:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,696
» Son Üye: Klassohbet
» Toplam Konular: 98,546
» Toplam Yorumlar: 1,065,526

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 335 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 331 Ziyaretçi
Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot

Son Aktiviteler
Batılı, Hurafeyi Atalarım...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
9 saat önce
» Yorumlar: 0
» Okunma: 7
Allah’a Şirk Koşarak Yaşa...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-21-2025, Saat: 09:37 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
Rabbinden Sana Vahyedilen...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-20-2025, Saat: 04:17 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 20
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 28
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 32
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,339
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 32

 
  Annelerimizin kızınca sölediği müthiş laflar
Yazar: ZencefiL - 05-12-2011, Saat: 12:32 PM - Forum: Maxi Geyik - Yorumlar (2)


‎1-Seni Doğuracağıma Tas Doğursaydım

2-Senin Cocuklarında Sana Aynılarını Yapsın İnsallah

3-Hep Babanın Tarafını Tut Sen
...
4-kanser Ettiniz Beni

5-Kızdımmı Adım Kızdı oluyor

6-Öleyimde Kurtulun Benden

7-Sende Kulağını Bana verme

8-Gün Yüzü göstermediniz bana

9-Kime cektin sen bilmemki

10-Seni Alan 3 gün Sonra geri getirir

11-Yaptığın Banaysa,Öğrendiğin sana

12-Seni Dokuz Ay karnımda Tasıdım Ben

13-Kimin Cocuğuna qülüp,kimin cocugunu kınadıysam Basıma qeldi

14-Hep Sen Yüz Veriyorsun Buna Mücahit

15-Ne yani sen varken ben mi ekmek almaya gideyim

Bu konuyu yazdır

  Adana Şehir Tanıtımı
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:31 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorumlar (1)

[INDENT]

Yüzölçümü:
17.253 km²Nüfus:
1.934.907 (1990) Adana ilinin ilçeleri; Seyhan, Yüreğir, Aladağ, Ceyhan, Feke, İmamoğlu, Karaisalı, Karataş, Kozan, Pozantı, Saimbeyli, Tufanbeyli ve Yumurtalık' tır.
Aladağ: Adana'ya 105 km. uzaklıkta olan bu ilçede antik devirden kalma bir ören yeri ile harap Ortaçağ kalesi, Akören beldesindeki Kırık Kilise harabeleri çok önemlidir. 40 km mesafedeki Acısu içmesi, Meydan yaylasında Bığbığı mağarası bulunmaktadır.
Ceyhan: Adana il merkezine 47 km uzaklıktadır. Adana-Ceyhan karayolu üzerinde 700 m. uzunluğunda dört cepheli masif kaya üzerinde etkileyici görünümlü Yılan Kale, Ulucami, Mecidiye Cami ve Durhasan Dede Türbesi ilçenin önemli turistik değerleridir. Yılankale'nin güneybatısında, Sirkeli Höyüğü vardır.Höyüğün Ceyhan nehrine bakan kuzey kayalıklarında Hitit Krallarından Muvattali'nin sakallı ve uzun elbiseli rölyefi görülür. Anadolu'nun en eski Hitit kabartmasıdır. Kurtkulağı Beldesi'nde bulunan Kurtkulağı Kervansarayı 1693 yılında yapılmış olup eski Halep kervan yolu üzerindedir. Kervansaray 'da yörenin etnografik eserleri sergilenmektedir.
Feke: İl merkezine bağlı Tepe Mahallerinde 1945 yılında Bizans tapınağının zemin mozaikleri ortaya çıkarılmıştır. Feke kalesinin 12. yy.da Bizanslılar veya Selçuklular tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Rafting için ülkemizin en elverişli ırmaklarından olan Göksu, bu ilçede bulunmaktadır. Ayrıca çok sayıda yaylalar vardır. smiley.gif

İmamoğlu: İl merkezine 45 km. uzaklıktaki ilçenin önemli turistik değeri İmamoğlu Yeraltı Şehridir.

Karaisalı: İl merkezine 47 km. mesafede bulunan ilçenin 8 km. kuzey batısında Milvan Kale, 17 km. batısında 1912 yılında Almanlar tarafından yapılan Alman Köprüsü, 12 km. güneyinde Altınova köyü yakınlarında tarihi İpek Yolu güzergahında Kesiri Han önemli tarihi eserleridir. Yerköprü mesire yeri ve Kızıldağ Yaylası görülmeye değerdir.

