| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 837 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 832 Ziyaretçi Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
Batılı, Hurafeyi Atalarım...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
, Saat: 10:36 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 8
|
Allah’a Şirk Koşarak Yaşa...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-21-2025, Saat: 09:37 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Rabbinden Sana Vahyedilen...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-20-2025, Saat: 04:17 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 20
|
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 28
|
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
|
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
|
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 32
|
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
|
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,339
|
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 32
|
|
|
| Adalet Oyunu |
|
Yazar: MaSaL - 05-07-2011, Saat: 12:24 AM - Forum: Vizyondakiler
- Yorumlar (1)
|
 |
Yönetmen Mahur ÖZMEN - Ali ÖZUYAR Senaryo Mahur ÖZMEN Oyuncular Erol Keskin, Mustafa UÄžURLU, Tolga EVREN, Serap Sağlar, Alp ÖYKEN Filmin Türü 0 Yapımcı Firma 0 Yapım Yılı 0 Filmin Süresi 0 dakika Dağıtıcı Firma MFP-Cinegroup Vizyon Tarihi 10.06.2011
Filmin Konusu .
Emekli ağır ceza hâkimi Sezgin'in (Erol Keskin) , kendisini hayata bağlayan kızı Belgin’in öldürülmesi ve sanık olarak yargılanan damadı İlker’in (Mustafa Uğurlu) beraat etmesi, adalete ve mesleğine olan inancını yitirmesine neden olur. Yaşadığı şehirden uzaklaşarak bir sahil kasabasına yerleşir.
Sezgin, her ne kadar mahkemede beraat etmiş olsa da kızını, damadı İlker’in öldürdüğüne inanmaktadır. Adaleti kendi yöntemleriyle gerçekleştirmek isteyen Sezgin, damadı İlker’i bir şekilde kaçırarak villanın mahzenine yaptırdığı hücreye hapseder. Kendisi ölünceye kadar damadının orada kalmasına karar verir.
Emekli hâkim arkadaşları Fuat, Nedim, Erdal ve eşi savcı Nazan, çok sevdikleri hâkim arkadaşları Sezgin’i yalnız bırakmamak için onu ayda birkaç defa ziyaret ederler. Sezgin'in kızının dava dosyasını kapatması, ani bir karar ile İstanbul’dan taşınması ve damadının da o tarihlerde ortadan kaybolması, arkadaşlarında şüphe uyandırır. Damadı İlker’e bir şeyler yapmış olabileceğinden endişe etmeye başlayan arkadaşları son ziyaretlerinde Sezgin’i sıkıştırırlar.
|
|
|
| Gözlerimde Gizlisin... |
|
Yazar: acemhe - 05-06-2011, Saat: 11:44 PM - Forum: Aşk (Genel)
- Yorumlar (8)
|
 |
yazık bir ömrün
özetiydin gesim…
........................
Korkudan korkak yürek aralarıma ilişip
bir lokma cesarete binbir gece iç kanaması dinmeyen aşklar peydahlayanım sendin..
Köşelerinde sahipsiz kahkahalar sürprizleyen
temmuz tebessümleriydi gözlerin!
bilirsin
içimizde ki çocuk ne de severdi yazları..
Hele de
her sevda öncesi toprak dibi isyanlarıyla
yeni dünyalarda boynunu dik tutmanın onurunda
filizlenen kelimelerimden sızan damlalarla oynamayı ne de severdi…
sen de onu bir başka sevdin bilirim!
Ne zaman bu kentin başına bir ayrılık dolansa
'kendine dikkat et can!
kendimizden geçme'
derdin
...
yani sen de 
bir ömür takdirlerini 
sevmeyi adamakıllı becerdiğinde biriktirdin…
kaçıncı ödül alışıydı sevgimizin
gözlerine değdiğinde gözlerim
sen benim 
her kayboluşunun ardından içimde ki hüzünlerde sobelediğim
peşinden her gece yitik adreslere postaladığım umutlarımı 
her gece yastığımın altında unuttuğumu farkettirenim 
ben senin 
hayata her dokunuşunda ürken sevgimizin saçlarını okşayan güvenin’dim..
akşamlarına dur durak bilmez hayaller üfleyen
‘rüzgarın kızı’ na 
bir vefa borçlusun gesim!
haklılığım kadar haksız
haksızlığım kadar haklı olsan da
bu gidiş sana hiç yakışmadı be gesim…
aşk adalet tanımazmış
sende’ liğimi kime emanet ettin ?!
tek çare 'biz’ ken
başını alıp gitmek mi cesaretin ?
bir gün vicdanın beni senden sorarsa
terk ettiğin yerde
hala sendeyim..
görmesende bak!
bir yıldız kayıyor gesiimm!
