanlış inançları, yine Kur’an danmış gibi gösterip, bizleri can elinden vurmuşlardır, ama bunun farkında bile değiliz. Bizlere Kur’an ı tercüme ederken, öyle cümlelerle naklediyorlar ki, kafalarda soru işaretleri kalıyor.
Peki, Allah yukarıdaki sözüyle nelerden bahsediyor da, peygamber size ne verdiyse alın, vermediğinden sakının itiraz etmeyin diyor? Bu cümleyle Kur’an dışından bir şey vermesini asla anlayamayız, çünkü sana indirdiğim ile topluma hükmet diyordu elçisine Allah hatırlayalım. Sana indirdiğime ilaveler yaparsan, senin canını alırım diye de uyarıyordu. Peki, bu cümleyle bu sözlerle Allah ne anlatmak istiyor bizlere, gelin bu ayetin öncesine ve sonrasına da bakarak, ne anlatmak istiyor Rahman, onu Allah ın izniyle anlamaya çalışalım. Önce bahsettiğimiz ayetin, bir öncesine bakalım.
Haşr 6: Allah'ın, onlardan (mallarından) Peygamberine verdiği ganimetler için siz at ve deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye kadirdir.
Bahsettiğimiz Haşr 7. ayetin bir öncesinde, savaşlarda kazanılan ganimetlerden bahsediyor ve bir konuda toplumun dikkatini çekiyor. Bu ganimetleri savaşlarda aldığınızda, hepiniz Allah adına at ve deve koşturup savaşmadınız diyor. Bakalım devamındaki ve bahsettiğimiz ayette ne diyor.
Haşr 7: Allah'ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler, Allah, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.
Yukarıdaki ayeti bir başka mealden de verelim ki daha iyi anlaşılsın.
Haşr 7: Bu beldelerin halkından [ganimet olarak] ne alındıysa Allah, hepsini Elçisi'ne devretti, [ganimetin tümü,] Allah'a ve Elçisi'ne, [ölen müminlerin] yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir; (böyle yapıldı) ki o, içinizden [zaten] zengin olanlar arasında dolaşıp duran [bir servet] haline gelmesin. Bu nedenle, Elçi size [ondan] ne kadar verirse [gönülden] kabul edin ve size vermediği şey[i istemek]ten kaçının ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun: çünkü Allah misillemesinde çetindir.
Allah elçisinin, İslam a karşı savaş ilan edenlerle savaşması neticesinde elde ettikleri ganimetleri, nasıl dağıtacağını topluma anlatıyor. O anı önce hayal edelim isteseniz. Müslüman olduğunu söyleyen birçok insan var, ama bir kısmı malını, karısını, çocuklarını bırakıp savaşa gitmeyi göze almayanlar da var içlerinde. Bu durumda bu insanların nefsi de bu ganimetlerden pay isteyecek, ya da bekleyecektir. Bakın bu insanlara Haşr 6. ayette gerekeni zaten Allah söylemişti. Peki devamındaki ayette neler söylüyor? Bakın toplanan ganimetlerin nasıl dağıtılacağını anlatıyor Allah. Rabbim her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyorsa, buna da açıklık getirmiş demektir. Bakın kimler içindir diyor.
(Allah, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir.)
Bu açıklamayı yapıyor ki herkes ganimetten pay istemesin. Allah ve peygambere ait kısım, zaten devletin yönetimi için harcanacak bölümdür. Devamında yaptığı açıklamada ise bunun nedenini söyleyip, bu malların yalnız zenginler arasında dolaşması değil, fakirlere de fayda sağlaması içindir diyor. İşte tam burada o toplumun halini, içlerinden çıkacak itirazları düşünün ve hayal edin. Acaba nasıl itirazlar olmuştur ya da olacağını Rabbim bildiği için bakın topluca uyarıp ne diyor?
(Bu nedenle, Elçi size [ondan] ne kadar verirse [gönülden] kabul edin ve size vermediği şey[i istemek]ten kaçının.)
Şükürler olsun Rabbim e aklı olanın, ayetleri düşünerek anlamaya çalışanlara ne kadar güzel anlatıyor her şeyi. Allah bu sözleriyle, ganimeti dağıtırken, benim elçime itiraz etmeyin diyor. O en doğru bir şekilde sizlere dağıtacaktır. Peygamberiniz size neyi verdiyse onu alın, size bu konuda yasakladıklarına, vermediklerine de itiraz etmeyin ondan sakının. Vermediyse sizin hakkınız olmadığı içindir, başkalarının hakkına müdahale etmekten sakının diyor. Şimdide bu ayetin devamına bakalım ki konuyu daha iyi anlayalım.
Haşr 8: (Allah'ın verdiği bu ganimet malları,) yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılmış olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamberine yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte doğru olanlar bunlardır.
