| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 354 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 351 Ziyaretçi Baidu, Bing, GoogleBot
|
| Son Aktiviteler |
Maide Suresi 41-42-43-44....
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 12:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 8
|
Allah’tan Başka VELİLER E...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-05-2025, Saat: 11:29 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 12
|
Bizlere Öğretilenleri, Ku...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-04-2025, Saat: 05:42 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 13
|
Nisa Suresi 34. Ayet Ve K...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-03-2025, Saat: 05:00 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 18
|
Allah Biz Kullarını Resul...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-03-2025, Saat: 11:29 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 16
|
Kamer Suresi 17-22. Maide...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-01-2025, Saat: 01:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
|
Allah Neden Bazı Ayetlerd...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
10-31-2025, Saat: 10:58 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 32
|
Nisa Suresi 153. Ayet Üze...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
10-27-2025, Saat: 04:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 37
|
Atatürk'ü Sevmek Zorundas...
Forum: Mustafa Kemal Atatürk
Son Yorum: Serdar102
09-09-2025, Saat: 08:31 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 202
|
ÖYLESİ'NE...
Forum: Güzel Sözler
Son Yorum: SunSet
08-28-2025, Saat: 10:17 AM
» Yorumlar: 12
» Okunma: 1,474
|
|
|
| Lor kurabiye tarifi |
|
Yazar: Beyaz - 11-20-2015, Saat: 04:56 PM - Forum: Yemek Tarifleri
- Yorumlar (15)
|
 |
- 250 gr. Tatlı lor
- 2 yumurta sarısı
- 1 çay bardağı toz şeker
- 1 çay bardağı sıvı yağ
- 2 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- Yarım çay kaşığı karbonat
Lor peyniri ile toz şeker iyice karıştırılır. Sonra içine yumurta sarıları ve sıvı yağ ilave edilir. Tekrar karıştırılır. Unun içine kabartma tozu, vanilya ve karbonat konulup birbirine karışması sağlanır. Un karışımı lorlu karışımla birleştirilip hamur hale getirilir. Biraz ele yapışan bir hamur oluyor. Az miktarda un daha ekleyebilirsiniz ama çok katı olmasın. Kurabiyeleriniz sert olur. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında altı üstü pembeleşene kadar pişirin. Çok koyu kızartmayın. İsterseniz fırına vermeden kalan yumurta akına batırıp sonrada toz şekere batırabilir ve öyle de pişirebilirsiniz.
|
|
|
| Kararsızım (: |
|
Yazar: acemhe - 11-19-2015, Saat: 03:00 PM - Forum: Diğer (Genel)
- Yorumlar (8)
|
 |
Evet arkadaşlar, sizlere sormak istediğim bir soru var.
Bu haftasonu lisedeki kankamin oğlunun doğum günü var.
Beni de davet etti, ancak yaklaşık 9 yıldır görüşmedik hiç.
Sadece faceden falan yazısıyoruz.
Birbirimizi çok severdik ancak işte hayatın günlük akışı şartları değiştiriyor.
Sorum şu, sizce gitmeli miyim?
Benim kararsız olduğum nokta uzun zaman geçti aradan birbirimize nasıl davranacagiz bilmiyorum.
Oğlum sakin ama bazen şımarık da olabiliyor. Bunlar da kafamda soru işareti yaratıyor.
Birde hediye konusu var. Sizce, el yapımı kendi emeğim birsey mi olmalı, yoksa herkes gibi sıradan bir hediye mi?
Teşekkür ederim şimdiden (:
|
|
|
| Bir Veda Mektubudur Bu Sana Hiç Verilmeyecek |
|
Yazar: Beyaz - 11-19-2015, Saat: 02:19 PM - Forum: Aşk Mektupları
- Yorumlar (2)
|
 |
[INDENT]Bir Veda Mektubudur Bu Sana Hiç Verilmeyecek
[/INDENT][INDENT]
Bugün sensizliğe ilk adımlarımı atıyorum. Biliyorum zor olacak sensizlik, Biliyorum gülmeyeceğim artık, saatler geçmek bilmeyecek ve ben unutacağım mutluluğu.Oysa ben sadece seninle bir gecede olsa yan yana olmak ve ben senin gözlerinde sonsuza ulaşmak istemiştim. Seni sevmiştim ben.