Karataş: İl merkezine 47 km. mesafedeki ilçe coğrafi konumu ile İlk Çağda büyük önem taşımış bir şehirdir. Magarsus adıyla anılan bu kent bugünkü yerleşim yerinin 5 km. batısında yer almaktaydı. Karataş'ta Osmanlılardan kalma iki han vardır. Ramsar sözleşmesinde yer alan Akyatan Gölü ve Kuş Cenneti bu ilçededir.

Kozan: İl merkezine 72 km. mesafededir. Kozan Kalesi, Asurlular tarafından yapılmıştır. Önemli eserlerinden biri olan Hoşkadem Cami 1448 yılında Mısır Kölemen Sultanı Abdullah Hoşkadem tarafından yaptırılmıştır.

Kozan'ın 22 km. güney doğusunda Dilekkaya köyünün 2 km. uzağında bir ada gibi yükselen tepenin üzerinde Anavarza şehri M.Ö. 9. yüzyılda Asurlular tarafından kurulmuştur. Kaya mezarları, kilise, sarnıç gibi eserler bugüne ulaşan kalıntılardır. Ayrıca 18 çeşit deniz hayvanını gösteren Anavarza mozaikleri bulunmaktadır. Kozan ilçesine 10 km. uzaklıktaki Dağılcak, mesire yeri ve yaylaları ile ünlüdür.

Pozantı: İl merkezine 116 km. mesafededir. Coğrafi konumu nedeniyle tarihte önemli olaylara sahne olmuştur. Eski ve yeni Anakşa kaleleri, Torosların en önemli geçidi olan Gülek Boğazı'nın girişindedir. Gülek boğazı ile Tekir yaylası arasındaki Kızıltabya ve Aktabya kaleleri ilçenin önemli turistik mekânlarındandır.

Saimbeyli: Adana il merkezine 156 km. mesafededir. Eski adı Haçin'dir. Burada Orta Çağda yapılmış kale ve kiliseler bulunmaktadır.

Seyhan: İlçenin bulunduğu yöre, pek çok uygarlıklara sahne olmuştur. İlçenin başlıca eserleri Büyük Saat Kulesi, Taş Köprü, Yağ Cami ve Medresesi, Hasanağa Cami, Kemeraltı Cami, Ulu Cami Külliyesi, Yeni Cami, Çarşı Hamamı, Bebekli Kilise (Kilisenin tepesinde tunçtan yapılmış Meryem Ana heykelinin bebeğe benzemesi nedeniyle bu ad verilmiştir.) dir. Ayrıca Eski Adana Mahalleleri ve evleri görülmeye değerdir.

Tufanbeyli: İl merkezine 200 km. mesafededir. İlçenin 20 km. kuzeydoğusunda Hititlerin dini merkezi konumunda olan "Şar" kenti Hieropolis ve Çomana adları ile tanınır. Romalılardan kalma açık hava tiyatrosu, Bizans kilise kalıntısı, ana tanrıça tapınağının kapısı olduğu sanılan Alakapı antik şehrin sağlam kalmış yapılarıdır. Şar harabelerinin güneyinde Doğanbeyli köyü yakınında höyükler, batıda Hanyeri yakınında Hitit anıtı önemli eserlerdir.

Yumurtalık: İl merkezine 81 km mesafededir. İlçenin en önemli eserleri Ayas ve Atlas kalesi, Süleymaniye Kulesi ve Marko Polo İskelesidir. Akdeniz'de kıyısı bulunan ilçenin balıkçı barınağı bulunmaktadır.

Yüreğir: Yüreğir'in en önemli eseri Ceyhan nehri kıyısında bugün Yakapınarı'nın bulunduğu yerde kurulan Misis Antik Kenti, Roma ve Memluk Döneminde önemini korumuştur. Ceyhan nehri üzerinde 4. yüzyılda Bizans imparatoru Flauius Constantinus tarafından yaptırılan Misis Köprüsü'nün yakınındaki mozaikler, Roma bazilikası, su kemeri, stadyum, hamam, kervansaray ve mescit görülebilir.
[/INDENT]

Bu konuyu yazdır

  Burdur Adı Nereden Gelmektedir?
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:30 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorum Yok

[INDENT]