İşte Yüce Rabbim çok daha net bir açıklama yapıyor ganimetlerle ilgili. Peygamberimizin ganimet dağıtımında kimsenin itiraz etmemesi için, elçisinin ganimetten kime ne verdiyse onu almasını, kimlerin hakkı yokta istemeye kalkıyorsa, ondan sakınmasını açıkça söylemiştir. Bu malların elçisi tarafından, yurtlarından uzaklaştırılmış, Allahtan yardım dileyen yoksullara, peygamberine canla başla yardım eden fakir muhacirlere dağıtılmasını istiyor. Sonunda da Rabbim ganimetlerin dağıtımında, en doğru bu yolun olduğunu söylüyor.
Lütfen yukarıdaki üç ayeti birleştirip düşünün. Üçü de savaşlarda alınan ganimetlerin nasıl dağıtılmasına dair açıklamalar yapıyor. Peki, bu ayetlerin içinde geçen şu cümleyi nasıl olurda konunun dışında anlamlar yükleriz?
( Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.)
(Bu nedenle, Elçi size [ondan] ne kadar verirse [gönülden] kabul edin ve size vermediği şey[i istemek]ten kaçının.)
Allah açıkça ganimetin dağıtımında, peygamberiniz sizlere ne verdiyse onu alın, vermediyse itiraz edip, almak için uğraşmayın bu hareketten sakının diyecek, fakat bizler bu cümleyi alıp, Rabbin asla bahsetmediği başka yerlerde, başka anlamlarda kullanacağız. Bunun bizleri dinden ne derece saptırdığının farkın damıyız dostlar? Eğer farkında değilsek, lütfen Rabbin ayetleri üzerinde dikkatle ve hiçbir etki altında kalmadan, hesabın görüleceği gün gelmeden, çok iyi düşünelim ve inancımıza yön verelim.
Hepimiz hesabımızı kendimiz tek başımıza vereceğiz. Huzuru mahşerde yanımızda, bu Dünyada edindiğimiz, hatta yardımı olacağına çok güvendiğimiz, inandığımız hiç kimse olmayacak. Çünkü onlarda kendi hesabının telâşesin de olacaklar. Gelin el birliğiyle Kur’an a müracaat edelim. Onu anlamaya çalışalım. Onun onaylamadığı hiçbir sözün ardı sıra gitmeyelim.
Peygamberimizin yolunu izlemek istiyorsak, bizlerde Kur’an ın yolunu izleyerek, peygamberimizin gerçek ümmeti olduğunu gösterelim. Hesabın görüleceği gün, yüzlerimizin ak olmasını isteyen, emin olduğumuz bilginin ardında gitmelidir. Rabbim bizleri, hesaba çekeceği kitabı apaçık söylemiş ise, bunun dışındaki kitaplara bizleri yönlendirmek isteyenlere, lütfen artık kanmayalım. Kur’anı anladığımız dilden bolca okuyalım, ayetler üzerinde düşünelim, aklımızı kullanalım. Çevremizden yardımlar alıp, Kur’an ı çok daha iyi anlamanın yollarını bulalım, araştıralım. Bunu yapmamızı Rabbim söylüyorsa, en doğru yol bu yol demektir.
Birileri bizlere, sen Kur’an dan anlayamazsın, anladığın dilden okusan da işe yaramaz, sen hüküm çıkaramazsın, Kur’an da her şey yoktur, Kur’anı anlamak için büyük ilim tahsil etmen gerekir diyorsa, bilmeliyiz ki bu insanlar, bizleri Kur’an dan uzaklaştırmak isteyen, İslam ı kendi çıkarları doğrultusunda kullanan, Allahın emrettiği dışında çok farklı bir inanç yaratan insanlardır. Çünkü Allah sizlere gönül gözlerinizi açacak, sizlere doğruyu gösterecek, kolaylaştırılmış, her şeyden nice örnekler verilen, anlaşılacak bir rehber gönderdim diyor. Beşerin bile bir konuda yazdığı rehber kitap anlaşılıyor da fayda sağlıyorsa, nasıl olurda Yüce Rabbimin imtihan edeceği rehber kitap, güneş, gönül gözü anlaşılması zor olur? Hepimiz vaktimiz dolmadan, bu soruyu düşünelim ve imanımıza bu doğrultuda yön verelim.