şimdi
gönlümüzden kayan yıldızlara uzanamayan ellere mi
yoksa ;
gözlerinin kalabalık elalığında
'sus’malarını dillendirmekten
bitap düşene mi bir dilek hak ?!
suçlu biziz gesim!
kayan yıldızların cüretine inat
ölmeyi denemeliyiz susarak!
öyleyse söndür lambaları yarınım
bu ışık ne haddine!
bir yıldız kaydı denmemeli aşk cinayetlerinin ardından
dilsiz şahitler kalmalı bir tek!
Konuşacak olduğu kadar
'susacak var ‘ olmalı …
......................
Hayat hep böyle mi gesim?
Aşkın sustu yerden
ayrılıklar mı dillenmeli ?
öyleyse,
giderken aynaları bırak gesim!
çünkü sen
gözlerimde gizlisin!
|
|
|
| Seda'ya "İkinci El"i Yakıştıramadık! |
|
Yazar: YasSmin - 05-06-2011, Saat: 01:28 PM - Forum: Uçankuş
- Yorumlar (12)
|
 |
Seda Sayan, oğluna 700 bin liraya ikinci el Lamborghini Gallardo aldı. Sayan, otomobili almadan önce oğluna alkollü araç kullanmayacağına dair yemin ettirdi.
"Fedakar"lığıyla bilinen ünlü sanatçı Seda Sayan oğlu Oğul Can Engin'in ısrarlarına sonunda dayanamadı, kesenin ağzını açtı, Sadece bir "Lamborghini" isteyen Oğul Can ise uzun süredir istediği yeni oyuncağına sonunda kavuştu. Önce annesinin geçtiğimiz yıl 400 bin tl'ye aldığı Audi R8 otomobilini geçtiğimiz günlerde sattı. Parasını biriktiren Oğul Can, Lamborghini için ihtiyacı olan parayı da annesinden istedi.
TÜM HAYALLERİ GERÇEK OLUYOR!
Oğlunun ısrarlarına dayanamayan Seda Sayan, otomobili almadan önce Oğul Can Engin'e alkollü araç kullanmayacağına ve trafik kurallarına uyacağına dair yemin ettirdi. Annesinin isteği üzerine yemin eden Engin, galeriye giderek 700 bin liraya ikinci el bir Lamborghini Gallardo aldı. Oğulcan devir işlemleri biter bitmez otomobil inin keyfini çıkarmaya başlayacak.
|
|
|
| Hodri ekran |
|
Yazar: history - 05-06-2011, Saat: 12:05 PM - Forum: Makale
- Yorumlar (2)
|
 |
Şifre rezaleti, eşref-i mahluk, çılgın proce, iyilik yap Bin Ladin'i denize at filan derken, ıskaladık, koyamadık... Bugün koyayım.
*
Karşılarına biz de koyarız.
Beş bin genç koyarız.
On bin koyarız falan.
*
Geçiniz azizim...
Bi kişi koy yeter.
*
Obama ile McCain
Merkel ile Steinmeier
Sarkozy ile Royal
Zapatero ile Rajoy
Papandreu ile Karamanlis
Yorgo ile Kosta yani.
*
Seçim yaklaşırken çıktılar “er meydanı” televizyona, canlı yayında yüzleştiler, kora kor... “Ulusal egemenlik” seyretti, kıyasladı, hangisi altı okka, tarttı, kararını ona göre verdi.
*
Taaa Nijerya abi...
Ribadu ile Shekarau
İkisi de siyah ama...
Ak'la kara belli oldu!
*
Demokrasi'de vaziyet böyleyken, ileri demokrasi'de niye geri?
*
Hatırlayın...
Bizde de böyleydi.
*
Turgut Özal, Necdet Calp, Turgut Sunalp, hani şu meşhur köprüyü satarım sattırmam efsanesi, çıkmadılar mı TRT'de birbirlerinin karşısına? Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, en vurdulu kırdılı dönemde, oturmadılar mı delikanlı gibi aynı masaya yan yana? Masa yuvarlak, laflar oy sandığı gibi köşeliydi, adı üstünde açık oturumdu,
açık açıktı.
*
Dallas'ı bekler gibi bekliyorduk, ki, Öyle Bir Geçer Zaman Ki'den fazla izleniyordu.
*
Bilahare, demokrasiye hizmet eden bu gelenek, özel kanallara taşındı. Amansız rakip olan Tansu Çiller'le Mesut Yılmaz çıktı, çatır çatır... Naz yapmadılar. “O varsa, ben de varım” diyorlardı. Üstelik, o kadar “adalet”liydi ki, “aman hükümeti kızdırmayalım” diye tırsılmıyor, Osman Pamukoğlu'na Numan Kurtulmuş'a Yalçın Topçu'ya Namık Kemal Zeybek'e Masum Türker'e uygulandığı gibi ambargo uygulanmıyor, seçmene saygı duyuluyor, yüzde bir'den az alan Doğu Perinçek bile dahil ediliyordu lider tartışmalarına.