Burdur, Akdeniz Bölgesinin batı kesiminde, Göller Bölgesinde yer almaktadır. Burdur adının nereden geldiği hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Birinci görüş, Burdur adının “Polydorion” kelimesinin daha sonra, “Polydor” şekline dönüştüğü, oradan da Burdur şekline dönüştüğüdür. İkinci görüş ise Burdur yöresinin eski adı Limobrama “Göl Kenti” anlamına gelen Limobria kelimesinden türemiştir. Sonradan da değişerek Burdur olmuştur. Fakat Antik Çağlarda Burdur’un yerinde herhangi bir şehir bulunup bulunmadığı bilinmemektedir. Bunun için bu iki adın kesin olarak ne zaman kullanıldığı bilinmemektedir.smiley.gif

Üçüncü görüş ve en akla yatkın olanı da; Burdur şehrinikuran Türkmen boylarından Kınalı Oymağı mensupları, konaklama yeri ararken, burayı buluyorlar ve bölgenin güzelliği karşısında “Cennet Buradadır” demişler ve “Burada Dur” sözü zamanla hece düşmesine uğramış ve Burdur’a dönüşmüştür.
[/INDENT]

Bu konuyu yazdır

  Manisa
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:26 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorum Yok

Manisa


Manisa ve çevresi, tarihi devirlerde Hititler, Akalar, Frikyalılar, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Bergamalılar, Romalılar tarafından yönetilmiştir. Saruhan bey, 1313 yılında Manisa’yı Bizanslılardan aldıktan sonra bu şehri beyliğine başkent yaptı. Bu tarihten sonra da bu yöreye Saruhan Beyliği adı verildi. 1410 yılında Osmanlı İmparatorluğunca alınmasına kadar beylikle yönetilen Manisa’da Saruhan Bey, Fahrettin İlyas Bey, İshak Çelebi ve Hızır Şah beylik yapmışlardır. Saruhan Beyliği 1410 yılında kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine alındıktan sonra Manisa Şehri Şehzadeler Sancağı yapıldı. 1410-1595 tarihleri arasında Manisa ve yöresi Şehzadeler tarafından yönetildi. Ünlü padişahlardan Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman burada yöneticilik yapmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu yönetim bakımından iki eyalete bölünmüştür: 1) Rumeli Eyaleti, 2) Anadolu Eyaleti. Eyaletler Sancaklara, sancaklar kazalara ayrılmıştı. Manisa, bu yönetim içinde 1595-1811 tarihleri arasında merkezi Kütahya olan Anadolu Eyaletine bağlı Saruhan Sancağı idi. Şehzadelerin Sancak beyi olarak bulunduğu dönemde Saruhan Sancağı eğitim, İlim ve kültür merkezlerinden biri durumuna geldi.1923 yılında bütün mutasarrıflıkların Vilayet sayılması üzerine Saruhan Sancağı da Vilayet oldu. 24.10.1926 tarihli 4248 sayılı Kararname ile haberleşme ve işlemlerde kolaylık sağlanması bakımından Saruhan İlinin adı Manisa olarak değiştirilmiştir. I. Dünya Savaşından sonra 30 Ekim 1918’de Limni’nin Mondros Mütarekesinin 7. maddesine göre, İtilaf Devletleri kendi güvenliklerini tehikede gördükleri zaman, askeri bakımdan önemli olan Türk topraklarını işgal edebileceklerdi. Bu maddeye dayanarak İngiltere ve Fransa’nın onayını da alan Yunanlılar’ın I.Tümeni, 15 Mayıs 1919 günü İzmir’e çıktı. Yunanlılar, 23 Mayıs 1919 da, işgali Gediz Vadisi boyunca genişletmeye başladı.Yunan toplu saldırısı, 22 Haziran 1920’de başladı. yunan birlikleri topçu ateşi desteğinde, Akhisar cephesinde; Kanboğazı ve Yayaköy, Soma cephesinde; Çaldağ yönünde saldırıya geçti.Yunanlılar aynı gün Akhisar’a girdiler. Türk Birlikleri geri çekilmek zorunda kaldı. 23 Haziran da Salihli, 24 Haziran da Alaşehir ve Soma işgal edildi.