Rabbim cümlemizi Kur’an ın rehberliğinden, onun ışığından, nurundan ayırmasın. Aklını kullanarak iman eden, kulları arasına alsın inşallah cümlemizi.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|
|
|
| Resesyon |
|
Yazar: history - 12-29-2011, Saat: 12:37 PM - Forum: Sözlük
- Yorum Yok
|
 |
RESESYON;Ekonomik büyümenin belirli bir süre negatif ya da yavaş olmasıdır. Ekonomide atıl kapasitenin olması ya da ekonominin uzun vadeli büyüme oranından daha düşük bir oranda büyümesi olarak da tanımlanabilmektedir.
|
|
|
| Baha-Nasip Değilmiş |
|
Yazar: ZencefiL - 12-28-2011, Saat: 08:13 PM - Forum: Online Videolar
- Yorum Yok
|
 |
Ayni dili konusurken,
farkli seyler anladik.
olur olmaz kirilirken,
mutlu musun,iste ayrildik.
hic birsey eskisi gibi olmayacak.
hic kimsenin sevgisi yerini tutmayacak.
hic birsey eskisi gibi olmayacak.
söylesene saclarim sensiz mi agiracak?
benden bir iz kaldiysa,
ne olursun iyi bak.
nasip degilmis bana dizlerinde uyumak.
benden bir iz kaldiysa,
ne olursun iyi bak.
nasip degilmis bana bas ucunda yasamak.
|
|
|
| Hamileyken Fazla Et Kısırlığa, Az Karbonhidrat Şişmanlığa Sebep Oluyor |
|
Yazar: Sağlı@k ve Yaşam - 12-28-2011, Saat: 03:25 PM - Forum: Sağlık
- Yorum Yok
|
 |
Hamilelik döneminde fazla miktarda kırmızı et tüketmek doğacak erkek çocukta sperm kalite sorunu, yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise şişmanlık, şeker hastalığı gibi riskler yaşanması ihtimallerini artıyor.
Dr. Murat Berksoy
Bahçeci Sağlık Grubu ~ Aile Hekimi
Hamilelik döneminde annenin aldığı besinler bebeğin ileriki hayatında ayrıca Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabilir.
Anne adaylarının hamilelik sürecindeki beslenmesi, bebeklerinin DNA'sında önemli değişiklikler oluşturduğu için tüm yaşamını olumsuz etkiliyor. Hamilelik süresinde yanlış beslenen, ağır metaller, kimyasal ve biyolojik toksinlere maruz kalan anne adayının bebeğinde, ileriki yaşlarda yüksek tansiyon, şeker, kalp-damar hastalığının yanısıra zeka geriliği, otizm ve davranış bozukluğu gibi sorunlar yaşanabilir. Ayrıca anne hamileyken çok fazla kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bu gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebilir.
Çevresel kimyasal kirleticilerden PCB poliklorine bifeniller, dioksinler, kurşun, civa, bisfenol A ve perstisitler gibi endokrin bozucular çocuklarda işitme ve konuşma bozukluklarına, eğitimde başarısızlığın yanında gebelik sırasında benzer durumlara maruz kalındığında ise ileriki yıllarda bebeğin üreme sorunlarıyla karşılaşma olasılığını arttırmaktadır. Anne hamile iken çok kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bu gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebilir. Hamileyken yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise bebeğin genlerinde bazı unsurların değişmesine yol açıyor. Bu bebekler, yaşamlarının ileriki aşamalarında daha çok kilo alıyor. Yani anne adayı yetersiz karbonhidratlı bir beslenmeye geçerse, çocuğunun kilo alma riskini artırıyor. Anne karnındayken çocuk yetersiz beslenirse, çocuk ileride şişmanlık, şeker hastalığı gibi risklerle karşılaşabiliyor. Bu nedenle özellikle hamile kadınların beslenme ve yaşam tarzları konusunda daha bilinçli davranması gerekir.
Anne Bebeğinin Genlerini Nasıl Etkiler?
Uzmanların teorisine göre, anne karnında gelişimini sürdüren bebek, dünyaya geldiğinde karşılaşacağı ortama hazırlıklı olmaya çalışıyor ve DNA'sında buna göre değişiklikler oluyor. Karbonhidratı yetersiz bir ortamda gelişen bebeğin yeterli besin olmadığı varsayımıyla vücudunu depolamaya programlar. Daha önce hayvanlarda yapılan çalışmalarda da beslenmenin gen işlevlerinde değişiklik yaratabildiği belirlenmişti. Buna, Epigenetik değişim deniyor. Bu alana eğilen uzmanlar ise çevre ile genlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamaya çalışıyor. Annenin aldığı besinler ve diğer etkenler bebeğin hayatında Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabiliyor. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin D vitamini, iyot, Omega 3, B12 vitamini, folik asit, A vitamini ve demir eksikliklerinin giderilmesi büyük önem taşıyor.
Epigenetik değişimlerin kısmen de olsa yaşamın ilk dönemleri ile daha sonraki hastalıklar arasında bağlantı oluşturduğuna ilişkin önemli kanıtlar vardır. Kadınların gelecek nesillerin sağlığını iyileştirebilmek için beslenme konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı vardır.
|
|
|
| Apokalips |
|
Yazar: history - 12-28-2011, Saat: 02:33 PM - Forum: Sözlük
- Yorum Yok
|
 |
Kıyamet,din günü,hüküm günü...
|
|
|
|