Sonra Senin yerini sensizlik aldı. Uzağımdaydın artık. Gel diyordum, gecenin en sessiz ve en kuytuluğunda. Unutmuştu uykuyu gözlerim ve haykırıyordum, neredesin sevgili, bak yalnızım ve çaresiz. Boşluğa uzanıyordu ellerim seni arıyordum şehrin hüzün kokan sokaklarında. Ama son yoktun, gitmiştin bir daha geri gelmemek üzere. Beni sensizlikle beni sessizlikle bir başıma bırakıp gitmiştin. Belki haklıydın ama ben sensiz nefes alamazdım biliyordun bilmesine gittin sana gitme kal diyemedim..
Sen Gittin ve Ben Son defa baktım Güneşe, Son defa Güldüm, Son kez kalbim çarptı giderken.Gözlerimi boşluğa diktim ve uzaklara baktım, gülüyordum artık. Yaşadığımız her şey dün olmuştu ve bitmişti umutlarım,özlerim düşlerim..
Sonra Kapattım Gözlerimi bir daha açmamak üzere.
Sana senin arkandan ağlamayacağım demiştim ben sözümü tuttum ve arkandan bir damla bile gözyaşı dökmedim..
Şimdi ben gidiyorum..
Ve Seni Yaşayamadığım günlerime, seni yitik düşlerime hapsediyorum.
Bir sonbahar akşamıydı Yüreğimin Sensizliğinle Başbaşa Bırakışının Ertesiydi
Sararmış Yapraklarda Aradım Kokunu, Gökyüzüne Baktım Belki Son Kez Seni Görürüm Diye Yıldızlara Baktım Ama Sen Yoktun.
Gözlerim Doldu Ağlayacaktım,
Ağlamadım
Elime Kağıdı Kalemi Son Kez Aldım
Satırlar birbirini takip etti. Seni Ne Kadar Çok Sevdiğimi ve Sensiz Yaşamanın İmkansız Olduğunu Bir Kez Daha Yazdım, sonra ona sarıldım sen diye.Sen kokuyordu satırları.
İçinde Sen Vardın Ve Sana Sevdam Vardı Sana Hiç Ulaşmayacak bu Veda Mektubumda…
Bensiz Mutlu Olurmusun Bilmem Ben Sensiz Bir Geceyi Bile Sabah Etmeyecektim Öylede Oldu Sevdiğim
Mutluluk Senin Olsun Sevgili Şimdi Gitme Sırası Bende
Belki Bir Sonbahar Akşamı Ağaçlar Yapraklarını Dökerken Sızlarsa Yüreğin, Gözlerinden Bir Damla Yaş Dökülürse
Bil ki Ben Ağlıyorum Uzak Bir Şehrin Sahipsiz Bir Köşesinde.
Rüzgarı Dinle Bir Ses Duyacaksın Derinlerden Gelen
“Sensiz Aldığım Her Nefes Haram Olsun Sevdiğim Ben Sensiz Hiç Yaşamadım Yaşayamadım., â€
Çok Sevdiğini Unutmaman Dileğiyle
Serdar YILDIRIM
[/INDENT]
|
|
|
| İyi Olamıyorum ! |
|
Yazar: acemhe - 11-18-2015, Saat: 12:39 AM - Forum: Güzel Sözler
- Yorumlar (2)
|
 |
İyi falan değilim.
Son günlerde huysuzum, gerginim, bencilim, en ufak bir şeye ağlıyorum, gereksiz insanları hayatımda baş köşeye oturtuyorum, yazmak istiyorum yazamıyorum, hiçbir şey istemiyorum, herkesle kavga ediyorum, mutlu olmadığım halde mutlu gibi görünmeye çalışıyorum.
Bana iyi misin diye sormayın.
İyi olamıyorum !!!!!
|
|
|
| Bekleme Artık... |
|
Yazar: Beyaz - 11-17-2015, Saat: 06:46 PM - Forum: Aşk (Genel)
- Yorum Yok
|
 |
Son sesiydi bu duyduğ[SIZE=6]un, son trenin
[/SIZE]Tek ayağım kapıda…
Diğerini yanına getirdiğim an,
artık ben olmayacağım
Bakarsam eğer…
Gözlerinin karasını görürsem eğer…
Damlalarca içimde çoğalırsan eğer…
Gidemem!!!