28 Haziranda da Kula’ya girdiler. İşgal yıllarında, yerli Rumlar’ın da kışkırtmasıyla halk, çok büyük bir baskı altına girdi. Camiye gitmeyi, ezan okumayı uzun süre engellediler. Silah arama bahanesi ile evler basıldı, yağmalandı,dövülerek yaralananlar, hatta öldürülenler oldu. 30 Ağustos 1922 Dumlupınar Meydan Muharebesinin kesin zaferle sonuçlanmasından sonra, Fahrettin Paşa komutasındaki Süvari Kolordusu, hızla İzmir üzerine yürüdü. Yunan direnişi tamamen kırıldı. Yunan birlikleri dağıldı ve kaçmaya başladı. Ordumuz 4 Eylül’de Alaşehir ve Kula’ya girdi. 5 Eylül’de Salihli, 6 Eylül’de de Kırkağaç, Soma ve Akhisar, Yunan işgalinden kurtuldu. 7 Eylül’de Turgutlu, 8 Eylül’de de Manisa’ya askerimiz girdi. Böylelikle Manisa İl olarak işgalden kurtulmuş oldu.

Bu konuyu yazdır

  Kütahya
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:23 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorum Yok

Kütahya


Yerleşim tarihi itibariyle 7 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Kütahya İli, topraklarında barındırdığı uygarlıklara ait çok zengin bir kültürel mirasın da sahibidir.
Sanat değeri yüksek kaliteli seramikleriyle ünlü Hititlerin, barışçı bir toplum oldukları, müzisyen ve sanatçıları korudukları bilinen Friglerin, heykeltraşlıklarıyla ünlü Roma ve Bizanslıların, anıtsal mimaride ileri gitmiş, edibi, şairi, mutasavvıfı bol Selçuklu, Germiyanlı ve Osmanlıların birikimini yansıtan Kütahya, tarihinin her devresinde önemli bir ilim ve kültür merkezi olagelmiştir.
Antik kaynakların, masalcı Ezop''un doğum yeri olarak gösterdiği Kütahya, Germiyanoğulları Devletinin başkenti, Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi ve şehzadelerin valilik yaptığı kent olarak Osmanlı tahtının staj yerlerinden biridir.Ünlü gezgin ve edebiyatçı Evliya Çelebi''nin de memleketi olan Kütahya, Osmanlı sarayına gelin verdiği Devlet Hatun''un sürekli himayesini görmüş, Kütahya''dan yetişen çok sayıda bilim adamı ve sanatkar şehzadelere öğretmenlik yapmıştır. Bu durum, saray kültürünün Kütahya''da da yaşanmasını sağlamıştır.
Kütahya, her alanda yetiştirdiği insanlarla Anadolu kültürüne büyük hizmetlerde bulunmuştur. Kütahyalı, tarih boyunca iyinin, güzelin, doğrunun yanında olmuş, insani değerleri korumuş, çelebilik mevkiine taşımıştır.

Bu konuyu yazdır

  Afyon
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:22 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorum Yok

Afyon


Afyon adını M.Ö. 1340 yıllarında Hititler tarafından yaptırılan ve bu güne kadar ününü sürdüren kalesi ve yaklaşık 2300 yıldır ekilen haşhaş bitkisinden almıştır.

M.Ö. 7000 Yılından başlayarak günümüze kadar yerleşim yeri olan İlimiz sınırları içerisinde Hitit, Frig, Grek, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi uygarlıklar egemen olmuştur.

Selçuklu Türklerinin 1071 yılında Anadolu'yu fethetmeleri sonucunda Afyon Türk'lerin hakimiyetine geçmiştir. Selçuklu Devletinin parçalanmasından sonra şehir bir süre Sahipoğulları'nın elinde kaldı. 1341'den sonra akrabalık ilişkileri sonucu Germiyanoğulları'nın yönetimine geçen kent II. Yakup Bey zamanında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katıldı (1390). Ankara Savaşından (1402) sonra Timur'un askerlerince yıkıma uğrayan şehir yeniden Yakup Bey'in eline geçti ve onun ölümü (1428) üzerine, vasiyeti gereği kesin olarak Osmanlı Egemenliğine girdi. Fatih Sultan Mehmet'in Karaman Seferleri sırasında, stratejik özelliği dolayısıyla askeri harekatın başlıca merkezlerinden biriydi. XVII. Yüzyılda ortaya çıkan Celali ayaklanmaları burayı da etkisi altına aldı. Celali Karayazıcı'nın kardeşi Deli Hasan Kütahya'yı alamayınca kışlamak üzere geldiği (1602) şehirde geniş ölçüde yıkıma sebep olmuştur. smiley.gif