*
2002... Deniz Baykal ile Tayyip Erdoğan “birebir” katılmadı mı, değerli ağabeyim Uğur Dündar'ın seçim arenasına canlı yayında?
*
E n'ooldi sana...
N'ooldi boyle?
*
Bu teknoloji çağında, ahaliyi otobüslerle meydana taşıyıp miting müsameresi yapmak, herkesin başucunda dijital çalar saat varken, sahurda davul çalmaya benziyor... Geçiniz.
*
Hani millete gitmek istiyordunuz da, öbürleri kaçıyordu... Hadi buyrun.
Oturma odalarımızda bekliyoruz.
|
|
|
| [Hürrem] Meryem Uzerli'nin Gizli Hastalığı |
|
Yazar: YasSmin - 05-06-2011, Saat: 10:47 AM - Forum: Güncel Haberler
- Yorumlar (4)
|
 |
Muhteşem Yüzyıl'ın Hürrem'i Meryem Uzerli'nin kilolu göründüğü için diyet yaptığı söylendi.
Bergüzar Korel'in geçtiğimiz günlerde Sultan Süleyman'ı canlandıran eşi Halit Ergenç ve set ekibi için kurabiyeler yaptı. Ancak dizinin Valide Sultan'ı Nebahat Çehre çok iyi anlaştığı Uzerli'ye, kurabiyelerden yemesine izin vermediği söylentileri çıktı. Bu olay güzel oyuncunun kilo probleminden kaynaklandığı düşünüldü. Nebahat Çehre'nin 'Lokum kız' olarak sevdiği Uzerli, kilo problemi olmadığını ve diyet yapmadığını belirtirken kurabiyeleri gluten hastalığı yüzünden yiyemediğini söyledi.
Çehre iyi bir insan
2'nci Antalya TV Ödülleri'nde Nebahat Çehre ile aynı dalda yarışan ve ödülü Ayça Bingöl'e kaptıran Uzerli, usta oyuncu ile aynı dalda yarışması hakkında, "Aday olmak benim için çok büyük bir ödül. Benim için bu bile yeter. Ben o kadını inanılmaz seviyorum. Çok komik, doğal ve iyi bir insan. Sette çok eğleniyoruz. Nebahat Çehre bin tane ödül alsın bana hiç gelmesin razıyım. Onun için sevinirim" dedi.
HASTALIK DAHA İLERİ YAŞLARDA...
Çölyak hastalığı diğer adı Gluten Enteropatisi: Bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığıdır.
Çölyak hastası olan kişiler buğdayda arpada çavdarda ve kesin olmamakla birlikte, yulafta bulunan ve gluten olarak adlandırılan bir proteine tahammül edememektedir. Hastalık daha ileri yaşlarda kansızlık, boy kısalığı, kemik zayıflığı ve nedeni bilinemeyen karaciğer hastalığı gibi çok değişik belirtilerle de kendini gösterir.
|
|
|
| bugün hıdırellez |
|
Yazar: sıla - 05-06-2011, Saat: 10:12 AM - Forum: Özel Günler ve Kutlamalar
- Yorumlar (37)
|
 |
Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asarlar. Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler. Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler. Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.
[SIZE="3"]Hıdrellez, evlerde temizlik yapılarak karşılanmalıdır.
İneklerin sütü kesilmesin diye Hıdrelleze 7 gün kala kimseye peynir ve yoğurt mayası verilmez.
Evin bereketi gitmesin düşüncesiyle kimseye ekmek mayası verilmez.
Hıdrellezden 1 gün önce (5 Mayıs) kırlardan 41 çeşit ot, küçük taş ve kekik otu toplanır. Bunlar su dolu bir kap içine atılır ve Hıdrellez sabahı bu suyla el, yüz yıkanır (Bunu yapmakla cildin güzelleşeceğine ve hastalıklardan arınıp, zindelik kazanılacağına inanılır).
5 Mayıs'ta 41 çeşit ot toplanıp eve gelince, evde bulunan eski hasır ve eşyalardan bir kısmının yakılmasıyla bit, pire ve günahlardan arınılacağına; yakılan bu ateşin üzerinden atlamakla da yıl içinde kazanılmış olumsuz ve kötü alışkanlıkların yok olacağına inanılmaktadır.
Hıdrellez gecesi (5 Mayıs'ta) evin ana giriş kapısına ağaçlardan koparılan yeşil yapraklı dal konur. Özellikle kapıya asılan söğüt dalının sağlık getireceğine inanılmaktadır.