Vagonlar boyu uzaklığa düştüğümde senden
Aklımda hâlâ senin sesin mi olur,
Yoksa rayların gıcırtısına takılırda kalbim
Öyle mi atar o an’dan sonra…
bilemem
Buğusu geçince(kimbilir kaç saatlik yolların ötesinde)
Hâlâ seni mi arar,seni mi sorar gözlerim,
Yoksa bilet kontrolüne takılıkalır da,
Tüm heyecanları yitermi kalbimin…
bilemem
Ve inerken trenden…
Sana doğru döner de, yönünü mü şaşırır
Yoksa birbirine dolanıp yuvarlanır da
Kalbimi bırakıp yol ortasında,
Gider mi ayaklarım…
bilemem
Tekerin her dönüşü, geri dönülmez yollar açarken aramızda ve
döktüğüm her yaş yaşadığımız her an’a bedelken hâlâ…
Bekleme artık
Dönmeyeceğim!!!
İnsanların garip bakışları umurumda bile değil…
Dayadım ellerimi cama,
[SIZE=7]gecenin ayazına aldırmadan
[/SIZE]burnumun ucunu çıkardım dışarı.
Geriye_geride bıraktığım adama geride bıraktığım
onca zamana baktım da…
Kış mı bu kadar üşüten;
Yoksa içimin rüzgârı mı beni böyle tir tir titreten…
Farkına varamadım!!!
Bu bir kış gecesi…
Bu hazin bir veda sahnesi…
Bu bi yol hikayesi…
Ne yollar boyu,
Ne de vagonlar boyudur uzaklığım
Yüreğinin düğümüne takıldım,
Aslı budur yalnızlığımın…
Ki ben;yorulmam dedim
Ki ben;usanmam…dedim
Dinlemedin!!!
Şimdi bakma öyle,
Şimdi “g e l†deme…
Vagonlarca yol geldim
Her şeyi, her izi sildim
Bunca gece,bunca yara-bere üstüne
Basa basa, çiğneye çiğneye benliğimi
Gelemem…
Bekleme artık
Dönemem…..
|
|
|
| Metro |
|
Yazar: Xesar - 11-17-2015, Saat: 12:54 PM - Forum: Kendi Şiirleriniz
- Yorumlar (7)
|
 |
Metrodayım,
Ara sıra kaçamak bakışlar yakalıyorum,
Masmavi...
Çocukluğumdan kalma,
En güzel misketler gibi,
İri iri...
Deniz gökyüzü karışımı...
Öylesine güzel ki,
Şiir yazdırır adama.
Kaç yaşına geldim bilmiyorum,
Kaç ömür yaşadım
Kaç kadın sevdim,
Kaçı terk etti,
Kaçını terk ettim
Hatırlamıyorum.
Fakat;
Başka bu kaçamak bakışlar;
Öylesine saf öylesine umutsuz,
Bir o kadar hayalperest,
Masmavi;
Deniz gökyüzü karışımı işte,
Kusura bakma küçüğüm,
Tutmam gereken sözler var,
Sen git,mavine bulut olmayacak
Başka bir mevsime,
Benim fırtınam ağır gelir,
Senin deniz kokan gözlerine...