Mondros Barış Antlaşması'ndan (8-9 aralık 1918) hemen sonra İngiliz Fransız ve İtalyan birlikleri yer yer Osmanlı topraklarına girdiler. Bu arada 16 Nisan 1919'da Fransızlar Afyon istasyonuna yerleşti. 21 Mayıs 1919'da iki subay ve 262 erden oluşan bir İtalyan birliği de Afyon'a geldi. Bu birlikler yerlerini 17 Mart 1920'de Yunanlılara bıraktı. Çok kısa süren birinci işgalden sonra 13 Temmuz 1921'de Afyon ikinci kez Yunanlılar tarafından işgal edildi ve Afyon 1 yıl 1 ay 25 gün Yunan işgali altında kaldı. Büyük Taarruz Afyon Cephesinde başladı. Yunan kuvvetleri bozguna uğratıldı ve şehir 27 Ağustos 1922'de kurtarıldı. Bu tarih Afyon'un Kurtuluş günü olarak kutlanır.

Bu konuyu yazdır

  Denizli
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:19 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorum Yok

Denizli

imgad?id=CKiG-IPyxb_eARDQAhiYAjIIRGk47qtV0vw

Denizli şehri, ilk defa bugünkü şehrin 6 km. kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Bu şehir M.O.( 261 - 245 ) yılları arasında, Suriye Kralı II. Antiyokustheos tarafından kurulmuş ve karısının adına izafeten LAODICIA denilmiştir. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra, şehrin suyunun bol bulunduğu bugünkü Kaleiçi mevkiine naklettirmişlerdir.smiley.gif
Denizli adına, tarihi kaynaklarda başka başka isimler olarak rastlamaktayız. Selçuklu kayıtları ve Denizli mahkemesi serciye sicilleri (Ladik) ismini vermektedir. Ibni Batuta''nin seyahatnamesi (Tunguzlu) denilmektedir. Mesalikullebsar''da da (Tunguzlu) olarak kaydedilmiştir. smiley.gif

Timurlenk''in zafer namesini yazan, Ser afettin Zemdi (Tenguzlug) ve (Tonguzlug) gibi iki isimden bahsetmektedir. Tensiz kelimesi eski Türkçe''de Deniz demektir. Tunguzlu ise bugünkü imlasıyla Denizli demektir. Netice olarak Denizli adi, Tunguzlu ve Tunguzlu kelimelerinin zamanla ağızdan agiza, Denizli kelimesi haline gelmesinden bugünkü seklini almıştır.

Bu konuyu yazdır

  İzmir
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:15 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorumlar (2)

İzmir


İzmir ( Smyrna-Samornia ) M.Ö 3000 yıllarında Lelegler tarafından, bugünkü Bayraklı yakınında bulunan Tepekule mevkiinde kurulmuştur. İzmir sözcüğü daha ziyade bir Amazon Kraliçesine atfedilmektedir. M.Ö 2000-1200 yılları arasında yaşamış olan Hitit Krallığı''nın tesiri altında kalan İzmir, Hitit Devleti''nin M.Ö 1200 yılında Frig akınlarıyla yıkılması sonucu M.Ö XI. Yüzyılda Yunanistan''dan Batı Anadolu kıyılarına göç eden Aiollar, daha sonra da İonlar tarafından işgal edilmiştir.

İzmir en parlak dönemini İonlar zamanında yaşamıştır. M.Ö 600 yılında Lidya Kralı Alyattase tarafından işgal edilen İzmir, M.Ö 546 yılında Persler''in, M.Ö 334 yılından sonra da Büyük İskender ve kumandanlarının idaresi altına girmiştir. M.Ö 302''de Trakya''dan gelerek Büyük İskender''in kumandalarından Antigones''i yenen Lizimaktos''un, daha sonra da Seleıkoslar''ın hakimiyetine giren İzmir, kısa bir müddet de Bergama Krallığı idaresinde kalmış,

M.Ö 133 yılında kesin olarak Romalılar''ın eline geçmiştir M.Ö 88 yılında Pontus Kralı Mihridades ele geçirmiştir. Roma İmparatorluğu''nun ikiye ayrılması ile Bizanslılar''ın bir eyalet merkezi olan İzmir, M.S 440 yıllarında Hun Hükümdarı Atilla''nın istilasına uğramıştır. M.S 695 yılından itibaren iki defa Araplar''ın akınına maruz kalmış, sonra yine Bizanslılar''ın eline geçmiştir. 1081 yılında İzmir şehri Selcuklular tarafından fethedilmiştir. 1097 yılında Haçlılar''ın Anadolu''da ilerlemesinden istifade eden Bizanslılar, İzmir de dahil olmak üzere Ege''de Türkler''in elinde bulunan tüm yerleri işgal ettiler.