Hıdrellez akşamı toplanan genç kızlar, bir çömleğin içine kendilerine ait bir eşyayı (boncuk, yüzük) atarlar. Hıdrellez sabahı tekrar toplanan genç kızlar, küçük bir çocuğun gözlerini bağlayarak çömlekten boncuk ve yüzükleri tek tek çektirirler. Bu sırada mani bilen kızlar da tek tek mani söylerler. Kimin eşyası hangi manide çömlekten çekilmiş ise; o genç kız, o maniyi kendine göre yorumlar.
Hıdrellez gecesi ısırgan otu koparılıp evin önüne konur. Isırgan otu sabaha kadar yendiyse, o kişinin seneye Hıdrelleze kadar öleceğine, yenmediyse yaşayacağına inanılır.
Hıdrellez akşamı (5 Mayıs) kadın ve kızlar ellerine kına yakarlar.
Hıdrellez akşamı bahçede kenar ve köşelere bakılır. Şayet bakılan yerlerde toprak parıldarsa orada hazine olacağına inanılır.
Hıdrellez akşamı ikindiden sonra bahçede bulunan gül ağacının altına insanlar isteklerinin resmini çizerler.Ev isteyen ev şekli, araba isteyen araba şekli, hayvan isteyen hayvan şekli, evlilik isteyen sevdiğini canlandıran bir resim çizer ve dilekte bulunurlar. Bunu yapmakla o yıl içerisinde isteklerinin gerçekleşeceğine inanırlar. Hıdrellez sabahı uykudan erkenden kalkılır.
Hıdrellez sabahı anne ve babalar çocuklarını uykudan erken kaldırmak için "kalkın" demezler "uçun, uçun" derler.
Hıdrellez sabahı insanlar uykudan yeşil dallarla uyandırılır.
Hıdrellez sabahı erkenden kalkılıp dereden üç kez geçilir. Çim üzerindeki çiğlere el sürülüp yüzler ıslatılır.
Boyu çok uzun olanların başına hıdrellez sabahı çubukla vurulur (Boyun daha fazla uzamaması için).
Meyve yapmayan ağaçlar Hıdrellez sabahı baltayla korkutulur (Ağaçların korkup meyve vereceğine inanılır).
Hıdrellez sabahı, hayvanlar yeşil dallarla dereye sulamaya götürülür.
Hıdrellez günü, uyku uyunmaz. Uyku uyunursa bütün yıl uyunamayacağına ve işinin iyi gitmeyeceğine inanılır.
Hıdrellez günü badana, temizlik yapılmaz. Kıra çalışmaya gidilmez.
Hıdrellez günü un elenmez, çamaşır yıkanmaz.
Hıdrellez günü dikiş dikilmez.
Hıdrellez günü kavga edilmez. Kavga edilirse bir yıl boyunca kavgalı olacağına inanılır.
Hıdrellez günü hamile kadınların salıncakta sallanmasına izin verilmez.
Hıdrellez günü makas iple bağlanır, açılmaz. Makas kimseye verilmez, elle tutulmaz.
Hayvanların sütünün çok olması için Hıdrellez günü süt pişirilmez, gece pişirilir. Sütü olmayan komşulara süt verilir, yayıkta ayran yapılıp komşulara dağıtılır.
Hıdrellez günü ekmek yapılmaz.
Bazı köylerde Hıdrellez sabahı silah atılır.
Hıdrellez günü beyaz kelebek görülürse o yıl şans ve kısmetin açık olacağına inanılır.
[/SIZE]
alıntı
|
|
|
| Kıyamet Gecesi |
|
Yazar: sıla - 05-06-2011, Saat: 09:58 AM - Forum: Vizyondakiler
- Yorumlar (4)
|
 |
[SIZE="3"]Yapım: 2010~ ABD
Tür: Gerilim, Gizem, Korku
Yönetmen: Brad Anderson
Oyuncular: Hayden Christensen, Thandie Newton, John Leguizamo, Jordan Trovillion, Arthur Cartwright, Shawntay Dalon, Adam Defilippi, Benjamin Brennan, Christina Benjamin, Courtney Benjamin, Dave Kilgore, Dennis Budziszewski, Jacob Latimore, Jacqueline Forton, Jennifer Lynn Bryant, Kyle Clarington, P.j. Edwards, Pamela Croydon, Shana Schultz, Taylor Groothuis
Senaryo: Anthony Jaswinski
Yapımcı: Celine Rattray, Joe Surace, Kelly Mccormick, Tove Christensen, Lawrence Mattis, Peter Pastorelli, Nick Quested, Norton Herrick
Görüntü Yönetmeni: Uta Briesewitz
Müzik: Lucas Vidal
Süre: 1 saat 31 dk
Konusu:
Karanlıkta geride sadece kıyafetleri kalarak kaybolan insanların olduğu bir ortamda bir grup 7.caddedeki barda toplanır ve belkide dünyada kalan son insanlar olduklarını düşünerek korku içinde bir maceraya başlarlar.[/SIZE]
|
|
|
|