Yenikapı metrosu
Xesar
|
|
|
| Diye .. |
|
Yazar: Beyaz - 11-16-2015, Saat: 10:20 AM - Forum: Aşk (Genel)
- Yorum Yok
|
 |
Anıyormusun o eski günleri
Evlerimizin
Karşı karşıya olduğu
Benim balkonda
Tünediğim
Senin perde arkasında
Beklediğin
Çocukluk yıllarımızı
Sen ne zaman bahçeye çıksan
Bende sokağa çıkıyormuş gibi
yapardım
Aslında saatlerce o anı
Beklerdim
Annem kovalardı evden
Git arkadaşlarının yanına
Türlü bahaneler bulurdum
Gidersem seni göremiyeceğim
Diye
Hatırlıyormusun sana yazdığım
İlk mektubu
Sende cevap yazmıştın
Annem bulmuştu
Mektubuda
Annene göstermişti
Bak kızın oğluma göndermiş
Diye
Sonrada sen yakalanmıştın
Benim yazdığımı
Baban bulmuştu
Koruda buluşalım demiştim
Babandan tokat yemiştim
Kızımı koruluğa
Niye çağırıyorsun
Diye
Birbirimize inat
Başkalarıyla gezmeye
Başlamıştık
Ama ne komik olmuştu
O ikisi tanışınca
Biz ortada kalmıştık
Çocukluktu yaptığımız
Sırf birbirimize nispet olsun
Diye
Yıllarca gizli flört ettik
Mahallede uzak durduk
Dışarda her yere el ele
Gittik
Arkadaşlar konuşurdu
Arkamızdan sonları belli
Diye
Şimdi sen nerde ben nerde
Sen kimle ben kimle
Hiç düşündünmü
Neden böyle oldu
Diye
|
|
|
| Özür Dilerim Vazgeçtim Senden, Ayrılık Mektupları, Ayrılığa Dair Duygusal Yazılar, Ay |
|
Yazar: Beyaz - 11-16-2015, Saat: 10:11 AM - Forum: Aşk (Genel)
- Yorumlar (34)
|
 |

Kenarı çatlaşmış bir bardağa su koymak gibi, boşa akıp gittiğini görerek sevgimin yaşamaya katlanamayacağımı fark edince, vazgeçtim senden…
Üstüne kurduğum hayallerimi, beklentilerimi, umutlarımı ve sevgimi toplayıp koydum bavula. Hızlıca çekip kapıyı çıktım gönül evinden.
Uzun uzun düşündüm ama merak etme! Doluya koydum, boşa koydum, nereye koyduysam ağır geldi yüreğim. Vardır elbet bu yüreği taşıyacak bir yiğit dedim ve vazgeçtim senden…
Kalsaydım, sevseydim, direnseydim ki; yapabilirdim, incinirdik. Kırılmayalım, üzülmeyelim diye gittim. Gittim çünkü gün gelip yolda karşılaştığımızda iki sohbet edecek yüzümüz kalsın istedim. Hakaret etmeden henüz, küfür etmeden, beddua etmemişken birbirimize, fırtına çıkmamışken, yol yakınken dönelim istedim. Yol da pek yakın sayılmazdı ama neyse!
Senden vazgeçtim çünkü sana öğretemediklerimden sorumlu tuttum kendimi. Özveriyi, emeği, sevmeyi, düşünmeyi öğretemediğim için suçladım yüreğimi! Sonra düşündüm ve dedim ki: Hamurunda yoksa öğrenmek, sen ister aşk vaat et, ister cennet!
Sen uyuyordun, uzun süre seyrettim. Gözlerini, kirpiklerini, burnunu, çeneni, ellerini, kollarını, her nefes alışında bedeninin nasıl inip kalktığını izledim. Hani bir kelimeyi arka arkaya söylediğinde anlamını kaybeder ya içinde; işte öyle, sana baktıkça anlamını yitirdin içimde…
Ayağa kalktım, üstümü giyindim, seviştiğimiz yatağı düzelttim, çarşafları kirliye atıp yenilerini serdim. Makineye kahveyi koydum, üstüne “düğmeye basarsan beş dakika sonra hazır olacak†diye not yazıp bıraktım. Eşyalarımı topladım, anahtarlarını masanın üstüne bıraktım. Çekip kapıyı çıktım.
Yemeği yer yemez kalkan misafir gibi, seviştikten sonra terk ederek biraz ayıp etmiş olabilirim. Üzgünüm ama senden ümidimi kestim. Üstelik hiç laf edemezsin çünkü çok direndim.
Sevmeyi öğrenmeyi beklemekten, sevgini belli etmeni beklemekten, bu ilişkiye beklentiler yüklemekten, hep aynı yerde sayarak yürüyoruz zannetmekten ve senden vazgeçtim ve gittim! Özür dilerim….
Candan Ünal
|
|
|
|