1320 yılında Aydınoğulları Beyliği''nin hükümdarı Mehmet Bey tarafından geri alınıp, oğlu Umur Bey''e verilen İzmir''in Liman Kalesi, Haçlı kuvvetlerince 28 Ekim 1334''de tekrar işgal edildi. 1402 yılına kadar Türkler Kadifekale''ye, Haçlılar da Liman Kalesi''ne hakim kaldılar. Liman Kalesi 1402 yılında Timur tarafından zapt ve tahrip edilerek, Aydınoğulları Beyliği''ne iade edildi. Bundan sonra İzmir tarihinde 1426 yılına kadar Aydınoğlu Cüneyt Bey rol oynamıştır.

1426 yılından itibaren Osmanlı Devleti idaresine giren İzmir, 500 yıla yakın bir süre Osmanlı idaresinde kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu''nun yükselme devrinde çevresinin merkezi olma özelliğini daima koruyarak, ekonomik ve sosyal hayatın lokomotifi olmuştur.

15 Mayıs 1919''da Yunanlılar tarafından işgal edilen İzmir, üç yıldan fazla işgal altında kaldıktan sonra Ulusal Kurtuluş Savaşı''yla 9 Eylül 1922''de Yunan işgalinden kurtarılmış, Cumhuriyetin ilanından sonra da İl statüsüne kavuşturulmuştur.

Bu konuyu yazdır

  Uşak
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:13 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorum Yok

Uşak


Uşak ili milattan önce 5000 yıllarından itibaren bir yerleşim bölgesidir.

M.Ö. 2500 yıllarına kadar Hitit hakimiyeti altında olan bölge bu tarihte Luvi istilasına ugramıştır. Hitit krallığı dağıldıktan sonra burasını Ege göçleri sırasında boğazlardan gelen Frigyalılar mesken edinmiştir.

M.Ö. 7. yüzyılda bu bölge Frigyalılar ve Lidyalılar arasında paylaştırılmıştır. Lidyalılar Uşak''ın batısında yaşamışlardır. Lidyalılar tarafından yapılan ve Ege ile Yakındoğu''yu birbirine bağlayan Kral Yolu Uşak''tan geçiyordu.

M.Ö. 6. yüzyılda bütün Anadolu Pers İmparatorluğunun egemenliği altında idi.

Yine M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender Pers İmparatorluğunu yıkar ve Anadolu''nun yeni hakimi olur. Bölgemizin hakimiyetini Makedonya devletinden sonra Bergama Krallığı daha sonra da M.Ö. 2 yüzyılı civarlarında Roma imparatorluğu devralır.

Bölgemiz M.S. 395 yılına kadar Roma İmparatorluğu hakimyeti altinda iken imparatorluğun ikiye ayrılması sonucu 700 yil boyunca Bizans hakimiyetinde kalır.

1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu''nun fethi ile görevlendirilen 1. Süleyman Sah, Uşak''ı Selçuklu devletine katmıştı. Selçukluların dağılmasından sonraki beylikler döneminde Germiyanoğulları bölgede hakimiyet sürmüş, 1391 yılında yılında Yıldırım Beyazit tarafından Osmanoğullarına katılmıştır. Fetret Devri boyunca Karamanlılar elinde kalmiş, 1414 yılında tekrar Germiyanoğullarına geçmiş.

1429 yılında Osmanlı Devletine katılmıştır. Uşak''ın Istiklal savaşımızda önemli bir yeri vardır. Yunan Orduları Komutanı General Trikopis Merkez Göğem Köyünde esir alınmıştır. 1 Eylül 1922''de Uşak isgalden kurtulmuş, 2 Eylül 1922''de Atatürk ve Inönü şehre gelerek karargah kurmuşlar, Trikopolis''in kılıcını bugün Atatürk ve Etnoğrafya Müzesi olan evde teslim almışlardır.

Kütahya iline bağli bir ilçeyken 15 Temmuz 1953 yilinda çikarilan 6129 sayili kanunla il olmuştur.

Osmanlı döneminde ''aşıklar diyarı'' anlamına gelen UŞŞAK sonraları ''oğul, evlat'' anlamına gelen UŞŞAK olarak anılmaya baslanmıs, söylenis kolaylıgı olarak S’nin biri düsmüstür. Il Kurulus yasasında da ilin adı UŞŞAK olarak geçmistir.

Bu konuyu yazdır

  İç Anadolu şehirleri neleri ile meşhur?
Yazar: Hasretiim - 05-12-2011, Saat: 12:06 PM - Forum: Gidilesi Yerler - Yorum Yok

İl merkezleri temel alındığında, İç Anadolu Bölgesi sınırları içinde yer alan 13 ili şunlardır:
  • Aksaray
  • Ankara(Ankara'nin kedisi,kecisi,simiti ve döner)
  • Kayseri(pastırma)
  • Kırıkkale
  • Kırşehir
  • Konya(mevlana türbesi)
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Yozgat
  • Eskişehir(lületas)
  • Sivas(kangal köğeği)
  • Karaman(koyun)
  • Çankırı
ANKARA
Ihlara Vadisi, Eğri Minare, Yılanlı Kilise, Sultanhanı ve Ağzıkarahan Kervansarayları, Acemhöyük, Manastır Vadisi, Antik Nora Şehri

ANKARA
Ankara Kalesi, Anıtkabir, Tiftik Keçisi (Ankara Keçisi), Hacı Bayram Veli Türbesi, August Tapınağı, Roma Hamamı, Gordion (Frigyanın Başkenti), Atakule, Karum İş Merkezi, Kızılcahamam-Ayaş Kaplıcaları, Beypazarı Evleri

KAYSERİ
Erciyes Dağı Kayak Merkezi, Kayseri Pastırması, Bünyan Halısı, Sultansazlığı Kuş Cenneti, Kapuzbaşı Şelaleleri, Gesi Bağları, Talas Kenti, Gevher Nesibe Tıp Merkezi

KIRIKKALE
Silah Fabrikaları, Petrol Rafinerisi

KIRŞEHİR smiley.gif
Ahi Evran Türbesi, Hirfanlı Baraj Gölü, Seyfe Gölü, Petlas Lastik Fabrikası, Cacabey Medresesi, Mucur Yeraltı Şehri

KONYA
Mevlana Türbesi, Alaeddin Tepesi ve Camii, Karatay Medresesi, Çatalhöyük Antik Kenti, Akşehir Nasrettin Hoca Şenlikleri, Balatini Mağarası, Ilgın Kaplıcaları

NEVŞEHİR
Peribacaları, Derin Kuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehirleri, Hacı Bektaşi Veli Türbesi, Üzüm Bağları ve Şarabı, Patates Üretimi, Testi Kebabı, Avanos’un Çanak Çömlek İşçiliği, Göreme Açık Hava Müzesi

YOZGAT
Saat Kulesi, Yozgat Çamlığı Ulusal Parkı, Kerkenez Harabeleri (Keykavus Kalesi), Akdağ Ormanları

ESKİŞEHİR
Lületaşı, Porsuk Çayı, Midas Tapınağı, Anadolu Üniversitesi, Yunus Emre Türbesi, Tarihi Odun Pazarı Evleri, Yazılıkaya Frig Vadisi (Midas Kenti), Uyuz, Çifteler ve Yarıkçı Hamamları, Çatacık Ormanları ve Mesire Yeri, Eti Bisküvileri, İnönü Planör Kampı, Sivrihisar Ermeni Kilisesi

KARAMAN
Hatuniye Medresesi, Yerköprü Şelalesi, Karaman Koyunu, Türkiyenin Bisküvi Üretim Merkezi, Karaman Elması

SİVAS
Buruciye Medresesi, Gök Medrese, Kangal Çoban Köpeği, Kangal Balıklı Kaplıcası, Divriği’nin Demiri, Pir Sultan Abdal ve Aşık Veysel, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifa, Çifte Minareli Medrese, Sızır Şelalesi (Gemerek),Tödürge Gölü (Zara)

ÇANKIRI
Çankırı Kalesi, Taşmescit, Bülbül Pınarı Dinlenme Yeri, Kayatuzu Üretimi

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 11-24-2025, 08:21 PM